IŞİD'in Türkiye emiri defalarca askerle görüşmüş
HABER MERKEZİ - 10 Ekim 2015'te Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi'ne yönelik IŞİD üyesi iki canlı bomba tarafından gerçekleştirilen katliama ilişkin davanın 8. duruşması, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. Davada IŞİD'in Türkiye Emiri olduğu söylenen İlhami Balı'nın tapeleri dinlendi. Defalarca asker ve polislerle görüşen Balı, bir askere 'Buralardan bir isteğin var mı' diye soruyor. Asker Balı'ya 'şıhım' diye hitap ediyor.
10 Ekim Ankara Katliamı davasının 8. tur duruşmaları Ankara Adliyesi'nde başladı. Davada, 19'u tutuklu 36 sanık yargılanıyor. Tutuklu 19 sanığın getirildiği duruşmayı, aileler ve çok sayıda kişi izledi.
Evrensel'den Derya Kaya ve Burcu Yıldırım’ın haberine göre mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın dava dosyasına gelen belgeleri okumasının ardından müşteki avukatlarının beyanlarına geçildi. Davada polise muhbirlik yaptığını ileri süren sanık Suphi Alpfidan'la ilgili muhbir tutanağı olmadığı Antep Emniyeti tarafından bildirildi.
BALI'NIN TAPELERİ MAHKEMEYE GELDİ
Duruşmada ilk sözü alan müşteki avukatlarından Tonguç Cankut, IŞID'in Türkiye Emiri olduğu söylenen İlhami Balı'nın iddianameye giren Kilis Ağır ceza Mahkemesi'nden gelen tapelerini açıkladı. Cankut, daha önceden bu bağlantıları kendilerinin ortaya koyduğunu vurgulayarak, "Balı'nın tapelerinden Temmuz 2015'ten Eylül 2015'e kadar sınır geçişlerini organize ettiği anlaşılıyor" dedi. Cankut, iddianamenin Balı'nın IŞİD'in Türkiye'deki kilit ismi olduğunu ortaya koyduğunu belirterek "Ancak iddianameye İlhami Balı'nın takip altında olduğu alınmamış. Kaçakçılarla sınırda sık sık görüşüyor. Kaçakçı İsa adında biriyle sınırda iletişim kuruyor" dedi.
ASKER BALI'YA 'ŞIHIM' DİYOR
Cankurt, Balı'nın asker Sefer Taş'ın ölümüyle ilgili yaptığı görüşmeyi de paylaşarak "Askerlerin bir IŞİD'ciyi dövmesi üzerine Balı, elindeki asker Sefer Taş'ı öldürmekle tehdit ediyor. Bunun üzerine görüşmeyi yapan asker Balı'dan özür diliyor" dedi. Cankurt, Balı'nın askerin ve emniyetin bir telefon uzağında olduğunu belirterek, "Bu görüşmeleri yapan asker, komutanı, kamu görevlisi kim? Doğrudan emniyetle irtibat içinde, bazen askerlerle görüşüyor. Balı, askere 'Buralardan bir isteğin var mı' diye soruyor. Asker Balı'ya 'Şıhım' diye hitap ediyor. Asker ile Balı birbirlerinin numaralarını alıyorlar" dedi.
GÖRÜŞMELER KATLİAMDAN 10 GÜN ÖNCE RAPORLAŞTIRILMIŞ
Cankurt, bu konuşmaların Ankara Katliamından 10 gün önce rapor haline getirildiğini vurgulayarak "Bu bizim dosyamızla doğrudan ilişkili. Bir kere biz bu konuşmaları yapan kamu görevlilerinin bulunması ve haklarında suç duyurusunda bulunulmasını istiyoruz" dedi.
'İSTENSEYDİ DİYARBAKIR KATLİAMI DAHİ ÖNLENEBİLİRDİ'
Müşteki avukatlardan Sevinç Hocaoğulları da Cankurt'un kamu görevlilerinin sanıklar ile ilişkisini ortaya koyduğunu söyleyerek Balı'nın Antep sınırında yaptığı kaçakçılığın, emniyet ve jandarmanın bilgisi dahilinde olduğunu ve bu katliamla ilgili kamu görevlilerinin yargılanması gerektiğini belirtti. Hocaoğulları, IŞİD'in yaptığı Diyarbakır, Suruç katliamları gerçekleşmeden önce de Balı'nın dinlendiğini hatırlatarak "İlhami Balı ile Diyarbakır Katliamı sanıklarından İsmail Korkmaz katliam öncesinde çokça plan yapıyor. O kadar konuşuyorlar ki bunlar incelenip araştırılsaydı Diyarbakır Katliamı dahi önlenebilirdi" dedi.
Hocaoğulları, 2012’den beri adım adım bilinen bu ilişkilerin 10 Ekim Katliamına sebep olduğunu söyleyerek "Bu katliam soruşturması bizden ve ailelerden gizlenerek yürütüldü" dedi. Hocaoğulları, bugün barış demenin suç sayıldığını ve barış dedikleri için öğrencilerin, akademisyenlerin örgüt üyeliğinden yargılandığını ifade ederek "Suriye'de bir kişiyi infaz ederken görüntüleri ortaya çıkan Ahmet Güneş, 9 ay sonra serbest kalabiliyor" dedi.
AVUKAT, MÜVEKKİLİNİN SUÇUNU İTİRAF ETTİ
Mahkemede söz alan müşteki avukatlardan Kemal Gündüz de bir yıldan bu yana gelmeyen dosyaların mahkeme şerh koyduğunda bir buçuk ayda geldiğine dikkat çekerek, mahkemenin aynı titizliği sürdürmesini istedi. Gündüz, sanıklardan Hüseyin Tunç'un avukatı Orhan Şahin'in Antep'teki başka bir davada 'müvekkilim bomba taşıdı' dediğini de aktardı. IŞİD’in faaliyet yürüttüğü Genç Ensar Derneği'nin katliam günü feshedilmesini hatırlatan Gündüz, "Dernek örgüte eleman yetiştiriyor. Her şey çok açık değil mi? Postacı ilgili kişilere genel kurul tebliğini iletiyor ama nedense IŞID derneği olduğu kanıtlanan bu derneği emniyet bulamıyor" diye konuştu.
İLGİLİ HABER: 'SADECE TETİKÇİLER DEĞİL TÜM SORUMLULAR YARGILANSIN'