KHK’lı intihar vakaları artıyor: Sıradanlaşmış kötülük

KHK’lı intihar vakaları artıyor: Sıradanlaşmış kötülük
Doç. Dr. Fatma Zehra Fidan: Bu intihar vakaları sadece istemli ölüm olarak adlandırılamaz. İntiharları devlet cinayetleri olarak adlandırıyorum

Seda TAŞKIN 


+GERÇEK- Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişiminden sonra çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle 134 bin kişi kamu görevinden ihraç edildi. KHK ile ihraç edilenlerden bir kısmı tutuklanırken, bir kısmı hüküm giydi, bir kısmı ise suçsuz bulunmalarına rağmen görevlerine iade edilmedi. Kamu görevinden ihraç edilen birçok kişi toplumdan dışlandı ve çeşitli mağduriyetler yaşadı. Bu mağduriyeti yaşayanlardan biri de KHK ile mesleğinden ihraç edilen Emine Üzel Ahmadi oldu. Ahmedi’nin henüz dört aylık bir bebeği vardı. Ahmadi, yaşadığı adaletsizliğe dayanamayarak bayramın ilk günü kendini asarak hayatına son verdi. 

‘100 KHK’LI İNTİHAR ETTİ’

CHP’nin Nisan ayında gerçekleştirdiği ‘KHK Mağdurları ile Buluşuyoruz’ toplantısında bilgi veren Kanun Hükmünde Kararname Platformu Sözcüsü Münir Korkmaz, "1125 arkadaşımız hastalanarak veya başka işlerde çalıştığı için yaşamını kaybetti. 100 kişi intihar etti. 136 çeşit hak ihlali ile karşı karşıyayız" açıklamasında bulunmuştu. Ancak bu rakam Doç. Dr. Fatma Zehra Fidan ve KHK Platformu temsilcisi Özlem Gürcü’ye göre daha fazla. 

TÜİK verilerine göre Türkiye’nin "kaba intihar hızı" yüz binde 4 civarında iken OHAL mağduru yakınları tarafından intihar ederek öldüğü ifade edilen yakınlarının oranı yüzde 1 civarındadır. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) Platform Birliği’nin verilerine göre bu oran, en toleranslı hesaplamalara göre KHK’lı aileler arasındaki intiharlar oranlarının, genel nüfustaki intihar oranlarının 30-35 katı daha fazla olması anlamına gelmektedir. Yine KHK Platform Birliği’nin verdiği bilgilere göre Türkiye geneli "kaba ölüm hızı" binde 5.5 civarında iken OHAL Mağduru aileler, kendi aralarındaki oranının yüzde 9,3 olduğunu ifade etmişlerdir. Bu oran KHK’lı aileler arasındaki ölüm oranlarının, Türkiye kaba ölüm oranlarının en az 2 kat daha fazla olması anlamına gelmektedir.

KHK PLATFORMU: BİR GECE VERİLEN KARARLA ‘HAİN’ İLAN EDİLİYORLAR

+Gerçek’e konuşan KHK Platformu Birliği üyesi Özlem Gürcü’ye göre yaşanan intihar vakalarının en önemli nedenlerinden biri KHK listeleriyle ihraç edilenlerin yüzde 99’unun adli ve idari sicillerinin tertemiz, kamu görevlerindeki statülerinin saygınlık taşımasına rağmen bu kişilerin bir gece verilen kararlarla "terörist ve hain" ilan edilerek ‘lekelenmeleri’dir. 

‘İNTİHARA TEŞEBBÜS SAYISI BİLİNMİYOR’

"Ekmeğini taştan çıkarabilecek insanlar haysiyetlerine yönelen bu ‘tecavüzü’ kaldıramadılar" diyen Gürcü sözlerine şöyle devam etti: 
"Yaşam koşullarının kamu gücü kullanılarak yaşanmaz hale getirilmesi neticesinde gerçekte kaç kişinin öldüğü, gerçek intihara teşebbüs sayısının kaç olduğu maalesef bilinmemektedir. Çünkü toplumda hakim kılınan linç atmosferinde KHK’lıların kendileri veya aileleri KHK’lı olduklarını açıkça söylemekten çekinmektedirler. Ayrıca büyük orandaki mütedeyyin karakteri, intihara ‘değer mimarilerine zıt ve aykırı bir tabu’ gözüyle baktıklarından intihar olaylarını açıklamak da istemiyorlar. İşte bu atmosferde sosyal medya başta olmak üzere kamuoyuna yansıyan intihara dayalı KHK’lı ölümlerinin sayısının 130’dan fazla olduğu söylenmektedir."

GERGERLİOĞLU DUYURDU

Ömer Faruk Gergerlioğlu, Ahmadi’nin intiharını twitter hesabından duyurdu. Gergerlioğlu, ‘‘Bir KHK’lı intiharı daha!!! Emine Üzel Ahmadi Niğde’den ihraç. Daha sonra Radyoloji ve hukuk okudu. İstanbul’da avukatlığa başladı.4 aylık bebeği olmasına rağmen dün kendini asarak intihar etti. Neler yaşadı bilinmez! Bugün Karaman’da toprağa verilecek. Allah rahmet eylesin." ifadelerini kullandı.

‘İNSANLAR ÇIKMAZ SOKAKTA ÇARASİZLİĞE İTİLDİ’

Konuya ilişkin +Gerçek’e konuşan HDP Kocaeli milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, OHAL ilanının ardından binlerce insanın ihraç edilerek, çaresizliğe, ölüme, dışlanmaya itildiğini söyledi. "İnsanlar çıkmaz sokakta çaresizliğe itildi" diyen Gergerlioğlu, yaşananları "soykırım" olarak tanımladı. Nedenini ise insanların ölüme sürüklenmesi, yurtdışına çıkmasının engellenmesi ve sosyal yardımlardan dahi yararlanmamasından kaynaklı, son seçenek olarak intihara sürüklendiklerini söyledi. Gergerlioğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Yaptığımız birçok çalışma ve raporda intihar edenlerin sayılarının yüksek olduğuna tanıklık ediyoruz. Şu ana kadar 100’den fazla intihar vakası olduğunu biliyoruz. Sadece KHK’lılar değil, bu süreçten etkilenen yakınlarının da intihar ettiğini biliyoruz. Rakamsal olarak elimizde bir veri yok ancak yaşanan vakalar oldukça yüksek."

‘ARAŞTIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

"Tüm bu yaşananlar devlet politikasının bir yansımasıdır" diyen Gergerlioğlu, KHK ile mesleklerinden ihraç edilenlerin "sözde vatandaş" muamelesi gördüğünü söyledi. Gergerlioğlu, "Bu asla kabul edilecek bir durum değildir. Bu olaylara yol açanları da olayların iktidar ve toplum tarafından duyulmamasını da aynı şekilde kınıyorum.  4 aylık bebeğini bırakıp intihar etmiş ve insanlar hala sessiz. Bu durum büyük bir vahameti gösteriyor. Bu konuları araştırmaya devam edeceğiz." açıklamasını yaptı. 

DOÇ. DR. FİDAN: KHK ZULMÜYLE ÖLÜME TERKEDİLİYORLAR

Konuya ilişkin araştırma yapan KHK’lı akademisyen Doç. Dr. Fatma Zehra Fidan +Gerçek’e konuştu. "İntihar, Camus'nün deyimiyle, insanın hayatla ilgili beklentisinin tükendiği ve ‘Çabalamaya değmez...’ dediği noktada gerçekleşiyor" diyen Fidan konuşmasına şöyle devam etti: 

"KHK zulmüyle sivil ölüme terk edilen insanlar,  yasaların belirlediği herhangi bir ‘suç’u işlemeyen fakat devletin meşru gördüğü eylemsellikleri nedeniyle ‘terörist’ olarak yaftalanan büyük bir yelpazede yer alıyor. BABA olarak tanımlanan devlet tarafından bu şekilde aşağılanarak yokluğa mahkum edilen bireyler kendilerini ait hissettikleri aile, arkadaş, dost gibi mecralara sığınma yoluna gitmişler ancak oralarda da kabul görmemişlerdir. Düne kadar kendisiyle gurur duyan aileleri tarafından ‘sen Fetöcüsün...’ ithamına maruz kalma, eş, dost ve arkadaş bildiği kişiler tarafından yok sayılma, KHK kitlesi için artık sıradanlaşmış kötülüklerdendir. Maruz kaldıkları bu çoklu mezalim karşısında hayatın anlamına dair çıkmaza düşen bireyler intihara yönelmiş, son anda farklı nedenlerle sınırdan dönmüşlerdir."

İNTİHARA YÖNELTEN TEMEL NEDENLER 

Fidan intihara yönelten temel nedenleri ise şöyle sıraladı: "Kutsal saydıkları devlet tarafından terörist ilan edilme, aile, akraba ve eş dost tarafından dışlanma, iş bulamama nedeniyle evini geçindirememe gibi sebepler neticesinde hissedilen çaresizlik, dini duygular ve dinsel çevre konusundaki hayal kırıklığı, statülerini kaybederek bir zamanlar üstü olduğu kişiler tarafından aşağılanmak. (Bir hakime hanım, gardiyanların tavırlarını içine sindiremediğini, bu adaletsiz sisteme boyun eğeceğine kendi kararıyla ve onuruyla ölmeyi tercih ettiğini söyledi. Ona göre intihar, güç sahibi olduğunun işaretiydi) 

‘DEVLETİN GÖREVİ GÜVENLİĞİ SAĞALTMAKTIR’

Fidan, KHK'lılar arasında, bilinen 110 kadar intihar vakası olduğunu ancak bilinmeyen ve söylenmeyenlerin de olduğunu düşündüğünü belirtti. Fidan, "Bu intihar vakaları sadece istemli ölüm olarak adlandırılamaz. Devletin görevi, yurttaşının güvenliğini sağlamak ve onu sağaltmaktır; ölüme göndermek değil. Bu bağlamda intiharları devlet cinayetleri olarak adlandırıyorum" dedi.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar