Kobanê Davası: Gizli tanık, ‘Kadro’ iddiası ile suçladığı müvekkillerimizi tanımıyor

Kobanê Davası: Gizli tanık, ‘Kadro’ iddiası ile suçladığı müvekkillerimizi tanımıyor
Kobanê Davasının 37’nci duruşmasında Avukat Çiğdem Kozan duruşmada tanık beyanlarına dikkat çekti. Kozan, “Tanıkların yalan beyanlarını tutuklama gerekçesi yaptınız” dedi.

Artı Gerçek - Eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobanê Davası devam ediyor.

Duruşmada siyasetçi Ayla Akat Ata, Sebahat Tuncel ve pek çok tutuklu siyasetçi ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar da hazır bulundu. Duruşma tutuklu siyasetçi Ayla Akat Ata'nın Avukatı Çiğdem Kozan’ın beyanları ile sürüyor. Müvekkiline yönelik suçlamalara değinen Kozan, dosyada 6-8 Ekim olayları ile ilgili bir suçlamanın olmadığını söyledi.

Müvekkilinin Kobanê sürecinde partinin yönetim biriminde yer almadığını belirten Kozan, Ata’nın dosyaya neden dahil edildiğini sordu, Kobane davasının siyasi bir dosya olduğunu vurguladı.

'YALAN BEYANLARI TUTUKLAMA GEREKÇESİ YAPTINIZ'

Gizli tanık A53’ün duruşmada dinlenildiği ve beyanlarının çürütüldüğünü dile getiren Kozan
bu nedenle mahkemenin “Ulaş”, “Mahir” ve pek çok gizli tanığın avukat ve yargılananların olmadığı zamanda dinlendiğini anımsattı. Kozan, tanık dinlemelerinin usulünü eleştirdi. “Bu hukuk garabetidir. Yalan söylediği açık olan tanıkların beyanlarını esas alarak tutuklama gerekçesi yaptınız” diye kaydetti.

'KJA DİYALOG SÜRECİNDE KURULDU'

Kozan, gizli tanık Ulaş’ın emniyet aşamasında verdiği beyanlara değindi. Ulaş, Ata’nın KCK Yönetim kadrosunda yer alan Sabri Ok ve PKK’nin üst yönetimi ile ilişkisinin olduğuna dair anlatımlarda bulunduğunu dile getiren Kozan, Ok’un tutuklu olduğu sırada Ata’nın avukatı olduğunu paylaştı.
Müvekkilinin Kongra Jinen Azad aktivisti olduğunu ve bunun da suçlama konusu yapıldığını ancak bu oluşumun İçişleri Bakanlığı tarafından varlığının kabul edildiğini ayrıca bu oluşumun “Diyalog süreci” döneminde kurulduğu ve müvekkilinin de bu bağlam nedeniyle de İmralı’da PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüştüğünü kaydetti. Kozan, Ata’nın siyasetçi olduğu için dosyada yargılandığını belirtti.

'ATA DEDİKODU NEDENİYLE YARGILANIYOR'

Kozan, gizli tanık Ulaş’ın müvekkiline yönelik “Kadro” suçlamasında bulunduğunu ancak buna dair detaylı bilgi sunmadığını kaydetti. Ata’nın dedikodu nedeniyle yargılandığını belirten Kozan, tanık Ulaş’ın beyanında yer alan, ‘2015 sonunda Cihan Ekin adında birinin üzerinde bulunan ve polis tarafından yakalanan bir hafıza kartında tüm kadro isimleri yer alıyordu’ şeklinde ifadesini hatırlattı. Kozan bu isimlerinin yer aldığı listenin getirilmesini istediklerini fakat mahkemenin bunu araştırmadığını belirtti. Kozan “Çünkü bu liste gelseydi gerçek ortaya çıkacaktı, tüm tanık beyanları yalanlanacaktı. Ancak bunu dosyaya kazandırmadınız.” İfadelerini kullandı.

'KARŞIMIZDA BAĞIMSIZ MAHKEME GÖRMEK İSTİYORUZ'

Kozan, 6-8 Ekim ile ilgili HDP MYK’ye gönderildiği iddia edilen mesajın ne şekilde getirildiğine dair tanıkların farklı beyanlar verdiğini vurguladı. Dosyada yer alan açık tanık Kerem Gökalp’ın siyasetçileri tanımadığını ve herhangi bir yerde karşılaşmadığını söylediğini anımsattı. Kozan, “Bu kadar yüksek bir konumda olduğunu dile getiren bir kişi, ‘Kadro’ iddiası ile suçlanan müvekkillerimizi tanımıyor! Mahkemenin soruları üzerine, ‘Hiçbirini kampta ya da bir eğitim çalışmasında görmedim’ şeklinde yanıt veriyor. Ancak mahkeme ısrarla, ‘Size isimleri söyleyelim’ şeklide tanığa soruyor. “Biz bağımsız bir mahkeme görmek istiyoruz karşımızda” diye konuştu.

'GİZLİ TANIK ML’NİN BEYANI ESAS ALINAMAZ'

Dosyada yer alan gizli tanık ML’nin dinlediği sırada yanında kimsenin olup olmadığının sorulması gerektiğini ve avukatların da bu usulü yerine getirmek üzere sorduğunu ancak iddia makamının bu duruma itiraz ettiğini ve mahkemenin de bunu kabul ettiğini söyledi. Kozan bu durumun hukuka aykırı olduğunu kaydetti.

Kozan, bu nedenle ML’nin verdiği hiçbir beyanının esas alınamayacağını söyledi. “Bu beyanları bir soruşturma veya kovuşturmadan kurtulmak, kaçmak için yapıyor olabilir. Ayıca bu beyanları nereden verdiğini, bir cezaevinde mi yoksa bir mahkeme salonunda mı verdiğine dair sorularımız da yanıt bulmadı. Bu tür soruları mahkeme sürekli engelledi. Mahkeme, ‘biz bunları denetleriz’ dedi. Biz de savunmanın bir taraftarıyız. Bizim de denetlememiz gerekiyor” dedi.

Mahkeme, duruşmaya öğlen arası verdi.

TUNCEL’E TEMASSIZ GÖRÜŞME KARARI

Mahkeme öğle arasına girerken duruşma salonunda bulunan Sebahat Tuncel’in kardeşi ile görüşmesine karar verdi. Ancak mahkeme bu görüşmeyi 3 dakika ile sınırlandırarak, “temassız” olmasını da istedi. Kardeşi ile görüşmeye çalışan Tuncel’e jandarma tarafından en az 10 metre uzaklıktan görüşme dayatılınca Tuncel duruma tepki göstererek, bu şekilde görüşmeyi reddetti. Avukatlar ve siyasetçiler de duruma tepki gösterdi. Tuncel kardeşi ile mahkeme kararına rağmen görüşmeden ayrıldı. (ARTI GERÇEK)

Öne Çıkanlar