Kobanê Davası: 'Saraydakilerle birlikte bir senaryo hazırlamışlar'
Artı Gerçek - IŞİD'in Kobanê’ye saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te yapılan protesto eylemleri üzerine HDP'lilere açılan Kobanê Davası'nın 20’nci duruşmasının 3’ncü oturumu, Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görüldü.
YÜKSEKDAĞ: BÖRÜ'NÜN EVİNE SAATLER SONRA MÜDAHALE EDİLİYOR
Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından görülen davanın duruşması eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın söz almasıyla başladı. Müşteki beyanların siyasi iktidarın diliyle oluşturulan suçlamalar olduğunu söyleyen Yüksekdağ, şöyle konuştu:
"Güneş balçıkla sıvanmaz. Siyasi iktidarın repliklerini gelip bize tekrarlıyorlar ve bu aynı replikleri sizin iddianamenizde de gördük. Kobanê dayanışması meşruydu, provokatif güçler tarafından provoke edildi, karanlık güçler tarafından bu dayanışmaya kan karışıldı. Siyasi iktidar ateşle oynuyor, çünkü koltuğunu kaybetmek istemiyor. Ama sizin ateşle oynama lüksünüz yok. Bütün Türkiye’nin ayağa kalkmasına rağmen, defalarca polise haber verilmesine rağmen, Yasin Börü’nün evine saatler sonra müdahale ediyor. Bu sorularımıza cevap vermeyen bir yargı nasıl bize bu suçlamaları yöneltebilir."
'MÜŞTEKİ ADI ALTINDA PROVOKASYON'
"Müşteki beyanı adı altında yeniden üretilen provokasyon belgelerini reddediyorum. Bu müştekiler hangi siyasi pazarlıklar sonucu karşımıza çıkarıldı? Bunları ifşa edeceğiz, bir canımız var, getirirsiniz mahkeme salonuna orada veririz ama hak için veririz."
DEMİRTAŞ'TAN YENİ KUMPAS UYARISI
HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da, dosyaya yeni gelen belgelere ilişkin söz aldı. Demirtaş, Muş’ta yeni eklenen tanık beyanları arasındaki çelişkilere dikkat çekti. Demirtaş şöyle konuştu:
"“Ferhat Aksu ya da Ferhat Aksoy ile ilgili tüm bilgilerde çelişki var. Gizli tanık Ulaş ve Mahir’i mi esas alacaksınız, yoksa Muş’ta Osman Akpolat’ın verdiği ifadesini mi esas alacaksınız? Bu ismi geçen şahısların isimlerini de fotoğraflarını ilk defa görüyorum ve bu yüzden kumpas olduğunu düşünüyorum. Gelen evraklarda zamanımız yok incelemeye, incelesek onlarca yalanı ortaya çıkarırız. Bu evraklarda kumpası ortaya çıkaran çelişkiler. Yeni bir kumpas hazırlığı olabilir, olası Ahmet Altun yeni bir kumpas yaratmak istiyorsa, sakın öyle bir düşünmesin, bütün çelişkiler ortada. Kumpası sürdürmeye kimse çalışmasın uyarıyoruz buradan, kumpasın yalanları çıkıyor."
KIŞANAK: AHMET ALTUN ÖZEL KUMPASÇI
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'nin (DBB) eski Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak da gizli tanık ifadelerine değindi. "Tanık beyanları hukuk anlamda bir delil niteliği taşımıyor. Hukukla alakamız yok diyorsanız, o da sizin bileceğiniz iş" diyen Kışanak şöyle devam etti:
"Bu belgeler ısmarlama olarak alınmıştır. Ahmet Altun gizli tanık Ulaş’a benim fotoğrafımı neye dayanarak teşhis ettirdi? Bu sorunun cevabı yok. Ama benim tutuklanmam için Ahmet Altun, gelen geçen lafları elindeki kişiye imzalattırdı. Bu ülkede liyakat yok, biat var. İşte biat edilince ortaya böylede bir cahillik çıkıyor. Bu kumpas davası AKP iktidarının bir ürünüdür. Bunlar sabah akşam yalan söyleye söyleye yandaşları da inandı. AKP’nin söylemlerine inanarak iddianame hazırlayan kişiye de savcı denilemez. Talimatla görevlendirilmiş özel kumpasçı. Saraydakilerle birlikte bir senaryo hazırlamışlar, ‘HDP’liler PKK’den talimat almış, Demirtaş’a talimat gelmiş, Demirtaş eşbaşkan ise hepsini bağlar, Gültan’da zaten yönetici onu da bağlar’ denilmiş. Böyle bir şey olur mu?"
SAVCI GİZLİ TANIK VİDEOLARINI İZLEMEMİŞ
Gizli tanık Ulaş’ın gerçekten var olup olmadığını bilmediğini dile getiren Kışanak, mahkeme heyetine, “Siz de buna inanmamız için bir delil göstermediniz” dedi. Kışanak, şöyle devam etti:
"Tanıklara soru sormamızı istemiyorsunuz, çünkü sorarsak yalanları ortaya çıkacağını biliyorsunuz. Gizliden hafta sonu tanıkları izlediniz, sonra bize izlettirmeye çalıştınız. Biz sinema seyircisi değil, 38 kere müebbet verilmek istenilen siyasetçileriz. Elbet o tanığı görmek ve soru sormak istiyoruz. Bize bu hakareti yapıyorsunuz, biz bunu kabul etmediğimizi söyleyerek duruşmadan çıktık. Tutanaklar elimize geldiğinde, savcının bize dayattırarak izletmek istediği tanık videosunu izlememiş. Her duruşmada tanık beyanlarını bize tutuklama devam gerekçesi yapan savcı, neden zahmet edip videoyu izlememiş. Çünkü o da biliyor ne olduğunu. Bunun nasıl ısmarlama ifadeler olduğunu, nereden geldiğini bu dosyaya nasıl eklendiğini biliyor. Videoyu izlemeyi bırakın, o gün gelip celseye de katılmamış. Savcının izlemeye tenezzül etmediği bir videodan bize tutuklama gerekçesi yapıyorsunuz. Bu davada her şey çok açık, heyetin kafasındaki karar çok açık, kumpasta çok açık."
'DİYARBAKIR CEZAEVİ'NDE YAŞADIKLARIMDAN KAYNAKLI ÖZÜR DİLEYECEKSİNİZ'
“Böyle bir kişiye, bilgim yok diyen kişiye tek tek fotoğraflarımızı gösteriyorsunuz, üzerimize ifade verilmesi için zorluyorsunuz. Teşhis beyanında 4 ay önce tutulan araştırma ifadeleri Ahmet Altun’a gitmiş. 4 ay sonra bu ifadeyi tertipleyip bu dosyaya konulmuş. Bunu siz de biliyorsunuz ama hala benim fotoğraflarımı kağıda yapıştırarak beyan vermesini istiyorsunuz. Bu beyanlarda; cezaevinde kaldı, gazetecilik yaptı, belediye başkanlığı yaptı. Bunları bilmeyen var mı? Bu memlekete seçilmek, gazetecilik yapmak, parti yöneticiliği yapmak suç mu? Suçsa hepsini işledim. Bunu buraya suç beyanı olarak gösterip, benim tutuklanmama neden oluyor. ‘Kadro mensubu’ denilince aklınız duruyor. ‘Kimlere talimat verilmiş, hangi şiddet eylemlerine bulaşmış’ bunları sormak aklınıza gelmedi mi? Gelmez, çünkü aklınızda bir senaryo var. Saray’ın, iktidarın her yerde söylediği ezbere kendinizi o kadar kaptırdınız ki soru sormayı unutmuşsunuz. Bana Diyarbakır Cezaevi’nde yaşadıklarımdan kaynaklı özür dileyeceksiniz. Bana borçlusunuz borçlu, bir şey yüklemeyin bana."
AHMET ALTUN HAKKINDA SUÇ DUYURUSU TALEBİ
Kışanak, Ahmet Altun’un hakkında “kumpas hazırladığı” gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulmasını talep etti. Ayrıca, Gizli tanık Ulaş’ın ilk ifadelerinin gönderilmesini ve gizli tanıkların “duydum” beyanlarına karşı bilirkişi raporunun çıkarılmasını istedi. (MA)