Kürtler ve Cumhuriyet Tartışmaları: Lozan’dan Referandum’a Türkiye’nin Güney Kürdistan Siyaseti
'Yüz yıllık Cumhuriyet'te Kürtler nasıl yer alır?' sorusuna cevap arayan 'Kürtler ve Cumhuriyeti' serisinin bu haftaki konuğu Doç. Dr. Arzu Yılmaz'dı.
Artı Gerçek - Namık Kemal Dinç’in moderatörlüğünde, Cumhuriyet’in yüz yıllık serüveninde bir aktör olarak Kürtleri konu alan tartışma program serisi 'Kürtler ve Cumhuriyet' programının bu haftaki bölümüne Doç. Dr. Arzu Yılmaz konuk oldu. Arzu Yılmaz, Türkiye'nin Güney Kürdistan siyaseti ve sınır güvenliğinde iç ve dış tehdit algısını Artı TV Youtube kanalında değerlendirdi.
OSMANLI BAKİYESİ BİR CUMHURİYETİN SINIR GÜVENLİĞİ ALGISI
Yılmaz, Türkiye’nin Güney Kürdistan siyasetinde etkili olan politikalardan birinin sınır güvenliğini olduğunu vurgulayarak bu politikaların iç ve dış tehdit algısı üzerinden şekillendiğini şu şekilde açıkladı:
“Sınır güvenliği denilen şey dış tehditlere karşı bir algıyı ya da bir güvenlik mimarisine anlatır ama biz Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan itibaren sınır güvenliğini ilişkin politikaları neyin belirlediğine baktığımız zaman aslında bu iç ve dış tehdidin çok geçişken olduğunu görürüz. Bunun da büyük ölçüde ‘Osmanlı bakiyesi bir cumhuriyet’ olmakla alakası vardır. Mesela bir Rum tebaayı ya da Rum vatandaşlarını Yunanistan üzerinden ilişkilendirdiği ölçüde Rumlar içeride ne kadar tehdit Yunanistan ile ilişki ve sınır da onun üzerinden tarif edilir. Ermenistan'la ilişkiler de Ermeni tehciri -bu hafıza- üzerinden tarif edilir. Dolayısıyla da Kürt politikası ya da işte Suriye, Irak, İran ile ilişkilerde de içerideki Kürt nüfusunun teşkil ettiği potansiyel tehdit o sınırlarla ilgili üretilen politikaların asıl dayandığı tehdit kaynağıdır.”
Cumhuriyetin kuruluşu, 90’lar ve sonrasındaki değişim, Irak Kürt Bölgesel Yönetiminin kurulması ve 2010 sonrası temaslara dikkat çeken Yılmaz, 'Türkiye’nin Güney siyaseti' için şu değerlendirmelerde bulundu:
“90'lardaki operasyon çifte çevreleme çerçevesinde hem Türkiye'nin askeri varlığını sınırların ötesine taşımasının bir ilke olması yönüyle önemli olduğu kadar Amerika ve Batı İttifakı içerisinde yeniden kendine yer edinmesinin bir ara yolu olmakla birlikte, Güney ile temas üzerinden de Kürtler ile ilişki kurma üzerinden de önemli bir yol açmış, 2008 de yine Kürtlerle bu kez başka bir yeni sayfanın açılması ve 90'lardaki geçiş döneminin en son tahlilde kırılma yarattığı dönem 2008'dir. Zap ya da Güneş operasyonu olarak geçer. O da Türkiye'nin sadece Güney Kürdistan ile ilişkilerinde bir kırılmanın değil, aynı zamanda Türkiye'deki TSK'nın siyaset ilişkisi de de çok önemli bir kırılmanın da operasyonudur.”
HER HAFTA ARTI TV YOUTUBE KANALINDA
Politikadan tarihe, insan haklarından sanata, Kürtlerin Cumhuriyet'teki yerini akademisyen ve yazarlar tüm başlıkları değerlendirildiği serinin diğer bölümleri haftalık olarak #ArtıTV YouTube kanalında yayınlanacak.