Malatya'da üreticilerin su isyanı: 'Kayısı da elden giderse bu memlekette duramayız'

Depremin en çok etkilediği kentlerden olan Malatya'da üreticiler, meyve ve sebzelerini sulayamamaktan şikayetçi. Bu duruma isyan eden üreticiler, "Bir tek ümidimiz kayısı kaldı. O da elden giderse memleketi terk edelim" diye belirtti.

Yunus Durdu

MALATYA - Malatya’nın Akçadağ ilçesinde sulama kanalları depremde zarar gördüğü gerekçesiyle çiftçiler meyve ağaçlarını ve sebzelerini sulayamıyor. Ürünlerinin kurumak üzere olduğunu vurgulayan üreteciler çözüm bekliyor.

Maraş'ta 6 Şubat'ta meydana gelen 7.8 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerde Malatya'daki sulama kanalları zarar gördü. Devlet Su İşleri (DSİ) 92. Bölge Müdürlüğü ekipleri kanalların onarımı sürdürüken bazı bölgelere su verilemiyor. Akçadağ ilçesinde kayısı ağaçlarına ve yetiştirdikleri sebzelere su veremeyen çiftçiler, emeklerinin heba olduğunu belirtti. Ağaçların ikinci sulama dönemi gelirken kanallarda çalışmaların devam etmesi nedeniyle kayısı ağaçları kurumaya başladı.

ZİRAAT ODASI, MUHTARLAR VE ÜRETİCİLER TOPLANTI YAPTI

Akçadağ Ziraat Odası Başkanı Mehmet İnal, muhtarlar, üreteciler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle oda binasında bir araya geldi. Üreticilerin sorunlarını ve taleplerini dinleyen İnal, Akçadağ Kaymakamı Ümit Fırat Böçkün ve Malatya DSİ 92. Şube Müdürü Mehmet Aytaç Sucu ile telefonda görüştü. DSİ 92. Şube Müdürü Sucu, “Yaklaşık 10 yerde yani bir kilometrenin üzerinde bir alanda arıza var. Hemen hemen hepsi tamamlandı. Karaterzi ile Pamuklu mevkileri kaldı. Bir aksilik olmazsa 16 Temmuz Pazar günü suyu vereceğiz” dedi.

'GELECEK YILIN ÜRÜNLERİ DE TEHLİKEDE'

Akçadağ Ziraat Odası Başkanı Mehmet İnal, “DSİ’nin gayretiyle kanalların bir an önce tamir edilmesi ve suyun verilmesi gerekiyor. İkinci sulamaya geçilmesi gerekiyordu ama gecikti. Biraz daha geciktiği takdirde 2024 yılına ürün olmayacak. Su daha da geciktiği takdirde ağaçlar kuruyacak. DSİ’nin sağlıklı bir şekilde bu işi yürütmesi, özellikle siyasiler ve sivil toplum kuruluşlarının da bu konuyla ilgilenmeleri gerekiyor. Akçadağ’ın ekmeği ve suyu kayısıdır. Akçadağlılar kayısıyla geçimlerini sağlıyorlar. Buna el atmayacaklarsa milletvekilleri de Akçadağ’a uğramasın. Akçadağ halkını mağdur etmesinler” diye konuştu.

'ALTI AYDIR YETERLİ ÇALIŞMA OLMADI'

Tüm Üretici Köylü Sendikası (TÜM KÖY SEN) Malatya Şube Başkanı Ali Gürel ise üreticilerin çok zor durumda kaldığını dile getirdi.

120 bin dönümde milyonlarca kayısı ağacının kuruma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ve yüzlerce üreticinin zor durumda kaldığını vurgulayan Gürel, "Bu dönemde ikinci su nöbetinin Akçadağ’a gelmesi gerekiyordu. Birinci nöbette de diğer kısımların sulanması gerekiyordu ama hiçbir yere bir damla su gelmedi. Yetkililere nedenini sorduğumuzda 'Afetle karşılaştık' cevabını aldık. Evet, bir afet yaşadık kanallar, tüneller kırıldı ama altı aydır yeterli çalışmanın olmadığını gördük. Arazilere su verilmediği sürece gelecek yıl üründe verim düşüşü yaşanacaktır. Bu kokuyla yaşıyoruz çünkü verimsizlikten dolayı gelecek yıl da bir afet yaşayacağız" diye konuştu.

'BAŞKA GELİRİMİZ YOK, TEK ÜMİDİMİZ KAYISI'

Ören Mahallesi Muhtarı Birol Çirkin de "Sulama sezonu çoktan geçti. Birinci suyu vermemiz gerekiyordu, hiç sulama yapamadık. Ağaçlar kötü durumda. Bizim geçim kaynağımız kayısı. Zaten depremde evlerimiz gitti mağdur oldu. Bir tek ümidimiz kayısı kaldı. O da elden giderse memleketi terk edelim. Yetkililere sesleniyoruz: Bizi yerimizden etmesinler, ellerinden geleni yapsınlar. Depremin üzerinden yaklaşık 6 ay geçti, bugüne kadar kanallar yapılabilirdi. Şu anda kanallar yapılıyor ama yeterli değil. İş çok, bu vaziyette de kanallar bitmez. Yarın herkesin arasında sorun çıkacak ve huzurumuz bozulacak. Başka bir gelirimiz yok, tek ümidimiz kayısı” diye konuştu.

'SULAMA SORUNU SOSYAL BARIŞI BOZACAK DURUMA GELDİ'

Üretici Hasan Mordoğan ise “Kanalların bu durumda oluşu yılların sorunu. Bu kanaldan dolayı yüzde 30 su kaybı var, milli servet. Bakım-onarımın bir mevsimi var. Neden böyle yaptılar? Hassasiyet göstermemelerine çok üzüldüm çünkü bu bölgenin geçim kaynağı tarım. Sulama sorunu bölgenin sosyal barışını bozacak duruma geldi. Devlet büyüklerimiz konuya el atıp sulama suyu kapalı sisteme geçmediği sürece bu sorunlar yaşanmaya devam edecek. Üretimin tek kaynağı sulamadır. Sulama zamanında yapılmazsa sonraki yıllara da zarar verir” dedi. (ARTI GERÇEK)