Mansimov’a kardeşinden nitelikli dolandırıcılık suçlaması
'FETÖ’ye yardım suçlamasıyla 5 yıl hapis cezası alan Azerbaycan uyruklu iş insanı Mübariz Mansimov Gurbanoğlu ve şirket yöneticisi Nuray N.P. hakkında, kardeşi Marif Mansimov tarafından ‘Nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘Güvenin kötüye kullanılması’ iddialarıyla suç duyurusunda bulunuldu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen suç duyurusu dilekçesinde, Mübariz Mansimov Gurbanoğlu’nun "kamuoyuna da yansıyan kirli ilişkiler içine girdiği, gerçekte olmadığı halde devlet adamlarıyla yakın ilişkisi olduğunu söyleyerek iş dünyası ve bankacıları dolandırmaya çalıştığı" iddia edildi.
Suç duyurusu dilekçesinde ağabeyine ait Palmali Şirketler grubunda 2018 yılına kadar üst düzey yöneticilik yaptığını belirten Marif Mansimov, yalnızca gemicilik ve taşımacılık faaliyetlerini yönettiğini belirtti.
Marif Mansimov, ağabeyinin kirli ilişkileri ve birlikte iş yaptığı insanları dolandırmasına itiraz ederek, şirketteki tüm görevlerinden ayrıldığını kaydetti.
'KARA PARA AKLAYANLARLA, MAFYAYLA YAKIN İLİŞKİSİ VAR'
Marif Mansimov, suç duyurusu dilekçesinde ağabeyi Gurbanoğlu hakkında aynı gemiyi üç farklı insana sattığı, tefecilerle ve mafyayla yakın ilişkiler kurduğunu ileri sürerek, Ermeni asıllı mafya babası Levon Termedzyan ve Sezgin Baran Korkmaz gibi kara para aklayanlarla, tefecilerle ve mafya ile yakın ve ticari ilişkiler kurduğunu öne sürdü.
Gurbanoğlu’nun Sberbank, Lukoil gibi yerli ve uluslararası kurumların zararına sebep olacak sahtecilikler yaptıkları ileri sürülen dilekçede "Yaptıkları hukuksuzlar ile öncelikle devlete ve topluma zarar veren bu insanların hak ettikleri şekilde cezalandırılması için bu şikayeti yapmak zaruret olmuştur" denildi.
'İŞ YAPTIKLARI HERKESİ DOLANDIRDILAR'
Ağabeyi Gurbanoğlu’nun şirket yöneticisi Nuray N.P. ile birlikte hileli devirler ile birçok kişiyi mağdur ettiklerini, neredeyse iş yaptıkları herkesi sahte vaatlerle dolandırdıklarını ileri süren Marif Mansimov, ağabeyinden 17 yıl önce satın aldığı Beşiktaş Ulus'taki villasının tapusunu alamadığını belirtti. Dilekçede Gurbanoğlu'nun bu villayı borçlarına karşılık bankaya devrettiği ve tahliye taahhüdü verildiği de ifade edildi.
PEKER'İN 'YALIKAVAK PAYLAŞIMI' İLE GÜNDEME GELMİŞTİ
Sedat Peker, yayımladığı videolarda, Mansimov’a ait olan Yalıkavak Marina’ya Mehmet Ağar tarafından zorla "çöküldüğünü" söylemiş, buranın değerinin bir milyar avro olduğunu ancak burada yapılan kokain ticaretiyle bunun çok daha üstünde paralar kazanıldığını ileri sürmüştü.
Mansimov, bu açıklamalar sonrasında gündem olan marinayı, 2011 yılında Jefi Kamhi’den 42 milyon dolara satın almıştı. O dönem basına yansıyan haberlere göre, buraya 100 milyon dolarlık da yatırım yapmıştı.
Peker’in iddiasına göre, bu marinaya Mehmet Ağar çöktü.
Bu iddianın kaynaklarından biri olan AKP’li vekil Tolga Ağar, 2014’te marinanın yönetimine girerken, sonrasında yönetim kurulu başkanı oldu. Vekil olunca ise yerini babasına bıraktı.
Mansimov, söz konusu "çökme" iddiaları destekleyen şekilde, dava dilekçesinde şöyle diyordu:
"Davalılar ile davalıların doğrudan ve dolaylı bir şekilde çalışanlar ile davacı müvekkillerin çalışanları birlikte hareket ederek el birliği ve işbirliği ile davacı müvekkilleri kandırarak hile ve esaslı hataya düşürerek basiretli bir tacir gibi davranmalarını bertaraf etmişlerdir. Davacı müvekkil Palmali Otelcilik adına tescilli bulunan şirket hisseleri ile davacı Palmali Gemicilik adına kayıtlı bulunan taşınmazların bir bütün halinde piyasa rayiç değerinin çok altında bir bedelle bir başka ifadeyle sanki gerçek piyasa değerleri davacı müvekkil şirketlere ödeniyormuşçasına sözleşmelerin imzalanması ve hisse-tapu devir işlemlerinin gerçekleştirilmesini sağlamışlardır. Ancak devredilen gerek şirket hisselerinin gerekse taşınmazların gerçek piyasa değerlerinin davacı müvekkillere ödenmediği aşikârdır. Bunun yanı sıra sözleşme ile karşılaştırılan toplam bedel dahi davacı müvekkillere ödenmemiştir."
'FETÖ' TUTUKLAMASI
Gurbanov, Şubat 2020’ye gelindiğinde hakkında bir soruşturma açıldığını belirterek kendisine karşı bir oyun kurulduğunu söyleyecek, "Bana FETÖ’cü demektense kendinize, geçmişinize ve çocuklarınızın nerde eğitim aldığına bakın. Siz ne zannediyorsunuz, bundan kimsenin haberi yok mu? Bu kadar mı safsınız ya da karşınızdakileri kandırıyorsunuz?" ifadesini kullanacaktı.
Açıklaması şöyleydi Mansimov’un:
"Bana karşı çok çirkin bir oyun kuruluyor. Beni terörle, FETÖ terör örgütü ile ilişkide ve casuslukta yalandan itham ederek üzerime suç atmak istiyorlar. Bunu yapanlarda bir grup kendi çıkarlarını gözetleyenlerdir.
Bildiğiniz kimi men haklarımı savunmak üçün ali mahkemelere baş vurmuşum. Bu hukuk savaşını kaybedecek ve bu günün artık yakın olduğunu gören özel ve devlet şirketleri iyice hırçınlaşmaya başladı. İnsan hırçınlaştıkça gözü ve mantığı kör olur ve peş peşe hatalar yapar. Hukuku, adaletsizliği parayla almaya kalkıyorlar. Parayla! Benim eski satılmış çalışanlarımı, bazı hâkimleri, devlet adamlarını satılan mal gibi almışlar. Onlar da mal gibi paranın kulu olmuş, ne şeref kalmış ne de namus. Hırsızlar, hainler ve FETÖ’cüler bir tarafta kalmış, bunlar beni akıl almaz şeylerle suçluyorlar.
Tüm bunlara gülüp geçiyorum, bir zamanlar o hocanın peşinde koşanlar şimdi bana saçma, akıl almaz iftiralarla geliyorlar. Bunların hepsi yalan tümü uydurmadır. Bunları çok kolaylıkla ispat etmek hiç de zor değil. Onlar bunu etti ve bir gün bunun cezasını çekecekler. Allahın adaleti Kılınç gibi keskindir. Zavallılar, bunu bir türlü anlamadınız, sizin sahipleriniz yarın sizi de satacak!"
Bu açıklamadan bir ay sonra, Mart 2020’de "FETÖ" iddiasıyla gözaltına alındı Mansimov, sonrasında da tutuklandı.
Yaklaşık bir yıl tutuklu kalan Mansimov, ev hapsi şartıyla geçtiğimiz mart ayında tahliye edildi.
‘HEMEN İSTANBUL'A DÖNÜP TAYYİP BEY'E ANLATTIM’
Mansimov hakkındaki iddialardan biri Gülen’le görüşmesiydi. Görüşme iddiasını doğrulayan Mansimov, bunların devletin bilgisi dahilinde olduğunu söylüyordu.
Cumhuriyet gazetesinde yer alan bir haberde, Mansimov’un Ağar’la ilgili anlattıklarına yer verilmişti:
"...İkinci görüşmem 2012’de. Mehmet Ağar cezaevinden çıktı. Mehmet Ağar, New York’a gitmek istediğini söyledi. ‘Tamam’ dedim, ‘benim de orada şirketim var gidelim.’ Geldik, benden rica etti ‘sen de gel hocanın yanına’. Ben de Mustafa Erdoğan’a (Tayyip Erdoğan’ın kardeşi) telefon açtım ve ‘beni çağırıyor gideyim mi’ diye sordum. ‘Git gör ne konuşuyorlar’ dedi. Geldim Fethullah denen şerefsiz çok özür diliyorum acayip ağır laflar söylüyor Tayyip beyin arkasından. Bu arada beni sancıyor ‘okulları sen kapattın ben biliyorum’. Mehmet Ağar aramızda arabuluculuk yapıyor sanki o Ağar’ı serbest bıraktırmış. Ben de ona küfür ettim ‘Tayyip beyin arkasından konuşma’. Orada İhsan Kalkavan da vardı Mehmet Ağar’ı oraya götüren İhsan Kalkavan’dı. Oradan çıktık ben döndüm Mehmet Ağar orada kaldı daha ne konuştu bilmiyorum. Hemen İstanbul’a dönüp Tayyip Beye, Mustafa Erdoğan’a ve MİT müsteşarına yapılanları anlattım."
Mansimov, güvendiği önemli kaynaklardan Mehmet Ağar’ın Pelikan grubunun bir dönem yargıda en güçlü olduğu İstanbul Adalet Sarayı’nda savcılara ciddi paralar verdiğini ve kendisini hapse attırmak için kumpas kurduğuna dair duyum aldığını da öne sürüyordu.
Mansimov'un bu sözleri, Şubat 2020'deki sözleriyle de uyumluydu: "Bana FETÖ’cu demektense kendinize, geçmişinize ve çocuklarınızın nerde eğitim aldığına bakın."
Mansimov'un Bilal Erdoğan, Erdoğan'ın kardeşi kardeşi Mustafa Erdoğan ve eniştesi Ziya İlgen tarafından kurulan BMZ’nin gemileriyle de iş yaptığı idda edilmişti. (DHA-HABER MERKEZİ)