Merdan Yanardağ hakkında ilk duruşmada tahliye kararı çıktı
Osman ÇAKLI
İSTANBUL - PKK lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridi eleştirdiği video üzerinden hedef gösterilen ve ardından tutuklanan TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ'ın yargılandığı duruşma bir buçuk saatlik gecikmenin ardından Çağlayan Adliyesi'nde görüldü. Savcı mütaalasında tutukluluk halinin devam etmesi istedi, mahkeme heyeti ise suçu ve suçluyu övmekten 2 yıl 6 ay hapis cezası verdiği Yanardağ'ın tahliyesine karar verdi.
Duruşma öncesinde adliye önünde toplanan kalabalık, Merdan Yanardağ'ın serbest bırakılması talebiyle basın açıklaması yaptı. Açıklamaya siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları destek verdi. Açıklamanın ardından duruşmanın yapılacağı İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ne geçildi. Duruşmayı takip etmek için çok sayıda CHP’li milletvekili, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin koridorunda içeri girmek için bekliyor. Salonun 15 kişilik olması nedeniyle bazı avukatlar da içeri alınmıyor. Yanardağ’ın avukatı Bilgutay Hakkı Durna, yaptığı açıklamayla salona sınırlı sayıda avukat alınacağını söyledi.
Bir buçuk saate yakın gecikmenin ardından duruşma başladı.
YANARDAĞ: BENİM TUTUKLANMAM BAĞIMSIZ MEDYAYA GÖZDAĞI VERMEKTİR
Duruşmanın başlamasının ardından Merdan Yanardağ savunması başladı. Yanardağ savunmasında şunları söyledi:
“Bu dava basın özgürlüğünü ortadan kaldırma, Türkiye’yi baskıcı ortama sürükleme davasıdır. Benim tutuklanmam bağımsız medyaya gözdağı vermek içindir. Toplumu sindirmek içindir. 38 yıllık gazeteciyim. Tele1’in hem yönetim kurulu başkanı, hem genel yayın yönetmeniyim. Yargılanmamın nedeni terör örgütü övmek değildir. Burada olmamamın nedeni Tele1’in yayınlarından dolayıdır. Yaptığım programın süresi 50 dakikadır, bu programda suçu ve suçluyu övmemişim, ne olduysa ‘Türkiye bayrama giderken gündem boş çılgın bir gazeteciyim gündem yaratayım’ demişim böyle bir şey olabilir mi?
'BENİ NİYE TUTUKLADINIZ?'
Böyle bir muameleye karşılaştım beni niye tutukladınız ya adresin belli tüm çağrılara uyumuşum hiç aksama olmamış. Şöyle bir tezgah kurulmuş sosyal medyada bir troll ordusu var onları millet sanan bir savcılık var. Dün Ayşegül Arslan’ın başına gelen de budur. Bir kampanya başlıyor kim oldukları belli değil. Büyük bölümü sahte dava açmaya çalışıyoruz isim çıkmıyor.
Sözüm ona infial var. Biri sokağa çıkmış mı yok Tele1’in önüne gelip bir protesto var mı, yok ama halkı kin ve düşmanlığa kışkırtmışım. Beni destekleyen binlerce tweet var bunları dikkate almayan savcılıkla karşı karşıyayız. Seçimlerden önce yaptığımız yayınlar rahatsız etti. AKP’nin izlediği politikaları eleştirmek için yapıldı bu program”
'BU DAVANIN ASIL NEDENİ TECRİT TARTIŞMASI'
"Üçüncü konu Özgür Özel’le ilgili, dördüncü konu ise AKP Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun Kürt sorununun tartışılmasının yeni rotaya ilişkin açıklamaları. Bir gün önce bir internet sitesinde Ensari oğlu bir röportaj veriyor ve diyor ki, ‘Yeni bir çözüm süreci olabilir aslında bu sorun çözülmüştü ama Demirtaş’ın yüzünden çözülmedi. Abdullah Öcalan iyi niyetliydi.’
Bu davanın asıl nedeni tecrit tartışması. Bu iddianamede Galip Ensarioğlu’ndan hiç söz edilmiyor. İddianame ikinci bir montaj yapmış.Tele1’de bu güne kadar 3000 program yapmışım 62 saniyelik bir bölüm kesilmiş üstelik üzerinde 5 saat çalışılmış 25 haziranda sosyal medyaya yüklenmiş. Ebabil var ya kapatılan onun gibi hesaplar. 5 gün bu program hiç görülmemiş 5. gün infial yaratmış.
Neden bu konuyu tartıştık? AKP’nin yeni izleyeceği politikayı tartıştık. Öyle bir montaj yapılmış ki önü arkası yok. Bağlamında kopartılmış 62 saniye izleyip beni tutukladınız. Terör eylemi övülmemiş. Hepimizin evinde Dostoyevski kitapları var. Çara suikast yaptı, idama mahkum edildi arkadaşları kurşuna dizildi, çar tarafından affedildi. Şimdi ben Dostoyevski’yi övmüş mü oldum?
Necip Fazıl’dan örnek verelim; alkole düşkündür, kumara düşkündür, fotoğrafları vardır. Besleme basının ortaya çıkma sebebidir. Menderes’e ‘kapınızda it gibi titriyorum’ diye mektuplar yazan bir adamdır, ben üzerinde çalıştım. İslamo faşist denilecek bir yaklaşımı vardır. Biz Necip Fazıl iyi şairdir desek kumarbazlığını övmüş mü oluyoruz?
Yılmaz Güney iyi bir sinemacı desek onun tüm yaşantısına sahip çıkmış mı oluyoruz? Görülür bir gerçeklik var. AKP İmralı’yı siyasi bir araç olarak kullanmaya çalıştı. Daha önce kullandı onun üzerinden tehdit ediyor.”
'BEN BİR GAZETECİ OLARAK BİR OLAYA BAKIYORUM'
"2019’da bir mektup geldi, yerel seçimlerde kimse hakkında dava açılmadı benim hakkımda açıldı. Ali Kemal Özcan dedi ki; ‘İmralı sandığa gitmeyin dedi’. Ben de Tele1’de dedim ki; sen avukat değilsin, ailesinden değilsin, yargı görevlisi de değilsin. Nasıl görüştün? ‘Kitap yazıyorum ondan gidiyorum’ dedi. ‘Bilmiyorum, örgüte mi çalışıyorsun o yüzden mi gittin?’ dedim, şikayet etti. Dava istinafta. Ben bir gazeteci olarak bir olaya bakıyorum. İmralı’da tutuklanan Abdullah Öcalan ailesiyle görüşsün, biz de ne söylediğini bilelim. Devletin infaz kanununu uygula demek ne zamandır suç”
İmralı’da ayrı bir ceza hukuku mu uygulanıyor? Eleştiren bir program yaptım ben, yargılama Türk milleti adına yapılıyorsa eğer hele hele sosyal medya trollerinin kışkırtmasıyla hareket eden bir savcılık olamaz. O zaman bu milletin yarısı da bizi destekliyor. Seçim yüzde 48 e 42 bitti iftira yalan bunları hala tartışıyoruz programda bunları da tartıştık. Gazetecilik derslerinden fotoğraflar gösteriyor. Bunu anlayamayan gazeteciyi biz işe almıyoruz.”
Fiilden hareketle değil failden hareketle suç üretmek yapılan. Mussolini hukuku uygulanıyor. Ön infaz. Bu TCK’den çıkartıldı ama uygulanıyor. Vatandaşların bir bölümünü düşman sayan, millet saymayan mahkemeleri siyasi enstürman olarak kullanan bir anlayıştır bu. Tecridi ben kullanamadım, Galip Ensarioğlu söylüyor bir de Demirtaş’ı suçluyor. Onun yüzünden uygulandı diyor.
'ENSARİOĞLU HAKKINDA HERHANGİ BİR SORUŞTURMA AÇILDI MI?'
Kim bu Galip Ensarioğlu, bakmak lazım. Kürt sorununda izlediğimiz biridir. Diyarbakır Sanayici İş Adamları Derneği başkanlığı yapmış milletvekili. AKP Karar Kurulu üyesi böyle biri.
Gündemde Akşener’in İmralı’yla bir görüşme olduğu iddiası vardı hatta tanıdığını söyledi. Yüksek yargı mensubu olduğunu söyledi. Yani İmralı konuşuluyordu. Ensarioğlu yeniden gündeme getirdi. ‘Tecrit uygulayan biz değiliz Demirtaş’ın açıklaması seni başkan yaptırmayacağız diyerek işleri berbat etti. Onun yüzünden devletimiz istemeden tecrit uyguluyor. Tecridi uygulayan Demirtaş’tır Kandil’in kendidir’ Ensarioğlu böyle diyor. Ben de dedim ki o zaman kaldırın tecridi ne dediğini bilelim Öcalan’ın. Ensarioğlu hakkında bir soruşturma açıldı mı? Bayağı bir propaganda yapmış burada üstelik bir partinin genel başkanını terörist ilan etmiş.
'MÜVEKKİLİN LEHİNE OLAN DELİLLERİN TOPLANMASI GEREKİR'
Yanardağ’ın savunmasının ardından konuşan avukatı Başar Yaltı yaptığı savunmada şunları söyledi:
Bu dava gazeteciliğe karşı bir basın davası olarak görülmeli, müvekkilimin tutuklanması da basına bir göz dağıdır Bu tür davalar nedeniyle Türkiye 180 ülke arasında 165 . sırada yer alıyor basın özgürlüğünde. İddianamede bariz taktir hatası var. TCK 26’ya 1 hakkında kullanana ceza verilemez diyor. Hakkını kullanmak ne demek? Müvekkil gazeteci Hakkı Anayasa’da yazıyor. Daha iyi biliyorsunuz. Gazeteciliğin suç olmadığı açık. Hatta basın özgürlüğü özel olarak korunmuştur. Müvekkilin yaptığı iş gazetecilik olmasına rağmen suç yöneltildi.
Hem Anayasa mahkemesi hem Yargıtay’ın çok sayıda kararı var. İddianame görmezden gelinmiş bu iddia makamının görevini ihlal ettiği anlamına geliyor. Müvekkilin lehine olan delillerin toplanması gerekir.
'İDDİA MAKAMI YANILGAYA DÜŞMEKTE'
İddianameye göre iki suç yöneltildi; biri terör propagandası yapmak ve suç ve suçluyu övmek. Kanunumuzda özellikle suç ve suçluyu övme suçunun oluşmadığı belli. Delilerin değerlendirilmesinde de iddia makamı yanılgıya düşmekte.
Ben özellikle terör örgütü propaganda suçuna değinmek istiyorum. Kanuna göre terör örgütünün şiddet içeren eylemlerin övmek olarak nitelendiriliyor. Kendisini övmek değil.”
Yanardağ’ın avukatı Bilgütay Durna savunmasında şu ifadeleri kullandı:
Müvekkilimin beraat etmesi gerekiyor. Bu soruşturmanın bile açılmaması gerekirken müvekkilim 100 gündür tutuklu. Failden suça ulaşmaya çalışıldığı için müvekkilim tutuklu. Tutuklama sebeplerini hiçbiri geçerli değildir, bundan dolayı derhal tahliye edilmesi gerekiyor. Yasalar eşit uygulanmak zorundadır. İfade özgürlüğü ne kadar temel özgürlükler ama öyle yabancılaştık ki… Ensarioğlu’nu işaret ederken yargılansın demiyoruz. Ama yasalar eşit uygulanmalı. Montaj bir video. Kelimeler müvekkilim ait ama sözler değil. Çünkü yeniden söz yaratıldı.
Başsavcılık montaj kelimesi kullanılmadı diyor, gidip baktım. Kullanmışız. Gidip Ensarioğlu’nun söylediklerini ve program kaydını dosyaya sundum. Sulh Ceza Hakimliği’ne çıkıp dedim ki; flash disk vardı. Hakim hanım açamadım dedi. Salonda açtık, hep beraber izledik. Sulh Ceza Hakimliği’nde skandal bir karar var. Tamamını sunmuş olmamıza rağmen 1 dakikalık videoyu esas aldı.
Katalog suç dendi, bu bir hata mı kasıt mı ben bilmiyorum. Bu insani bir hata değil. Çünkü o katalog suç kaçma şüphesi doğurdu ve müvekkilim 100 gündür tutuklu.
Bu dosyanın kalın olmasının nedeni açık kaynak araştırmaları ve bizim defalarca yazdığımız itiraz dilekçelerimiz. Bir kişiyi tutuklamanın en kolay yolu kaçma şüphesidir.
Bunu basit bir şüpheyle gerekçelendiremezsiniz. Bunu açıklamanız gerekli.”
Merdan Yanardağ'ın avukatı Durna’nın savunmasının ardından söz iddia makamına geçti. Savcı söz alarak mütalaasını sundu. Mütalaasını sunan savcı tutukluluğun devamını talep etti.
Mahkemeye ara verildi. Duruşma 15.15'te devam edecek.
MAHKEME YENİDEN BAŞLADI
Duruşmaya verilen aranın ardından söz alan Merdan Yanardağ, savcının hapis cezası ve tutukluluğun devamına ilişkin talebine yönelik "İkinci bir troll yaklaşımıyla sürdürüyor iddia makamı. Düşünce ve ifade özgürlüğü basın özgürlüğü dahilim de yapılan bir programdı. Savcı bunların daraltılmasını talep ediyor. Kuralsız, anayasasız bir rejimin yolunu döşüyor iddia makamının talebi" dedi.
Yanardağ, savunmasının devamında şunları söyledi:
"Öcalan ailesiyle görüşebiliyor mu? Görüşemiyor. Demokrasiler suçluların da haklarının olduğu rejimlerdir. Ailesiyle görüşmesinin suç olamayacağı gibi bu görüşmeler engellendiği için iktidar manipülasyonuyla karşı karşıyayız. Hem yeni bir anayasa tartışılıyor. 2017 Anayasası dünya tarihinde en az oyla kabul edildi. Üstelik mühürsüz zarflardan çıkan oylarla… Siz toplumun yarısını söylediği sözler ve fikirleri nedeniyle, gazeteciliği nedeniyle yargılarsanız bu ülkede barış olmaz. Savcılık adının önündeki cumhuriyet kavramına uygun davranmalı. Ne dedim ben? Dediklerimden sonra insanlar sokağa mı çıktı, olaylar mı yaşandı? İnfial halinde bir kişi görmedim. Sosyal medyadakiler ortaya çıkamıyorlar korkaklar bunlar. Çıkamazlar. Ben mahkemenin bu uygulamalara geçit vermeyeceğini tahmin ediyorum"
SAVCILIK 10.5 YIL HAPİS İSTEMİŞTİ
Savcılık, 27 Haziran'da tutuklanan Yanardağ hakkında “terör örgütü propagandası yapmak”, “suçu ve suçluyu övmek” suçlarından 10,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenlemişti.
Duruşma öncesi, Çağlayan’daki adliye önünde basın açıklama yapıldı. Açıklamaya TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan aday adayı Özgür Özel, Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Hakan Öztürk, CHP milletvekilleri Gökan Zeybek, Sezgin Tanrıkulu, Yüksel Mansur Kılınç, Mahmut Tanal, Utku Çakırözer, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile İl Başkan adayları Cemal Canpolat ve Özgür Çelik, basın meslek örgütleri ve çok sayıda kişi katıldı.
'TUTUKLULUK, CEZALANDIRMAYA DÖNÜŞTÜ'
“Gazetecilik suç değildir. Merdan Yanardağ’a özgürlük” yazılı pankart açılan açıklamada, “Merdan Yanardağ yalnız değildir” ve “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atıldı. Merdan Yanardağ’a Özgürlük Platformu Girişimi adına konuşan Süleyman Karadağ, Yanardağ’ın 27 Haziran’dan bu yana tutuklu olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:
“Tutukluluk bir kere daha cezalandırmaya dönüştü. Merdan Yanardağ, sadece basın özgürlüğü adına değil, ülkedeki demokratik muhalefet adına da önemli bir politik figür. Bu yanıyla da iktidarın hedefi olmaktan kurtulamıyor. Bizler, Merdan Yanardağ’a Özgürlük Platformu Girişimi olarak bu keyfi tutuklamayı protesto ediyoruz. Hukukun, adaletin siyasallaşması toplum adına, ülkemiz adına telafisi olanaksız sonuçlar doğuracaktır. Geçtiğimiz yıllarda bunun çok acı örneklerine tanık olduk. Çok geç olmadan bu yoldan dönülmelidir. Hukuka, adalete inanmak istiyoruz. Demokrasi, insan hakları ve hak-hukuk adına dostlarımızı, sivil toplum kuruluşlarını, siyasi partileri ve tüm halkımızı Merdan Yanardağ ile dayanışmaya, ona sahip çıkmaya çağırıyoruz. Bugün değilse ne zaman? Merdan Yanardağ yalnız değildir.”
TANRIKULU: GÖZDAĞI VERİLMEK İSTENDİ
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise, şunları kaydetti:
"Merdan Yanardağ'ın gözaltına alınış biçimi ve 100 gündür tutuklu olması; Türkiye'de haber alma hakkı, basın ve ifade özgürlüğünün olmadığının bir göstergesidir. Eğer hukuk varsa; bugün tahliye olması ve aramızda olması lazım. Ülkenin en tanınan medya yüzlerinden birisi, Türkiye'ye gösterilerek gözaltına alındı ve bununla da gözdağı verilmek istendi."
CANAN KAFTANCIOĞLU: ER YA DA GEÇ ADALETİ GETİRECEĞİZ
Canan Kaftancıoğlu da “Siyasallaştırılmış ve araçsallaştırılmış yargının cezalarının hiçbirini kabul etmiyoruz. Bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak örgütümüzle, Genel Başkanımız, Grup Başkanımız ve bütün yol arkadaşlarımızla bu haksız cezalandırmaların karşısında olacak, er ya da geç bu memlekete adaleti getireceğiz diyorum” dedi.
ÖZGÜR ÖZEL'DEN 'MUSSOLİNİ' BENZETMESİ
"Bugün Merdan Yanardağ dostları burada elbette. İçeride yargılananın Merdan Yanardağ olmadığını, düşünce ve fikir özgürlüğü ile itiraz hakkı olduğunu herkes biliyor. Bugün buradaki kabalığı son derece önemsiyorum. çünkü ifade özgürlüğünün karşısında iktidarın adeta muhalefete muhalefet eden, onları bastırmaya ve sindirmeye çalışan bir anlayışı ile karşı karşıyayız. Merdan Yanardağ, söylediği sözlerin içinde herhangi bir suç unsuru olmadığı halde, savcının iddia ettiği suçlar doğru olsa bile bir gün cezaeevinde yatarı olmadığı halde sosyal medyada ve iktidar üyeleri ile iktidara yakın kalemler tarafından hedef gösterilmesi sonucunda hakimin verdiği karar, tamamen hukuka aykırı bir karardı. 1 gün bile yatmaması gereken bir kişi 101 gündür tutuklu. Mussolini'nin ön infaz yönteminden hiçbir farkı yoktur.
Muhalefetin, konu fikir ve basın özgürlüğü olduğundan mutlaka bir arada durması gerekiyor. Herkes şunu bilsin ki; bu iktidara karşı bir kelime az söylersen, bir adım geri atarsan, bir santim eğilirsen bu millete diz çöktürürler."
'BENZERLERİ TEKRARLANMASIN DİYE OMUZ OMUZA DURMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Birazdan onun adalete kavuşması için davasını takip edeceğiz. Elbette bugün onu alıp buradan gideceğiz ama Mussolini’nin ön infaz yöntemi olarak yani ülkeyi yöneten diktatör öyle istediği için, suçladığı kişiden hazzetmediği için, ceza veremeyeceğini bile bile peşin peşin yatsın, kendisine ve onun gibi muhaliflere ibret olsun diye Merdan Yanardağ'ın, boş yere yattığı 100 günü birazdan yargı da tescil edecek. Biz basın özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün arkasında durmaya, muhalefete bir bütün olarak baskı kurmaya çalışanlara karşı onların karşısında dimdik durmaya, mücadele etmeye ve bundan sonraki süreçte benzerleri tekrarlanmasın diye omuz omuza durmaya devam edeceğiz. Bütün Merdan Yanardağ dostlarına ve Türkiye muhalefetinin tüm renklerine selam olsun.”
CEMAL CANPOLAT: MERDAN YANARDAĞ SUÇSUZDUR
CHP İstanbul İl Başkanı adayı Cemal Canpolat da Yanardağ’ın haksız ve hukuksuz bir şekilde cezaevinde yattığını belirtti. Canpolat, “Özellikle seçim günü yapmak istedikleri manevranın önüne geçmesinin bedelini, muhalefeti susturma adına Merdan Yanardağ’ı içeride 100 gündür tutuyorlar. Merdan Yanardağ suçsuzdur. Hukuksuz bir şekilde içeridedir. Bugün inşallah hukuk yerini bulur diye temenni ediyoruz. Merdan Yanardağ’ı almaya geldik” diye konuştu.
NE OLMUŞTU?
Yanardağ’ın AKP’li Galip Ensarioğlu’nun ‘çözüm süreci’ sözlerini eleştirdiği programdan bir bölüm, yine AKP milletvekili Mehmet Ali Çelebi ve ardından İYİ partili isimler tarafından sosyal medyada paylaşılmış ve Yanardağ hedef tahtasına oturtulmuştu.
Yayınlanan videoda Yanardağ, “Abdullah Öcalan’a uygulanan tecritin hukukta hiçbir yeri yoktur. Kaldırılması lazım. Ailesi ve avukatıyla bile görüşemiyor. Böyle bir infaz düzeni olabilir mi? Abdullah Öcalan çok kitap okuyan, siyaseti doğru okuyan, doğru gören, çözümleyen son derece zeki bir kişidir” ifadelerine yer veriyor. Ancak Çelebi’nin yayınladığı video, tüm programın sadece küçük bir kısmını oluşturuyordu.
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin de TELE1 hakkında inceleme başlattıklarını belirterek şunları yazmıştı:
“Binlerce kişinin katili terörist başını öven Merdan Yanardağ denilen şahsın açıklamaları üzerine TELE1 hakkında gerekli inceleme başlatılmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Yanardağ, Şahin’e verdiği yanıtta AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu’na dikkat çekerek şöyle yanıt demişti: “Ebubekir bey, kimseyi öven yok. Tam tersine, Apo’yu öven ve yeni bir çözüm sürecinin yolunu döşeyen AKP milletvekili Galip Ensarioğlu’nun çözüm sürecine ilişkin açıklamalarını eleştiren bir program var. Seçim sürecindeki gibi, montaj videolara dayanarak bahane aramayın.”
Yaşananların ardından hedef gösterilen Yanardağ 27 Haziran'da tutuklandı.
Soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, Yanardağ'ın "basın yoluyla suçu ve suçluyu övme" ile "basın yayın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak" suçlarından 1 yıl 6 aydan 10 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması istenmişti. (HABER MERKEZİ)
Tutuklu gazeteci Merdan Yanardağ için 4 Ekim çağrısı
Merdan Yanardağ’ın tutukluluğuna itiraz bir kez daha reddedildi
Merdan Yanardağ: İktidarın İmralı silahını elinden aldım
Merdan Yanardağ'ın tutukluluğuna itiraz için AYM'ye başvuruldu