Meslek örgütleri ve STK'lerden gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki: 'Özgür basın susturulamaz'

Artı Gerçek - Bu sabah saatlerinde İstanbul ve Ankara'da yapılan ev baskınında Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Mehmet Aslan ile Esra Solin Dal, Yeni Yaşam Gazetesi çalışanı Enes Sezgin ile Saliha Aras, Yeşim Alıcı, Beste Argat Balcı ve Şirin Ermiş gözaltına alındı. MA eski muhabiri Doğan Kaynak da Urfa'da yapılan ev baskınında gözaltına alındı.

Öte yandan Sterk TV ve Medya Haber TV'nin Belçika'da bulunan haber merkezi stüdyolarına gece saatlerine polis baskını gerçekleştirildi. Meslek örgütleri, siyasi partiler, gazeteciler ve çok sayıda kişi gözaltı ve baskınlara tepki gösterdi.

MKG: KABUL EDİLEMEZ BİR MÜDAHALEDİR

Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bu sabah İstanbul ve Ankara’da birçok gazetecinin gözaltına alındığı haberini öğrenmiş bulunmaktayız. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan ve gerekçesi henüz kamuoyu ile paylaşılmamış olan bu soruşturma kapsamında gerçekleştirilen gözaltılar, basın özgürlüğüne yönelik kabul edilemez bir müdahaledir. Gazetecilik, demokratik toplumların vazgeçilmez unsurlarından biridir.

Gazeteciler, kamuoyunu bilgilendirme görevini yerine getirirken karşılaştıkları bu tür keyfi uygulamalar, tüm toplumu ilgilendiren ciddi bir hak ihlalidir. Bu gözaltılar, sadece gözaltına alınan gazetecilerin değil, toplumun haber alma özgürlüğüne yapılmış bir saldırıdır.

Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) olarak, tüm ilgili makamları, gazetecilere yönelik bu baskıları sona erdirmeye ve basın özgürlüğünü korumaya davet ediyoruz. Ayrıca, ulusal ve uluslararası insan hakları kuruluşlarını, gazetecilerin haklarını savunmaya ve bu keyfi uygulamalara karşı çıkmaya çağırıyoruz. Gözaltına alınan gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz”

DFG: TOPLUMU HAKİKATLE BULUŞTURMAYA DEVAM EDECEĞİZ

DFG tarafından yapılan açıklamada da, Belçika’da yapılan baskınlarda Stêrk TV ve Medya Haber TV'nin haber merkezi stüdyolarına baskın yapıldığı ve materyallerine el konulduğuna dikkat çekildi. Ankara ve İstanbul’da yapılan ev baskınlarda da gazetecilerin gözaltına alındığının altı çizilen açıklamada, “Öncelikle, Kürt Gazeteciler Günü olan 22 Nisan tarihinden bir gün sonra Kürt basın-yayın kurumlarının ve Kürt gazetecilerinin bir kez daha hedef alınmasını tesadüfi bir durum olarak görmediğimizi belirtmek isteriz. Aynı şekilde bu operasyonları siyasal süreçten bağımsız ele almak da bir yanılgı olur. Öyle görünüyor ki 31 Mart yerel seçimlerinden ortaya çıkan tabloyu hazmedemeyen siyasal iktidar siyaseten yaşadığı tıkanıklığı bir kez daha Kürt halkına yönelerek aşmayı planlıyor. Bunun ilk ayağı da her zaman olduğu gibi Özgür Basın çalışanlarına ve medya organlarına yönelmek oldu” denildi.

Özgür Basın çalışanlarına yönelik operasyonların kınandığı açıklama da şu ifadeler yer aldı:

“Gazetecilik faaliyetlerine yönelik gerçekleşen saldırıların Avrupa’ya kadar uzanması, düşünce ve ifade özgürlüğü ile her zaman kendini öven bir Avrupa ülkesinin bugün meslektaşlarımızı hedef alan saldırılara payende olması bizler için kaygı verici bir durumdur. Bu aynı zamanda Avrupa’nın demokrasi, düşünce ve ifade özgürlüğüne yaklaşımının tartışmaya açık olduğu anlamına da geliyor. Bu doğrultuda; gerçekleşen operasyonlar karşısında sessiz kalmayacağımızın altını çizmek istiyoruz.

Şunun bilinmesini isteriz ki; savaş politikaları başta olmak üzere demokrasi ve özgürlükleri hedef alan tüm politikaları gazetecilik faaliyetlerimizin kutsal bir gerekliliği olarak teşhir etmeye, toplumu hakikatle buluşturmaya devam edeceğiz. İktidar odaklarına sesleniyoruz; bilin ki bu saldırılar özgür basın emekçilerini yıldıramaz. Artık bu tarz yönelimlerden vazgeçin. Bu nedenle gözaltına alınan meslektaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını talep ediyor, gerçekleri açığa çıkarma mücadelesi yürüten tüm gazeteci arkadaşlarımızla dayanışma çağrısı yapıyoruz.”

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD): Gazetecilik suç değildir! Basın özgürlüğü ve halkın haber alma hakkına saldırı niteliğindeki bu operasyonlara son verilmeli, gazeteciler derhal serbest bırakılmalı, stüdyoların haber yapmasının önündeki engeller kaldırılmalıdır.

DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır: 31 Mart yenilgisini hazmedemeyen Erdoğan-Bahçeli iktidarı siyasi ömrünü uzatmak için çareyi yine Kürt halkına yönelimde arıyor. Bunun ilk ayağı olarak da özgür basını hedef alıyor. Geniş kapsamlı savaş politikalarına Belçika'nın da alet olması Kürt halkının demokrasi ve özgürlük talebine Avrupa'nın nasıl baktığının özetidir. Avrupa demokrasisi her zaman tartışmaya açık olup, sorgulanmalıdır.

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit: Dün Kürt Gazeteciler Günü’nde özgür basın emekçilerinin yıllardır sürdürmekte olduğu mücadeleyi kutlamamızın ardından bugün İstanbul ve Ankara'da özgür basın emekçilerine dönük operasyonda 8 gazeteci gözaltına alındı. Aynı şekilde, Belçika polisi, Stêrk TV ve Medya Haber TV'nin stüdyolarına habersiz, hukuksuz bir şekilde girip çalışanlarını gözaltına almakla tehdit etti, teknik ekipmanların ve belgelerin bir kısmına el koydu! Gazetecilik suç değildir! Bu operasyonlar basın özgürlüğüne ve halkın haber alma hakkına saldırıdır! Gazeteciler derhal serbest bırakılmalı ve stüdyoların haber yapmalarının önündeki engeller kaldırılmalıdır!

ESP: Belçika polisi Sterk TV ve Medya Haber stüdyolarını bastı. Haber merkezlerini ablukaya alıp çalışanlara saldırdı. Eş zamanlı olarak Ankara ve İstanbul'da özgür basın çalışanı 7 gazeteci gözaltına alındı. Özgür basına dönük bu saldırılar; faşist şeflik rejiminin Kürt halkımıza dönük topyekun savaş siyasetinin bir parçasıdır. İşgale, sömürgeciliğe, özel savaş politikalarına karşı hakikati haykıran özgür basın geleneği onurumuzdur. Kürt halkımızın gözü, kulağı, sesi olan haber kanallarını kapatmaya gücünüz yetmez. Özgür basın susturulamaz!

Kırkyama/ Kadınlar İçin Güvence: Ankara ve İstanbul'da yapılan ev baskınlarında @MAturkce ve @yeniyasamgazete çalışanı gazeteciler gözaltına alındı. Gözaltına alınan gazeteciler serbest bırakılsın! Özgür Basın Susturulamaz!

İrfan Aktan: Kürt basınına yönelik baskılar, baskınlar genelde daha büyük olayların habercisidir. Fakat gazetecileri gözaltına aldığınızda, gazeteleri, siteleri, TV'leri kapattığınızda kimsenin bir şeyden haberdar olmadığı çağ aşıldı.

Medya Haber TV editörü Heval Arslan: Bu durum NATO ülkeleri ve Türkiye arasındaki anlaşmalardan bağımsız değildir.

Fehim Işık: Bu Saldırılar Özgür Basın Emekçilerini Yıldıramaz!

Murat Mıhçı: Özgür Basın yine engellenmeye çalışılıyor. Basın emekçilerine özgürlük.

Kadın Savunması: Bu sabah yapılan ev baskınlarıyla yine özgür basın çalışanları gözaltına alındı. Aralarında mücadelemizde her zaman yanımızda olan kadın gazetecilerin de olduğu arkadaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz. Özgür basın susturulamaz!

Özgürlükçü Gençlik: İstanbul ve Ankara’da özgür basın emekçilerine yönelik operasyonda çok sayıda arkadaşımız gözaltına alındı. Özgür basın susturulamaz! Basın emekçileri derhal serbest bırakılsın!

SODAP: Ankara ve İstanbul'da yapılan ev baskınlarında @MAturkce ve @yeniyasamgazete çalışanı gazeteciler gözaltına alındı. Saray faşizmi gerçeklerin üzerini kapatma kaygısıyla basın emekçilerine saldırıyor. Özgür basın geleneği tüm saldırılara rağmen yazmaya devam etti şimdi de edecek!

SKM: Sabah saatlerinde Belçika'da Medya Haber ve Sterk TV stüdyoları basılırken İstanbul ve Ankara'da Mezopotamya Ajans'ı çalışanı gazeteciler gözaltına alındı. Kadınların, gençlerin, halkın gerçek sesi Özgür Basın yalnız değildir. Kürt halkına dönük saldırıların sesini kısmaya çalışıyorlar. Özgür basını gözaltı ve tutuklama saldırıları ile susturmaya çalışıyorlar. Susmayan, susturulamayan özgür basın emekçilerinin yanındayız. Hakikatin sesini susturamayacaksınız.

Rosa Kadın Derneği: İstanbul ve Ankara’da, evlerine yapılan baskınla gözaltına alınan özgür basın emekçilerine yönelik, sistematik bir şekilde devreye koyduğunuz yargı tacizlerine derhal son verin! (HABER MERKEZİ)

İstanbul ve Ankara'da gazetecilere gözaltı

DEM Parti, Kürt Gazetecilik Günü'nü kutladı: '126 yıllık soluksuz hakikat mücadelesi'