Muhalefetten sosyal medya düzenlemesine şerh: Kontrol altına alınmak isteniyor
CHP, HDP ve İYİ Parti’nin muhalefet şerhlerinde ortak vurgu; ‘kanun teklifinin amacı sosyal medyayı kontrol altına almak’ oldu.
![Muhalefetten sosyal medya düzenlemesine şerh: Kontrol altına alınmak isteniyor](https://i.artigercek.com/2/1280/720/storage/old/news/112663.jpg)
Derya OKATAN
ARTI GERÇEK- Muhalefet partileri, TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilen ve bugün Genel Kurul’da görüşülecek olan 9 maddelik sosyal medya düzenlemesine muhalefet şerhi koydu. CHP, HDP ve İYİ Parti’nin, Adalet Komisyonu Başkanlığına sunduğu muhalefet şerhlerinde ortak vurgu; ‘kanun teklifinin amacı sosyal medyayı kontrol altına almak’ oldu.
‘SOSYAL MEDYAYI YASAKLAMAK SU YATAĞINI TERSİNE DÖNDÜRMEK GİBİ’
Muhalefet şerhinde, Türkiye’de 54 milyon sosyal medya kullanıcısı bulunduğunu hatırlatan CHP, Anayasa Mahkemesi’nin çeşitli kararlarında, internetin modern demokrasilerde başta ifade özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin kullanılması bakımından önemli bir araçsal değere sahip bulunduğunu belirttiğini aktardı. CHP’nin muhalefet şerhinde, "İnternet ve özellikle sosyal medyaya yönelik her türlü kısıtlama, yüzyıllardır akan bir suyun yatağını tersine döndürmek anlamına gelecektir ki bu da toplumsal maliyeti çok yüksek beyhude bir çabadır" denildi.
‘RİYAKARLIĞIN UNUTULMAYACAK ÖRNEKLERİNDEN’
Kanun teklifini, iktidarın otoriter yönetim anlayışının bir yansıması olarak gören CHP, kimi muhalif siyasetçi, sanatçı ve gazeteci kadınların sosyal medyada hedef alınmasına ses çıkarmayan iktidarın, benzeri saldırıların kendi yakınlarına yönelmesinin ardından yasal düzenlemeye gittiğine dikkat çekti. CHP, "Bu durum AKP ve MHP’nin siyaseten riyakârlığının tarihte unutulmayacak örnekleri arasında şimdiden yer almıştır" dedi.
CUMHURBAŞKANINA HAKARET DAVALARINDA ARTIŞ
"Teklifin, Türkiye’de ciddi kısıtlama ve sorunların yaşandığı düşünce ve ifade özgürlüğü alanını daha da daraltması kaçınılmazdır. Türkiye’de üzerinde en fazla hem fikir sağlanan görüş, ‘iktidarın hoşuna gitmeyen görüşlerin cezalandırıldığı’dır" denilen muhalefet şerhinde, 2015-2019 yılları arasında Cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla 142 bin 623 soruşturma ve 29 bin 488 dava açıldığı, yalnızca altmış beş günlük pandemi dönemine coronavirüs paylaşımları nedeniyle binden fazla kişiye dava açıldığı, 510 kişinin gözaltına alındığını hatırlatıldı.
‘DURUM GÖZÜKTÜĞÜ GİBİ DEĞİL’
İktidarın teklifin savunusunda Facebook, Twitter gibi sosyal ağ sağlayıcılara Türkiye’de temsilcilik açtırtarak, hukuki muhataplık kurulmasını ileri sürdüğü hatırlatılan CHP’nin muhalefet şerhinde, şöyle denildi: "Ancak durum hiç de gözüktüğü gibi değildir. Asıl konu; Türkiye’deki geleneksel medyayı yüzde 90’lar düzeyinde kendisine bağlayan ve halkın haber alma hakkını engelleyen iktidar, düşünce ve ifade özgürlüğünün günümüzdeki temel sığınaklarından olan sosyal medyayı da bu teklifle kontrol etmeyi istemektedir. Bunu da verilerin Türkiye’de depolanmasını sağlayarak, istenilen zamanda bu şirketler üzerinde baskı oluşturarak engelleme yoluyla yapmayı hedeflemektedir."
‘MADDİ KAYIPLAR OLACAK’
Sadece Facebook’ta ticaret yapan KOBİ’lerin 2018’de yarattığı katma değerin 15.3 milyar lira olduğu hatırlatılan muhalefet şerhinde, internetteki bant genişliğinin daraltılmasıyla Türkiye’nin maddi kayıplarının da oluşacağı kaydedildi.
Benzer bir yasanın Almanya’da yürürlüğe konulduğu iddiasına da itiraz eden CHP, Almanya’da ifade özgürlüğü gerekçesiyle kapatılmış bir tane bile internet haber sitesi olmadığına dikkat çekti ve ekledi: "Oysa Türkiye’de sendika.org 63 defa, Oda TV yine defalarca kapatılmıştır."
‘KİRLİ İLİŞKİLER SİLİNMEK İSTENİYOR’
Düzenlemeyle getirilmek istenen ‘unutulma hakkı’ ile siyasetin dizayn edilmesinin hedeflendiği de belirtilen muhalefet şerhinde, "Hafızalarda ilk günkü gibi tazeliğini koruyan AKP-FETÖ işbirliğine ilişkin haberler, yolsuzluk operasyonları, ayakkabı kutularına konulan milyon dolarların görüntü kayıtları ile özellikle ABD ve Rusya ile kurulan tavizkar dış politikanın yol açtığı ağır bedeller internet arşivinden silinmek istenmektedir. Böylelikle yeni kuşakların, geçmişte yaşanan onca kirli ilişkiden haberdar olmaları engellenecektir" denildi.
‘HEDEFTE GENÇLER VAR’
Anketlere göre, AKP’de ortaya çıkan oy azalmasının genç seçmenden kaynaklığına dikkat çekilen muhalefet şerhinde, "İktidar da bu durumu göz önüne alarak gençlerin yoğunlukla kullandığı sosyal medyayı kontrol altına almak ve buradan kendisine yönelen protesto ve tepkilerin önüne kesmek istemektedir. İnternet ve sosyal medyaya ilişkin bazı düzenlemelere ihtiyaç duyulmakla beraber bu ancak özgürlükçü politikalarla sağlanabilir. Bu süreci yönlendirmek ve yönetmek; işine geldiğinde Facetime’den darbeye karşı halkı sokağa çağırıp, işine gelmediğinde Dislike aldığınızda yasaklara sarılmakla olmaz" ifadeleri yer aldı.
HDP: BU KANUN TEKLİFİ YASAKLARDA EN ÜST FAZ
HDP’nin muhalefet şerhinde ise bazı toplumlar için düşünce ve onun ifade ediliş biçimlerinin hâlâ tehlike olarak görüldüğü ve bu alanları kısıtlamak için yasakların devreye girdiği belirtildi. HDP, "Türkiye için de ne yazık ki gerçekleşen durumlar bundan ibarettir. Düşüncenin suça dönüştürüldüğü örneklerin daha da artırılmasına ve ne yazık ki halkın gerçeklere erişiminin kısıtlanmasına yönelik pek çok girişim söz konusu olmuş ise de komisyon gündemine getirilen bu yasa teklifi gelinen en üst fazdır" dedi.
‘İSTİBDAT DÖNEMİNİ AŞTI’
AKP iktidarı boyunca internet yasaklarının çeşitli vesilelerle gündeme geldiği, basın getirilen sansürün etkisiyle alternatif haber alma kanallarına dönüşen sosyal medyanın da bu yasaklardan nasibini aldığı ifade edilen muhalefet şerhinde, "Yasaklar silsilesi ve basında uygulanan sansür AKP iktidarının alametifarikası durumuna gelmiş, ülkede yaşananlar istibdat dönemini dahi aşmıştır" denildi.
Kanun teklifini, "iktidarın, eleştiriler karşısında sığındığı bir can simidi" olarak değerlendiren HDP, ancak iktidarın kendisine seçtiği can simidinin ülke halklarını nefessiz bırakacağının altını çizdi. HDP, kanun teklifinin sadece "yasak"lara özgülenmiş bir metin olduğunu belirterek, "Kanun teklifi metni, internete adeta matbaada basılmış korsan yayın muamelesinin dışa vurumudur" dedi.
Muhalefet şerhinde, sosyal medya yasaklarına dair verileri paylaşan HDP, "İktidarın sosyal medya alanına ilişkin müdahaleleri bu yasa teklifinin yasalaşmasından sonra olacakları göstermesi bakımından dikkate değerdir" dedi.
Maddelere dair de itirazlarını dile getiren HPD, kanunda belirtilen "Sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü, ses, konum gibi içerikleri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkân sağlayan gerçek veya tüzel kişileri ifade eder" şeklindeki sosyal ağ sağlayıcı tanımını "sosyal medyayı bürokrasiye kurban ederek yok etme çabası" olarak değerlendirdi. Tanımın, bireysel paylaşım ve iletişim araçlarını da kapsama alabilecek nitelikte olduğunu kaydeden HDP, "Kanunun yürürlüğe girmesiyle uçtan uca şifreli iletişim olanağı sağlayan uygulamaların dilendiğinde kapsama alınması söz konusu olabilecektir. Böylesi geniş bir alana tahakküm amacını ortaya koyan bir düzenlemenin kabulü mümkün değildir" dedi.
İdari para cezaları konusunda "Kanun değişikliğinin tamamen sosyal medya şirketlerine yaptırım uygulama amacı ile yapıldığı görülmektedir" yorumunda bulunan HDP, ekledi: "Yani teklif ile hedef alınan mecralar genişletilmiş ve idari para cezaları yöntemi ile sindirme taktiği esas alınmıştır." HDP, ayrıca, öngörülen idari para cezalarının, kanunilik ve orantılılık ilkesiyle bağdaşmadığını vurguladı.
ÇOCUKLAR İSTİSMARCILARLA EVLENDİRİLİRKEN…
HDP’nin muhalefet şerhinde erişimin engellenmesi konusunda ise şu değerlendirme yapıldı: "Bilhassa çocuk istismarını önleyici, kumar vs gibi zararlı unsurları içine katan bir makyaj ile gündeme getirilen öneri, teklif metninin reklam yüzünü oluşturmaktadır. Ancak gerçek niyetin bu olmadığını iktidarın diğer pratiklerinde görmekteyiz. Nitekim küçük kız çocuklarının istismarcılarla evlenmesini hep gündeminde tutan iktidarın söz konusu yasa değişikliği metnini elinin altında tutarak yasalaştırma amacı ve arzusu kamuoyunun malumudur. Faydalı bir düzenleme yapılma amacı baki ise; teklifle erişim engellemesine ek olarak içeriğin kaldırılmasının da öngörüldüğü katalog suçlar daraltılmalıdır.
Çocuk istismarı, pornografisi gibi suçlarda içeriğin kaldırılması/erişimin engellenmesi yoluna gidilmesi şüphesiz ki yerinde olacaktır ancak bahsi geçen katalog suçlardan olan ve kanunda tanımı bile bulunmayan, çok geniş yorumlanmaya müsait ‘müstehcenlik’ suçunun yer alıyor olması kabul edilebilir değildir. İlla katalog suç sayılmak isteniyorsa; çocuk pornografisi, nefret söylemi, şiddete çağrı ve soykırımı teşvik suçları kabul edilebilir. Ancak bunların uygulamasının da demokratik toplumun gereklerine göre ve orantılılık, ölçülülük ilkeleri çerçevesinde, AİHS’e ve AİHM kararlarına uygun şekilde yapılması gerekliliği de mevzuatta açıkça yer almalıdır. Yine içeriğin kaldırılması/erişimin engellenmesi için halihazırdaki kanunda öngörülen ‘yeterli suç şüphesi’, keyfiliğin önüne geçilmesi amacıyla ‘kuvvetli suç şüphesi’ olarak değiştirilmelidir.
Yine yurt dışında yerleşik olan şirketler bakımından 4 saatlik bir süre makul değildir. Saat farkı bu taleplerin yerine getirilmesinde gecikmelere sebep olabilecektir. Bu nedenle taleplerin 24 saat içerisinde yerine getirilmesi daha makul olacaktır."
‘KAMUYA MAL OLMUŞ KİŞİLER İÇİN KİŞİLİK HAKLARI DAR YORUMLANMALI’
Kanun teklifine göre, kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebilecek ya da sulh ceza hâkimliğine başvurabilecek. Bu maddeye dair ifade özgürlüğü, bilgi alma hakkı ve haberleşme özgürlüğü bakımından bir denge kurulması gerektiği kaydedilen muhalefet şerhinde, Cumhurbaşkanına hakaret davaları da hatırlatılarak, politik eleştiri hakkının korunması ve kamuya mal olmuş kişiler için kişilik haklarının dar yorumlanması gerektiğine işaret edildi.
‘UNUTULMA HAKKINI FETÖ İLE GEÇMİŞİNİ SİLMEK İÇİN İSTİYOR’
Muhalefet şerhinde, "unutulma hakkı" konusunda ise maddeye "Kamuya mal olmuş kişilerin kamuya mal olmalarını sağlayan toplumsal rolleri ya da tüzel kişilerin tüzel kişiliklerinden doğan faaliyetleriyle ilgili, eleştiri ve iddialar bu kanun kapsamında kişilik hakkı ihlali olarak değerlendirilemez" cümlesinin eklenmesi gerektiği kaydedildi.
‘SOSYAL AĞ SAĞLAYICILAR ÜZERİNDE BASKIR KURULACAK’
HDP, Türkiye'den günlük erişimi bir milyondan fazla olan yurt dışı kaynaklı sosyal ağ sağlayıcıların, yetkili en az bir kişiyi Türkiye'de temsilci olarak belirlemesini öngören maddeye de itiraz etti. "Fiiliyatta aynı kişinin hem kullanıcı başvurularını cevaplaması hem de kamu kurum ve kuruluşları ve adli mercilerle iletişimi sağlaması mümkün değildir" dedi. Bu kişinin hedef gösterilebileceğine de dikkat çeken HDP, yer sağlayıcılara yönelik tazminat sorumluluğu getirilmesini de eleştirdi. HDP, yer sağlayıcının içerikten sorumlu olmadığına dikkat çekerek, böyle bir kanun hükmünün sosyal ağ sağlayıcıları üzerinde baskı kurarak sansür uygulamalarına yol açacağı uyarısında bulundu.
İYİ PARTİ: ANAYASA’YA AYKIRI, POLİTİK VE SOSYOLOJİK TEHDİTLER BARINDIRIYOR
İYİ Parti’nin muhalefet şerhinde ise "Sosyal medya insanların özgürlük alanı nefes aldığı atmosferdir. Bu alanda yapılacak her kısıtlama vatandaşın nefes almasına özgürlüklerinin kısıtlanmasına sebep olacaktır" denildi.
İnsanların onuruna, haysiyetine, kişiliğine, ailesine sosyal medya yoluyla yapılan saldırılar karşısında en üst düzeyde ceza verilmesini savunduklarını belirten İYİ Parti, ancak kanun teklifinde bu konuyla ilgili net düzenlemeler bulunmadığını belirtti. Muhalefet şerhinde, yargıya güven yüzde 20’lerin altında iken uygunsuz paylaşımlara erişimin engellenmesinin neye göre ve nasıl yapılacağını soran İYİ Parti, insanların görüşlerini ifade ettiği sosyal medya alanını kısıtlamanın doğru olmadığını kaydetti.
Muhalefet şerhinde, şu değerlendirmeler yer aldı: "Görüşülen kanun teklifi ile iktidar tarafından medyanın sosyal medya ayağı kontrol altına alınarak muhalefeti ve eleştirel ayakları kontrol altına almak istemektedir. Sosyal medyadaki kısıtlama muhalefetin özgür görüşünü etki alanlarını daraltmayı getirecektir. Bilgiye erişimin engellenmesi Türkiye'yi çok geriletir, toplumları çok geriletir. Bunlardan mahrum kalmak, yasaklamak, kısıtlamak toplumlara yapılabilecek en kötü örneklerdir. Değişiklik teklifi esası itibariyle ‘temel hak ve özgürlükler’ perspektifinden incelenmeli ve eleştirilmelidir. Kanun teklifi, temel hak ve özgürlükleri kanuna aykırı şekilde ve otoriter yöntemlerle kısıtlaması nedeniyle Anayasa’ya aykırılık teşkil etmekte ve aynı zamanda politik ve sosyolojik tehditler barındırmaktadır."