‘Ne olursa olsun ölümü siyasi’

Bayram Memmedov’ün şüpheli ölümü hala aydınlatılmazken arkadaşları polisin tutumuna tepkili.

‘Ne olursa olsun ölümü siyasi’

Duygu BOZKURT

ARTI GERÇEK- "En ağır işkenceler onlara yapıldı. Bayram hiçbir zaman ne yaşadığını anlatmazdı. ‘Anlatırsam mücadeleye zarar verip birilerini korkutabilir’ derdi. Azerbaycan’daki pek çok gence ilham verdi" İngilab Guliyev, İstanbul’da ölü bulunan arkadaşı anarşist aktivist Bayram Memmedov’u bu sözlerle anlatıyor.

İstanbul Kadıköy’de yaşayan Bayram Memmedov’ün şüpheli ölümü hala aydınlatılmadı. Bayram’ın kendisine ulaşamayan arkadaşları Kadıköy’deki farklı karakollara gitti. Anahtarı, kimliği ve telefonu evindeydi. Rıhtım Karakolu’ndaki polisler, yakın akrabaları olmadığı gerekçesiyle kayıp ihbarını almayı reddetti.

Arkadaşı Guliyev, o günü şöyle anlattı:

"Cesedin nerde olduğunu bilmiyoruz hiçbir şekilde bilgi verilmiyor, ’Kimseye ulaşamıyoruz’ deniyor. Gidip diretmemiz gerektiğini düşündük. Türkiye’de o kadar ölen oluyor ki bir istatistik burada."

Israrlar sonucu arkadaşlarına denizden çıkarılmış bir erkeğe ait cansız beden bulunduğunu belirtip, fotoğrafını gösterdiler.

Bayram’ın yaşamını yitirdiği böyle anlaşıldı.

Guliyev, "Sonrasında bir polis dedi ki Bayram çıkarıldığı gün kim olduğu biliniyormuş.

Biliniyorsa neden bunun üzerinden bir işlem yapılmadı? Nerdeyse birkaç gün daha geç gelsek kimsesizler mezarlığına gömülecekti" sözleriyle polisin tutumuna tepki gösterdi.

Polis, ilk yaptığı açıklamada, Bayram’ın yüzme bilmemesine rağmen denize düşen terliklerinin ardından atlayarak boğulduğunu duyurmuştu.

Ancak hem arkadaşları hem de görgü tanığı Moda Sahili Güvenliği Bayram’ın yüzme bildiğini vurguluyor. İlk belirsiz nokta ise kapanma döneminde Bayram’ın Moda sahiline nasıl gittiği. ÇHD’li avukat Oğuzhan Topalkara, soruşturma için bölgeye gitmek istediklerinde bile defalarca polis tarafından durdurulduklarını hatırlattı.

Öte yandan, ifade veren güvenlik ekipleri, bir turistin Bayram’ı görerek kendilerine bildirimde bulunduğunu söyledi. İngilab Guliyev, "O turist anormal bir şey görmüş olmalı ki şikayyette bulunsun" diyor. Ancak Avukat Topalkara, ne turistin ifadesinin alındığını ne kimliğinin tespiti yönünde bir çalışma olduğunu söylüyor.

Güvenlik neden müdahalede bulunmadığını da "hiçbirimiz yüzme bilmiyoruz" diye açıklıyor. Bu noktada bir başka ihmal daha ortaya çıkıyor.

Polis açıklamasında gerçeği yansıtmayan bazı noktalar gündeme gelmişti. Avukat Topalkara, şüphelerin yanı sıra bu açıklamayı ve polisin tutumunu "ilgisiz ve lakayıt" olarak değerlendiriyor:

"Haydarpaşa’da cenazenin bulunduğu söyleniyordu orda değil Moda’da bulundu.

Yüzme bilmediği iddia ediliyordu. Burada kendilerini kurtarma stresi hissettiklerini düşündük. Çünkü hiçbir arkadaşına ‘Bayram yüzme bilir miydi?’ diye sorulmamış. Kimliğini tespit etmeye dair hiçbir çabaya gelişmemiş"

‘İNTİHAR HABERLERİ ŞÜPHE YARATTI’

Azerbaycan’da hükümete yakın basının Bayram’ın intihar ettiğine dair haberler yapması şüpheleri en çok artıran gelişme oldu.

İngilab Guliyev, "İntihar ettiğine dair polis bir şey dememişken hemen haberler yapıldı. Acaba planlı mı diye düşündük. İnsan her şeyden şüpheleniyor çünkü Azerbaycan devletinin yapmadığı şey değil" diyor.

Avukat Topalkara ise "Azerbaycan Bayram’a işkence yaptıkları, üzerine suç attıkları AİHM tarafından belgelenen bir devlet olduğu için ana akımdan bu açıklama bizi şüphelendirdi" yorumunda bulunuyor.

Ailesi, arkadaşları ve avukatları intihar olmadığı konusunda hemfikir.

"İntihar edecek insan iki gün sonra Bakü’ye gitmek için bilet bakmaz, ailesini arayıp haber vermez.

Kazandığı master programı için İngiltere’ye gitmeye sabırsızlanmaz. Ben Bayram’ın telefonunun alarmına uyandım. İntihar edecek insan erkenden uyanıp günü verimli geçireyim diye adım atmaz" Guliyev neden böyle düşündüklerini bu ifadelerle anlatıyor.

Ayrıca Adli Tıp Kurumu’nda bir ekip Bayram’ın cenazesinin teslim edileceğini söylerken, diğer ekip işemlerin yarın yapılacağını söyledi. Guliyev, "Azerbaycanlı aynı isimde bir ceset daha olduğunu söylediler. Bu çok düşük bir ihtimal" diyerek, yine şüpheli bir durumla karşılaştıklarına işaret etti. Cenaze o gün teslim alınarak Bakü’de defnedilmek üzere yola çıkarıldı.

‘ETKİN BİR SORUŞTURMA İSTİYORUZ’

‘Ne olursa olsun ölümü siyasi’ - Resim : 1

-Avukat Oğuzhan Topalkara

Avukatların girişimiyle başlatılan soruşturmada acil talep, Bayram’ın evinden Moda’ya kadarki tüm görüntü kayıtlarının toplanması. Ancak Topalkara’nın verdiği bilgilere göre tam beş gün sonra kayıtlar toplanmaya başlanmış. Üstelik hala savcılık dosyasına girmemiş. Topalkara, "Turistin kim olduğu bilinmiyor sadece özel güvenliğin ifadesi alınıyor. Adli Tıp’tan yazılı bir ön rapor ya da nihai rapor yok. Bize söylenen yalnızca boğulma olduğu, şüphe olmadığı. Bayram’ın çok iyi yüzücü olması sebebiyle şüphe oluşturan bir durum.

Çok basit bir şey istiyoruz; etkin bir soruşturma yürütülsün, deliler toplansın. Biz bu coğrafyada devletlerin intihar lafını ne kadar sevdiklerini kendi cinayetlerinden biliyoruz" diyerek çok boyutlu bir inceleme yapılması gerektiğini vurguluyor.

Konuya ilişkin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya soru önergesi veren HDP Milletvekili Murat Çepni ise Azerbaycan Türkiye ilişkilerine işaret ederek şunları kaydetti:

"İki ülke arasında karanlık ilişkiler olduğunu düşündüğümüzde ciddi şüpheler oluşuyor.

Susmayı tercih ediyorlar çünkü bizzat kendi açıklamalarından doğan çelişkiler var. Böyle meselelerin önünde bariyer oluşturan emniyet güçleri ve hatta İçişleri Bakanlığı’nın kendisi olabiliyor; Türkiye böyle bir ülke ama biz peşini bırakmayacağız. Halkımızın da bu talep arkasında kararlıca durmasını öneriyorum"

‘ÖLÜMÜ NE OLURSA OLSUN SİYASİ’

Ölümün kaza sonucu da olabileceği ancak ne olursa olsun siyasi bir ölüm olduğu da vurgulanıyor.

Arkadaşı Guliyev, "’Bayram’ın katili devlettir deniyor’ bununla illa ki bizzat devletin öldürmesi kastedilmiyor. Suçsuz yere genç yaşında hapishanelere atıldı, ağır işkenceler yapıldı. Bu insanın hayatının bu aşamalara gelmesine sebep olan her şeyin temelinde Azerbaycan hükümeti duruyor. Kaza olduğu ortaya çıksa bile Azerbaycan hükümetini suçsuz kılmayak" derken, Avukat Topalkara da bu fikri paylaşıyor, "Azerbaycan’ın Bayrama karşı işlediği suçlar bu olayın özünde ne olup olmadığıyla değişecek şeyler değil"

Guliyev, ekliyor; "Dış politakada imajları kötü olan böyle devletler ilgileri olmadığı şeylerle anılmak istemezler. Ama bir sessizlik var"

‘BİRÇOK GENCE İLHAM VERDİLER’

Peki kimdi Bayram Memmedov?

2016 yılında iki genç, Azerbaycan eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in Bakü’deki heykeline "Kul bayramınız mübarek" yazmıştı.

Bu, diktatörlük olarak tanımladıkları yönetime bir isyandı.

Aliyev’in devlet bütçesinden finanse edilen doğum günü kutlaması "Gül bayramına" atıfta bulundular..

Guliyev, "Her yer çiçeklerle donatılırdı. Bir tek gün için harcanan parayı halk için ayrsalar çok etkili olacak bir miktardı. Birilerinin buna itiraz etmesi gerekiyordu. Onlar da Bayram Memmedov ve Giyas İbrahimov oldular. Hani ‘Gül bayramınız’ değil de ‘Kul bayramınız’ dediler. Kul azericede köle anlamına geliyor " diyerek anlatıyor o eylemi.

İki gence evlerinde "uyuşturucu bulunduğu" öne sürülerek 10 yıl hapis cezası verildi. Azerbaycan devlet televizyonunun canlı yayını eşliğinde heykelin önünde özür dilemeleri karşılığına affedilecekleri söylendi. Ancak kabul etmediler. Ve AİHM kararıyla da sabitlenen ağır işkencelere uğradılar. 2019’da AİHM kararının ardından tahliye edildiler. Bayram, "İmza atması gerektiği" gerekçe gösterilerek karakola çağrıldı. Ve Guliyev’e göre, suni bir tartışma çıkarılarak "polise mukavemetten" bir kez daha tutuklandı. Bir aylık tutukluluğunda daha ağır işkenceler gördü.

İlk kez o zaman bir gazetecinin sorusuna "İyi değilim" yanıtını vermişti.

‘Ne olursa olsun ölümü siyasi’ - Resim : 2

-Bayram Memmedov ve Giyas İbrahimov

Bir süre sonra Bayram ve Giyas İstanbul’a yerleşti. Bayram’ın bir Bakü dönüşü havaalanında sorgulanıp, "sen tehlikelisin" dediklerini anlatıyor arkadaşlarına. Bayram’ın ölümünden 10 gün önce arkadaşı Giyas İbrahimov hakkında sınır dışı kararı verildiği de ortaya çıkıyor.

İngilab Guliyev, Bayram’ın ‘kemikleşmiş bir diktatörlük yönetimine karşı’ her zaman mücadele ettiğine işaret ediyor:

"Bayram ve Giyas Azerbaycan’da birçok gence ilham vermiş, cesaret olmuş kişilerdi. Gül Bayramı’ndan artık bahsedilmiyor, kutlamalar durduruldu. Herkes hala ‘Kul Bayramı mübarek’ der; yazılamalar, sosyal medya paylaşımları yapılır. Böyle bir yöneticinin babasının doğum gününü kutlamasından bile vazgeçirmek büyük bir olaydı. Bunu yapanlardan biri, Bayram Memmedov’du ve biz bugün Bayram’ı kaybettik.."

Guliyev, Bayram’ın ölümü ne sonucu olursa olsun, bunun bir korku aracı olarak kullanmasına izin vermemeleri gerektiğini de özellikle vurgulamak istiyor.

‘Ne olursa olsun ölümü siyasi’ - Resim : 3

Bayram ile aynı kültür içinde büyüdüklerini, başkalarına anlatamadıklarını paylaştıklarını ve çok sık tartıştıklarını ancak asla birbirlerini incitmediklerini de belirtiyor Guliyev. Kişisel kaybını dillendirmeyi çok istemiyor: "Mücadelenin verdiği kayıp daha büyük"

"Bayram’a Ne Oldu?" diye soran ailesi, arkadaşları ve avukatları ölümün bir an önce aydınlatılması için kamuoyunun desteğini bekliyor.

İstanbul Azerbaycan