Oğlunun cenazesi kutu içinde teslim edilen İbrahim Uzun: Yer gök başıma yıkıldı sandım, Kürtlere olan düşmanlığı gördüm

Oğlunun cenazesi kutu içinde teslim edilen İbrahim Uzun: Yer gök başıma yıkıldı sandım, Kürtlere olan düşmanlığı gördüm
Siirt'te hava operasyonda ölen Yılmaz Uzun’un cenazesi üç yıl sonra kutu içinde ailesine teslim edildi. Baba Uzun, "O kutuyu aldığım anda yer gök başıma yıkıldı" dedi ve askerlerin taziyeye engel olmak için her evin kapısına asker dikildiğini söyledi.

Rojhat ABİ


DİYARBAKIR - Siirt'te 2020 yılında ölen oğlu Yılmaz Uzun’un cenazesini üç yıl sonra kutu içerisinde teslim alan baba İbrahim Uzun, "O kutuda Kürtlere olan düşmanlığı ve zalimliği gördüm. Canımızı kutularda veriyorlar. Bu vahşeti kelimelere dökemiyorum. Bu acının tarifi yok" diye konuştu. Baba Uzun, askerlerin sela okunmaması ve cenaze namazı kılınmaması için köy imamını uzaklaştırdığını, taziyeye engel olmak için her evin kapısına asker dikildiğini anlattı.

Siirt'te 2020'de hava operasyonunda ölen Yılmaz Uzun'un cenazesi DNA sonuçları eşleşmesine rağmen aileye bilgi verilmeden Kimsesizler Mezarlığı’na defnedildi. Uzun'un cenazesi üç yıl sonra bir 'kutu' içerisinde ailesine teslim edildi.

'DÜNYA BAŞIMA YIKILDI SANDIM'

Artı Gerçek'e konuşan baba İbrahim Uzun, oğlunun kemiklerinin bulunduğu kutuyu aldığında yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

"Ben o kutuyu aldığım anda insanlar nasıl bu kadar kötüleşebilir diye sordum kendime. Tüm dünya başıma yıkıldı sandım. Nasıl bu kadar vicdansız ve ahlaksız olabilirler dedi. Yer ve gök bir olup başıma yıkıldı. Ben öldüm o anda. 1.90 boyu olan gencecik oğlum geliyor gözümün önüne. Bir de o küçücük el kadar kutudaki kemiklere baktım. O kutuda Kürtlere olan düşmanlığı ve zalimliği gördüm. Canımızı kutularda veriyorlar. Bu vahşeti kelimelere dökemiyorum. Bu acının tarifi yok."

'OĞLUNUN ÖLÜMÜNÜ SOSYAL MEDYADAN ÖĞRENDİM'

Oğlunun ölümünü üç yıl önce sosyal medyadan öğrendiğini anlatan baba İbrahim Uzun, şöyle devam etti:

"Oğlumun ölümünü sosyal medyadan gördüğüm bir haberle öğrendim. Ne devlet ne de kolluk kuvvetleri bize herhangi bir bilgi vermedi. 2020 yılında DNA testi verdiğimizde 5-6 ay içerisinde sonuçları vereceklerini söylediler. DNA sonuçlarını haber vermediler. e-Devlet üzerinden baktık ki oğlumun ölümü 2021 yılında savcı tarafından kayda geçirilmiş."

'DİYARBAKIR'A GELİN OĞLUNUZU İKNA EDİN'

Uzun, oğlunun cenazesini almak için uğraştığı süreçte yaşadıklarını da şöyle aktardı:

“Köyde bizi fişlemeye çalıştılar. Sürekli ahlak dışı tekliflerde bulundular bana. 'Diyarbakır’a gelin size otel ayarladık oğlunuzu ikna edin' diyorlardı."

'EVLERİN KAPISINA ASKER DİKTİLER, SELA OKUTMADILAR'

İbrahim Uzun, oğlunun cenazesini aldıktan sonra da dini vecibelerin ve taziyelerin engellendiğini belirtti:

"Cenazeyi aldık, normalde 3 saat olan yolu 6 saate ancak gelebildik. Asker ve polisler adım başı kontrol noktası koymuş. Bilinçli olarak her noktada durdurup belgeleri istiyor ve bizi geciktiriyordu. Köydeki her evin kapısında asker dikmişlerdi. Cenazeye katılmamaları için nöbet tutuyorlardı. İmamı da köyden uzaklaştırdılar. Bırakmadılar imam vazifesini yerine getirsin. Üç gün boyunca camiyi kilitlediler. Askerler taziyeye de izin vermedi. Çocuklar bile korkudan dağıttığımız yardımları alamıyordu. Büyük bir abluka vardı.”

DEVLET TARAFINDAN 'KUTULARDA' VERİLEN CENAZELER

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 2 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasındaki çatışmalarda ölen Hakan Arslan’ın kemikleri 7 yıl aradan sonra 29 Ağustos 2022'de babası Ali Rıza Arslan’a bir kutu içerisinde teslim edildi. Arslan’ın cenazesi Erzurum’a götürülerek Karayazı ilçesine bağlı Çavuş Köyü'nde defnedildi.

Dersim'de 2017 yılında çatışmalarda ölen Agit İpek'in kemikleri 10 Nisan 2020’de bir koli içerisinde annesi Halise Aksoy’a verildi. Diyarbakır’ın Dicle İlçesi kırsalında eylül 2021'de çıkan çatışmada yaşamını yitiren Zindan Yeni’nin cenazesi 8 ay sonra bir saklama kabı içerisinde babası Hasan Yeni’ye teslim edildi. (ARTI GERÇEK)

Öne Çıkanlar