Osman Kavala davası AİHM'de 'açık olarak' görülecek
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi, tutuklu iş insanı Osman Kavala davasıyla ilgili açıklama yaptı.
AİHM Büyük Dairesi, Osman Kavala/Türkiye davasının 11 Temmuz 2022 tarihinde saat 11.00'de Strasbourg'daki AİHM binasında "açık olarak görüleceğini" duyurdu.
AİHM, Osman Kavala ile ilgili 10 Aralık 2019’da verdiği ‘tahliye’ kararının uygulanmamasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46. Maddesi’ni ihlal olup olmadığına yönelik karar açıklayacak. AİHM’in 17 hakimden oluşan Büyük Dairesi’nde görülecek duruşma, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 10 Aralık 2019 kararının uygulanmamasını takiben ihlal prosedürü başlatarak yaptığı başvuru üzerine gerçekleşecek.
AİHM’İN KAVALA KARARI NEYDİ?
AİHM, Osman Kavala'nın gözaltı koşullarıyla ilgili davada 10 Aralık 2019 tarihli kararında Kavala'nın "hukuk dışı nedenlerle ve susturulmak için hapiste tutulduğu" sonucuna varmış ve bu ihlalin ortadan kaldırılması için Kavala'nın "derhal tahliye edilmesi" gerektiğine hükmetmişti. AİHM'nin kararı Büyük Daire'de de kesinleşmişti.
Ancak Kavala'nın bu karara rağmen serbest bırakılmaması üzerine Türkiye, AİHM kararlarına uymadığı gerekçesiyle Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin denetim sürecine alındı.
TÜRKİYE’NİN DENETİM SÜRECİNDE NE YAŞANDI?
Kavala dosyası Mart 2021'de AİHM kararlarının uygulanışını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin daimi gündemine dahil edildi. Böylece Kavala dosyası sadece AİHM gündemli toplantılarının değil, tüm toplantılarının gündemine geldi. AİHM kararına rağmen Kavala'nın serbest bırakılmaması üzerine Komite, bu kez Türkiye'ye 19 Ocak 2022'ye kadar süre verdi. Komite, Kavala'nın bu süreçte de serbest bırakılmaması üzerine geçen Şubat ayı başında Ankara'ya karşı resmen ihlal prosedürü başlattı.
İhlal prosedürü uyarınca Kavala dosyası, AİHS'nin 46'ıncı maddesine dayanılarak yeniden AİHM'ye gönderildi. AİHM'nin yaz aylarına kadar Kavala kararının yerine getirilip getirilmediği tespitinde bulunması bekleniyordu. Ancak Kavala'nın bu hafta başında müebbet hapse mahkum edilmesi nedeniyle Mahkeme'nin kararın yerine getirilmediği tespitinde bulunması bekleniyor. Bu tespitin ardından da Türkiye'ye karşı alınacak yaptırım kararlarını görüşmesi için dosya yeniden Bakanlar Komitesi'ne gönderilecek.
TÜRKİYE’YE KARŞI HANGİ YAPTIRIM KARARLARI ALINABİLİR?
Dosyanın Bakanlar Komitesi'nin önüne gelmesinin ardından Türkiye'ye karşı yeni süreç işleyecek ve yaptırım olasılıkları tartışılacak. Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ndeki oy hakkının dondurulması ya da üyelikten çıkarılması gibi önlemlerin masaya getirilmesi bekleniyor. AİHM tarihinde şimdiye kadar sadece Türkiye dışında 2017'de Azerbaycan'a karşı Azeri muhalif Ilgar Mammadov'un tutukluluğu nedeniyle ihlal prosedürü başlatılmıştı. Mammadov, Ağustos 2018'de ise serbest bırakıldı. Konsey üyeliğinden çıkan ilk ülke de Rusya oldu. Konsey, Ukrayna'nın işgali nedeniyle Rusya'nın üyelikten çıkarılması için hazırlık yaparken Rusya, Konsey üyeliğinden çıktığını geçen Mart ayında ilgili makamlara tebliğ etti.
Türkiye'nin Konsey üyeliğinden ayrılması ise Ankara'nın Avrupa kurumlarıyla bağının neredeyse tamamen kopması anlamına gelebilir. AB ile ilişkileri insan hakları ihlallerinin artışı nedeniyle kötüleşen Türkiye'nin AB'ye tam üyelik müzakereleri de uzun zamandır donmuş durumda.
GEZİ DAVASINDA ÇIKAN KARAR
25 Nisan günü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, önde gelen insan hakları savunucusu Osman Kavala’yı hükümeti devirmeye teşebbüsten suçlu bularak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi, Tayfun Kahraman'a da 18'er yıl hapis cezası verildi.
Anadolu Kültür Anonim Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala 18 Kasım 2017 tarihinden bu yana tutuklu bulunuyor. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi 18 Şubat 2020 tarihinde Kavala da dahil olmak üzere Gezi davasında yargılanan tüm sanıkların beraatine hükmetmiş ancak karar 22 Ocak 2021 tarihinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi'nce bozulmuştu. Gezi davasından yargılanırken hakkında tahliye kararı verildiği gün yeniden tutuklanan Kavala, hakkında 15 Temmuz darbe girişimi dosyasından "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamasıyla hakkında yeni bir dava daha açılmıştı. Bu dava da daha sonra Gezi davasıyla birleştirilmişti.