Özel, Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu Hacı Bektaş'ta bir arada

Özel, Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu Hacı Bektaş'ta bir arada
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve eski CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hacı Bektaş-ı Veli Anma Törenleri'nde bir araya geldi ve konuşma yaptı.

Artı Gerçek - Hacıbektaş Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından düzenlenen 61. Ulusal 35. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri'nin Cumhuriyet Kent Meydanı'ndaki programı başladı.

Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinliklerine CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Gülüstan Kılıç Koçyiğit, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Muğla Belediye Başkanı Ahmet Aras, Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı ve CHP'li milletvekilleri katıldı.

Uluslararası Hacı Bektaş Veli'yi Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri'de konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Bugün Alevilerin en etkin şekilde çözüm bekleyen, katkı bekleyen sorunları var. Türkiye, vicdanları yaralayan, bir türlü açıkça ifade edilmeyen bir ayrımcılıkla Alevilere eşit vatandaşlık haklarını vermemiştir... Alevi vatandaşlara eşit yurttaş muamelesi yapılmamakta, ayrımcılığa tabi tutulmakta, ötekileştirilmekte ve haklı talepleri duymazdan gelinmektedir. Cemevleri Aleviler için ibadethanedir. Bizler için de ibadethane olacaktır" dedi.

Hacı Bektaş Veli'yi anarak konuşmasına başlayan Özel, şunları söyledi:

zgur.jpeg
Özgür Özel

"Hünkar Hacı Bektaş Veli'nin manevi huzurundayız. 753 sene önce hakka yürüyen ama söyledikleri ve yaptıklarıyla bugünümüze ışık tutan hünkarın huzurundayız. Daha Avrupa'da rönesans, reform ortaya çıkmamışken; modern batı aydınlanması yaşanmamışken, bırakın evrensel insan hakları sözleşmesini, evrensel insan hakları değerleri tartışılmazken, 'her ne ararsan, kendinde ara' diyen, 'hiçbir milletti ve insanı ayıplamayın' diyen, '72 millete bir nazar ile bak' diyen, 'dili, dini, rengi, ne olursa olsun, iyiler iyidir' diyen, kadının adı yokken 'bizim nazarımızda kadın erkek farkı yok' diyerek kadını karar süreçlerinin içine dahil edip, kadın sözünü erkek sözüyle bir gören hünkarın huzurundayız. Bu topraklarda çok acı dönemler, çok acı günler, çok acı aylar, yıllar yaşandı. Yıllardır kan, gözyaşı, zulüm bir durduysa üç yürüdü. Kerbela'da akan kan, Çorum'da, Maraş'ta, Sivas'ta akmaya devam etti. Kerbela'nın direnci sokak ortasında katledilen bilim insanlarının, sendikacıların, gazetecilerin, Berkin Elvanların, milyonların katıldığı cenaze törenlerinde o direnç vardı. Kerbelanın yası, kimi zaman Berkin'in, Ali İsmail'in, Abdullah Cömert'in mezarının başına bir sis gibi kondu."

'ALEVİ VATANDAŞLARA EŞİT YURTTAŞ MUAMELESİ YAPILMAMAKTA'

Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı'na tepki gösteren Özel, Alevilere eşit vatandaşlık hakkı verilmediğini söyledi.

Özel, şöyle devam etti:

"İktidar partisinin burada yıllardır süren bir geleneği yok sayarak, buradaki canlıların meşru resmi siyasi temsilcilerini dışlayarak, 15 Ağustos akşamı apar topar alternatif bir tören tertip etmelerini en başta Hacı Bektaş'ın mirasına yapılmış büyük bir saygısızlık olarak görüyor ve kınıyorum. Bugün Alevilerin en etkin şekilde çözüm bekleyen, katkı bekleyen sorunları var. Türkiye, vicdanları yaralayan, bir türlü açıkça ifade edilmeyen bir ayrımcılıkla Alevilere eşit vatandaşlık haklarını vermemiştir. Yürürlükte olan Anayasa'daki tüm ifadelere rağmen uygulama sırasında ve kanun yaparken, kanunları uygularken Alevi vatandaşlara eşit yurttaş muamelesi yapılmamakta, ayrımcılığa tabi tutulmakta, ötekileştirilmekte ve haklı talepleri duymazdan gelinmektedir. Cemevleri Aleviler için ibadethanedir. Bizler için de ibadethane olacaktır. Bu yasal hak tanınana, bu anayasal hak kabul edilene kadar sizin mücadeleniz benim mücadelemdir. Camilerin ibathane görülüp, cemevlerinin ibadethane sayılmadığı, ÇEDES programı altında laik eğitim örselenip, katledildiği, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı adıyla Alevilerin kabul etmediği bir kurumun ve işleyişin oluşturulduğu ve maalesef vaktiyle 'cemevi cümbüş evi' diyen, cem ile cümbüşü bir tutan yönettiği bu ülkede cümbüşün yeri Kültür Bakanlığı olduğu kabuluyle bir inancı Kültür Bakanlığına bağlayarak bu hakareti, bu hor görmeyi kurumsallaştıran bir anlayışa itiraz ediyoruz. Haklı itirazlarınızın yanındayız."

'BİZ DOĞRU DURAMAYA VE DOST KAPISINI AÇIK TUTMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Kendisinden önceki CHP genel başkanlarına vefalarını göstermek için iktidar olacaklarını belirten Özel, konuşmasının devamında şunları söyledi:

"Madımak utancıyla bu devlet hala yüzleşmemiştir. Madımak bir utanç müzesi olana kadar mücadelenizi mücadelemiz olarak hep birlikte sürdüreceğiz. Yolculuğumuz, ülkemiz için, barışa, adalete, hoşgörüye, güzel ahlaka, erdeme, bilime ve umuda giden bir yolculuğu temsil ediyor. Yolumuzu bu toprakların değerleriyle, Hünkar Hacı Bektaş'ın, Abdal Musa'nın, Mevlana'nın Yunus Emre'nin ve nice eren ve evliyanın öğretileriyle aydınlatıyoruz. Biz doğru duramaya ve dost kapısını açık tutmaya devam edeceğiz. Aslan ile ceylanın bir arada yaşayabildiği, bereketin ve hoşgörünün egemen olduğu bir ülkeyi gelecek nesillere miras bırakana kadar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Burada Cumhuriyet Halk Partisi'nin Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 'iki büyük eserimden biridir' dediği partinin genel başkanı olarak bulunuyorum. Hacı Bektaş'ta tüm Türkiye'ye söylemek isterim ki bu partinin ilk genel başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e de tüm genel başkanlarına da benden önceki genel başkanı çok kıymetli Kemal Kılıçdaroğlu'na da vefamızı göstermenin en önemli yolu onların partisini iktidar yapmaktır. Hep birlikte bunu başaracağımıza and içiyorum."

İmamoğlu da burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

imam.jpeg
Ekrem İmamoğlu

"Bugün burada bulunan Hacı Bektaş-ı Veli'nin felsefesinin yolundan giden çok kıymetli yurttaşlarımız, hepinizi en içten duygularımla selamlıyorum. Elbette bugün çok özel bir ortamdayız. Ben yıllardır Hacı Bektaş-ı Veli'nin huzuruna gelmenin ve buradaki bu manevi huzuru yaşamanın gerçekten heyecanını yaşayan birisiyim. Felsefesinden ve hayata bakışından etkilenen onu kendime ışık gibi tutan birisiyim. Bir kez daha bu aziz topraklarda olmanın onurunu ve gerçekten derin mutluluğunu yaşıyorum.

Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu topraklarında öğretisi ve tavrıyla sonsuzluğu yakalayan en önemli değerlerimizdendir. Zamandan ve mekandan bağımsız derinliği tüm insanlığı kapsayıcılığıyla çok önemli birliği öne çıkartır. İnsanın canlı cansız tüm varlıkların dilini konuşarak yükseltir. Onun yaşayışı ve öğretisi çeşitlilik içinde yüce bir birliği anlatır. Hacı Bektaş-ı Veli geçmişten günümüze akan ve geleceğe uzanan insan merkezli dünya görüşüyle sevgi barış ve hakikat eliyle evrensele uzanan engin bir denizdir.

'HACI BEKTAŞ-I VELİ HUZURUNDA SÖYLEMEYE DİLİM VARMIYOR'

Ülkemizde de farklı sıkıntıların arttığı hatta tüm varlıkların can hakkını savunan Hacı Bektaş-ı Veli huzurunda söylemeye dilim varmıyor ama kedinin, köpeğin bile öldürülmesinin yasaya dönüşme çabasının gösterildiği günlerde Hacı Bektaş-ı Veli'nin huzurundayız. Bugün biz insanlar bütün canlıların vebali üstünde olan düşünen, üreten duygulanan sorumlu olan varlıklarız. Bütün bu sorunları çözme sorumluluğu her birimizin huzurunda, önemli bir sorumluluk. Sevgiyle, akılla bilimle bütün sorunların üzerinden gelmemiz gerekir. Ne yazık ki farklı meziyetler göstererek üzmeyi, kırmayı yok saymayı ve insanları kutuplaştırmayı ayrıştırmayı kan dökmeyi dahi düşünecek kadar ve buna kendi hakkıymış gibi davranacak kadar ileri seviyede şiddeti savunanların olduğu bir ortamdayız.

'HACI BEKTAŞ-I VELİ'NİN YOLU BİZE BİRLEŞMEYİ EMREDER'

Şunu ifade etmek isterim ki hep birlikte kararlı bir biçimde bu memleketin Veli'lerinin, değerlerinin ermişlerinin Hacı Bektaş-ı Veli'nin yolu yolumuzdur. Bu yol bize birleşmeyi emreder. Bu yol bize bir olmayı, iri olmayı, diri olmayı emreder. Bu yol bize bu memleketin yurttaşımızın hiçbirini dışarıda bırakmamayı bu vatanın her karış toprağının eşit hissedarı olmayı emreder. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki tüm yol arkadaşlarımızla 16 milyon İstanbul'uyla birlikte Hacıbektaş ilçemize hizmet etmenin onurunu yaşıyoruz.

'HACIBEKTAŞ İLÇESİNE BURADAKİ TEMSİLCİLERİNİN MANEVİ DUYGU VE DÜŞÜNCELERE SAYGI DUYMAK ZORUNDALAR'

Devletimizin ve ülkemizin her türlü kurum ve kuruluşumuzun Hacıbektaş ilçesine ve buradaki maneviyatın ihtiyaçlarına tek şartla buradaki temsilcilerinin manevi duygu ve düşüncelere saygı duymak zorundadırlar, bunu görev kabul etmeliyiz ona göre hareket etmeliyiz.
Hacıbektaş ilçesiyle belediyemizle birlikte ev sahibi protokolü yapmış olmanın gururunu yaşıyorum. Alevi toplumunun hafızasında, duygusunda bir var olma mücadelesi olduğunu bu etkinlikleri gerçekleştirmek adına canla, başla dayanışmayla mücadele eden canların birlik mücadelesi olduğunu yakinen biliyorum. Bu etkinliğin üzerinde dolaşan ne yazık ki iyi niyetli olmadığını hissettiğimiz ve bu konuda kaygı duyan Alevi-Bektaşi toplumunun bunları aşarak bu güzel festivali sahipsiz bırakmamak ve en güçlü şekilde bu buluşmaları desteklemek konusunda 16 milyon İstanbullu adına aldığımız kararı buradan paylaşıyorum."

KILIÇDAROĞLU: KÖTÜLÜKTEN, İHANETTEN, İNCİTENLERDEN, MENFAATPERESTLERDEN ARINACAĞIZ

Etkinliklere CHP 7'inci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı.

Hacı Bektaş Veli'yi anarak sözlerine başlayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Biz birlikteyiz, beraberiz, inşallah Türkiye'yi hep beraber aydınlığa çıkaracağız. Sevgili dostlarım, sevgili dostlarım. 800 yıldır bu topraklarda bir aydınlık varsa, bir umut varsa, bir direniş varsa dahası insanlığa dair ne varsa orada onu görürüz. Onu yaşarız. Yani hünkar Hacı Bektaşı Veli'yi. O çağının filozofu değil, geleceğin güneşidir. Fikri, derinliği, sözde değil, öze bakar. Bu dergah özünde de, sözünde de eğri olanların değil, dimdik duranların dergahıdır. Bu topraklar, binlerce yıldır, yüzlerce savaş, işgal, acı ve gözyaşı görse de bu topraklarda yetişmiş, bu toprakların suyunu içmiş, aşını yemiş, Hacı Bektaş ve öğrencileri 800 yıldır onlarca devletin, yüzlerce mücadelenin mihenk taşıdır, sarsılmaz temelidir. Bu bir tesadüf müdür? Bakınız Osmanlı'ya, kuruluşuna, Yeniçeri ocağına; bakınız cumhuriyete, 101 yıldır cumhuriyete sahip çıkanlara, nerede bir kuruluş varsa orada Hacı Bektaşı Veli vardır. Nerede bir gelecek varsa o geleceği inşa eden bir dergahın erenleri vardır. Unutmayın Hacı Bektaş sadece ruhsal arınmanın değil, toplumsal arınmanın da izdüşümüdür. İhaneti görenlerin, yarı yolda bırakanların, kötülüğe uğrayanların son sığınağıdır. Burası son kaledir. O sığınak ki arınarak çoğalanların ocağıdır. O sığınak ki onca acıyı ateşle kavurup yüreklere su serpen, dirilenlerin ocağıdır. Yine unutmayın. Burası hem son kale hem de ilk direniştir. Ayağa kalkma zamanının ön sözleridir. Bu topraklardan kimler geldi, kimler geçti ama Hacı Bektaş gibi iz bırakanlar sayılıdır. Çünkü o kerameti kendinden sananların değil, arındıkça mücadele edenlerin ayağa kalkışıdır."

'YOLUNDAN DÖNENLERİN, DEĞERLERİNİ PEŞKEŞ ÇEKENLERİN, KÖTÜ SONUCUNUN MÜJDECİSİDİR'

Hacı Bektaş Veli'nin "her ne ararisen kendinde ara" sözü üzerine konuşan Kılıçdaroğlu, "O 'her ne ararisen kendinde ara' diyen, çağının çok ilerisinde olan bir aydın, bir düşünürdür. Dünya Orta Çağ karanlığında ezilirken, umuda insanda gören, Hacı Bektaşı Veli, bu beş kelimeye dünyayı sığdırmıştır. Kötülüğü iyilikte yakan Hacı Bektaşi Veli ihaneti dostlukla pekiştirmiştir. Kurtuluşu başkalarından beklemek yerine kendinde bulanların manifestosudur aslında bu cümle. Evet 'her ne arar isen, kendinde ara'. İnsan mutluluğu huzuru arar, barışı arar, refahı arar. Çünkü mesele senin de bulunduğun değil, ne aradığındır. Bakınız Hacı Bektaş Veli bu cümleye bir dünyayı sığdırmış da biz hala o dünyayı keşfedemiyoruz. 'Ne arar isen kendinde ara'. Defalarca söyleyelim. Defalarca başka anlam yükleyeceğimiz aydınlığın özüdür bu cümle. Başkalarının kanatları altında uçmayı zirve sananlara inat, özgürlüğü kendi gücünde bulan yüreklerin haykırışıdır bu deyiş. Bu deyiş kimi zaman hakikati bulmak için, darda kalan, yatağa aç gelen çocukların direniş tümcesidir. Yolundan dönenlerin, değerlerini peşkeş çekenlerin, kötü sonucunun müjdecisidir" ifadelerinde bulundu.

'ARINDIKÇA AZALMAYACAĞIZ, ARINDIKÇA ÇOĞALACAĞIZ'

Kılıçdaroğlu, konuşmasının devamında şuları söyledi:

"Sevgili dostlarım, aslında bu cümleyle Hacı Bektaş her karanlığın sonunun mutlak ışık olduğunu hatırlatır. Onun içindir ki kara bulutlar üzerimizde dolaşsa da hiçbir zulüm hiçbir işgal hiçbir hükümdarlık sonsuza kadar sürmemiştir. Eğer umudunu kaybedersen gel Hacı Bektaş'a, eğer yolundan varsa şüphen, 'her ne arar isen kendinde ara' de o sana doğru yolu gösterir. Peki ya bizler? Kimi zaman unutulan, kimi zaman onca kötülüğe uğrayan ama her fırsatta 'incinsen de incitme' diyenler 800 yıl önceden dünyamızı aydınlatmaya çalışan Hacı Bektaşi Veli'nin huzurunda ne diyeceğiz? Cellatlarla çocuklar aynı dünyada yaşamamalı. Analar ağlamamalı. Emek bölüşülmeli. Babalar da gülebilmeli. Ayrı gayrı olmamalı. İnsan üstün olacaksa kadın erkekten üstün olmalı. İnsan ayrılacaksa, Alevi Sünni, Türk, Kürt, siyah, beyaz diye değil; iyi ve kötü olarak ayrılmalı. 'Özünü bilirsen özürden kurtulursun' der Hacı Bektaşi Veli. O da biliyor ki okunacak en büyük kitap, insandır aslında. Ona göre insanlar ya arınacak birlik olacak ya da arınmadan sağılıp gidecekler. Evet biz arınacağız. Kötülükten, ihanetten, incitenlerden, menfaatperestlerden arınacağız. Sevgili dostlarım arındıkça azalmayacağız, arındıkça çoğalacağız. Arındıkça kardeşlik bağlarımız sımsıkı birbirimizi tutan ellerimiz güçlenecek. Arındıkça büyüyeceğiz. Arındıkça önce insan, sonra çağa çığır açan toplum olacağız. Bu bizim Hünkar Hacı Bektaş'a sözümüzdür. Bu bizim hünkar Hacı Bektaş'a, namus borcumuzdur. Arınmalıyız, ayağa kalkmalı ve haykırmalıyız, hep birlikte daha ileriye." (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar