Batasuna tartışılırken: Peki ya HEP, DEP, HADEP, DTP kararları?

Batasuna tartışılırken: Peki ya HEP, DEP, HADEP, DTP kararları?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Batasuna’nın kapatılmasını 'haklı' bulsa da Türkiye’de kapatılan siyasi partilerin çoğu için 'ihlal' kararları vermişti.

ARTI GERÇEK- Cumhurbaşkanı Erdoğan, AİHM’in Selahattin Demirtaş kararını değerlendirirken, İspanya Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan ve AİHM’in bu kapatmayı haklı bulduğu "Herri Batasuna-Batasuna" kararına atıf yaptı. Batasuna örneği, MHP lideri Devleti Bahçeli’nin "HDP kapatılsın" çıkışının ardından bazı köşe yazarları tarafından da dillendiriliyor. Ancak Türkiye’de kapatılan ve AİHM’in kapatmayı haksız bulduğu siyasi partiler pek gündeme getirilmiyor. AİHM, Türkiye’de sadece Refah Partisi’nin kapatılmasını haklı bulmuştu.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Selahattin Demirtaş kararı için "Bizi bağlamaz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batasuna örneğini vermişti. Erdoğan, "Tamamıyla bu adımlar siyasidir, bunun da gereğini gerekçesini biliyoruz. İstisnasını bir kenara bıraksak bile Selahattin Demirtaş ile ilgili hüküm, aynı mahkemenin İspanya’daki Batasuna davasındaki kararla çelişmektedir. O kararda mahkeme bırakın şiddet eylemlerini teşvik etmeyi, şiddet eylemlerini açıkça kınamamanın suç sayılabileceğine hükmetmiştir. Şiddet eylemini kınamamayı teröre destek olarak kabul eden bir mahkemenin 6-8 Ekim 2014’te 39 vatandaşımızın hunharca katledilmesinin baş sorumlusunun tahliyesini istemiş olması resmen çifte standarttır, hatta ikiyüzlülüktür" demişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın atıf yaptığı Batasuna kararı, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin "HDP'nin kapısına açılmamak üzere kilit vurulmalıdır" açıklamasıyla birlikte gündeme gelmişti. Bazı köşe yazarları, AİHM’in Batasuna’nın kapatılmasını haklı bulmasını örnek göstererek, HDP’nin de kapatılması gerektiği yönünde yazılar kaleme aldı.

Hukukçular, Demirtaş kararıyla ilgili Batasuna örneği verilmesinin anlamsızlığına dikkat çekerken, öte yandan Türkiye’de kapatılan ve AİHM’in bu kapatmaları haksız bulduğu siyasi partiler gündeme getirilmiyor.

Peki, nedir Batasuna örneği, AİHM neden haklı buldu, Türkiye’de kapatılan başkaca partiler için ne dedi?

HERRİ BATASUNA-BATASUNA KARARI NEDİR?

İspanya’da bir seçim koalisyonu olarak kurulan Herri Batasuna, 1 Mart 1979 tarihindeki genel seçimlere katıldı. 5 Haziran 1986’da da İçişleri Bakanlığında siyasi parti siciline kaydedildi. Yüksek Mahkeme’nin 1 Aralık 1997 tarihinde Herri Batasuna’nın yirmi üç üyesini ETA ile işbirliği iddiasıyla hapis cezasına çarptırmasının ardından, 25 Ekim 1998’deki Bask bölgesi seçimlerine katılmak için 2 Eylül 1998’de başlangıçta seçmenlerin bir birliği olarak, daha sonra siyasi bir parti olarak Euskal Herritarrok (EH) kuruldu. Batasuna ise 3 Mayıs 2001 tarihinde kuruldu.

Batasuna’nın kurulmasından yaklaşık bir yıl sonra, 27 Haziran 2002’de, İspanya Parlamentosu siyasi partilerle ilgili bir kanunu kabul etti. Bir gün sonra yürürlüğe giren kanun, "Bir siyasi partinin demokrasi ile bağdaşmayan ve anayasal değerleri, demokrasiyi ve vatandaşların haklarını ihlal eden fiillerin tekrarı veya birikmesi halinde kapatılabilmesinin" yolunu açıyordu. Kanuna göre, kapatılan siyasi partinin malvarlığı Hazineye devredilecekti.

Bask Özerk Hükümeti, kanunu Anayasa Mahkemesine taşısa da mahkeme ret kararı verdi.

Yasa yürürlüğü girdikten kısa süre sonra, 27 Mart 2003 tarihinde, Herri Batasuna, Batasuna ve Euskal Herritarrok, siyasi partiler kanununu ihlal ettikleri gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından oy birliği ile kapatıldı. Partileri "yasadışı" ilan eden Yüksek Mahkeme, gerekçe olarak "terörist ‘taktik ayrılık’ stratejisinin parçası oldukları" iddiasını öne sürdü. Mahkeme, üç parti arasında ve onlarla "terörist örgüt" olarak tanımladığı ETA arasında "hatırı sayılır benzerliklerin sabit olduğuna" hükmetti.

Anayasa Mahkemesi, yapılan itirazları da 16 Ocak 2004’de oybirliği ile reddetti.

‘AMAÇ SİYASİ MÜNAZARAYI ORTADAN KALDIRMAK’

Kapatılan partiler, AİHS’in örgütlenme özgürlüğünü düzenleyen 11. ve ifade özgürlüğünü düzenleyen 10.  Maddelerinin ihlali gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu. Partiler, kapatmanın yolunu açan kanunun erişilebilir ve öngörülebilir olmadığını, geçmişe dönük uygulandığını ve kapatılmalarının amacının Bask Bölgesinde siyasi münazarayı ortadan kaldırmak olduğunu söyleyerek, tedbirin hiçbir meşru amacının olmadığından şikâyetçi oldu. Demokratik bir toplumda bunun gerekli olamayacağını belirten siyasi partiler, kapatılmanın orantılılık ilkesini de ihlal ettiğini ifade etti.

AİHM, 23 Haziran 2009 tarihinde verdiği kararla, "siyasi partilerin kapatılmasının kanunla öngörüldüğünü ve meşru amacı olduğunu", "Batasuna’nın projelerinin demokratik bir topluma aykırı ve İspanya demokrasisine önemli ölçüde tehdit olduğunu" belirterek, kapatma kararının "meşru amaçla ölçülü olduğu" kanaatine vardı. AİHM, ulusal mahkemelerin kapatma konusunda yeterli incelemeyi yaptığı sonucuna vararak, AİHS 11. Maddenin ihlalinin söz konusu olmadığına karar verdi, 10. Madde yönünden incelemeye de gerek bulmadı.

REFAH PARTİSİ KARARINA ATIF

AİHM, bu kararında Türkiye’de Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan Refah Partisi davasına atıfta bulundu. Refah Partisi’nin kapatılmasının ardından parti yöneticilerinin başvurusunu 31 Temmuz 2001 tarihinde karara bağlayan AİHM, partinin hedeflerinin demokratik kurallara aykırı olduğu, sivil barışı ve demokratik rejimi riskli hale getirdiği ve İslami kurallara yönelik eylemleri yüzünden şeriattan soyutlanmasının mümkün olmadığı görüşünü dile getirmişti.

AİHM, Refah Partisi’nin kapatılmasını haklı bulurken, aralarında HDP’nin önceli partilerin de olduğu siyasi partiler hakkındaki kapatma kararını "haksız" bulmuştu.

DEP DAVASI

Demokrasi Partisi (DEP), HEP'in kapatma davası sürerken 7 Mayıs 1993'de kuruldu. Kısa süre sonra Genel Başkan Yaşar Kaya ve yedi parti yöneticisi tutuklandı. SHP’den siyasete giren ancak partiden ihraç edilen milletvekilleri bir süre sonra DEP’e katıldı. 4 Eylül 1993’te DEP milletvekili Mehmet Sincar Batman’da öldürüldü. Meclis, 2 Mart 1994 tarihinde, DEP milletvekilleri Hatip Dicle, Orhan Doğan, Leyla Zana, Ahmet Türk, Sırrı Sakık ve Şırnak Milletvekili Mahmut Alınak’ın, ertesi gün de Selim Sadak’ın dokunulmazlıklarını kaldırdı. Milletvekilleri tutuklanırken, Demokrasi Partisi 16 Haziran 1994’te Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı.

DEP yöneticilerinin başvurusu üzerine kararı değerlendiren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’yi suçlu buldu.

AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin dernek kurma hakkı özgürlüğünü ihlal ettiği sonucuna vardı.

Türkiye, DEP adına başvuru yapan Hatip Dicle’ye mahkeme masrafları da içinde olmak üzere 210 bin Euro maddi tazminat ödemeye mahkûm edildi.

AİHM, daha önce cezaevinde bulunan Leyla Zana ve arkadaşlarının DGM’de adil yargılanmadıkları gerekçesiyle Türkiye aleyhinde bir karar daha almıştı.

HADEP DAVASI

Halkın Demokrasi Partisi (HADEP), 11 Mayıs 1994'de Murat Bozlak ve bazı eski DEP’li milletvekilleri tarafından kuruldu.

Partinin kongresinde PKK bayrakları ve Öcalan posterleri açılması nedeniyle Bozlak ve bazı parti yöneticileri tutuklandı, parti hakkında kapatma davası açıldı.

Anayasa Mahkemesi, 13 Mart 2003 tarihinde oy birliği ile aldığı kapatma kararında şu gerekçeyi gösterdi: "Parti PKK'ya yardım yataklık etmiş ve yasadışı eylemlerin odağı haline gelmiştir."

HADEP yöneticileri, kapatma kararına karşı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu. AİHM, Anayasa Mahkemesi'nin HADEP'i kapatma kararına temel oluşturmak için kullandığı gerekçeleri yeterli bulmadı.

Anayasa Mahkemesi’nin "HADEP-PKK ilişkisini yeterince kanıtlayamadığı" sonucuna varan AİHM, HADEP'in kapatılmasını demokratik toplumda gereksiz bir uygulama olarak değerlendirdi. Kapatma kararıyla AİHS'nin örgütlenme özgürlüğü maddesinin ihlal edildiğine karar verdi.

HADEP’in ifade özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü, ayrımcılığın yasaklanması, seçme-seçilme hakkı ve mülkiyet hakkı ihlalleri konularındaki başvuruları ise reddedildi.

Türkiye, 24 bin Euro manevi tazminata mahkûm edildi.

DTP DAVASI

Demokratik Toplum Partisi (DTP), 2005 yılında kuruldu. 2007 seçimlerine bağımsız milletvekilleriyle katıldı. Seçilen 21 milletvekili sonradan DTP’ye katıldı. Seçimlerin üzerinden dört ay geçmişken partinin kapatılması ve üyelerine siyaset yasağı getirilmesi talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapıldı.

Yüksek Mahkeme, 11 Aralık 2009’da aldığı kararda, PKK ile aynı siyasi hedeflere sahip olduğu iddiasıyla DTP’nin kapatılıp malvarlıklarının Hazine’ye teslim edilmesine karar verdi. Eşbaşkanlar Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk’ün milletvekillikleri düşürüldü, DTP’nin 37 üyesine beş yıl boyunca siyaset yasağı getirildi.

Anayasa Mahkemesi kararında, DTP’nin "PKK’nin terör stratejisinin aleti haline geldiğini, PKK’nin eylemleriyle arasına mesafe koymadığını, bunun da teröre destek olarak değerlendirilebileceğini" öne sürdü.

DTP yöneticileri, AİHS’nin dernek kurma özgürlüğünü garanti altına alan 11. maddesi ile 1 Numaralı Ek Protokol’ün mülkiyetin korunmasını düzenleyen 1. ve serbest seçim hakkını koruyan 3. maddelerini ihlal ettiği gerekçesiyle 2010 yılında AİHM’ye başvurdu.

AİHM, yaptığı değerlendirmede, işlenen tezlerin kapatma yönünde bir müdahaleyi haklı göstermek için yeterli olmadığına karar verdi. DTP’nin kapatılması ile izlenen meşru amaçlar arasında makul orantı olmadığını da belirten AİHM, Türkiye’nin AİHS’in dernek kurma özgürlüğü ile serbest seçim hakkını garanti altına alan maddelerini ihlal ettiğine hükmetti.

Türkiye, Tuğluk ve Türk’e toplam 71 bin 500 Euro tazminata mahkûm edildi.

AİHM bu partilerin yanı sıra HEP, ÖZDEP, EMEP, DKP, STP, TBKP ve Sosyalist Parti'nin kapatılmasını da "haksız" bulmuştu.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar