Reha Çamuroğlu'ndan Alevilere yönelik düzenlemeye tepki: Başka 12 imam bilmeyiz

İktidarın ilk Alevi çalıştayına öncülük etmiş olan tarihçi-yazar Reha Çamuroğlu, yeni düzenlemeyi eleştirirken 11 +1, 12 kişilik heyete dikkat çekti. Çamuroğlu, "Cumhurbaşkanı tarafından 12 imam atanmaz. Aleviliğe bir teoloji yaratılmak isteniyor" dedi.

Çimen CAN


Artı Gerçek - Hükümetin Alevilere yönelik düzenlemesi tartışılmaya devam ediyor. Alevi kurumları düzenlemeye tepkili. İnançlarının bir kültür öğesi olarak görülmesini istemiyorlar. Bir dönem AKP’de milletvekilliği yapmış, iktidarın ilk Alevi çalıştayına öncülük etmiş olan tarihçi- yazar Reha Çamuroğlu da düzenlemeye karşı çıkıyor.

Alevilere ilişkin bu düzenlemeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türk devlet alışkanlığının, Türk devlet kolaycılık alışkanlığının bir parçası olarak görüyorum. Her toplumsal gelişmeyi zapturapt altına almak, devlet denetimine almak ve devletin bir parçası haline getirmek gibi bir sabit fikir var Türk devlet geleneğinde. Bu aslında toplumun yaratıcılığını, toplumun üreticiliğini gerileten bir yaklaşım. Bunu senelerce Diyanet devam ettirdi. Şimdi yeni bir Diyanet kurulmaya çalışılıyor, hatta kuruldu diyelim. Alevi toplumu böyle bir gelişmeyi olumlu bulmuyor, kabul etmiyor.

Birincisi Alevilik bir Kültür ve Turizm unsuru değil. İkincisi bizim sembollerimizin başında 12 İmamlar gelir, burada da farkındaysanız bir 11 +1, 12 kişilik bir heyet kuruluyor. Bizim 12 İmamlarımız bize yetiyor, başka 12 İmam bilmeyiz. Cumhurbaşkanı tarafından 12 imam atanmaz. Bakan tarafından 12 İmam heyetine başkanlık edilmez. Bunlar bizim inancımızda kabul edebileceğiniz şeyler değil. Aleviliğe bir teoloji yaratılmak isteniyor. Resmi Gazete’de yayınlanan kararda; bilimsel çalışmalar yapılacak, bunlar desteklenecek, hangi alanda çalışmalar yapılacağı belirlenecek gibi maddeler var.

Alevilik meselesini anlayamamak diye bir şey var. Alevilik tarih boyunca çok çeşitli konaklardan geçen bir göçebe düşüncedir. Yani göçebelerin düşüncesi değil düşüncenin kendisi bizatihi göçebedir. Bundan neyi kastediyorum; tarihte çok çeşitli derviş akımları vardır. Zaman içinde bunların Aleviliğe bir şekilde dahil olduklarını, Aleviliğin ve Bektaşiliğin oluşturduğu bir potada eridiklerini buraya kendi renklerini kattıklarını görüyoruz. Aleviliğe ilmihal yazamazsınız. Aleviliğe teoloji yazamazsınız. Sürekli değişen, sürekli hareket halinde olan bir inançla karşı karşıyız. Bu inancın tarihini yazabilirsiniz ama inancı anlamak için içinde olmak gerekir, bilmek gerekir, bağlanmak gerekir, aşk gerekir...

'CEMEVLERİ İBADETHANEDİR, EŞİT VE EŞDEĞER VATANDAŞIZ'

Bizim istediğimiz şey belliydi. Bir; cemevleri ibadethanedir. İki; eşit ve eşdeğer vatandaşız. Bürokraside böyle olmak istiyoruz, Servetin bölüşümünde böyle olmak istiyoruz, vergilerin adaletinde böyle olmak istiyoruz. Biz mecbur muyuz Diyanet’e vergi ödemeye. Böyle bir mecburiyetimiz mi var? Devlet burada ancak bir aracı rolü, bir moderatör rolü oynar. Aynı şey Aleviler için de geçerlidir. Cami yaptırmaya mecbur değiliz, Sünniler de cemevi yaptırmaya mecbur değiller. Bizim 100 bin camiye de ihtiyacımız yok 100 bin cemevi de yaptırmayız.

'AK PARTİ’Yİ KURAN ÇOĞU İNSAN DİYANET’İN VESAYETİNE KARŞIYDI'

AK Parti kurulduğu zaman AK Parti'yi kuran çoğu insanlar Diyanet’in vesayetinden kurtulmaktan bahsediyorlardı. Askeri vesayet kadar Diyanet'in vesayetinden de şikayetçiydiler. YÖK’ten de şikayetçiydiler. Ama Türkiye'de sopayı eline alan dövecek adam arıyor. Sopa ele geçtikten sonra ne Diyanet ne YÖK sorun edilmedi. Oysa bu ikisi de vesayet kurumudur. O kadar anti vesayet söylemleri geliştiren AK Parti 180 derece dönüşle başa döndü.

'AK PARTİ İKTİDARI TERK EDERSE YOK OLACAK BİR PARTİDİR'

AKP’deki bu dönüşün nedeni neydi?

AK Parti iktidarı terk edemez hale geldi. AK Parti iktidarı terk ederse yok olacak bir partidir. Yani ANAP gibi falan da olmaz. Öyle küçülmez, bir süre daha sürmez yok olur darmadağın olur. Çünkü AK Parti bugünkü haliyle bir çıkar birliği koalisyonu haline geldi. Geçmişte yapılan uygulamaların tarafsız bir hukuk karşısında savunulamayacağı da ortada. Yani Anayasa ihlalleri var, yasa ihlalleri var. Yani çok sayıda hukuksal problem var. Dolayısı ile AK Parti iktidarı terk edemeyeceğini düşünüyor. Ve iktidarı terk edemeyeceğini düşünen bir partinin amacı koltukta oturmak oluyor. Koltukta oturmayı sağlayan hangi denge varsa hangi yaklaşım varsa ona yöneliyor. Gücü elinde tutmak için kiminle ittifak yapması gerekiyorsa onunla yapıyor. Şu anda gözüken odur ki devletin içindeki yoğun bir bürokrasi kesimiyle ittifak yapıyor.

'DİASPORADAKİ ALEVİLİĞİ KATILAŞTIRACAK'

Bu düzenleme Aleviler açısından bir kazanım mıdır yoksa mücadeleyi geriye düşüren bir adım mıdır?

Burada bir taşla birkaç kuş vurma çabası var aslında. Bir dini inancı bir toplumu bir topluluğu tanımlamak, onu tarif etmek tekeli ona tahakküm etmek tekelidir. Yani bir şeyi tarif ederseniz ona tahakküm edersiniz. İnsanların inandığı bir şey var ortada inanmayanlar bunu tarif edecekler. Bu olacak iş değil.

Tabii ki bu mesele Aleviler arasında da ciddi bir tartışma yaratacaktır. Bu tartışmanın da çarşıda vurulan başka bir kuş olduğunu düşünüyorum. Devlete eklemlenmek isteyen bir kesim, o maaşı almak isteyen o koltukta oturmak isteyen makam aracı isteyen bir kesim bu işe koşacaktır. Ama bunların etkisinin çok düşük olduğunu düşünüyorum. Yine de bu ciddi bir tartışma yaratacaktır. Bunun ayrıca diasporadaki Aleviliği katılaştıracağını düşünüyorum. Bugün diasporada yaygın olan bir Alevilik var o da İslam dışı bir Alevilik. İslam'ın bir unsuru olmayan kendi başına bir din olan Alevilik yaklaşımı var.

Ben bu yaklaşıma katılmıyorum ve vahim buluyorum. Bu yaklaşımın Aleviliği kurutmak, öldürmek olacağını düşünüyorum. Aslında bu iki ucun da Aleviliği kurutacak ve öldürecek yaklaşımlar olduğunu düşünüyorum. Ama bu iki uçtan diaspora Aleviliğin karlı çıkacaktır muhtemelen.

Düzenlemeyi AİHM kararına karşı aksi yönde atılmış bir adım olarak görüyor musunuz?

AİHM kararlarına karşı hükümet o zaman da böyle bir tavır aldı. Fakat burada İlginç olan bir şey var o da şu, Devlet Bahçeli'nin çıkıp Aleviler cemevleri ibadethane olarak görüyorlarsa bize saygı duymak düşer demesidir. Bu farklı bir şeydir. AKP bunu söyleyememiştir. Ama şunu anlıyoruz ki Aleviler süren mücadeleleri ile varlıklarıyla, mücadelelerinin meşruiyeti ile meşruiyet içerisinde kalmaları ile hukuku değiştirmeye başladılar. Bütün bunlardan sonra sayın Cumhurbaşkanı çıkıp bir mitingde bilmem kimin mezhebini biliyorsunuz değil mi diye sormaz binlerce insana. Bu Alevilerin mücadelesinin meşruiyeti ile birlikte toplumda giderek kazanmaya başladığını, yerleşmeye başladığını gösteriyor. Bunu da unutmamak lazım.

'20 SENE SONRA OLMAYACAK İŞLE KARŞIMIZA ÇIKIYORLAR'

Düzenleme hazırlanırken AK Parti’den sizinle görüşmek isteyen kimse oldu mu?

Benim Sayın Erdoğan ile son görüşmem 2013 yılında Gezi direnişinden sonra olmuştur. Partiden başka biriyle de resmi bir görüşmem olmamıştır. Bir yöneticisiyle falan sokakta karşılaşmak dışında bir ilişkim olmamıştır. Aslında 2009'da 2. Alevi Çalıştayı başlatıldığında (ben Sayın Başbakan'ın danışmanlığından istifa ettikten sonra Faruk Çelik başkanlığında başlatıldı) benim parti ile ilişkim kalmamış gibiydi. Ben seçmene saygı adına partiden istifa etmedim. O tarihte milletvekili olarak kaldım ama AK Parti’nin grup çalışmalarına dahi katılmadım. Çünkü söylenen ile yapılan arasında fark vardı.

Şöyle söyleyeyim başörtüsü oylamasında anayasa değişikliğine oy veren 411 milletvekilinden biri bendim. Oylamadan sonra Sayın Başbakan'a dedim ki, başörtüsü konusunda çalıştaya falan ihtiyaç duymadınız Alevilik konusunda niye duyuyorsunuz, getirelim değiştirelim. Buna gücümüz de vardı. Niyet varsa değiştirebilirdik ama niyet olmadığı anlaşıldı.

20 sene sonra olmayacak bir işle karşımıza çıkıyorlar. Bu bence aslında bütün topluma da zarar verecek bir olaydır. Çünkü yeni bir huzursuzluk kaynağı doğacaktır ve huzursuzluğun tarafları uçlara savrulacaktır. Normal zamanlarda yapmayacakları şeyleri yapacaklardır. Daha uç fikirleri savunacaklardır, daha başka destekçiler arayacaklardır ve bulacaklardır.

'AK PARTİ’NİN ELİNDE AÇIKLANANDAN DAHA DÜŞÜK OY ORANLARI VAR'

Şunu görüyorum AK Parti’de, kamuoyuna yapılan anket açıklamalarında çok farklı anket sonuçları var AK Parti'nin elinde. Anket şirketlerine pek güvenmez Tayyip Bey. Bir şirkete görev verir ondan sonra başka şirketle onu denetletir onu da başka bir şirketle denetletir. Yani çok güven dolu bir insan değildir Tayyip Bey. Sanıyorum ellerinde çok düşük rakamlar olan anketler var. (Açıklananın çok altında bir oy oranından mı bahsediyorsunuz?) Çok altında oy oranı olduğunu düşünüyorum.

Muhafazakar kesimin sessizliğini neye bağlıyorsunuz?

Dünya malı diye bir gerçek var galiba. Onunla sınanmak diye bir şey var. Sınavı kaybettiler. Lüks siteler yaptırdılar içine çekildiler, çevreleri jiletle dikenli tellerle çevrili oralarda hayat sürüyorlar. Başlangıcın mükemmelliğin de kalanlar çok azınlıkta kaldı. Onlara da eminim bunlar tutucu gözüyle bakıyorlar. Yani hareketi başlatanlar şu anda azınlıktalar, partiyi kuranlar partide yok.

'AK PARTİ’NİN HİKAYENİN SONUNA GELDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM'

AK Parti’nin kuruluşunda yer almış isimler partinin geleceğini nasıl görüyor?

Edindiğim kanaati sizinle paylaşayım; bu seçimi AK Parti kazanırsa AK Parti çok uzun bir süre ülkeyi yönetemez. Kısa bir sürede erken seçime gitmek zorunda kalır. Neden bunu söylüyorum Ak Parti bitti çünkü para bitti. Çünkü para gelmiyor. Deniz bitti ne yapacaksın? Kime nasıl ihale vereceksiniz? Onlar size nasıl verdikleri taahhüdü karşılayacaklar? Çok radikal şeyleri yapamazsa ki yapabileceğini zannetmiyorum, partiyi feshedip bambaşka bir parti kurmazsa, bambaşka bir şekle dönüşmezse, büyük bir sürpriz yapmazsa falan ben AK Parti'nin hikayenin sonuna geldiğini düşünüyorum.

'ERDOĞAN’IN ALEVİLERDEN OY BEKLENTİSİ İÇERİSİNDE OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM'

Düzenlemenin seçim yatırım olduğu eleştirileri çokça yapıldı. Sizce bu Alevilerin oy tercihine etki eder mi?

Alevilerin binde biri, 10 binde biri veya 100 binde biri belki oy verebilir. Ben bunun etki edeceğini zannetmiyorum. Tayyip Erdoğan'ın da seçimde oy beklentisi içerisinde olduğunu düşünmüyorum. MHP'nin de öyle ciddi bir oy beklentisi yok. Fakat şöyle söyleyeyim genelde merkez sağa oy vermiş Alevler -ki onlar da Aleviler için de bir yüzde 10-15 gibi bir kesimdir- onlar büyük ihtimalle İYİ Parti'ye oy verirler ya da Deva veya Gelecek Partisi’ne de oy verebilirler. Ama geri kalanı HDP ve CHP oy verir.

Öne Çıkanlar