Rojava'daki saldırılar protesto edildi
Artı Gerçek - Türkiye destekli SMO tarafından Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük sürdürülen saldırılara tepkiler devam ediyor.
Van'da TJA öncülüğünde yapılan basın açıklamasında, Kürtçe ve Türkçe yazılı, “Rojava biziz, Rojava için yürüyoruz” pankartı, “Rojava ve Suriye’deki isşgal, talan ve katliamlara hayır” dövizleri açıldı. Basın metnini DBP Van İl Yöneticisi Evin Babur okudu.
Babur, Rojava’ya sahip çıkmanın, savaş ve soykırım politikaları karşısında durmanın sadece Kürt halkının değil, Türkiye ve dünya halklarının da sorumluluğunda olduğunu söyledi, "Çünkü Rojava’nın hedef alınması halkların özgürlük ve demokrasi taleplerinin hedef alınmasıdır. Rojava’nın hedef alınması aynı zamanda ortak ve özgür eş yaşama yönelik bir darbedir. Böylesi bir modeli hedef alan siyasi anlayışlara karşı durmak tarihi bir görev ve sorumluluktur. Bu doğrultuda tüm demokrasi güçlerini ve uluslararası kamuoyunu Rojava’yı hedef alan saldırılar karşısında sessiz kalmamaya, savaş karşıtlığına ve özgürlük mücadelesine ses olmaya davet ediyoruz” dedi.
'EN AĞIR BEDELLERİ KADINLAR VE ÇOCUKLAR ÖDÜYOR'
DEM Parti Van İl Eşbaşkanı Gülşen Kurt da egemen, kapitalist, emperyalist güçlerin Ortadoğu ve Suriye’de paramiliter güçler eliyle kirli savaş politikalarını yürüttüğünü söyledi. Kurt, "Herkesin Rojava’daki demokratik yaşam hakkına saygı duyması ve destek vermesini talep ediyoruz. Rojava’daki saldırıların temel nedeni ise demokratik yaşam modeline yönelik olduğunu gayet iyi biliyoruz" ifadelerini kullandı.
Şırnak'ta da protesto vardı. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) İl Örgütü öncülüğünde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Cizre İlçe Örgütü binası önünden Dörtyol Kavşağı’na yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşe, DEM Parti il, ilçe örgütleri, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) aktivistleri ile yüzlerce kişi katıldı.
DEM Parti Şırnk İl Eşbaşkanı Nurcan Altürk, "Rojava’ya sahip çıkmak, savaş ve soykırım politikalarının karşısında durmak sadece Kürt halkının değil, Türkiye ve dünya halklarının da sorumluluğundadır" dedi. (MA)