Sansür yasası uygulamada: Gazeteciler daha habere başlamadan engelleniyor
Seda TAŞKIN
ANKARA - Meclis'in gündemine geldiği günden bu yana tartışılan 'Dezenformasyonla Mücadele' adlı sansür teklifi yasalaştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 7418 sayılı Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'u onayladığına ilişkin karar 18 Ekim (bugün) Resmi Gazete'de yayımlandı. Ancak karar Resmi Gazetede yayınlanmadan gazetecilere yönelik ‘sansürler’ son bir hafta içinde fiilen uygulanmaya başladı. Son bir hafta içinde gazetecilerin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) gibi önemli kurumlara girişleri engellendi.
GAZETECİNİN MECLİSE GİRİŞİ ‘YASAKLISIN’ DENİLEREK ENGELLENDİ
Sansür yasası olarak bilenen kanun teklifini mecliste siyah maske takarak protesto eden Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Ankara Şube Başkanı Sibel Hürtaş, Meclis'e girişinin yasaklandığını öğrendi. Yaptıkları protesto eyleminin ardından Meclis Dikmen Kapısı’ndan giriş yapmak isteyen Hürtaş, giriş kapısında kimliğini verdiği esnada Meclis kapısından bulunan görevli tarafından “yasaklı” olduğu yanıtını aldı.
Gazeteci Hürtaş’ın Meclis'e girişinin engellenmesinin ardından muhalefet milletvekilleri kararı protesto etti. Bunun üzerine TBMM Başkanı gazetecilerin protestolarını gerekçe göstererek, Hürtaş'ın TGS Ankara Şube Başkanı olarak girişinin yasaklandığını açıkladı.
NE KADAR SÜRE GEÇERLİ, NASIL İTİRAZ EDİLİR BELLİ DEĞİL
Hakkında verilen ‘yasak’ kararının neye dayanarak alındığını ve ne kadar süre geçerli olacağını dahi bilmediğini belirten Hürtaş, bu karara nasıl itiraz edeceğinin belirtilmediğinin de altını çizdi. Hürtaş, “Yani aldıkları yasak da çıkardıkları yasa gibi muğlak” dedi. Hürtaş şöyle devam etti:
‘MECLİS YASAYI GAZETECİLERDEN KAÇIRMIŞ OLUYOR’
"Bu yasak sadece 'Sibel Hürtaş’ın Meclis’e girememesi' olarak algılanmamalı. Bu başlı başına Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın sendikal faaliyetinin engellenmesidir. Meclis Genel Kurulu’nda, gazetecileri yakından ilgilendiren bir konu görüşülürken, gazetecilerin sendikasının temsilcisine Meclis’e girme yasağı getiriliyor. Hem Meclis’te bu süreci izlememiz engelleniyor, hem de sendikal faaliyetlerimiz bu yolla engellenmiş oluyor. Meclis, bu haliyle, yasayı gazetecilerden kaçırmış oluyor. Tepkimizi dile getirmemizi de engelliyor. TBMM Başkanlığının almış olduğu yasak kararına karşı dava açacağız. Davamızın da esası, alelade bir yasağın kalkıp kalkmaması değil, sendikal faaliyetlerimizin engellenmesine yönelik olacaktır."
ANAYASA MAHKEMESİ'NE GİRİŞE DE ENGEL
Gazeteci Hürtaş’ın meclise girişinin engellenmesinin üzerinden geçen beş günün ardından bu defa da gazetecilerin Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) girişleri engellendi. AYM’nin yeni üye Muhterem İnce’nin yemin törenine davet edilen gazetecilerin bir kısmı, telefon edilerek davet listesinden çıkarıldı. Girişlerinin engellendiğini öğrenen gazeteciler duruma tepki gösterdi. İletişim Bakanlığı ise gazetecilerin girişinin engellemesinin gerekçesinin akreditasyon sorunu olduğunu ifade etti.
Deutsche Welle Muhabiri Alican Uludağ, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla İletişim Başkanlığı tarafından adına ambargo konulduğunu duyurdu. Uludağ bu durumu “Sansür yasası yürürlüğe girmeden sansür ve yasak başladı” diyerek paylaştı.
AYM'de bugün saat 14:00’da yeni üye Muhterem İnce’nin yemin töreni yapılacaktı. AYM önce törene davet etti. Ancak son dakika İletişim Başkanlığı tarafından adıma ambargo konuldu. Bu nedenle davetli listesinden çıkarıldım. Sansür yasası yürürlüğe girmeden sansür ve yasak başladı.
— Alican Uludağ (@alicanuludag) October 17, 2022
MLSA YÖNETİCİSİ AVUKAT OK: MUHALİFLERİN BASIN KARTI İPTAL EDİLİYOR
Sansür yasasına dönük tartışmalar sürüyor, ancak hukukçular göre zaten Türkiye’de yasa olarak olmasa da fiilen yürütülen bir “sansür” yasası işletiliyordu. Medya Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) yöneticisi Avukat Veysel Ok’a göre ise “sansür yasası” zaten Türkiye’de vardı. Yıllardır bağımsız gazetecilerin iktidarın hiçbir etkinliğini takip edemediğini, akreditasyon alamadığını hatırlatan Ok, “Muhalif gazetecilerin büyük bir kısmı Cumhurbaşkanlığı İletişim Kurumu’ndan basın kartı alamıyor, basın kartı olanların da iptal ediliyor. Bu yaşanılanlar sansürünü parçası elbette ama kanundan bağımsız olarak zaten yıllardır Türkiye’de bir akreditasyon sorunu var” dedi.
Gazetecilere bu yaşatılanın, sansürün geldiği son noktayı gösterdiğini belirten Ok, şöyle konuştu:
"Bu kanun haber yaygınlaştıktan sonra ve paylaşıldıktan sonra uygulanacak bir kanun. Ancak akreditasyon ile daha habere başlamadan gazetecilerin haber yapması engelleniyor. Zaten var olan sorun da giderek büyüyor. Maalesef iktidarın basın özgürlüğüne bakışı bu."
Gazetecilerin Meclis’e alınmasının hukuki bir karşılığı olmadığını ve yasama faaliyetlerini vatandaşların da izleme hakkı olduğunu söyleyen Ok, Türkiye’nin önemli kurumlarının da sansürün bir parçası haline geldiğinin altını çizdi.
‘BİZZAT SORUMLULAR TARAFINDAN DEZENFORMASYON YAPILIYOR’
Sansür yasasına tepki gösteren gazeteci sendikaları ve dernekler, bu yasa ile birlikte gazetecilere yönelik engellemelerin artacağını dile getirmişti.
Birkaç gün içinde gazetecilere yönelik engellemelerin kendilerini şaşırtmadığını söyleyen Çağdaş Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Can Güleryüzlü, özellikle yasanın 29’ncu maddesinin net şekilde Anayasa’nın düşünce ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğunun altını çizdi. Düzenlemenin sahibi konumundaki iktidar sözcülerinin, halkın gözlerinin içine baka baka yalan söylediğini ifade eden Güleryüzlü, bizzat sorumlular tarafından dezenformasyon yapıldığını belirtti.
‘Sansür yasası’ Resmi Gazete’de
Alican Uludağ AYM töreni davet listesinden çıkarıldı: Altun'dan gazeteciye ambargo