Servet Turgut'un ağabeyi: Gözaltına alınan gazeteciler zulmü ortaya çıkarmaya, sesimiz olmaya çalıştılar
Mezopotamya Ajansı'nın Van bürosuna yönelik bu sabah gerçekleşen baskında, ajansın muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur ile birlikte Jinnews muhabiri Şehriban Abi, gazeteci Nazan Sala ve eski gazete dağıtımcısı Şükran Erdem gözaltına alındı.
Van’ın Çatak ilçe kırsalında operasyona çıkan askerlerin gözaltına aldığı Servet Turgut ve Osman Şiban’ın helikopterden atıldıklarını hastane raporuyla belgeleyen ve olaya dair bilgileri kamuoyuna duyuran gazeteciler, İl Emniyet Müdürlüğü'nde tutuluyor.
'MESLEKLERİNİ YAPTILAR'
Helikopterden atıldıktan sonra kaldırıldığı yoğun bakım ünitesinde 20 gün sonra yaşamını yitiren Servet Turgut’un ağabeyi Naif Turgut, olayı gündeme getiren gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Olayın yaşandığı ilk günden bu yana gazeteci Uğur başta olmak üzere diğer gazetecilerin yanlarında olduğuna dikkati çeken Turgut, "Cemil, bize olayın nasıl olduğunu sordu. Bize yapılan haksızlığı, zulmü ortaya çıkarmaya çalıştı. Hastanede bulunduğumuz zaman diliminde Cemil ve gazeteci arkadaşları sürekli yanımızdaydılar. Gazetecilere böyle şeylerin yapılmaması gerekiyor, çünkü buraya gazeteciler lazım. Gazeteciler özgür ve serbest bırakılmalıdır. Halka haber vermeleri engellenemez. Cemil, bizim yanımıza insanlık için, insanlara haber vermek için geliyordu. Biz Cemil’den bir zarar görmedik" diye konuştu.
‘BİZİM SESİMİZ OLMAYA ÇALIŞTILAR’
Gözaltında bulunan gazetecilerin bir an önce serbest bırakılması gerektiğini vurgulayan Turgut, gözaltıların insani bir yanının olmadığını ifade etti. Turgut, devamında ise şunları belirtti: "Haber takibini yaptığı için arkadaşımıza borçluyuz. Cemil, kardeşimin neden işkence gördüğünü sordu? Biz de bütün yetkililere sesleniyoruz; neden gözaltına alındı, suçu neydi? Cemil ve arkadaşları suçsuzdur. Sadece uğradığımız haksızlığı ortaya çıkarmak için uğraştılar. Onlara yapılanlar adaletsizliktir. Kardeşimin taziyesine ne kimsenin katılmasına ne de gazetecilerin çekim yapmasına dahi izin vermediler. Bu insanların hiçbir suçu yok, bizim sesimiz olmaya çalıştılar." (MA)