Tacize karşı susmayan E.K: Davamı sahiplenin çünkü hiçbir kadın bunu yaşamamalı
Taciz ve sistematik baskıya maruz bırakılan E.K’e yaşadıklarından dolayı aylardır psikolojik tedavi gördüğünü söylüyor ve dayanışma çağrısında bulunuyor.
Ceren KARLIDAĞ
ARTI GERÇEK - Erkek şiddetine karşı sessiz kalmayı reddeden E.K’den çağrı var…. Kayseri’de toplu taşıma aracında seyahat ederken Fatih M. isimli erkek tarafından tacize maruz bırakılan E.K’ye şikayetini geri çekmesi için baskı yapılıyor. İlk duruşması görülecek olan dava için avukat desteğine ihtiyacı olan E.K tüm kadınların davayı sahiplenmesini istiyor.
Erciyes Üniversitesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi olan E.K, Ekim ayında metroda seyahat ederken karşı koltukta oturan Fatih M. isimli erkek tarafından fotoğraflarının çekildiğini fark ediyor. Metrodan indikten sonra da devam eden takibin üzerine güzergahını değiştirerek soluğu polis merkezinde alan ve Fatih M.’yi bu şekilde yakalatan E.K, "Benim için asıl yıkım bundan sonra başladı. Çünkü yaşadığım süreci kimse taciz olarak algılamadı" diyor.
E.K, "Kayseri gibi bir yerde neden etek giydim ki…" diyerek zaman zaman kendini suçluyor. Çünkü bu zaman kadar karşılaştığı pek çok tutum mağdur suçlayıcı bir tarzda olmuş. Biraz sohbet edip rahatladıktan sonra anlatmaya başlıyor:
"Metro ile seyahat ediyordum. Karşı koltuktaki adamın bariz bir şekilde bacaklarımın fotoğrafını çektiğini gördüm. Araçtan indikten sonra da beni takip etmeye devam etti. Korkumdan ara sokaklara giremedim ve işlek bir caddede yürürken polis merkezine denk geldim. Polislere arkamdaki adamı işaret ettim. Telefonundan bir sürü fotoğrafım çıktı."
"KARAKOLDA BİR ŞOK DAHA YAŞADIM"
Fatih M. isimli erkekten şikayetçi olan E.K, yaşadığı ikinci şokun karakolda gerçekleştiğini söylüyor:
"Bazı polisler yanıma gelip bu olayın çok abartılmaması gerektiğini söyledi. O an bir şok daha yaşadım. Polislerden koruma istememe rağmen bunu kabul etmediler. Bizi korumakla yükümlü olduklarını düşünüyordum ve tavırlarına inanamadım."
Fatih M., ifadesinde, "Bayanı görünce tahrik oldum. Fotoğraflara bakıp silecektim, şeytana uydum" diyor. Fakat, bir şekilde E.K’nin yaşadığı devlet yurdunun adresine ulaşarak eşini ‘ikna’ etmek için gönderiyor. E.K, o süreci şöyle anlatıyor:
"Yurda dışarıdan birisinin girmesi çok zor. Ancak bu kadın yurda girip benim yurt müdürümle konuşmuş. ‘Kocam sadece ona bakmış, taciz etmemiş. Şikayetini geri çeksin, çoluğumuz çocuğumuz var’ diyerek yurt müdürümü de etkilemiş. Yurt müdürüm ise ‘Sen de abartmıyor musun kızım? Bak çocukları varmış, çek ifadeni’ diyerek beni ikna etmeye çalıştı. Beni en çok yaralayan bu kadınların aldığı tutum oldu. Kadın dayanışmasına olan inancımı sarstılar."
Fatih M.’nin eşinin de sürece dahil olması ve adresinin ifşa olmasından dolayı kaygılarının arttığını söyleyen E.K, üç haftalık koruma kararı çıkarttığını ancak bu süreyi tüm çabalarına rağmen uzatamadığını dile getiriyor. Ayrıca Fatih M.’nin eşi de E.K hakkında "Aile huzurumuzu bozdu" gerekçesi ile suç duyurusunda bulunuyor. Savcılık bu şikâyeti kovuşturmaya yer olmadığı gerekçesi ile reddediyor.
E.K’nin şikayetini geri çekmeme konusunda kararlı olduğunu anlayan Fatih M. ise ısrarlı takibini araya siyasi isimleri sokarak sürdürüyor:
"Fatih M., sosyal medya hesaplarımı inceleyerek benim CHP Gençlik Kolları üyesi olduğumu anlamış. Bana bu kez CHP’nin Kayseri yöneticilerinden biri aracılığı ile ulaştı. O kişi de şikayetimi geri çekmem için beni ikna etmeye çalıştı. Tanımadığım bir numaradan gelen mesajlarda ise başka bir partili kadın tarafından uyarıldım. Bana ‘şikayetini çekmen için seni ikna etmeye çalışacaklar, dikkatli ol’ şekilde mesajlar attı. Konuyu bir şekilde tanıştığım partinin daha üst yetkililerine aktardım. Onlar ise CHP’li yöneticinin tacizci erkek ile yaptığı iş birliğini savunmadılar ve gerekeni yapacaklarını söylediler. Yine de benimle yeterince dayanıştıklarını düşünmüyorum. İnandığım başka bir değer de o an gözümde küçüldü."
"AYLARDIR PSİKOLOJİK TEDAVİ GÖRÜYORUM"
E.K’nin Kayseri’de yaşadığı yalnızlaşma ve baskı sürecine ortak olan bir diğer kişi de partneri olmuş:
"Erkek arkadaşım dahil herkes ‘şikayetini geri çek adamın çocukları var, yazıktır’ dedi. Bu tavrından dolayı onunla da ilişkimi sonlandırdım. Ben artık hava karardığında sokakta yürüyemiyorum, tişört giyemiyorum, aylardır psikolojik tedavi görüyorum."
Artık Kayseri’de kalamayacağını anlayan E.K, İzmir’e ailesinin yanına döndüğünü, eğitimine ve psikolojik destek almaya burada devam ettiğini anlatıyor:
"Ben okulumu değiştirdim, yaşadığım kenti değiştirdim. Hala çok tedirginim. Toplu taşıma aracına bindiğimde kalbim yerinden çıkacak gibi oluyor. Ama susmak, korkmak, sinmek istemiyorum. Çünkü hiçbir kadın bunu yaşamamalı. Eğer sesimi yükseltirsem bu ülkedeki başka kadınlar için de bunu yapmış olacağım. Fakat bu yeterli değil… O adamın ceza aldığını görmek istiyorum."
E.K savcılığa avukat talebinde bulunduğunu ancak bu talebinin reddedildiğini söylüyor. Tek isteği ise dava sürecini takip etmeyi kabul edecek gönüllü bir avukat bulmak:
"Öğrenci olduğum için avukat masraflarını karşılayamıyorum. Görüştüğüm bir avukat beş bin liralık bir ücret istedi benden. Ne yapabileceğimi, kimden destek alabileceğimi bilmiyorum. Kadın dayanışmasına olan inancımı yeniden yeşertmem için bu konuda bana yardımcı olacak avukatlara ihtiyacım var. Bu süreçte bana yaşatılanlar hem psikolojimi bozdu hem de hiçbir şeye inancım kalmadı. Bunu kendim için değil susmaya zorlanan tüm kadınlar için istiyorum."
E.K, 16 Mayıs Çarşamba günü Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek olan ilk duruşma öncesi avukatların ve kadın örgütlerinin dayanışmasını bekliyor.