TİP Genel Başkanı Erkan Baş: AYM kararı sonrası Can Atalay derhal tahliye edilmeli

TİP Genel Başkanı Erkan Baş: AYM kararı sonrası Can Atalay derhal tahliye edilmeli
Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay için 'hak ihlali' kararı vermesini değerlendiren TİP Genel Başkanı Erkan Baş, "Bu daha başlangıç. Bu iktidara boyun eğmediği için, teslim olmadığı için cezaevlerinde tutulan arkadaşlarımız, hepsi özgürleşecek" dedi.

ANKARA - Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay ve Gezi tutukluları için başlattığı Özgürlük Yürüyüşü 25. gündünde. Yürüş bugün Ankara’nın Gölbaşı ilçesine bağlı Emirler Köyü’nden başladı. TİP Genel Başkanı Erkan Baş’a, TİP Sözcüsü Sera Kadıgil, Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenleri, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan, Halkların Emek ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Hakkari Milletvekili Vezir Coşkun Parlak, Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) Sözcüsü Barış Kayaoğlu, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Merkez Komite Üyesi Hasan Durkal, Emekçi Hareket Partisi (EHP) Merkez Komite Üyesi Sanem Deniz Kural, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik ve beraberlerindeki heyetler eşlik etti.

'DERHAL TAHLİYE KARARI VERİLMELİ'

Anayasa Mahkemesi'nin TİP Hatay Milletvekili Can Atalay için verdiği hak ihlali kararını değerlendiren TİP Genel Başkanı Erkan Baş, "25 gündür adım adım belki 700 kilometreyi aştı yürüyüşümüz. Can Atalay’a özgürlük istiyoruz. 25 gündür birçok hak ihlalini, baskıcı otoriter rejimin halkı ezmek, susturmak için attığı adımları gündemleştirmeye çalıştık. Türkiye’deki dünyadaki tüm özgürlük mücadelelerine ses olmak için hep birlikte yürüdük. Bu yürüyüş sırasında bize destek olan, dayanışmasını gösteren, yüreği bizimle atan pek çok dostumuzun, arkadaşımızın olduğunu biliyoruz. Kurum temsilcilerimiz bizi çok önemli bir günde yalnız bırakmadılar, hep yanımızdaydılar. Bugün açık söyleyeyim beklediğimiz karar çıktı. Can Atalay’ın, Hatay Milletvekilimizin hak ihlaline uğradığı ve özgürlüğünün alıkonulduğu Anayasa Mahkemesi’nde karar haline geldi. Derhal ama derhal tahliye kararının verilmesi gerekiyor" dedi.

'HALKIN İRADESİNİN ÜZERİNDE GÜÇ OLAMAZ'

Anayasanın, yasaların ayaklar altına alınmasına, hukuksuzluğun olağanlaşmasına izin vermeyeceklelerini belirten Baş, "Kabul etmeyeceğiz, teslim olmayacağız. Sonuna kadar bütün gücümüzle mücadele etmeye devam edeceğiz demiştik. Anayasa Mahkemesi bir karar vermiştir ama bu kararı verdiren Türkiye halklarının iradesidir. O kararı verdiren irade adım adım şu anda Özgürlük Yürüyüşü’nün, Soma’daki madenci ailelerinin, Aladağ’da evlatları için mücadeleyi devam ettirenlerin, Hendek’te sözde iş kazasında evlatlarını eşlerini kaybeden ailelerin, Çorlu Tren Katliamında, devletin suçlu olduğu katliamda evlatlarını kaybeden ailelerin, ülkenin dört bir yanında direnen işçilerin, kadınların, gençlerin gözüyle hepimizin halkın iradesidir. Halkın iradesinin üzerinde bir güç olmayacağını, olamayacağını bir kez daha gösterdiğimizi düşünüyoruz. Şimdi mücadelemiz Can’ın fiziken katılmasıyla daha fazla büyüyecek ama hiç kimse bunu unutmasın" diye konuştu.

'BİZ GEZİCİYİZ'

Gezi Direnişinin "Bu daha başlangıç" sloganını hatırlatan Baş, "Biz bu hayatta en fazla övünerek, gurur duyarak bir şeyi tekrar tekrar söylüyoruz: Biz Geziciyiz. Unutmayın Gezi'nin en önemli sloganlarından biri: 'Bu daha başlangıçtı'. Biz Can Atalay’ın tahliyesini de bu daha başlangıç olarak görüyoruz. Açık söylüyoruz, bu daha başlangıç. Daha yüzlerce binlerce siyasi tutuklu bu iktidara boyun eğmediği için, teslim olmadığı için cezaevlerinde tutulan arkadaşlarımız hepsi özgürleşecek. Daha bu ülkede kadınlar, gençler, işçiler, Kürtler, Aleviler özgürleşecek. Bu ülkenin yoksul halkları hepimiz eşit ve özgür bir ülkede yaşamayı fazlasıyla hak ediyoruz. Bunu mutlaka kazanacağız" dedi.

'HALK ÖRGÜTLENİRSE MUTLAKA KAZANIR'

Özgürlük Yürüyüşü'nün bugün itibariyle güçlenerek büyüyerek genişleyen bir yürüyüş olduğunu söyleyen Baş, şöyle devam etti:

"Biz bu yürüyüşü kabul etmeyeceğimizi, teslim olmayacağımızı ve halk isterse, örgütlenirse, kararlı durursa, haklı davasında sonunda mutlaka kazanacağını göstermek için gerçekleştirdik. Pek çok arkadaşımızın, şu anda bizi dinleyen pek çok yurttaşımızın 'boşuna uğraşıyorsunuz' dediğini bilerek ama haklılığımıza olan inançla başlamıştık. Artık lamı cimi kalmamıştır. Can Atalay bir an önce çıkmalı, depremzedelerin kendisine verdiği görevleri en iyi şekilde yapmak üzere sorumluluk almalıdır. Gezi Davasının, bir kumpas olan Kobani Davasının, yurttaşları susturmaya çalışan iktidarın yargıyı basit bir sopaya çeviren uygulamalarına karşı mücadelemizin içinde yerini, sorumluluğunu görevini almalıdır diye bekliyoruz. Özgürlük Yürüyüşümü devam ettireceğiz. 28 Ekim Cumartesi günü saat 16.00’da Ankara Anıt Park’ta cumhuriyeti özgürleştirmek için, bu iktidar tarafından ayaklar altına alınan haklarımızı teslim etmeyeceğimizi göstermek için sevgili Can’la buluşacağız. Cumhuriyetin ikinci yüzyılı eşitliğin ve özgürlüğün hüküm sürdüğü yeni bir dönem anlamına gelecek."

Öne Çıkanlar