TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi: İstanbul'a özel ayrıcalıklı bir yasayı reddediyoruz
Artı Gerçek - 17 Ağustos depreminin 24. yılında meslek örgütlerinden peş peşe açıklamalar geliyor. TMMOB Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İstanbul Şubesi, açıklamasında 1999 depreminin üzerinden geçen 24 yılın "rant odaklı politikalar ve bu amaca hizmet eden keyfi yasal düzenlemelerle geçtiğini" vurguladı. İstanbul'un yaklaşan büyük depremi hazırlıksız ve dirençsiz bir şekilde beklediği hatırlatıldı. Sorun olarak iktidarın yasaları ve politikaları uygulama şekli gösterildi, İstanbul'a özel ayrıcalıklı bir yasanın reddedildiği duyuruldu.
YASAL ARAÇLAR 24 YILDA NASIL KULLANILDI?
ŞPO İstanbul Şubesi, 2001 yılında yürürlüğe giren yapı Denetim Kanunu ile yapı denetim işinin özelleştirildiğini, 2011 yılında kurulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın temel görevlerinden birinin deprem ve diğer afetlerle mücadele olarak belirlendiğini, 2012 yılında yürürlüğe giren 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüşümü Hakkında Kanun ile bu konuda yasa araçlar tanımlandığını hatırlattı ve bu yasal araçların nasıl kullanıldığına dair örnekler sundu.
'195 ASKERİ ALAN YAPILAŞMAYA AÇILDI'
15 Temmuz 2016'da gerçekleşen darbe girişiminin ardından yapılaşmaya açılan askeri alanlara değinen açıklamada "Örneğin 15 Temmuz 2016`da gerçekleşen darbe girişimi sonrasında İstanbul metropolünün yaklaşık yüzde 10`unu kaplayan (56 bin hektar) askeri alanlar ve asker güvenlik bölgeleri son hızla boşaltıldı, rezerv alan kararları ile hızla yapılaştı." denildi. 195 askeri alanın yapılaşmaya açıldığı belirtildi.
İMAR BARIŞI, ÖZELLEŞTİRMELER, DOĞA TALANLARI...
Açıklamada 2018 yılında yürürlüğe giren torba yasa hatırlatıldı, İmar Barışı adı altında 318 bin yasadışı yapı ile ruhsat ve eklerine aykırı yapının yasallaştırıldığı belirtildi.
Özelleştirmelere de değinen açıklamada "Anayasa gereği sahipsiz mal olan kıyı alanları, Galataport gibi kruvaziyer liman projeleri ve rezidans projeleri ile özelleştirildi. Kamunun elinde bulunan ve depremde afet toplanma alanı olabilecek Zincirlikuyu ve Küçükyalı Karayolları Arazileri, Göztepe Meteoroloji Bölge Müdürlüğü Arazisi, Mecidiyeköy Likör Fabrikası, Etiler Polis Okulu ve daha birçok arazi, özelleştirildi, üstlerinde alışveriş merkezleri ve gökdelenler yükseldi." ifadeleri yer aldı.
Doğa talanı da vurgulandı, "2B Arazilerinin satışına olanak tanıyan yasal düzenlemelerle İstanbul`un Kuzey Ormanları talan edildi. Kamu yararını hedef almayan barınma politikaları ve adaletsiz kentsel dönüşüm uygulamalarıyla kentte ayrışmalar derinleşti" dendi.
'YÜKSEK BORÇLANMA, YERİNDEN EDİLME, MÜLKSÜZLEŞME'
İstanbul halkının "anlaşmalı müteahhit" ile baş başa bırakıldığı ve "yüksek borçlanma gerçekliği, yerinden edilme ve mülksüzleşme tehdidi altında dayanıksız konutlarında oturmaya mahkum edildiği" belirtildi. "2009 onanlı İstanbul İl Çevre Düzeni Planı`nın ilkelerinin tam aksine, Üçüncü Köprü, Üçüncü Havalimanı, Kuzey Marmara Otoyolu ve Kanal İstanbul gibi mega projelerle, İstanbul`un depremsellik konusundaki dirençliliği daha da zayıflatıldı" dendi.
'İSTANBUL ÇOK SAYIDA AFET RİSKİYLE BAŞ BAŞA BIRAKILDI'
1999'un üzerinden geçen 24 yılı değerlendiren ŞPO İstanbul Şubesi, "Görünen o ki İstanbul, 24 yılda bilimsellikten, planlama ilkelerinden ve katılımcılıktan uzak rant odaklı politikalar, bu amaca hizmet eden keyfi yasal düzenlemeler ve kamu yararını göz ardı eden planlama kararları ile, İstanbul metropolü, depremler, seller, dolular, vb. birçok iklim krizini de içeren çok sayıda afet riskiyle baş başa bırakıldı" dedi.
'İSTANBUL'A ÖZEL AYRICALIKLI BİR YASAYI REDDEDİYORUZ'
Herkes için yaşam hakkı, can ve mal güvenliğinin temininin devletin sorumluluğu olduğunu vurgulayan açıklamada İstanbul'a özel ayrıcalıklı yasa planı şu sözlerle hatırlatıldı: "24 yılda yapılan yasal düzenlemeler, yerel ve merkezi idarelere tanımlanan yetkiler, imar afları İstanbul başta olmak üzere ülkenin tüm kentlerini rantın merkezleri haline getirirken, geçtiğimiz haftalarda İstanbul'a özel bir Yasa hazırlanması gündeme getirildi." Söz konusu ayrıcalıklı yasanın reddedildiği belirtildi ve iktidara şu soru yöneltildi: "Öyleyse soruyoruz: 24 yılda iktidar, elindeki sonsuz ve sınırsız güç ile hazırladığı tüm yasal düzenlemelere rağmen neyi yapamamıştır ki, bugün İstanbul`a –daha da- ayrıcalıklı imar hakları tanımlayacak, herkesin olan yaşam hakkını İstanbul`a özel koşullara indirgeyecek özel bir yasadan medet ummaktadır?"
"Sorun yasalarda değil, sorun politikalarda değil, sorun yasaların ve politikaların uygulanış şeklindedir" dendi.
MERKEZİ VE YEREL İDARELERE ÇAĞRI
Depremlerde ölenlerin anıldığı açıklamada "17 Ağustos depreminin 24. yılında, İstanbul'un yaklaşan büyük depremi hazırlıksız ve dirençsiz bir şekilde beklediğini bir kez daha hatırlatıyor, bilimin ve planlamanın rehberliğinde, güvenli yaşam hakkını odağına alan kamu politikalarının ivedilikle hayata geçirilmesi için meslek odalarıyla, üniversitelerle, ilgili STK`larla ve halkla birlikte hareket edilmesi için merkezi ve yerel tüm idarelere çağrı yapıyoruz." ifadeleri yer aldı.
24. YILDÖNÜMÜNDE 17 AĞUSTOS 1999 DEPREMİ’NDEN HALEN ÇIKARIL(A)MAYAN DERSLER
— ŞPO İstanbul Şubesi (@spoist) August 17, 2023
Unutmadık, Unutturmayacağız!
Depremlerde kaybettiğimiz canlarımızı saygıyla anıyoruz.
Basın açıklamamızın tamamına gönderiyi kaydırarak veya https://t.co/gs5abDJp5g adresi üzerinden ulaşabilirsiniz. pic.twitter.com/hGZIBtL59R
TMMOB'NİN FARKLI ODALARI DA AÇIKLAMALARDA BULUNDU
17 Ağustos Marmara Depremi'nin yıl dönümünde Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu ve TMMOB'ye bağlı farklı odalar da açıklamalarda bulundu. 24 yıl geçmesine karşı Türkiye'nin afetlere dirençli bir ülke haline getirilemediği vurgulandı. Olası İstanbul depremi için uyarılarda bulunan odalar yetkililere seslendi, "Can ve mal kaybını en aza indirmek bilimsel ve teknik olarak mümkün" dedi.
TMMOB : DEPREMLERDE CAN KAYIPLARININ ÖNLENMESİ İÇİN MÜHENDİSLİK VE MİMARLIK HİZMETLERİ KAMUCU BİR YAKLAŞIMLA UYGULANMALI
Derhal adım atılması gerektiğini belirten TMMOB, "Yapı denetimi sistemi TMMOB ve bağlı Odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla kamusal bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir. Yapılaşmadan kaynaklanan risklerin bertaraf edilmesi için çağdaş bir 'risk yönetim' sistemi oluşturulmalıdır." dedi. Açıklamada, "Depremlerde can kayıplarının önlenmesi için izlenmesi gereken tek yol mühendislik ve mimarlık hizmetlerinin bilimsel-teknik doğruların ışığında kamucu bir yaklaşımla uygulanmasıdır." dendi.
TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI: AKP İKTİDARI AFET RİSKLERİNİ ARTIRMIŞTIR
İktidarın imar politikalarını eleştiren TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, "AKP iktidarı 20 yılı aşkın süredir ülkemizi doğa kaynaklı afetlere hazır hale getirip, risklerini azaltmak yerine imar afları, kentsel dönüşüm yerine rantsal dönüşümü esas alan uygulamalar, fay zonlarının üstü, sıvılaşma, heyelan, kaya düşmesi, çığ ve taşkın tehlikesi yüksek jeolojik sakıncalı alanları imara açmak gibi uygulamalarla, afet risklerini daha da artırmıştır" açıklamasında bulundu.
TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI: YAPI DENETİMİ SERBEST PİYASA KOŞULLARINA TERK EDİLMEMELİ
6 Şubat depremlerinin üzerinden 6 ay geçtiğini hatırlatan İnşaat Mühendisleri Odası, ""6 Şubat depremleri açık bir şekilde göstermiştir ki yapı denetim hizmeti en temelde bir kamu görevi olarak ele alınmalı, serbest piyasa koşullarına terk edilmemelidir." dedi. Açıklamada, "Gerek merkezi, gerekse yerel yöneticilerin esnetip gevşetemeyeceği yasal düzenlemeler yapılmalı, kaynakların doğru ve yerinde kullanımı için önlemler alınmalı, aksine davranışların hukuki ve cezai yaptırımları olmalıdır." dendi.
TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI: AFAD'IN YAPISI DEĞİŞTİRİLMELİ
İktidara çağrıda bulunan Madem Mühendisleri Odası, raporlara ve uyarılara kulak verilmesini istedi, arama kurtarma ekiplerinin nicelik, nitelik ve araç-gereç açısından güçlendirilmesi gerektiğini belirtti: "[...] Arama kurtarma çalışmalarının koordinasyon ve icra merkezlerinde deneyimli maden mühendisleri görevlendirilmeli, arama kurtarma ekiplerinin başına birer maden mühendisi sorumlu olarak atanmalıdır. Bunun için, AFAD'ın yapısı değiştirilmeli, madencilerin arama-kurtarma çalışmalarındaki mesleki deneyimleri ve yetenekleri göz önüne alınarak yeniden yapılandırılmalı, yapılandırma sürecinde Odamız ile AFAD arasında protokol imzalanarak çalışmalara gecikmeden başlanılmalıdır."
TMMOB MAKİNE MÜHENDİSLERİ ODASI: PİYASACI RANTÇI YAKLAŞIM REDDEDİLMELİ
Makine Mühendisleri Odası ise depremle ilgili bütün kurum ve kuruluşların yeniden yapılandırılması gerektiğini belirtti, ""Depremlere karşı önlemler bütünlüğünü, güvenli yapılaşmayı, halkın sağlıklı yaşam ve doğal çevre hakkı ile kamusal denetimi yok sayan piyasacı rantçı yaklaşımın reddedilmesi gereklidir." dedi.
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan uyardı: Kuzey Marmara’da iki tane depremin olması kaçınılmaz
Naci Görür: Marmara'nın ortasında sismik boşluk oluştu, depremden kaçış yok
Prof. Dr. Naci Görür: Marmara'da yedi üzeri deprem olma olasılığı yüzde 64