Türkiye’nin Kürt siyaseti kurumsallaştı

Türkiye’nin Kürt siyaseti kurumsallaştı
Sınır ötesi askeri harekâtları sadece hükümetin içerdeki sıkışmışlığı giderme arayışına ya da milliyetçi bir kışkırtmayla meseleyi oya tahvil etme çabasına bağlamak eksik bir tarif olur. .

+Gerçek Genel Yayın Yönetmeni Ergun Babahan ve analist Fehim Taştekin OrtaDoğu programında Türkiye'nin sınır ötesi askeri harekatını değerlendirdi. 

Sınır ötesi askeri harekâtları sadece hükümetin içerdeki sıkışmışlığı giderme arayışına ya da milliyetçi bir kışkırtmayla meseleyi oya tahvil etme çabasına bağlamak eksik bir tarif olur. Çok temelde devletin gücünü tahkim etmeye dönük ‘milli mutabakat’ derecesinde bir politikanın devamlılığı sözkonusu. Ak Parti’den çok önceleri başlamış ve onunla devam eden bir siyaset bu. Fakat bu temel motivasyonun güncel nedenleri de var.

Erdoğan, Ukrayna savaşı sayesinde diplomatik tecritten kurtulduğu gibi Suriye ve Irak tarafında istediğini yapma konusunda müttefiklerin tepkisizliğini garantilemiş gözüküyor. Almanya Başbakanı’nın manidar Türkiye ziyareti, ABD’nin stratejik mekanizma kurup teknik düzeyde ilişkileri sürdürülebilir bir düzleme çekme tercihi Türkiye’nin NATO ortaklığının altını çiziyor.

Erdoğan bu ortamla sadece sınır ötesi harekatlara tepkisizliği garantilemiyor aynı zamanda müttefikler nezdinde Türkiye’nin vazgeçilmezliğini, 2023 seçimine doğru bütün hukuksuzluklar ve antidemokratik uygulamalar karşısında sessizliği satın almak için kullanıyor. Ayrıca Irak’taki siyasi açmazlar Erdoğan’ın elini rahatlatıyor. Bağdat’tan gelen tepkileri umursamama lüksüne sahip.

*

Pençe Kilit adı verilen son sınır ötesi harekat birkaç yıldır devam eden harekatların temel hedef ve mantığı üzerinden yürüyor. Burada İHA-SİHA ve yüksek teknolojinin getirdiği avantajlarla sonuç alma hesapları yapılıyor.

PKK’nin Medya Savunma Alanları dediği kamp alanları arasında geçişleri kapatmak, hareket kabiliyetine son vermek, Suriye’ye geçişleri bloke etmek, Şengal etrafında baskıyı artırmak gibi hedefler sözkonusu.

Bu operasyonlar sayesinde Türk askerinin üslenme ve kontrol noktaları genişliyor ve bir anlamda Erdoğan’ın kafasındaki koridora göre adımlar atılıyor. Bunlar yapılırken Kürdistan yönetimi daha fazla işbirliğine zorlanıyor ve Kürtler arası düşmanlık büyütülüyor. Bağdat yönetimi üzerinde de PKK ilintili yapılara karşı harekete geçmesi yönünde baskı kuruluyor.

*

KDP şimdilik alan daraltma pozisyonunda ama sınır ötesi harekatın Kürdistan siyaseti üzerindeki etkileri artarak devam ediyor. Ekonomik bağımlılıkla askeri operasyonlara ortaklığı dayatan bir yaklaşım işliyor. Dikkat edilirse iki şey aynı masada pazarlık konusu ediliyor: Kürdistan doğalgazı ve askeri harekat.

Son yıllarda kuzeydeki dağlık alanlarda PKK’nin harekat alanı daraldı ama hareketin Şengal’den Mahmur ve Kerkük hatlarında nüfuz kabiliyeti arttı. KDP bunu tehlikeli buluyor ancak olası bir çatışmadan onlar da kaçınma gereği duyacaktır.

Kürdistan siyasetinde KDP-KYB çelişkisi Bağdat’ta cumhurbaşkanlığı konusundaki anlaşmazlık yüzünden büyürken her iki parti kendi içinde de bölünmeler yaşıyor. Genel seçimlerden sonra şu anki hükümet ortaklığını bile çıkaramayacakları bir durum oluştu. Türkiye’nin askeri baskısı Kürtler arası çelişkileri daha da büyütebilir. Zaten amaçlardan biri de bu.

Öne Çıkanlar