Van’da açılan ateşle ölen mülteci sayısı 3’e yükseldi | Minibüsten inenlere de ateş açılmış
Remzi Budancir
+GERÇEK- Van'ın Saray ilçesine bağlı Karahisar Mahallesi'nden ‘dur’ ihtarına uymadığı gerekçesiyle mülteci taşıyan minibüse güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucunda 1'i çocuk 3 kişinin hayatını kaybetmesi ve an 10 kişinin yaralanması tepkiyle karşılandı. Olayın tanıkları, minibüse 40-50 el ateş edildiğini, ağır yaralıların olduğunu, minibüste kadın ve çocukların da bulunduğunu anlattı..Mültecilerin araçlarına ateş açılmasının ardından çevrede bulunanların çektiği görüntüler sosyal medyaya da yansıdı. Görüntülerde bir baba öldürülen çocuğun yanı başında savcının gelmesini bekliyor. Acılı babanın savcıyı yaklaşık 3 saat beklediği belirtiliyor. Öte taraftan kurşunla yaralanan çok sayıda kişinin yerde acı içinde kıvrandığı görülüyor.
VALİLİK 'SEKEN KURŞUN' DEDİ
Mültecileri taşıyan minibüsün taranmasına ilişkin görüntülerin ortaya çıkması üzerine tepkiler büyüdü. Tepkiler üzerine konuya ilişkin açıklama yapan Van Valiliği, araca ateş açıldığı yönünde iddiaları reddetti. Çocuğun seken kurşunla öldüğünü iddia eden Valilik, şu açıklamayı yaptı:
"03.07. 2022 saat 16.00 sıralarında Saray İlçesi Koçbaşı-Turan Mahalleleri istikametinden Karahisar Mahallesine seyir halindeki şüpheli araç, jandarma görevlileri tarafından Karahisar mahallesi girişindeki kontrol noktasında durdurulmak istenmiştir. Şoförünün ‘dur’ ihtarına uymayıp jandarma personelinin üzerine doğru sürdüğü aracın durdurulabilmesi amacıyla, aracın lastiklerine ateş açılmıştır. Lastikler patlatılmak suretiyle araç durdurulmuştur. Aracın göçmen kaçakçılığında kullanıldığı ve içerisinde 40 düzensiz göçmen olduğu tespit edilmiştir. Meydana gelen olayda seken kurşunlardan bir göçmen maalesef hayatını kaybetmiş, 12 düzensiz göçmen ise hafif şekilde yaralanmıştır. Olaydan sonra kaçan göçmen kaçakçısı ve aracın şoförüne yönelik yakalama çalışması devam etmektedir. Yaşanılan üzücü olayla ilgili olarak ilgililer hakkında adli ve idari soruşturma başlatılmıştır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur."
GÖRGÜ TANIKLARI: ARACA ATEŞ AÇILDI
Ancak valilik açıklamasının aksine görgü tanıkları kontrol noktasında durmayan araca direk ateş açıldığını söyledi. +Gerçek’in ulaştığı bir mahalle sakini, "Olay mahallede bulunan ortaokulun orada meydana geldi. O noktada bir kontrol noktası var. Asker ve korucular duruyor. Araç yaklaşınca durmuyor. Onlarda ateş açıyor. İçerde üst üste bindirilmiş mülteciler vardı. Mahalle arasında sapan araç çıkmaz sokağa girince duruyor. O sırada kaçan kaçıyor, kimisi yaralanıyor. Ölenler da oluyor" diye anlattı.
KÖY MUHTARI: ARAÇTA KURŞUN DELİKLERİ VARDI
Karahisar mahalle muhtarı Kemal Tosun’da olayın okulun yanında bulunan kontrol noktasında gerçekleştiğini anlattı. Araç kontrol noktasına gelince durmaması üzerine ateş açıldığını ifade eden Tosun, olayın ardından savcı, vali, kaymakam ve alay komutanının köye geldiğini söyledi. Yaklaşan aracın durmaması üzerine ateş açıldığını anlatan Tosun, "Tabi mültecileri taşıyan araca ateş edilince, okulun yanında bulunan sokağa sapıyor. Kontrol noktasından 100-150 metre uzaklaşarak ara sokağa giriyor. Araç çıkmaz sokağa girince araç içinde bulunanlar kaçmaya başlıyor. 30 kişiyi köyde yakaladılar. 12 kişi yaralıydı. Bunlardan 20 kişi ise kaçtı. En son bize gelen bilgiye göre ölen kişi sayısı üçe yükselmiş" dedi.
Valilik açıklamasında seken kurşun isabet etmiş demişti. Ateş açılan aracı görüp görmediğine ilişkin soruya muhtar Tosun, "evet gördüm. Camlarda kırık yoktu. Arka taraf ve alt kısımda kurşun delikleri vardı" dedi. "Araca direk mi ateş açıldı, yoksa havaya mı ateş açıldı" sorusuna Tosun, "17 kişi yaralanmış. Bunlar nasıl yaralanıyor? Bunların hepsi arabadaydı. Bakın yaklaşık 50 kişiyi arabanın içine sıkıştırmışlar. Üst üsteydiler hepsi. Demek ki araca ateş açılmış ki bu kadar insan yaralanmış" diye konuştu.
‘MİNÜBÜSTEN İNENLERE DE ATEŞ AÇILMIŞ’
Aralarında Serhat Göç Araştırma Derneği, İHD ve ÖHD’den bir heyet olayın yaşandığı mahalleye giderek incelemelerde bulundu. Görgü tanıkları ile görüşen heyet, ihalelere ilişkin rapor hazırlayacak. Heyette yer alan Serhat Göç Araştırma Derneği Eş Başkanı Gülşen Kurt, görgü tanıklarının anlatımının valilik açıklamasını çürüttüğüne dikkat çekti. Valiliğin "tekerleklere ateş açılmış, oradan seken kurşundan kaynaklı ölümün meydana geldiği" yönünde açıklama yaptığını hatırlatan Kurt, "Oysa görgü tanıkları olayın böyle olmadığını anlattı. Görgü tanıklarının anlatımına göre, minibüse köyün karakolundan ‘durun’ çağrısı yapılıyor. Göçmen mültecileri taşıdıklarından dolayı araba durmuyor. O sırada da ateş açmışlar" diye anlattı.
Kurt’un anlattıkları bununla da sınırlı değil. Kontrol noktasında durmayan araca ateş açılınca araç çıkmaz olan ara sokağa sapıyor. O sırada da ateş sürüyor. Görgü tanıklarının tekerlekleri patlayan ve duran araca korucuların ateş açmayı sürdürdüğünü anlattığını aktaran Kurt, "Özellikle arabanın aynadan sonraki kısmı, depo kısmı ve yan kısmı tümünün tarandığını anlattılar. 50-60 mermi kovanının orada olduğunu ifade ettiler. Minibüs köyün içine doğru çıkılmaz bir yola girmiş. O sırada minibüsten inenlere de kaçmamaları için ateş açıldığını belittiler" diye anlattı.
AMBULANS GELMEYİNCE KÖYLÜLER YARALILARI HASTANEYE TAŞIYOR
Basına yansıyan görüntülerde bir baba ölen çocuğunun yanında savcının gelmesini bekliyordu. O ölen çocuğun annesinin de ağır yaralandığını anlatan Kurt, "Köylüler yaralı olan kadının çocuğun annesi olduğunu söyledi. Boynundan ağır yaralanmıştı. O kadının yarım saat kadar bekletiliyor. Ambulans gelmeyince köylüler tarafından hastaneye götürülüyor. Sadece bu kadın değil, onun dışında 3-4 kişi yaralı bir şekilde beklerken ambulans gelmemesi üzerine köylüler tarafından hastaneye götürüldüklerini söylediler. Bize aktarılan bilgiye çocuğun annesi de bugün ölmüş" diye konuştu.
‘AMAÇ ARACI DURDURMAK DEĞİL’
Ateş açılan arabanın deposundan akan mazotun hala olay yerinde olduğunu anlatan Kurt, olay yerinde yaralananların kanlarının hala olduğu durduğunu söyledi. Görgü tanıklarının, mültecilerin ateş açılmadan da yakalanabileceğini anlatığını ifade eden Kurt, "Bakın araba zaten durmuş. Durduğu halde ateş açılmış. Amaç durdurmak değil burada. Araç tekerlekleri patlamış, durduğu halde korucular tarafından ateş açılmış. Sırf kaçmasınlar diye, kaçmaya çalışanların da ayaklarına ateş açılmış" diyerek yaşam hakkı ihlalinin gerçekleştiğini söyledi.
‘İNSANLARI KORUMAKLA YÜKÜMLÜ OLAN KOLLUK GÜÇLERİ BİR ARACI TARIYOR’
Serhat Göç Araştırma Derneği Eşbaşkanı Azad Kalkan, bu yaşanılanın sadece Van ile sınırlandırılamayacağını, Türkiye genelinde de benzer durumlar yaşandığına dikkat çekti. Öncelikle hükümetin, iktidarın ve devletin düzensiz göç politikasının olmamasından kaynaklı bu sorunların yaşandığını ifade eden Kalkan, Van'da yaşanan olayı sadece mülteci yada göçmenlere ateş açılması noktasından bakmadıklarını söyledi. "Evet, biz bir göç derneğiyiz ve tabi ki çalışma alınımız göç edenlerle ilgili olacak" diyen Kalkan, "Bakın orada taranan bir araç var. O araçtaki mültecidir, göçmendir, Afganistanlı, Suriyelidir… Bu şu anda bizim için ikinci planda. İnsani olarak şunu söylüyoruz, orada bir araç tarandı. Bir devletin, bir hükümetin yürüttüğü politika nedeniyle, insanları korumakla yükümlü olan kolluk güçleri bir aracı tarıyor. Bu hükümetin düştüğü çıkmazı gösteriyor. İnsan canının değersizleştirildiği bir noktadan bakıyor olaya" sözleri ile tepkisini dile getirdi.
‘İKTİDAR KOLLUK GÜÇLERİNE SIĞINARAK, ONLARI SINIRSIZ YETKİLERLE DONATTI’
Kolluk güçlerinin bu kadar rahat davranması, içinde insanların bulunduğu araca ateş açabilmesini iktidarın yürüttüğü politikalardan kaynaklandığını ifade eden Kalkan, "Siyaset üretemeyen iktidarın kendini orada tutmak istemesinden kaynaklı bir durumla karşı karşıyayız. Halkın sorunlarını gidermeme, politika üretmeme üzerinden gidip kolluk güçlerine sığınarak, onları sınırsız yetkilerle donatarak, halkın üzerine yönelterek halkı bastırmaya çalışıyor. Aslında benzer tek adam rejimlerinde bunu görebiliyoruz. Siyaset üretmediği, sıkıştığı alanlarda kolluk güçlerine yönelerek halkı sindirme, yıldırma, bir bütün olarak demokratik alanları halka dar etme noktasında bir yöneliş aslında. Bu saldırıların kalıcı olmadığını biliyoruz. Halk sinmiyor" dedi.