Yandaşlar silah kuşandı
Kürdistan bağımsızlık referandumuna karşı iktidara yandaş kalemler 'savaş çığırtkanlığını' yükseltiyor

25 Eylül'de yapılacak Kürdistan bağımsızlık referandumu köşe yazılarının en önde gelen konusu oldu. İktidara yakın gazetelerde yazan yazarlar ağız birliği ile referanduma karşı çıktı ve Türkiye'nin 'müdahale' olasılığını köşelerine taşıdı.
"SURİYE GİBİ IRAK'A DA GİRERİZ"
Akşam gazetesi yazarı Emin Pazarcı bugünkü köşesinde Suriye’ye nasıl girip Fırat Kalkanı Operasyonu’nu gerçekleştirdiysek, Kuzey Irak’a da öyle gireriz." dedi.
Yazının ilgili bölümü şöyle:
"Türkiye, milli menfaatlerini korumak için gerekli tedbirleri aldı. Malum koro da her zaman olduğu gibi anında devreye girdi. "Yapamazsınız, olmaz" çığlıkları yükselmeye başladı. Hep birlikte Barzani’nin avukatlığına soyundular. İçlerinden "Bir adım bile içeri giremezsiniz" diyenler dahi çıktı. Üstelik, aralarında "yapamazsınız" tezini "haklıyız, ama" demelerine rağmen savunanlar da var.
Niye yapamayalım? Haklıysak yaparız. Suriye’ye nasıl girip Fırat Kalkanı Operasyonu’nu gerçekleştirdiysek, Kuzey Irak’a da öyle gireriz. Bizim elimizde yolumuzu açan pek çok uluslararası ve ikili anlaşma var. BM Güvenlik Konseyi bile Irak’ın toprak bütünlüğünü koruma konusunda çaba göstermemiz için görevli kılmış bizi. Ayrıca, o topraklara sürekli giriyoruz. Gidiyor, terör örgütünü vuruyor ve geri dönüyoruz. Uluslararası anlaşmalardan doğan haklarımızı hep kullanıyoruz.
Basit bir konudan değil, "milli menfaatlerden" bahsediyoruz ve bizim ordumuzun bunu korumak gibi bir görevi var. Amerika, Rusya ve diğer ülkeler binlerce kilometre ötedeki menfaatlerini koruyacak. Oralara asker yığacaklar. Biz burnumuzun dibinde ortaya çıkan gelişmelere sessiz kalacağız öyle mi? Türkiye, eski Türkiye değil artık!"
Yazının tamamı ...
"TÜRKİYE ELİ KOLU BAĞLI DURMAZ"
Sabah gazetesi yazarı Bercan Tutar da referandumu 'Türkiye'nin güvenliği'ne tehdit' olarak nitelendirip "Türkiye'nin eli kolu bağlı şekilde duracağını umanlar fena halde yanılıyor" dedi.
"DEAŞ projesiyle Türkiye'ye yönelik ikinci kuşatmanın amacı ise Kürt-Türk ittifakını bozmaktı. İlk olarak Suriye'nin kuzeyinde 'DEAŞ ile savaş' adı altında YPG'ye alan açıldı ve 'terör koridoru' planı devreye sokuldu.
Şimdi de Irak'ın kuzeyindeki bağımsızlık referandumuyla Kürt-Türk ittifakının tamamen dinamitlenmesi hedefleniyor.
Unutmayalım! İşgalciler, Ortadoğu sistemini etnik ve mezhebi fay hatları üzerine inşa etti. Bu nedenle emperyal sistemin temel doktrini, Müslüman ülkeler ve halkların dayanışmasını dinamitleme üzerine kuruludur. Dün olduğu gibi bugün de Türkiye'nin iç barışına, güvenliğine ve jeo-politik hedeflerine yönelik sistematik bir saldırı ile karşı karşıyayız.
Bu anlamda Erbil'i referanduma sürükleyenlerin hedefi; Türkler, Kürtler, Farisiler ile Şii ve Sünni Araplar üzerinden uzun vadeli bölgesel bir savaş hazırlığıdır. Referandum, DEAŞ ile devreye sokulan Türkiye'yi kuşatma ve Türk-Kürt ittifakını çökertmenin son aşamasıdır. Ancak bu kaotik saldırılara karşı Türkiye'nin eli kolu bağlı şekilde duracağını umanlar fena halde yanılıyor. Bekleyip göreceğiz..."