Yazarlardan Seçkiler: Medya Günlüğü
Medya Günlüğü'nde bugün Ayşe Düzkan Yargı reformu paketini, Gazete Duvar'dan Kemal Can 'Tarihle Oynamak' ve T24 yazarı Mehmet Tezkan ise 'Göçmenler'i köşesine taşımış.
Artı Gerçek yazarı Ayşe Düzkan'ın "yargı reformu ne oldu" başlığıyla yayınlanan yazısında , AKP'nin meclis tatili sonrasına ertelediği yargı reformu paketini köşesine taşıdı.
"mahkûmlar ve mahkum aileleri aylardır, onlar için af anlamına gelen yargı reformu paketini bekliyor. malum, "terör"ün de bu tasarının kapsamı dışında olacağı söyleniyor. burası bence epeyce kritik ve muhalefetin üzerinde durması gereken bir konu. sürekli kendi deneyimime referans vermekten hoşlanmamakla birlikte bir fikir vermesi için yazıyorum. özgür gündem gazetesiyle dayanıştığım için kaldığım bakırköy kadın kapalı cezaevi'ndeki hücremin kapısında, adımın altında "terör" yazıyordu. yandaki blokta kalan ve çeşitli bombalama eylemlerinde yer almış olan ışid'lilerle aynı şey yani. bir gün herkesin "terörist" sayılacağını söylemek fazla iddialı olmaz. ve bu terimin kendilerini muhalif sayanların dilinde yer almaması gerekiyor çünkü her tekrar, muhalefeti bu terimle kriminalize etmeye çalışan anlayışa hizmet ediyor. kaldı ki, zaten siyasal suçlar sebebiyle alınan cezaların infazında bile farklılık var. bütün bunlarla ilgili nasıl adil bir çözüm bulunabileceği tabii ki hukukçuların işi ama konunun bütünüyle politik olduğu da ortada.
binlerce mahkûm ailesi, bu tasarıyı bekliyor, yakınlarına kavuşmayı umut ediyor. önümüzde birkaç ay varken, muhalefetin bu konuda da dersini çalışmasını, meclis'e hazırlıklı gitmesini ummak hakkımız bence."
Gazete Duvar yazarı Kemal Can, "Herkes tarihi yeniden yazmanın, yaşanmış olanı başka türlü anlatmanın peşinde" diyor, "Tarihle oynamak" başlıklı yazısında.
"İçine girdiği büyük krize ve yavaş ama düzenli erimeye rağmen, AKP'nin tutmaya devam ettiği taban, hâlâ Türkiye'nin siyasi geleceği açısından en büyük gövdeyi oluşturuyor. AKP'ye oy vermeye devam edenleri -edebilecek olanları- hesaba katmadan işleyebilecek bir siyasi aritmetik henüz söz konusu değil. Dolayısıyla, mevcut iktidarın kendi gerçeğini yöneterek yola nasıl devam edeceği veya onun içinden çıkacak yeni bir dinamiğin olası etkisi üzerine çok tartışılıyor. Fakat bu tartışmanın her iki tarafında yer alan aktörler, kaynakları ve hedefleri belirgin bir yeni gerçek inşası ve bir yeni hikaye üretimi ile şimdilik pek ilgilenmiyor. Olanları eğip bükerek bir gerçek yaratmaya, kendi pozisyonları için zemin kurmaya çalışıyor. Bir tarafta Erdoğan'ın geçmişi ayıklama talimatı, diğer tarafta uyarılara rağmen "sapılmış yol" anlatısı. Herkes tarihi yeniden yazmanın, yaşanmış olanı başka türlü anlatmanın peşinde. Güçlü ve üzerinde kalınabilir bir zemini "tarihle oynayarak" sağlamak veya sürdürmek çok sık başvurulan bir yöntem olabilir. Ancak her zaman başarılı sonuç verdiğini söylemek o kadar kolay değil. Üstelik son yıllarda daha önce başarılı sonuçlar alınmış pek çok yöntemden istediği sonuçları alamamaya başlamış olanlar için."
T24 yazarı Mehmet Tezkan, göçmenlerin AKP iktidarını sarstığını söylüyor.
"İçişleri Bakanı Soylu, geçen gün dedi ki; 'Kapıları açtığımızda Avrupa'da hiçbir hükümet 6 ay dayanamaz.'
Doğru dayanamaz ... Çünkü orada işler bizdeki gibi yürümüyor ... Siyasetçiler aturayı başkasına değil, kendilerine kesiyorlar ...
Biz de ise bahane üstüne bahne yaratılıyor ...
İktidarın yanlış Suriye politikası yüzünden, Türkiye göçmen deposu oldu ... Sınırlarımızı sonuna kadar açtık, göçü cazip kıldık... 100 bin kişi gelir diye hesaplıyorduk ... Bu iş altı haftada biter diye düşünüyorduk, dört milyon kişi geldi, savaş hâlâ sürüyor ...
Yanlış hesabın bedeli ağır oldu ... Hazinenin cebinden 40 milyar dolar çıktı ... Göçmen dalgası nedeniyle hükümet çökmedi ama ekonomi çöktü ...
Dolar iki liradan altı liraya fırladı ...
Enflasyon yüzde 10'lardaydı yüzde 20'lere çıktı ...
Faiz yüzde 8'den yüzde 24'e yükseldi ...
İşsizlik yüzde 14'lere vurdu ... Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 25'e çıktı...
Aynı felaket bir Avrupa ülkesinde yaşansaydı, ne olurdu?
Soylu'nun dediği gibi hükümetler altı ay dayanamazdı, bizde kabahati başkasının üzerine yıkarak dayanıyor...
Ama durum değişti... İktidar, göçmen dalgasıyla Şam iktidarını sarsmayı hedeflemişti göçmen dalgası şimdi kendisini sarsıyor... Koltuğunu zorluyor..."