'Yenidoğan Çetesi’ davasında ikinci gün sona erdi
Müzeyyen YÜCE
İSTANBUL- İstanbul’da yenidoğan bebekleri, önceden anlaştıkları özel hastanelere sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri iddiasıyla 47 şüphelinin yargılandığı dava ikinci gününde devam etti. Davada yargılanan tutuklu, tutuksuz sanıkların yanı sıra taraf avukatlarının yer aldığı duruşmayı hak örgütlerinin yanı sıra siyasi parti temsilcileri de izledi.
ŞÜPHELİ HEMŞİRE GÖK: ‘AYNI ŞEYLERİ ANLATMAYA GEREK YOK’
Duruşma, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyen şüpheli hemşire Hasan Basri Gök’ün ifadesiyle başladı. Emniyet ve savcılıkta verdiği ifadenin geçerli olduğunu ifade eden Gök, “Aynı şeyleri anlatmaya gerek yok” dedi. Mahkeme başkanının, “Onlar doğru mu?” sorusuna “Gözümle gördüğüm şeyler” yanıtını veren Gök, yenidoğan yoğun bakımı işletmelerine ilişkin mahkeme başkanının sorusunu şöyle cevapladı:
“Fırat Sarı’nın hemşiresiydim. İşletme işi de kendi hemşirelerini gönderiyordu. Bu hastaneler arasında Avcılar, Doğa, Birinci, Silivri Kolon, Duygu, Bağcılar Şafak, GOP Şafak, Güney ve TRG Hastanesi.”
‘112 ARAYA GİRMEDEN FIRAT SARI ÇOCUKLARI ALIYORDU’
Mahkeme başkanının bebek sevklerinin kim tarafından ve nasıl yapıldığına ilişkin sorusuna, “Fırat Sarı, İlker Gönen ve Gıyasettin Özdemir yapıyorlar. Kimi 112’den alınıyordu, kimi tıp merkezinden alınıyordu. Tıp merkezinde Fırat Sarı’nın tanıdığı doktor aracılığıyla 112 araya girmeden bebeği sevk alıyorduk. Amaç SGK’dan para kazanmak. Aileye 112 ile uğraşmayalım, yakında yer bulduk, buraya sevk edelim diyorlardı” yanıtını verdi. Gök, mahkeme başkanının “Bebek sevklerinden parayı kim kazanıyordu?” sorusuna ise “Gözümle bir şey görmedim, ama kimse hayrına bir şey yapmıyordur” dedi.
‘HASTALAR NORMALDEN UZUN YATIYORDU: ‘NEDENİ SGK’DAN PARA ALMAK’
İfadesine mahkeme başkanının denetimle ilgili hasta yatışlarının uzun olup olmadığını sorduğu hemşire Gök, “Genel olarak uzundu” yanıtını verirken, yatışların normalden uzun yapılmasının nedenini “SGK’dan para almak” şeklinde açıkladı.
‘DENETİM OLUNCA BASAMAKLAR DÜŞÜRÜLÜYORDU’
Gök’ün iddianameye de yansıyan telefon tapelerinde sağlık hizmeti basamaklarının düşürülüp artırılmasına ilişkin konuşması soruldu. Gök, “Fırat Sarı’nın belirlediği basamaklar vardı. Denetim olunca bu basamaklar düşürülüyordu. Basamaklar doğru değildir” dedi. Mahkeme başkanının “O zaman epikrizleri yanlış doldurmanız gerekiyordu” cümlesini ise “Evet” yanıtıyla tamamladı.
DENETİMDEN NASIL KURTULDULAR: ‘İLAÇLAR KULLANILMIŞ GİBİ GÖRÜNDÜ’
Hasan Basri Gök’e yine telefon tapelerinde yer alan Mehtap adli şahısla yaptığı hastane denetimine ilişkin kayıt soruldu. Denetimi atlatabilmek için yaptıkları faaliyetleri de anlatan Gök, denetim için hazırlanan ilaçların hasta dolaplarına konulduğunu, böylece ilaçların kullanılmış olarak göründüğünü söyledi. Fazla ilaçların da aynı dolapta olduğunu belirten Gök, “Zaten dolapta biriken ilaçları da Doğukan ile satıyorduk” diye konuştu.
‘BEBEK SEVKİ İÇİN FIRAT SARI’DAN PARA ALIYORDU’
Mahkeme başkanı ifade sırasında Hasan Basri Gök’e sorular yöneltti. İddianamede de adı geçen ve il dışındaki bebek sevkini sağladığı öne sürülen Serdar Yüksel’e ilişkin Gök ile mahkeme başkanı arasında geçen diyalog şu şekilde:
Sanık Hasan Basri Gök: Serdar Yüksel bebek sevki için para alıyordu.
Mahkeme Başkanı: Parayı kim veriyordu ona?
Sanık Hasan Basri Gök: Fırat Sarı
AHMET DAVUTOĞLU DA DAVAYI İZLEDİ
Şüpheli Hasan Basri Gök’ün sorgusu sürerken, eski Başbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu eşi Sare Davuutoğlu ile birlikte Yenidoğan Çetesi davasını izlemek üzere mahkeme salonuna geldi.
‘ÖLÜM BAŞIMIZA KALMASIN DİYORSUN, NEDEN’
Savcı, sanık Hasan Basri Gök’e telefon tapelerinde yer alan ve bir bebeğin ölümüne ilişkin yaptığı konuşmayı sordu:
Savcı: "Ölüm başımıza kalmasın. Neden bunu diyorsun?"
Sanık: Vicdanen kendimi sorumlu hissettim.
Savcı: Ölen Serdarov bebek miydi?
Sanık: Öyle olduğunu düşünüyorum.
‘MERT DAHA FAZLA PARA İSTİYOR’
Hasan Basri Gök'e diğer sanık avukatları sorular yöneltti.
Gıyasettin Mert Özdemir’in avukatı: Siz, birçok özel hastanenin yoğun bakımlarının doldurulması için hastaneler arasında bir rekabet olduğunu söylediniz. Gıyasettin Mert’in hasta sevki yaptığını belirttiniz. Gıyasettin Mert’in başka hastaneler ile anlaşması var mıydı? Bu yüzden mi kavga ettiler?
Sanık Hasan Basri Gök: Araları bu konudan dolayı kötü olmadı, neden kavga ettiler bilmiyorum. Ama Mert daha fazla para istemiş olabilir. Mert, kendi yürüyebileceğini anladı ve diğer hastanelerle anlaştı.
‘DAHA ÖNCE CİMER’E BAŞVURDUM’
Başka bir sanık avukatı da Gök’e soru yöneltti.
Sanık avukatı: Bu usulsüzlüklerle ilgili daha önce hiç CİMER’e başvurdunuz mu ?
Sanık Hasan Basri Gök: Evet, başvurdum.
‘BİZ FIRAT HOCA'NIN İLLEGALİTESİYİZ DEMİŞSİNİZ’
Sanık avukatlarının Hasan Basri Gök’e yönelik soruları sürerken savcı araya girerek şüpheli Gök’e üç kişiyle yaptığı bir telefon görüşmesini sordu. Savcının “Biz Fırat Hoca’nın illegalitesiyiz’ demişsin. Hangi konularda illegalitesiniz?” sorunu Gök, “İlaç konusu da. Başka bir illegalitemiz yok” şeklinde cevapladı.
‘CİMER’E ŞİKAYETİ BEN YAPTIM, AMA TUTUKLANAN BEN OLDUM’
Mahkemenin verdiği yarım saatlik aranın ardından şüphelilerden hemşire Deniz Korkmaz ifade verdi. Yedi yıldır bebek yoğun bakımında çalıştığını, hakkında somut bir delil bulunmadığını kaydeden Korkmaz, “Bu davayla ilgili CİMER’e şikayeti ben yaptım, ama şimdi tutuklanan da ben oldum” diye konuştu.
KURTLAR VADİSİ REPLİĞİ
Mahkeme başkanı iddianamede yer alan telefon tapelerinde Hasan Basri Gök ile arasında geçen ve “Devleti soymak milleti soymaktan şereflidir” gibi cümlelerin geçtiği konuşmayı sordu. Deniz Korkmaz bu soruyu, “Evet dedim, Kurtlar Vadisi’nde kullanılan bir repliktir, o yüzden kullandım. Bakarsanız görürsünüz zaten” dedi.
‘BİR YIL ÖNCEKİ EVRAKLAR DÜZENLENDİ’
Sanık avukatı: 2024’ün Ocak ayında SGK sizden dosya istemiş. Hastanenin eksi ikinci katında 20 kişiyle birlikte raporları değiştirmişsiniz. Doğru mu?
Sanık: 2020 yılındaki dosyaları istediler. Biz yapmadık. Fırat Sarı ve Ali Aksu Birinci Hastanesi’nin yenidoğan ekibiyle epikrize uygun dosya düzenlemesi yaptılar. Akciğer filmi ve kan gazı girişi yazıldı.
Sanık avukatı: Bir dosya nasıl epikrize uygun hale getiriliyor?
Sanık Hasan Basri Gök: Ocak ayında SGK için evrak hazırlanacaktı. Bir yıl önceki evraklar düzenlendi.
Sanık avukatı: Bir sene sonra sistemi değiştiriyor musunuz?
Sanık Hasan Basri Gök: Evet, hastane sistemlerinde değişiklik yapıyoruz. Fırat Sarı’nın değiştirme yetkisi var.
‘FIRAT SARI YÜZDE 40 KAR ALIYORDU’
Mahkeme başkanı, Deniz Korkmaz’a telefon tapelerine yansıyan görüşmelerini sormayı sürdürdü. Yine bir telefon görüşmesindeki “Fırat Sarı’nın kurduğu sistemde yüzde 40 kar aldığını söylemişsin” ifadesi sorulan Korkmaz, “Evet, doğrudur” yanıtını verdi.
‘ŞEHMUZ DİYE BİR DOKTOR VARDI, HASTAYA DOĞRU DÜZGÜN BAKMIYORDU’
Mahkeme başkanı yine Deniz Korkmaz’a, “Birinci Hastanesi’nde hasta şifa bulmasına rağmen taburcu edilmiyordu demişsin. Orada ne biliyorsun?” diye sordu. Korkmaz ise bu soruya, “Orada Şeyhmuz doktor vardı; ama hastaya doğru düzgün bakmıyordu. Her şeyi Hakan Doğukan Taşçı’ya yüklemişlerdi. Dört, beş kez gittim” yanıtını verdi.
‘DENİZ KORKMAZ ÇETEYİ ÇÖKERTEN KİŞİDİR’
Deniz Korkmaz’ın avukatı da Yenidoğan Çetesi’nin çökertilmesini sağlayan kişinin müvekkili olduğunu ifade ederek, “ Bu olayların ortaya çıkmasına sebep olan kişi müvekkilimdir. Onun CİMER şikayeti olmasaydı böyle bir suç ortaya çıkmayacaktı. Kendisi bu olayı çökerten kişi. Etkin pişmanlıktan da yararlanmıştır. Serbest bırakılmasını talep ediyorum” dedi. Sanık avukatının savunmasının ardından Deniz Korkmaz’ın sorgusu tamamlandı.
HÜSEYİN GÜNERHAN: BAŞKA HASTANELERDE SİGORTASIZ NÖBET TUTARIZ
Hemşire Deniz Korkmaz’ın ifadesinin ardından sanık Hüseyin Günerhan savunma verdi. Ortada bir örgütün bulunmadığını, sağlık sisteminde de diğer iş kollarında olduğu gibi mutlak bir monarşi olduğunu belirten Günerhan, şöyle konuştu:
“Hepimiz birimlerimizdeki sorumlu doktorlara bağlıyız. Ben hastanedeki tüm bölümlerinde çalıştım. Reyap Hastanesi’nde çalıştığım dönemde Fırat Sarı ile tanıştım. Günlük paraya ihtiyacımız olduğu zaman sigortasız başka hastanelerin ihtiyacı olan bölümlerinde nöbet tutarız, sabah da paramızı alırız.”
MAHKEME BAŞKANINDAN SANIĞA: BANA AKIL VERMEYİN
Mahkeme başkanının, “İlker Gönen ile her yere baskın yapıldığını konuşmuşsunuz” ifadelerine karşı Günerhan, “Benim cevabımı söyler misiniz? Orada zaten her şeyin uygun olduğunu söyledim. Bu cevap yeterli değil mi?” diye sordu. Bunun üzerine mahkeme başkanı sanık Günerhan’a, “Ben sana soruyorum. Bana akıl vermeyin” dedi.
'ÜÇ AY CİNAYET KOĞUŞUNDA YATTIM, SONRA SAVCILIK 'PARDON' DEDİ'
Sanık Günerhan, savunmasının devamında ise şunları söyledi:
"Herhangi bir örgüt üyesi değilim. Örgüt de yok. Annemden babamdan daha çok hastaları gördüm, insanları kurtarmaya çalıştım. Burada insanlar Metris Cezaevi’nde yatarken ben Silivri’de yattım. Üç ay boyunca cinayet koğuşunda yattım. Daha sonra savcılık sorgusuna çağrıldım, ‘yanlış yazmışız, pardon’ dediler ve koğuşum değiştirildi. Cezaevinde bana bir şey olsaydı, “pardon” mu diyeceklerdi?"
‘ÖRGÜT MÜSÜNÜZ’ SORUNA ‘AYNEN ÖYLE’ DEMİŞSİN’
Duruşma savcısı Hüseyin Günerhan’ın Doğukan ile yaptığı konuşmayı sordu:
Savcı: Doğukan seni arıyor. Bir doktor size “örgüt müsünüz?” diye sormuş. Sen de cevap olarak “aynen öyle” demişsin. Buradaki kastın nedir?
Hüseyin Günerhan: O an neden öyle dediğimi bilmiyorum ama bizim daha önce Doğukan ile bir konuşmamız vardı. Fırat Sarı’nın PKK ile ilgili eski dosyasından kaynaklı acaba bizi de riske atar mı bu durum” diyordum.
‘DOĞUKAN’DAN 600 TL’YE ALDIĞIM İLACI BİN TL’YE REÇETESİZ SATIYORDUM’
Sanıklardan ambulans şöförü Hüseyin Gündüz, ifade vermek için kürsüye çıktı. İddianame hakkında yöneltilen “SGK'ya fatura edilmiş currosuf marka ilaçların ticaretini yaparak kamu kurum ve kuruluşları aleyhine nitelikli dolandırıcılık” suçunu reddeden Gündüz,
“Sanıklardan bir tek Hasan Doğukan Taşçı’yı tanıyorum. Ben Doğukan’dan ilaç aldım ancak nereden temin ettiğini bilmiyordum. Ben bu ilaçların suç teşkil ettiğini bilseydim almazdım. Suçsuz yere tutuklu olduğumu düşünüyorum, tahliyemi talep ediyorum. Bu ilaçları Doğukan’dan 600 TL’ye aldım, bin TL’ye sosyal medyadan tanıştığım birine reçetesiz sattım” ifadelerine yer verdi.
‘İLAÇLAR BANA MOTO KURYE İLE GELİYORDU’
Mahkeme başkanı ve sanık avukatları Hüseyin Gündüz’e sordu:
Hüseyin Gündüz: İlaçlar bana moto kurye ile geliyordu.
Mahkeme Başkanı: Bu işten ne kadar para kazandın?
Sanık Hüseyin Gündüz: Toplamda 24 bin lira para kazandım.
Mahkeme Başkanı: Savcılık ifadende 100 bin lira demişsin, burada 24 bin lira diyorsun.
Sanık Hüseyin Gündüz: Savcılıkta kabataslak hesap yaptım. Zaten son işte moto kurye ürünleri alıp kaçtı.
‘NE BEN ONUN ALDIĞI YERİ BİLİRİM NE DE O BENİM SATTIĞIM YERİ’
Avukat: Doğukan’dan ilacı 600 TL’ye alıp bin TL’ye sattığınızı söylediniz. Aradaki 400 TL’den Doğukan’a pay verdiniz mi?
Sanık Hüseyin Gündüz: Hayır vermedim. Ne o ben onun aldığı yeri bilirim ne de o benim sarığım yeri.
‘HÜSEYİN GÜNDÜZ’ÜN BU DOSYADA NE İŞİ VAR’
Hüseyin Gündüz’ün avukatı da müvekkilinin bu dosyada neden olduğunu anlamadıklarını söyledi. Hüseyin Gündüz hakkında dosyada hiçbir şey olmadığına dikkat çeken avukat, “Bu ilaçlar birden fazla kişi ve hemşire tarafından satılıyor zaten. Bunu kendileri de söylüyor. İddianamede sanki müvekkilim olmasaydı bu ilaçlar hastane dışına çıkarılamaz gibi bir algı oluşturulmuş ve 'örgüte üye olmamakla birlikte yardım etme' maddesi eklendi. Ek savunma talep ediyoruz. Müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum” diye konuştu.
‘HİÇBİR HASTANEYE BEBEK SEVKİ YAPMADIM’
Hüseyin Gündüz’ün ifadesinin ardından iddianamede hakkında, “112 sistemi kullanılmaksızın hasta sevki, hastalara basamaklarla oynama yapıp ve gerçeğe aykırı şekilde ilaçları SGK'ya fatura ettirerek nitelikli dolandırıcılık” suçu yönetilen Fehmi Alperen savunma yaptı.
Kendisinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı ambulans şoförü olduğunu kaydeden Alperen, “Bağlı bulunduğum kurumda bebek sevki değil erişkin sevki vardır. Bu işlemler Sağlık Bakanlığı’na bağlı personel tarafından yapılır. İddianamedeki hiçbir hastaneye sevk yapmadığım bellidir ve örgüt şemasında da ismim geçmemektedir. Epikriz yazma, dosya düzenleme gibi bir işlemde bulunmadım” şeklinde konuştu.
‘TABURCU EDİLMEYEN BEBEKLERİ DOĞUKAN SÖYLEDİ’
Mahkeme başkanının bebek sevkiyle ilgili tapelerde yer alan konuşmasını sorduğu Fehmi Alperen şunları söyledi:
“Bir hasta sevki ile ilgili 112’den ambulans gelmeyince beni aradılar. Bebeğin genel durumunun bozulduğunu, kötüye gittiğini söylediler. Ben birilerine soracağımı söyledim. Bunlardan biri de Gıyasettin Mert’ti. Konuşmadan biraz zaman sonra geri döndü ve ‘Güney Hastanesi’nde boşluk var. Eğer ailede bunu kabul ederse sevki yapabiliriz’ dedi. Aile bu sevki onaylıyor ve sonrasında da hastaneler arası sevk işlemi tamamlanıyor. Bu da Gıyasettin Mert’le hastane arasında bir ilişki. Ben sadece Gıyasettin Mert’e böyle bir hasta olduğunu söyledim. Bundan bir menfaatim olmadı.”
Mahkeme başkanı: Hakan Doğukan Taşçı’nın, taburcu edilmesi gereken bebekleri taburcu etmeden SGK dolandırıcılığı yaptığını söylemişsin.
Sanık Fehmi Alperen: Bu konuları bana Birinci Hastanesi’nden ayrılınca kendisi söyledi.
‘YETİŞKİN YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNİ YÖNETİYOR MUSUNUZ: ‘HAYIR’
Sanık doktor İlker Gönen’in avukatı: Anadolu Hastanesi veya Birinci Hastanesi’nde yetişkin yoğun bakım ünitesini yönetiyor olabilir misiniz?
Fehmi Alperen: Hayır, yapmıyorum.
‘MÜVEKKİLİM MAĞDUR: YATTIĞI SÜRE ALACAĞI CEZADAN FAZLA’
Fehmi Alperen’in de avukatı da yaptığı savunmada, “Dolancılık oluşturacak fiilleri işleyecek bir pozisyonu bulunmuyor. Ayrıca kullandığı ambulanslar da yetişkin ambulanslarıdır. Müvekkil kimseden emir almamış, talimat da vermemiştir. Serbest bırakılmasını talep ediyorum” ifadelerine yer verdi. Alper’in bir diğer avukatı da “Müvekkilim uzun süre de tutuklu kalmıştır. Sapla saman birbirine karıştırılıyor. Yattığı süre alacağı cezadan fazladır” diye konuştu.
DURUŞMA YARIN DEVAM EDECEK
Fehmi Alperen’in savunmasının ardından duruşma bugünlük tamamlandı. Davaya ilişkin duruşmanın, ilk celsesinin üçüncü oturumu yarın 09:30’da devam edecek.
İKİ GÜNDE ALTI SANIK SAVUNMA YAPTI
Öte yandan dün yapılan duruşmada ifadesi alınan Hakan Doğukan Taşçı ile birlikte bugün de Hasan Basri Gök, Deniz Korkmaz, Hüseyin Günerhan, Hüseyin Gündüz ve Fehmi Alperen’in ifade işlemleri tamamlandı. Böylece dava kapsamında şu ana kadar altı sanık savunma yapmış oldu.
'Yenidoğan çetesi' davası... Koçyiğit: Türkiye’nin çete devletine dönüştüğünün net göstergesi
CHP heyetinden 'Yenidoğan çetesi' açıklaması: Sağlık Bakanı görevden alınıp yargılanmalı
Hastanesi ‘yenidoğan çetesi’ merkezlerindendi: AKP’li Kolan'dan kaçak tadilat