İçki yasağı tuzaktır

İçki yasağı tuzaktır
'O tavrın daha kurumsal, resmi ve yaygın olanı; devlet eliyle, polis zoruyla yapılanı…'

Can DÜNDAR


ARTI GERÇEK- Kapanmada içki yasağı, tipik AKP kurnazlığı… Krizden fırsat yaratma, fırsattan da yeni yasak çıkarma alışkanlığı…
Krizi, Labalep kongreler, hınca hınç cenazelerle kendileri yarattı. Bütün uzmanlar, "Tam kapanma lazım" derken kulak asmadılar.

Sonunda salgın yayılınca tam kapatmaya mecbur kaldılar. Bu sefer de eve tıktıkları insanlara destek olamadılar. Utanacakları yerde bir de "Evden çıkmayacaksınız, size yemek yok, ama içmek de yok" diyorlar.

Cumhurbaşkanı’nın karşısına çıkanın cebindeki sigara paketini çekip almasından farkı yok bunun… O tavrın daha kurumsal, resmi ve yaygın olanı; devlet eliyle, polis zoruyla yapılanı… Böyle böyle bu toplumu istediği gibi yaşamaktan vazgeçirip kendileri gibi yaşamaya zorlayabileceklerini düşünüyorlar. Büyük yanılıyorlar. Padişah IV. Murad başaramamış, sen mi yapacaksın?

Atatürk’ten sıkça anlatılan bir anıdır:

1926’da İzmir’de Naim Palas’ta sofra kurulup rakılar açılınca garsonlar perdeleri kapatmaya girişmiş. İtiraz etmiş Gazi Paşa; "Perdeleri sonuna kadar açın" demiş; "…açın ki millet ne yiyip ne içtiğimizi görsün."

Şimdi bunlar, perdeleri dışardan kapatmaya çalışıyorlar. Buna izin verirsek, yakında içeri girip perdeleri çekeceklerinden, bir sonraki aşamada evde de içmeyi engelleyeceklerinden hiç şüpheniz olmasın.

Salgınla hiç ilgisi olmayan, yasal dayanağı bulunmayan bu yasak, 20 yıldır örneklerini gördüğümüz o sinsi sinsi zemin yoklama, tepkiyi tartma, alıştırarak yasaklama taktiklerinin bir ileri hamlesidir. Ramazan’da muhalefeti içkiyi savunmaya zorlayıp sonra "haram peşinde İslam düşmanı" ilan etme taktiği de cabası…  Oysa bunca sahtekârlığın, yolsuzluğun, hırsızlığın yanında içkinin lafı mı olur?
Bırakalım cevabı Hayyam versin:
"Kendi içmez, içeni kınamaya bayılır.
 Yüzünden aldatmaca, sahtekârlık yayılır.
 Şarap içmiyor diye kasılıp gezer ama..    
 Yedikleri yanında şarap meze sayılır."


 

Öne Çıkanlar