JİTEM’in dönüşü: Görünmeyenler

JİTEM’in dönüşü: Görünmeyenler
Adları kâh 'Kontrgerilla' oldu, kâh 'JİTEM' ama yöntemleri hemen hiç değişmedi: Aynı fütursuzluk, aynı acımasızlık, aynı hukuksuzluk… Hep 'devletin korkunç yüzü' olarak kaldılar.

Can DÜNDAR


ARTI GERÇEK- Öyle karanlık bir ülke ki, bir işçi, sabahın köründe işine giderken 4 kişi tarafından gözleri bağlanıp elektro şok verilerek araca bindiriliyor, kafasına çuval getirilerek kaçırılıyor ve günlerce kendisinden haber alınamıyor.

Aile polise şikâyete gidiyor; aldığı cevap, "Muhtemelen Terörle Mücadele almıştır, birkaç güne bırakılır" oluyor. Öyle olsa bir yerlerde kaydı olur; ama yok. Neyse ki insan hakları örgütlerinin çabasıyla kamuoyu sahip çıkıyor. Ve Gökhan Güneş, 6 gün sonra, yine gözleri kapalı olarak Başakşehir’de yola bırakılıyor.

Basın toplantısında anlattıkları dehşet verici:

Sistematik işkence, elektrik verme, çıplak kaba dayak, soğuk suyla ıslatılarak şiddet, "mezar" dedikleri tabutlukta kelepçeli tutma, muhbirlik teklifi, tecavüz tehdidi…

Neden bunlar?

Gökhan, çalıştığı şantiyelerde, inşaat işçilerinin köle gibi çalıştırılmasına, ücret gaspına, böcekli yemeklere karşı çıkmış. "Ezilenlerin sıkıntılarına çığlık olmak isteyenleri susturmaya çalışıyorlar" diyor.

Sorguda işkencecileri, "Sen kim olduğumuzu biliyor musun" diye sormuş; Gökhan, "istihbarat mı" deyince "Biz görünmeyenleriz" demişler. Oysa çok gördük biz onları:

1971’de Ziverbey Köşkü’ndeydiler...

1980’de Marmara Köşkü’nde…

1990’lı yıllar boyunca Kürt illerinde…

Adları kâh "Kontrgerilla" oldu, kâh "JİTEM"; ama yöntemleri hemen hiç değişmedi: Aynı fütursuzluk, aynı acımasızlık, aynı hukuksuzluk… Hep "devletin korkunç yüzü" olarak kaldılar.

Sadece Gökhan gibi sosyalistler de değil, kaçırılanlar: Bakın eski Başbakanlık raportörü, KHK ile ihraç edilen hukukçu Hüseyin Galip Küçüközyiğit de 29 Aralık’tan beri kayıp… O da benzer şekilde, Ankara Maltepe’deki ofisinin önünden kaçırıldı.

Belli ki iktidar, yarattığı hukuksuz polis devletinin sunduğu imkânlarla da yetinmiyor, korkusunu bastırmak için kontrgerilla taktiklerinden medet umuyor.

Bize düşen, görüşü, görevi, inancı ne olursa olsun, "görünmeyenler"in zulmüne uğrayan herkesin hakkını savunmaktır. Ta ki "görünmeyenler" görünür hale gelip yaptıklarının hesabını verene kadar…

 

Öne Çıkanlar