43 Kent Konseyi: Belediyelere kayyım atamak kabul edilemez

43 Kent Konseyi: Belediyelere kayyım atamak kabul edilemez
Türkiye Kent Konseyleri Platformu, toplumsal barışa, hukuk devletinin temel kurallarına ve seçmen iradesine büyük zararlar veren bu uygulamadan bir an önce vazgeçilmesini istedi.

ARTI GERÇEK- Türkiye Kent Konseyleri Platformu, HDP'li belediyelere kayyım atanmasına karşı çıkan bir bildiri yayınladı. 43 konseyin imzacı olduğu bildiride bütün dünyanın coranavirus salgını ile mücadele ettiği bir dönemde belediyelere kayyım atamaya değil ortak yaşamın güçlendirilmesine ve dayanışmaya ihtiyaç duyulduğu belirtildi.

Kamu kurumu niteliğindeki meslek odalarını, baroları ve tabip odalarını işlevsizleştirecek olan yasa çalışmasına da dikkat çeken Kent Koyseyleribu tarz düzenlemelerin sivil toplumun varlığına büyük bir darbe vuracağını kaydetti.

Kent Konseyleri, toplumsal barışa, bir arada hoşgörü ile yaşamaya, demokrasinin ve hukuk devletinin temel kurallarına ve seçmen iradesine büyük zararlar veren bu uygulamalardan bir an önce vazgeçilmesini istedi.

Yayınlanan bildiri şöyle:

"Kent Koyseyleri ortak akıl ve uzlaşı kültürünü birbirine saygı ve hoşgörüyle çok sesliliği ve dayanışmayı temel alarak kentlerimizin ve hemşerilerimizin yaşam kalitesine olduğu kadar yerel demokrasilerin gelişimine de katkı sunan yapılardır. Bu yanıyla demokrasi kültürüne sunduğu katkı kadar, ülkedeki demokrasi ikliminden ve demokrasi kültüründen de etkilenirler ve bunu varlık koşulu olarak görürler.

Tüm dünyanın Corona salgını ile mücadele ettiği bugünlerde birliğe, ortak yaşamın güçlendirilmesine ve dayanışmaya daha çok ihtiyaç duymaktayız. Bu birlikteliğin temel harcı demokrasi ve hukuk devletidir.
Bağımsız yargı demokratik toplumun ve tüm bireylerin barış ve huzur içinde bir arada yaşamasının temel güvencesidir. Demokrasi ve birlikte yaşama koşullarını her geçen gün soluk alınamaz tarzda olumsuz etkileyen gelişmeleri, yargının iktidarın cezalandırma aracı haline getirilerek adil yargılanma hakkının ortadan kaldırılmasını kaygıyla izlemekteyiz. Adil yargılanma hakkı hukuk devletinin vazgeçilmezidir. Avukatlar, gazeteciler, insan hakları aktivistleri mesleklerini icra etmek ve düşüncelerini açıklamaktan dolayı gözaltına alınıp, tutuklanıp, ağır cezalar alıp baskılara uğrarken birlikte yaşama koşullarımıza dinamit koyan silahlı tehditlere, ölüm ve tecavüz listelerine ilişkin yapılan açıklamalara hiçbir hukuki yaptırımın uygulanmaması endişe vericidir. 

Benzer şekilde kamu kurumu niteliğindeki meslek odalarının (Barolar, Tabip Odaları, TMMOB vb.) işlevsizleştirileceği yeni düzenlemelerle, bu süreçte en çok ihtiyaç duyduğumuz güçlü ve güvenilir sivil toplum kuruluşlarının varlığına darbe vurulmaktadır. Gerçek demokrasilerde sivil toplum kuruluşları katılımcı demokrasinin ve özgürlükçü ortamın temel taşlarıdır ve kent konseylerinin ana unsurlarıdır. 

'KAYYIM ATAMAK KABUL EDİLEMEZ'

Pandemi süreci ve sonrasında yaşanan ve yaşanacak sorunları aşmamız bu süreçte toplumca ortaklaşmamız ve dayanışmayı güçlendirmemizle mümkündür. Dayanışmaya en fazla ihtiyacımız olan bugünlerde yerelde bunu sağlayacak belediyelerde partizanca ayrıma gidilerek bazı belediyeleri dayanışma sürecinin dışında tutma girışimleri, ödeneklerinin %50 kesintiye uğratılması ve bazı kentlerimizde belediye başkanlarının görevden alınması, yerlerine kayyum atanması ve devamında gözaltına alınmaları hukuka aykırı bir işlem olduğu gibi demokrasiye, seçme ve seçilme hakkına, toplumsal barışa, kamu sağlığına ve dayanışmaya zarar vermektedir. Sosyal yardım yapan gruplara yapılan saldırılar ne kadar kabul edilemezse, bunu bahane ederek seçilmiş belediye baskanlarını görevden almak, tutuklamak ve yerlerine kayyum atamak da o kadar kabul edilemezdir.

Toplumsal barışa, birarada hoşgörüyle yaşamaya, demokrasinin ve hukuk devletinin temel kurallarına, seçmen iradesine geri dönülmez zararlar veren bu uygulamalardan bir an önce vazgeçilerek, seçilmiş belediye başkanları görevine iade edilmeli, meslek odalarını işlevsizleştirecek yasal düzenlemelerden vazgeçilmeli, adil yargılanma hakkı güvence altına alınarak bu hakka gölge düşüren davalar yeniden görülmeli, mesleki faaliyetlerinden ve düşüncelerini açıklamaktan dolayı insanlar üzerinde kurulan baskılara son verilmeli, yaşam hakkını ve kişisel özgürlükleri tehdit edenler için yasal soruşturmalar hızla başlatılmalıdır. Kent konseylerimizin içinde rahat soluk alabilecekleri ve faaliyetlerini geliştirerek sürdürebilecekleri demokrasi, hoşgörü ve birlikte yaşam koşullarının sağlanması için bu taleplerimizin takipçisi olacağız. "

Fotoğraf: Artı Gerçek

Öne Çıkanlar