Aksaçlılar bildirisine imza atan Türmen: Böylesi bir rejim ve düzen görmemiştik

Aksaçlılar bildirisine imza atan Türmen: Böylesi bir rejim ve düzen görmemiştik
'Bir kuşak olarak ülkenin bu hale gelmesinden elbette bizler de sorumluyuz. Genç kuşakların bizim yaptığımız hatalara düşmemesi için çağrıda bulunuyoruz.'

Aydın, yazar, şair, gazeteci ve sanatçıların da aralarında bulunduğu "101 Aksaçlı"nın, ülkenin kötü gidişatına dikkat çekmek ve muhalefet partilerine "demokrasi ittifakı" çağrısı içeren bildirinin yankıları sürüyor. İmzacılar arasında yer alan Anavatan Partisi (ANAP) eski milletvekili Abdulbaki Erdoğmuş, gazeteci Nadire Mater ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) eski yargıcı ve Demokrasi İçin Birlik (DİB) Sözcüsü Rıza Türmen bildiriyi Mezopotamya Ajansı'ndan Naci Kaya'ya değerlendirdiler.  

ERDOĞMUŞ: ÜLKE İÇİN ‘İMDAT’ DEDİK

Ülkenin bugünkü durumunu "12 Eylül darbe dönemindeki karanlığa" benzeten siyasetçi Abdulbaki Erdoğmuş, kıyaslama yapıldığında bu dönemin geleceğinin daha da belirsiz olduğunu kaydetti. Türkiye’nin rotasını demokrasinin tersine çevirdiğini ve otoriter bir rejime doğru gittiğini belirten  Erdoğmuş, "sivil darbe" ile ülkenin geleceğinin inşa edildiğine söyledi. Ülkenin karanlığa ve kaosa sürüklendiğini ve bu durumdan kaynaklı kaygılandıklarını ifade eden Erdoğmuş, bildirinin bugün yaşananları teşhir etme amacı taşıması bakımından çok önemli olduğunu vurguladı. 

"Bu iktidar partisine oy vermiş seçmenini de kapsayan bir bildiridir" diyen Erdoğmuş, "Biz Türkiye’nin mevcut durumunu tespit ettik, iktidarın ülkenin götürdüğü yeri belirleyip ülkenin çok derin bir krizden geçtiğini ve karanlık bir tünele girdiği tünelin ucunun görünmediği bir ortamda bir uyarıda bulunduk. Hani ‘imdat’ denilir ya; biz de ‘imdat’ dedik. Dolayısıyla bu yönetime karşı herkesin ortak bir duruş sergilemesi lazım. Bu ortak duruşun zemini de demokrasi olmalıdır. Aksi halde bu karanlığın bir girdaba dönüşeceği ve bu girdapta hepimizin boğulacağına işaret ediyoruz" diye konuştu.

Bildiriyle aynı zamanda geleceğe yönelik belirsizliği ortaya koymaya çalıştıklarını ifade eden Erdoğmuş, "Bunun için de gençlere ve demokrasi ittifakına özellikle seslendik. Gelecek bu kadar karanlık iken iktidar geleceği gençlerimize ‘aydınlık’ olarak göstermeye çalışıyor. Bildirimizde gençlere iktidarın ‘pembe hayallerin’ gerçek olmadığını, ‘bu gidişatın geleceğinizi kararttığını ve size bir gelecek imkanı sunmadığını’ ortaya koymak istedik" dedi. 

'İTTİFAKININ OLUŞMAMASI ACİZİYETTİR’

Muhalefete de kimi uyarılarda bulunduklarına değinen Erdoğmuş, yaşananlara rağmen muhalefetin demokrasi ittifakında buluşmamasını "aciziyet" olarak değerlendirdi. Erdoğmuş, "Gerçekten Türkiye’de siyaset, iktidar ve muhalefetiyle birlikte aynı güzergahta seyretmektedir. Muhalefetin çizgisi ve yolu iktidardan ayrı değil. Bu yolda muhalefet sadece iktidarı eleştirmektedir. Oysa bizim dediğimiz şey bu yol karanlık bir yol, bu yol çıkmaz bir yol. Muhalefetin bu yolun doğru bir yol olmadığını haykırması gerekiyor. Tüm partilere aynı eleştiri yapmak haksızlık olur. Ama şu gerçek var ki muhalefet partileri, demokrasi konusunda yan yana gelemiyor. Bu muhalefetin aciziyetidir. Tabi bazı partiler demokrasi konusunda daha mücadelecidir, büyük çabalar gösteriyor. Bazı partilerin yoğun baskılar altında siyaset yaptığını biliyoruz. HDP’nin bu baskılar altında siyaset geliştirmesinin ne kadar zor olacağını biliyoruz" ifadelerini kullandı. 

'İŞİMİZ BİTMEDİ' 

"Ortak pay demokrasi ise; bu ceberut iktidara karşı duruş sergilemeli" diye seslenen Erdoğmuş, şöyle devam etti: "Bu hepimizin ortak meselesidir ve bu ortak mesele etrafında herkesin yan yana gelmesinin zorunluluk olduğunu söylüyoruz. Bu tarz şeyleri geliştirmek gerekiyor. O nedenle bu bildiri herkese ulaşmalı. Ana akım medyanın bildiriyi nasıl gölgelediğini biliyoruz. Ama tüm bunlara rağmen bildiri 7 dile çevrildi ve Türkiye’nin mevcut durumu dünyaya teşhir edildi. Bu bildiriyi imzalayıp işimizin bittiğini düşünen insanlardan değiliz. Bu bir başlangıçtır ve bunu sürdürmek zorundayız" dedi. 

TÜRMEN: BÖYLESİ REJİM GÖRMEDİK

Ülkenin gidişatının parlak olmadığını dile getiren Rıza Türmen ise, yargı, basın, ekonomi ve dış politikanın çöktüğünü söyledi. "Aksaçlılar" olarak hiç böylesi bir kriz ile karşılaşmadıklarını ifade eden Türmen, "Toplumun bu kadar çok kutuplaştırıldığı, iktidara muhalif olan herkesin düşman ilan edildiği ve yargının muhalifleri kullanmak için kullandığı böylesi bir rejim ve düzen görmemiştik. Bir kuşak olarak ülkenin bu hale gelmesinden elbette bizler de sorumluyuz. Genç kuşakların bizim yaptığımız hatalara düşmemesi için çağrıda bulunuyoruz. ‘Başka bir Türkiye mümkün’ diyoruz. Daha adaletli daha özgür ve daha güzel bir Türkiye olabilir, bizim çağrımız budur" değerlendirmesinde bulundu. 

'EYLEM OLMADAN ÖZGÜRLÜK OLMAZ'

"Aksaçlılar" olarak çağrı yaparak işlerinin bitmediğini dile getiren Türmen, gelecekle ilgili programlarına da değinerek, "Bunu bir hareket haline getirmek mi lazım diye tartışıyoruz. Özgürlük dediğimiz eyleme geçmektir. Özgürlük mücadelesi ancak böyle yapılır. Eylem olmadan özgürlük mücadelesi olmaz. Eylemin içinde her şey vardır. Sözde vardır yazıda vardır, sokağa çıkmakta vardır. Demokrasi çerçevesi içinde kalma kaidesiyle özgürlük mücadelesi verilecekse ki verilmesi gerekir; bu her tür demokratik eyleme başvurmak gerekir. Önümüzdeki günlerde bildirimizdeki talepleri halka ulaştırma çabası içinde olacağız. Çünkü halk olmadan hiçbir şey yapamazsınız. Çünkü mücadelenin öznesi halkın kendisidir. Halkı özne haline getirmeden her şey lafta kalır" diye konuştu. 

MATER: SESLENİŞİMİZİ DEĞERLENDİRİN

Gazeteci Nadire Mater de pandemi boyunca iktidarın 65 yaş üstü yurttaşlar için söylediklerine dikkati çekerek, "Dört aydır 65 yaş üstü grubunu Kovid-19'dan koruyacaklar ya, kendi yaşlarını da unutarak bizlere ‘büyüklerimiz’, ‘kıymetlilerimiz’, ‘gözbebeklerimiz’ demekten yorulmadılar. Madem bu kadar ‘değerliyiz’,  yönetenler 101 Aksaçlı’nın seslenişinden gelen fırsatı değerlendirsinler. Derslerine çalışsınlar, seslenişimizi tekrar tekrar okusunlar, ödevlerini yapsınlar" diye seslendi. 

Öne Çıkanlar