Çarpıcı saha araştırması: Binali Yıldırım’ın Kürt çıkışı ters tepti

Çarpıcı saha araştırması: Binali Yıldırım’ın Kürt çıkışı ters tepti
23 Haziran İstanbul seçimlerine sayılı günler kala kentteki Kürtlerin oy tercihlerine ilişkin yapılmış en güncel araştırmaya Artı Gerçek ulaştı.

Onur DALAR


ARTI GERÇEK-İstanbul seçimleri, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) iptal kararının ardından herhangi bir seçim olmanın ötesine geçti. Seçimin YSK tarafından iptal edilmesi ve Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının elinden alınmasıyla AKP’nin kuruluşundan bu yana kullandığı mağdur olma stratejisi elinden gitmiş oldu. Üstüne 31 Mart seçimlerinden önce kullandığı muhalefeti hedef alan ve saldırgan dil yüzünden toplumsal olarak ‘mağdurların partisi olma’ imajını da tamamen kaybetti.

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın Demokrat Parti döneminden başlatıp 28 Şubat sürecine kadar getirdiği tarihsel mağduriyet ve mağlubiyete dayanan ancak pratikte saldırgan olan siyaset dili, bir anlamıyla çıplak kaldı. İnandırıcılığını da yitirdi. AKP’nin inandırıcılığını yitirmesi hem Milli Görüş tabanına –şimdi Saadet Partisinden temsil edilen- hem de Kürt tabana seslenme imkânını büyük ölçüde ortadan kaldırdı. Bahsettiğimiz durum hem AKP için hem de bütün olarak ülke siyaseti için yeni bir konumlanma anlamına geliyor. AKP’nin temsil yetkisini, rızasını alamayan kitleler için tabiri caizse kapıda bekleyen çok…

ERDOĞAN’DAN BAŞLAYARAK BÜTÜN PARTİYE SİRAYET EDEN ŞAŞKINLIK

Bütün bunlarla beraber 23 Haziran seçim süreci en çok da AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın siyaset tasarımında bir dahi olduğu tezini çürüttü. Ortada dâhilik bir durum olsaydı eğer partisinin İstanbul adayı Binali Yıldırım Diyarbakır ziyaretinde ‘Kürdistan’ dedikten sonra HDP’nin tutuklu lideri Selahattin Demirtaş’ın açıklamalarını ülkücülere ve milliyetçilere şikâyet etmezdi. Aksine Erdoğan’dan başlayarak bütün kadrolara sirayet eden bir şaşkınlık durumu var. Ve bütün bu manevraların seçmen psikolojisinde bir karşılığı var.

KÜRT TABANDA İMAMOĞLU FARKI KENDİ LEHİNE AÇIYOR

Rawest Araştırma Şirketi, 23 Haziran İstanbul seçimlerine yönelik olarak bir saha araştırması yaptı. Araştırmanın sonuç raporunda en çok dikkat çeken şeylerden biri; HDP’li Kürt seçmenin Ekrem İmamoğlu’nun kazanması ihtimalinin 31 Mart’a göre çok daha fazla artması sebebiyle İmamoğlu lehine sandığa gitme eğiliminin artacağı yönündeki gözlem. Tersinden bakacak olursak ‘Nasıl olsa kazanırlar’ yönündeki algının yıkılması, kararsız seçmeni muhalefet lehine motive ediyor. Bir diğer sonucu da iktidar partisinden çıkar odaklı beklentinin azalması yönünde oluyor.

RAPOR: YILDIRIM’IN KÜRTLERE YÖNELİK SÖYLEMLERİ TERS TEPTİ

Rawest’in saha sonuçlarına göre; İstanbul’da yaşayan daha önce AKP’ye oy vermiş Kürt tabanda Binali Yıldırım lehine artış, HDP’li tabanda olması İmamoğlu lehine gözlemlenen artışa göre çok daha az oranda gözüküyor. Yani İstanbul’da yaşayan 1.5 milyon Kürt seçmenin oyları gözönüne alındığında İmamoğlu, Yıldırım ile arasındaki farkı kendi lehine açıyor.

Rawest’in sonuç raporu Binali Yıldırım’ın Kürtlere yönelik son dönemlerdeki söylemlerinin ‘ikircikli’ görüldüğünü ve hatta yer yer ters teptiğini söylüyor. Bu anlamıyla Yıldırım’ın Diyarbakır manevrasının ters teptiğini söyleyebiliriz.  Erdoğan’ın ve Soylu’nun Kürt meselesindeki saldırgan dili, AKP’nin Kürt meselesindeki tavrının değişeceğine yönelik umudun azalması da AKP’ye güveni azaltan etkenler arasında yer alıyor.

GEÇMİŞTE AKP’YE OY VERMİŞ KÜRTLERDE AKP RAHATSIZLIĞI ARTIYOR

Artı Gerçek’e konuşan Rawest Araştırma Müdürü Esir Girasun AKP’ye daha önce oy vermiş Kürtlerin memnuniyetsiz olmalarının sebeplerini şu sözlerle özetliyor:

"Kürt taban, İstanbul’da kendini halen büyük oranda gurbette hissediyor. Siyasal tercihlerini büyük oranda bu motivasyon oluşturuyor. Yerel yönetimlerde zayıf temsil edilmeleri de bu ‘ötekileşme’ duygusunu kuvvetlendiriyor."

Girasun’un Artı Gerçek’in sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

-AKP’ye oy veren Kürtlerin memnuniyetsizliğinin başka sebepleri var mı?

AKP içindeki Kürtler, Kadir Topbaş görevden alındığından beri bürokrasinin ve ihalelerin Karadeniz lobisince ele geçirildiğini söylüyorlar ve bundan çok şikâyetçiler. Parti içinde Kürtler olarak daha fazla emek vermelerine, daha fazla fedakârlık yapmalarına rağmen daha az temsil edildiklerini ve kritik noktalara çok daha zor getirildiklerini söylüyorlar. AKP – MHP ittifakı, MHP’lilere bürokraside verilen kadrolar da bu noktada aynı rahatsızlığı yarattı.

Ekonomik refah da ortadan kalkınca AKP’li Kürtler açısından memnuniyetsizlik daha da arttı. Eskiden ekonomik refah AKP’li Kürtler açısından kimlik baskısına rağmen AKP’yi tahammül edilebilir kılıyordu. Şimdi bu da büyük oranda ortadan kalktı.

‘AKP’NİN İSTANBUL YENİLGİSİ KÜRT BÖLGELERİNDE DE HİSSEDİLİR’

-AKP 31 Mart öncesi daha önce kendisine oy vermiş bu kitlenin memnuniyetsizliğini gidermek, hatta sandığa gitmeyenleri döndürmek için bir strateji geliştirdi mi? Daha doğrusu geliştirdiği strateji başarılı olabildi mi sizce?

AKP Kürt bölgesindeki bütün belediye başkanlarını, ilçe başkanlarını ve kadrolarını bu memnuniyetsizliği gidermek için İstanbul’a getirdi. Ancak bu kişiler bunu mecburi bir görev olarak görüyor. Bu ekiplerin çalışma motivasyonu az. Kürt seçmende de karşılıkları olmadı. Hatta Kürt seçmen bu çalışmanın Saray’ın gözüne girmek için yapıldığını söylüyor. HDP’li Kürtleri ikna edecek yeteneğe sahip değiller. Seçmendeki karşılığına baktığımızda seçimin iptal gerekçesini AKP’li Kürtlere anlatamadıklarını görüyoruz. Bu noktada da inandırıcı olamadılar.

AKP’nin İstanbul’da alacağı yenilgi bu yönden bakıldığında Kürt bölgesinde de hissedilecek. Yani toptan bir yenilgi olacak. Kürt bölgesindeki etkileri de sarsılacak.

‘İMAMOĞLU KÜRTLER AÇISINDAN BİR UZLAŞININ ADAYI’

-HDP’li Kürt seçmenin tavrı için ne görüyorsunuz? HDP’li seçmenin İmamoğlu’na desteği kalıcı bir ittifak haline gelebilir mi?

Bu seçimde HDP’nin çağrısı olmasaydı dahi İmamoğlu’na yönelik bir destek olurdu. Ama bu denli büyük olmazdı. Ekrem İmamoğlu Kürtler açısından siyasi bir figür değil, daha çok bir uzlaşının adayı. HDP’nin işaret etmediği bir durumda böyle büyük bir destek zor gözüküyor.

‘AKP’NİN KÜRT MESELESİNDEKİ TAVRI, KÜRT GENÇLERİNİ HDP’YE ÇEKİYOR’

Süreçte avantajı ise AKP’ye oy vermiş Kürt gençlerindeki HDP’lileşme eğilimi. AKP’nin Kürt meselesindeki tavrı Kürt gençlerini HDP’ye doğru çekiyor."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar