Bir babanın en zor kararı: Selde babası ile oğlunu kurtarmak arasında tercih yaptı

Bir babanın en zor kararı: Selde babası ile oğlunu kurtarmak arasında tercih yaptı
Babasının rehin kaldığını öğrenir öğrenmez aracına binip babasını kurtarmaya giden Topçu, selin evlerine doğru geldiğini öğrendiğinde ise yönünü evde tek kalan oğluna doğru çevirdi.

Seda TAŞKIN 


ARTI GERÇEK - Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde 11 Ağustos tarihinde yaşanan sel felaketi beşinci gününü geride bıraktı. Arama kurtarma çalışmalarının devam ettiği ilçede insanların kaybolan yakınlarını bekleyişi devam ediyor. Birçok yapının büyük oranda zarar gördüğü ve ev, işyerlerinin balçıklarla kaplandığı ilçede sel büyük bir yıkıma sebep oldu. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) açıkladığı rakamlara göre 60’ı Kastamonu olmak Karadeniz bölgesinde toplam 70 kişi hayatını kaybetti. Ancak Bozkurtlular bu rakamların gerçeği yansıtmadığını, rakamların çok daha yüksek olduğunu belirtiyor. 

Karadeniz bölgesinde yaşanan sel felaketinden en fazla etkilenen yerlerin başında Bozkurt ilçesi geliyor. Ezine çayının kenarına kurulu olan ve yaklaşık on bin nüfusu olan ilçede yaşanan tahribatı Artı Gerçek olarak yerinde gözlemledik. 

BOZKURT İL MERKEZİNE 100 KİLOMETRE UZAKLIKTA 

Sabah 04.30’da Ankara’ya üç buçuk saat uzaklıkta bulunan Kastamonu’na doğru doğru yola çıktım. Bozkurt ilçesine gitmek için önce Kastamonu otogarında inip oradan kendi imkanlarınızla aktarma yapmak durumunda kalıyorsunuz. Kastamonu il merkezine yüz kilometre uzaklıkta bulunan Bozkurt’a toplu taşıma araçlarıyla ulaşılamıyor. Otogara 2 saat uzaklıkta bulunan ilçeye ulaşmak epey vakit alırken, diğer yandan da trafik bu süreyi daha da zorlaştırıyor. Akşamüstü saat beş sularında ancak ilçeye ulaşabiliyorum. İlçeye giden güzergâhta trafik oldukça sıkışık, bunun en büyük nedenlerinden birisi de bölgeye giden yardım tırları ve gönüllülerin bölgeye akın etmesi oluşturuyor. Trafiği azaltmak adına polisler Bozkurt’a sivil araç girişine izin vermiyor. 

SU VE HİJYEN MALZEMESİ İSTİYORUZ

İlçeye girdiğinizde dikkatinizi çeken ilk şeylerden biri, her köşe başına kurulmuş yardım stantları oluyor. Tırlarla gelen yardımlar burada istiflenerek kendi içlerinde ayrıştırılıyor. Daha sonra ayrılan malzemeler daha ileride kurulan stantlarda ihtiyaç sahiplerine veriliyor. Türk Kızılay’ında gönüllü olarak çalışan Özran Çiçek özellikle gıda ve giyim yardımlarının yeterli miktarda ulaştığını belirtiyor. İlçede yaşanan su sorunundan kaynaklı öncelikli olarak su ve hijyen malzemelerine ihtiyaç olduğunu belirten Çiçek, dayanışma göstermek isteyenlerin bu önceliklere katkı sunmalarını istiyor. 

CADDE VE SOKAKLAR ÇAMUR İÇİNDE 

Stantların yanından ilerledikten sonra dikkatinizi çeken ilk şey yolların tamamen çamur içinde kalmış olması. Bozkurt’un cadde ve sokaklarında selin getirdiği balçık ve ağaç parçalarının ev ve işyerlerinin içine kadar girdiğini görüyorsunuz. Özellikle dükkanlar tamamen kullanılamaz hale gelmiş, evlerin ise büyük bölümünün birinci katları tamamen çamura bulanmış. 

ÇİZME OLMADAN SOKAKLARDA GEZMEK MÜMKÜN DEĞİL

Yaşanan hasarı yakından gözlemlemek için çamurlu sokaklara doğru ilerliyorum ancak ayakkabılarımla daha fazla ilerleyemeyeceğimi fark ediyorum. Çevredeki insanlardan yardım istiyorum ve bir esnaf elinde 42 numara çizme olduğunu söylüyor. Hafif gülümseyerek kabul etmek durumunda kalıyorum. 5 numara büyük çizme ile yürüyebilecek miydim pek emin değildim, ancak ona da bir çözüm buluyorlar. Çizmenin ayağımdan çıkmaması için etrafını bantlıyorlar. En azından bu haliyle çamurlu sokaklarda ilerleyebiliyorum. 

GÜNLER SONRA CANLI BULUNAN ÇOCUK UMUT OLDU 

Selden etkilenen yurttaşların yol kenarında, yıkılan evlerinin yakınlarında bekleyişi sürüyor. Birçoğu bir parça eşyasını dahi alamadan canını zor kurtarmış. Yine yakınlarını kaybedenlerinde acı bekleyişi devam ediyor. Günler sonra dün canlı bir şekilde köprüye sıkışık bir halde bulunan 4 yaşında çocuk birçok aileye umut olmuş. Bu haberle birlikte kayıp olanların yakınlarını, sevdiklerini canlı bulmanın umudunu taşıyorlar. 

GÖNÜLLÜ EKİPLER TEMİZLİK ÇALIŞMALARINA DESTEK

Çamur içinde kalan dükkanların içinde gönüllü ekipler ellerinde küreklerle çamurları temizlerken, iş makinaları ise sokaklardaki çamurları temizlemeye devam ediyor. Büyük bir özveri ile çalışmalar aralıksız bir şekilde devam ediyor. Ekipler belli saat aralıklarla değişim yaparak, hava kararana kadar çalışmalarını sürdürüyor. Arama kurtarma çalışmalarına ise 24 saat ara verilmeden devam ediliyor. Çalışmaları, çeşitli illerden gelen jandarma komando timleri, belediye ekipleri ile gönüllüleri birlikte yürütüyor. Askerler, işyerlerinin giriş katına dolan balçığı temizlerken, iş makineleri de sokaklardaki hafriyatı kamyonlara yüklüyor. 

İLÇEDE HALA SU SORUNU YAŞANIYOR

Selden kaynaklı Bozkurt'un alt ve üst yapısını tamamen kullanılamaz hale gelirken ilçede su sorunu yaşanmaya devam ediyor. İlçe su ihtiyacını dışarıdan gelen su yardımlarıyla karşılamaya çalışıyor. Elektrik sıkıntısı ise bugün itibariyle çözüldü. Sanayi Sitesi'nin tamamı da selin getirdiği balçıkla dolarken, yine ilçenin birçok yerinde kullanılamaz hale gelen araçların birçoğu hala ilk günkü gibi bina aralarında, yol ortalarında duruyor.  Yine selden belediye, emniyet, müftülük ve okullar başta olmak üzere kamu binaları da zarar görmüş durumda. 

‘HES PATLADI, BOZKURT’U ACİL TERKEDİN’ 

Sokak aralarında ve caddede insanların bekleyişi de devam ediyor. Oğlu ile birlikte ilçede bir köşede oturan Cengiz Topçu dikkatimi çekiyor. Yanına yaklaşarak ilçede neler yaşandığı soruyorum. Önce birkaç saniye süren bir sessizlik oluyor. ‘Gözümüzün önünden o anlar gitmiyor. Çok acıydı çok" sözlerini söyledikten sonra yine bir kısa sessizlik yaşanıyor. 42 yaşındaki Topçu, sel yaşanmadan 9 km uzaklıkta Koşmapınar’da yaşayan babasını arıyor, babası sel yaşandığını ve yardıma gelmesini istiyor. Tekrar aradığında babası telefonu açmıyor. Topçu hemen arabasına atlayarak ailesinin yanına doğru yola çıkıyor. Yola çıktığında bu defa abisini Topçu’yu arayarak,  "HES patladı, acil Bozkurt’u terk edin" sözleri üzerine evde tek olan oğlu aklına geliyor. Topçu o anları şöyle anlatıyor: 

’10 DAKİKA SONRA KÖPRÜ BİLE YERİNDE OLMAYACAKTI’

"Evin önüne geldiğimde insanlara ‘kaçın’ diye bağırıyordum. Duyabilecek herkese sesimi ulaştırmaya çalıştım. Zaman çok kısaydı ve oğlumu yanıma aldıktan sonra arabaya atlayarak bu defa da tekstil fabrikasında çalışan eşimin yanına gittim. Fabrikadaki insanlara da kaçmalarını söyledim ancak onlar bana ilk başta aldırış etmediler. Ustabaşı ‘öyle bir şey olsa bizim haberimiz olurdu’ dedi. Daha sonra öğrendim ki ustabaşı belediye başkanını aramış, belediye başkanı da doğru olmadığın söylemiş. Ancak sonra söylenenlerin doğruluğu ortaya çıktıktan sonra son anda kurtulmuşlar. Ben eşimi ve çocuğumu aldıktan sonra ırmağın üstündeki köprüden geçerek yüksek bir yere çıktım. Çok değil 10 dakika sonra o köprü bile artık yerinde olmayacaktı."

‘PARKTA OYNAYAN ÇOCUKLAR SUYA KAPILDI’ 

Beş metre civarında suyun dalga şeklinde geldiğini söyleyen Topçu, "Suyun geldiğini gördüm, ne varsa önüne katarak ilerliyordu. Tomruklar ve beraberinde bir sürü şeyi önüne katarak gelen su köprüyü tıkadı. Köprü tıkanınca tüm su ilçenin içine gelmeye başladı. Çay bahçeleri, evler, dükkanlar her şey bir anda suların içinde kaldı. İnsanlar çatılara çıktılar. Bir sürü insanın suya kapıldığını gördüm. Parkta oynayan 3 çocuk gözlerimin önünde suya düştü, bir kadın araca tutunmuştu ancak arkadaş suyla sürüklenerek gelen aracın çapması sonucu o da suyun içinde kayboldu. Evlerin çatısında suya düşen en az 6 kişi gördüm. Hala bu insanlara ne olduğunu bilmiyoruz" dedi. 

‘HER YER CESET KOKUYORDU’

Bozkurt Sanayi Bölgesi’nde Mobilya dükkanı olan Topçu, selin ardından dükkanına gittiğinde her tarafın ceset kokusu olduğunu anlatıyor, Topçu, "Dükkanıma gitmek istedim ancak ceset kokusundan kaynaklı yaklaşamadım. Açıklanan rakamların doğru olduğunu düşünmüyorum. Çok fazla insan hayatını kaybetti. İnsanlar sularda sürüklendi. Birçoğunun cesedi Karadeniz sularına karıştığını düşünüyorum" diyor. 

Topçu sözlerine şöyle devam ediyor: 

"Benim şahsi tahminim en az 500’e yakın insan hayatını kaybetti. Pazar yerinde kaçamayanlar, ikna olmayanlar, uyarıları dinlemeyenler oldu. Birçok kişi arabasını kurtarmak isterken, arabası ile birlikte suda kayboldu. Arabaya tutunurken suya düşenler gördük. Bir kişi kapı koluna tutunmuştu ancak arkadan suda sürüklenen bir aracın çarpması sonucu o da sele karıştı. Benim gördüklerim sadece bunlar düşünün. Yıkım hala gözümün önünden gitmiyor. Benim bu haberi almamla buranın yerle bir olması 10 dakika sürdü. Her şey saniyeler içinde bitti."

‘YENİDEN BAŞTAN YARATACAĞIM’

Ailesinin kurtulmasından dolayı çok mutlu olduğun ancak babasını kurtaramamanın hüznünü yaşayan Topçu, aldığı kararın hayatının en zor kararı olduğunu söylüyor. "Bir yanınızda oğlunuz diğer yanınızda babanız… Keşke bunlar hiç yaşanmasaydı. İlçemiz yerle bir oldu. Şu an hepimiz çok mağduruz. Her şeyimizi kaybettik. Ama her şeye rağmen hayatta kalmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kardeşim itfaiye de çalışıyor. Burada her tarafta cesetlerin olduğunu söylüyor.  Bir sürü insan yakınlarını kaybetti. Ama asla bu toprakları terk etmeyeceğim. Yeniden ilçemizi baştan yaratacağız. Bir sürü insan buraya geldi ve bizlere yardım ediyorlar. Bu dayanışma hepimizi daha güçlü kılıyor" dedi.

Öne Çıkanlar