'Brunson Suriye pazarlığı sonucu bırakıldı'
ABD’li rahip Brunson’ın serbest bırakılmasının "talimat ve pazarlıklar" sonucu olduğunu ve bunun Suriye savaşının sonucu olduğunu dile getiren HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, "Türkiye hep taviz verdi, hep itibar kaybetti" dedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında krize dönüşen ABD’li rahip Andrew Craig Brunson’ın serbest bırakılması gündemin ilk sırasına oturdu. "Casusluktan" 35 yılla yargılanan Brunson dün çıkarıldığı mahkemece 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı, ev hapsi ve yurtdışı yasağı kaldırıldı. Brunson serbest bırakılmasının hemen ardından ABD’ye gitti. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, krize neden olan Brunson’un yargılanmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İLGİLİ HABER: 'PAZARLIK VE REHİNE SİYASETİ'
"YARGI TALİMATLARLA KARAR VERİYOR"
Brunson’ın yargılanma sürecine işaret ederek, "Ne kadar hukuk devleti olduğunuz ortada" diyen Temelli, "Yargı talimatlarla karar veriyor. Öyle de ince ayar yapıyorlar ki, yattığı süre 3 yıl 1 ay 15 gün. Böyle ince ayar cezalar buluyorlar. Adam casustu, ‘FETÖ’cüydü, buydu şuydu. 3 yıl 1 ay 15 gün cezayla bitti mesele. Ama burada hukukun olmadığını bütün çıplaklığıyla gördük" dedi.
TALİMAT VE PAZARLIKLAR
Brunson’ın serbest bırakılmasını "talimat ve pazarlıklar" sonucu olduğunu ifade eden Temelli, şunları söyledi: "Sadece yargı ve hukuk değil. Çürüyen bir alan da diplomasidir. Türkiye bugün için en itibarsız ülkelerden biri halinde. Şimdi biz buna neden mahkumuz. Bu ülke hepimizin ülkesidir. Biz bu ülkenin vatandaşıyız. Hepimiz neden böyle bir kötü yönetime mahkum olalım ve bunun maliyetine katlanalım. Şimdi insanlar dışardan baktığında gördükleri ülke şu; canı istediğinde rahibi rehin tutuyor, canı istediğinde içeri alıyor, canı istediğinde ev hapsine alıyor, canı istediğinde serbest bırakıyor. Bunu sadece rahipte yapmıyor. Bunu Suriyeli göçmenler için de yapıyor. Ne göçmen hukukunu tanıyor ne de mülteci hukukunu tanıyor. Bu haklara hiç bakmıyor, Suriyeli mülteciler ve göçmenler bedenleri üzerinden gidip Almanya’da pazarlık yapan bir iktidar ve cumhurbaşkanı var. Göçmen olmaları bu haklarını ortadan kaldırmıyor."
"SAVAŞ POLİTİKALARIN SONUCUDUR"
Pazarlıkların savaş politikalarının sonucu olduğunun altını çizen Temelli, "İşte bu bir yıkımdır. Bu ülkenin altını dinamitlemektir. Biz bu ülkenin altına dinamit döşeyenlere karşı bu dinamitleri ve fitilleri koparıp atmalıyız. Bu ülkeyi kurtarmanın yolu, barıştan geçiyor. Bu savaş politikalarından artık kurtulmaktan geçiyor. Pazarlıklar, bu savaş politikalarının sonucudur. Başka bir şey değildir. Bu rahip meselesi hakeza böyle. ABD ile girilen pazarlıkların nedeni yine Suriye’deki Fırat’ın doğusu mu batısı mı pazarlığıdır. İdlib’deki, ABD ile Rusya gerilimi pazarlıklarıdır. Rahip, bu işin içinden çıkan bir figür. Yoksa rahibin her tarafı casus olsa ne olacak" şeklinde konuştu.
"KRİZİN RAHİPLE İLGİSİ YOK"
Yaşanan ekonomik krizin Brunson’ın yargılanmasıyla ilgili olmadığını dile getiren Temelli, "Ekonomik krizin yegane nedeni kayyumlar; nasıl kaynakları çarçur ediyorsa, işte merkezi iktidarda bu ülkenin bütün kaynaklarını çarçur etti. Aşırı borçlanma, cari açık ve savaş, beton ve yolsuzluk ekonomisi. Bunun ülkeyi getireceği yer iktisadi krizdir. Bunu dış güç ile rahip kriziyle bir ilgisi yok" değerlendirmesinde bulundu.
"TÜRKİYE HEP TAVİZ VERDİ, İTİBAR KAYBETTİ"
Türkiye’de yaşanan krizin temel nedenini "Suriye savaşı"na bağlayan Temelli, şöyle konuştu: "Bu zihniyet dış politikanın bize çöktüğünü gösteriyor. Nasıl ekonomi çöküyorsa politikada çökmüş. Emevi Cami’nde namaz kılacaklardı, bütün her yeri bir kıyamet alanına çevirdiler. Suriye politikası işte ortadır. Bakmayın siz İdlib’de geçici bir rahatlama sağlandığına, aslında ortada sorunlar daha da ciddi boyutlara doğru içerden örülüyor. İçerde bir kaynama yaşıyor. İdlib’de çok ciddi bir patlama olacak. Çünkü bir ülkenin iç işlerine müdahale etmeye kalktığınızda, o döner sizi vurur. Siz o ülkeye destek olabilirsiniz. Buradaki halklara destek olabilirsiniz, o ülkeye demokrasi, insan hakları olsun diye destek olursanız size barış ve demokrasi olarak geri döner. Siz ülkeye savaş ihraç ederseniz, o savaş size döner gelir. Türkiye’nin başı belalardan neden kurtulmuyor; işte sürekli savaş diliyle siyaset yapıyor. Avrupa’da, Amerika’da, Rusya’da da böyle. Her ülke ile girdiği ilişkide Türkiye hep taviz verdi, hep itibar kaybetti. Artık sözü dinlenmeyen sadece ve sadece pazarlıklarda araç haline getirilen bir ülkeye dönüştü." (Mezopotamya Ajansı / Özgür Paksoy – Mehmet Şah Oruç)