Cihangir İslam: Devlet kendini bu hastalıklardan temizlerse bu tip videolar ilgi odağı haline gelmez

Cihangir İslam: Devlet kendini bu hastalıklardan temizlerse bu tip videolar ilgi odağı haline gelmez
CHP Milletvekili Cihangir İslam, Artı TV'de gündeme ve siyasete ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

ARTI GERÇEK-CHP İstanbul Milletvekili Cihangir İslam, suç örgütü lideri Sedat Peker'in videolarının gündemde olmasına ilişkin, "Eğer yargı bunların üzerine giderse, yasama bunların üzerine giderse, devlet kendini bu hastalıklardan temizlerse bu tip videolar ilgi odağı haline gelmez" yorumunda bulundu.  İslam, Türkiye siyasetinin bu tip videolar tarafından belirlenmemesi gerektiğini de vurguladı. 

Artı TV'de yayınlanan Hayko Bağdat ile Bağdat Cafe programına Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Cihangir İslam konuk oldu. İslam, suç örgütü lideri Sedat Peker'in videoları, itirafları ve Türkiye siyasetinin güncel durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

'TÜRKİYE'NİN SİYASETİNİ BU TİP VİDEOLAR BELİRLEMEMELİ'

Sedat Peker'in yayınladığı videolara ilişkin yargının işlemesi gerektiğinin altını çizen Cihangir İslam şöyle konuştu: 

"Mafya-medya-belediyeler- iktidar meselesi gerçekten gündeme oturdu. Tabii başta şunu not edeyim; Türkiye'deki gündemin bu şekilde belirlenmesi hem kamuoyu hem de siyaset için çok sağlıklı bir gelişme değil. Ama bir şekilde şeffaflığın, hesap sorulabilirliğin olmaması, ifade özgürlüğünün baskı altına alınması yani devlet içerisinde yapılan pek çok şeyin vatandaşlar için kapalı durumda olması tabii ki böyle bir hastalıklı ortamı besliyor diyebiliriz. Şimdi ben konunun detaylarına girmeyeceğim. Şu çizgiyi çekmek istiyorum; Türkiye'nin siyasetini bu tip videolar belirlememeli. Fakat Türkiye'de yargı mekanizması iddia ile müddei ayrımını yapmalıdır. Yani savcıların harekete geçmesinden bahsediyorum. Sayın Cemil Çiçek'in bile bugün bir açıklaması var. Kendileri Beştepe Yüksek İstişare Kurulu üyesidir. Türkiye'nin kaderinde çok kritik dönemlerde etkili olmuş bir siyasetçidir. Her kesimle ilişkisi ve diyaloğu olan bir siyasetçidir. Yanılmıyorsam Sayın Arınç'ın da bu minvalde bir açıklaması olmuştu. Bakın bunlar iktidar kanadından geliyor. Şunu söylemek istiyorum; bir takım iddialar AKP'nin iç meselelerine yönelik iddialar. Ben AKP'nin iç meselelerine yönelik herhangi bir şey söylemek istemiyorum. Fakat bir milletvekili olarak yargının işlemesi, milletvekillerinin zan altında kalması ki sayın Şentop bu konuda önce belki eksik bilgi nedeniyle bir takım açıklamalar yaptı. Fakat daha sonra muhtemelen olayı bütün boyutlarıyla öğrendiği zaman Meclis adına bir takım sorulara ilgili Bakanlıklara iletti. Türkiye'de hukukun işlemesinden bahsediyorum. Bu işin içinden çıkmamızın reçetesi de burada gizlidir. Yoksa belediyelerde olan biten, iktidarın para ilişkilerinde, medya uzantılarında olan biten bu tip yapılar aşağı yukarı bütün etki alanlarına nüfuz etmeye çalışır ve oralarda kendi istedikleri yönde programların işlemesi çabasını gösterirler. Eğer yargı bunların üzerine giderse, yasama bunların üzerine giderse, devlet kendini bu hastalıklardan temizlerse bu tip videolar ilgi odağı haline gelmez."

'BUGÜN İKTİDAR FAKİRİ AZARLAYAN HALE GELMİŞ'

AKP iktidarının halkı ve yoksulları azarlayan bir konuma geldiğinin ifade eden İslam, "Benim özlediğim siyaset şu değil. Ben AKP'nin, MHP'nin, BBP'nin, Vatan Partisi'nin, hepsinin iyi olmasını isterim ama ben en iyi olmak isterim. Partim en iyi olsun, müttefiklerimiz en iyi olsun isterim. Ama bugün maalesef bundan bahsedemiyoruz. Hem yapımız hem sistemimiz çürümüşlüğe gömülmüş. Bunu iş işten geçmiş anlamında söylemiyorum. Hayır iş işten geçmedi. İnanın bana bunların çözümü çok da zor değildir. Önemli olan, bir iktidarın kolektif şekilde tüm müttefikleriyle birlikte halkın hizmetinde olduğunu garanti etmesi, halkı güvenlik altına alması, kimsenin aç ve açıkta kalmaması, bu ülkede kimliği ne olursa olsun herkesin kendisini birinci sınıf vatandaş hissettiği ve ikinci sınıfın olmadığı bir toplum inşa etmek ve bu güveni uygulamalarınızla vermektir. Bugün iktidar fakiri azarlayan hale gelmiş. 'Gidin siz doyurun' diyor. Halkın fakirliğine ve açlığına inanmayam, buna inansa bile azarlayan bir iktidarla karşı karşıya gelmiş durumdayız" dedi. 

'BUGÜN ARTIK İKTİDARIN GİDİŞİNDEN BAHSEDEBİLİYORUZ'

Türkiye halklarının kritik noktalarda doğru tavır aldığına vurgu yapan İslam, belediye seçimlerinde muhalefetin başarısını hatırlattı ve sözlerine şöyle devam etti: 

"Daha önceki konuşmalarımızda da mutlaka tekrarlamışızdır. Bu toplumun 7 Haziran, Gezi, Adalet Yürüyüşü, referandumda alınan ortak tavır, milletvekili seçimleri ve artık belediye seçimlerinde bu ortaklaştı. Ben siyasi partiler diyorsam, buna HDP'yi de katın demeyi kendime zul sayarım. Herhangi bir anayasal siyasi partiyi bunun dışında tutmadım bundan sonra da tutmam. Bizim popülasyonumuzdan siyasi havzamızdan bahsediyoruz. Belediye seçimlerinde şunu gördük; bundan bir kaç sene önceki laflar sizin de kulağınıza gelmişti, kazanamayız kazansak da vermezler. Kırpıla kırpıla 13 bin farka geldi, YSK'nın kararıdır kabul diyelim. Bir fark bile yeterli değil midir bir seçimi almak için? Bunu yeterli bulmadı siyasi iktidar. Ama burada en önemli nokta toplumun buraya verdiği cevaptır. 13 bin fark 806 bine çıktı. Beni en çok umutlandıran, siyasi çözümlerimiz veya geldiğimiz mahalleler farklı olabilir ama ben bu halkın bütünüyle bu halkın kritik noktalarda yanlış yapmadığını gözlemledim. Siyasi tarihimize bir bakın, kendi dediğini ama eldekiler içinde de en makulünü bir şekilde gündeme getirdiğini görürsünüz. Benzer bir dersi geçmişte Özal hükümetine de verdi. Özal'ı sürpriz bir şekilde iş bakına getirdi ama yine sürpriz bir şekilde biletini de kesti. Çok şükür ki böyle bir halka sahibiz. Ben siyasetçi olarak bu insanlara layık olmanını kaygısını içimde taşıyorum, daha da fazla taşımam gerektiğine inanıyorum. Bütün siyasetle uğraşan arkadaşlarımın da buna inandığını düşünüyorum. Belediye seçimleri çok güzel bir örnektir moral yükseltmiştir. Bugün artık iktidarın gidişinden bahsedebiliyoruz. Burada üzerine odaklanacağımız nokta 'aman ille de gitsinler' meselesi değil 'biz daha iyisini yaparız o yüzden gelmek istiyoruz' meselesidir!"

Öne Çıkanlar