DFG’den 'Dört Duvar Arasında Gazetecilik' raporu: Türkiye’de 64 gazeteci cezaevinde

DFG’den 'Dört Duvar Arasında Gazetecilik' raporu: Türkiye’de 64 gazeteci cezaevinde
Gazetecilere yönelik baskılar sürüyor. DFG, basına yönelik baskıları 3 dilde hazırlanan “Korku Tünelinde Gazetecilik” belgeseli ve “Dört Duvar Arasında Gazetecilik” raporu ile açıkladı.

Remzi BUDANCİR


+GERÇEK- 2015 yılından bu yana yaşamın birçok alanında olduğu gibi basına da baskılar arttı. Çatışmalı ortamın yoğun olduğu 1990’lı yılları aratmayan baskılar uygulandı. Gazeteciler yaptığı haberlerden dolayı ya gözaltına alınıp tutuklanıyor, ya da uzun süren yargılamalarla karşılaşıyor.  Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Türkiye'de gazetecilere yönelik ağır ihlalleri konu alan, Türkçe, Kürtçe ve İngilizce "Korku Tünelinde Gazetecilik" belgeseli ve "Dört Duvar Arasında Gazetecilik" raporu hazırladı. Hem raporda hem de belgeselde gazetecilik faaliyetinde dolayı yargılanan, sürgünde olan ve haber takibi sırasında şiddetle karşılaşan gazetecilere ilişkin veriler yer aldı.

BASINA YÖNELİK BASKIYI FOTOĞRAFLADIK

DFG'de gösterimi yapılan "Korku Tüneli'nde Gazetecilik" belgeseli öncesi hazırlanan rapora ilişkin açıklama yapıldı. Gazetecilerin yaşadığı sorunlarla ilgili konuşan DFG Eş Başkanı Serdar Altan, rapor ve belgeselin 4 aylık bir çalışma sonucunda hazırlandığını söyledi. Çalışmanın Türkiye'de basın özgürlüğü ve düşünce özgürlüğü alanında yaşanan baskılarla alakalı olduğunu ifade eden Altan, "Sahada çalışan gazetecilere yönelik baskılar, yargılamalar, tutuklamalar ve engellemelere ilişkin veriler var. Cezaevlerindeki gazetecilere ses olmaya çalıştık. Gazetecilerin yaşadıklarına yönelik bir çalışmaya imza attık. Türkiye'de basının geldiği durumu fotoğraflamış olduk. Çalışmalarımızı cezaevleri ve kamuoyuna paylaşmak üzere 3 dilde hazırladık. Kürtçe, Türkçe ve İngilizce bir kitapçık haline getirdik" diye konuştu.

BASKILAR İKTİDARDAN BAĞIMSIZ DEĞİL

DFG Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu, dernek olarak basın ve ifade özgürlüğü alanında çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Basının, basın çalışanlarının, muhalif medyanın iktidarın hedefinde olduğunu ifade eden Müftüoğlu, "Çünkü Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü problemi var. Bu baskılar iktidardan bağımsız değil. Biz gazeteciler de sözümüzü söylemek için bu alanda halkın haber hakkı için bu mücadeleyi yürütüyoruz" dedi.

AMACIMIZ HAFIZA OLUŞTURMAK

"Korku Tünelinde Gazetecilik" belgeseli yönetmeni Ensar Özdemir,  belgeseli kolektif bir çalışma ile ortaya çıktığını söyledi. Basına yönelik baskılardan yola çıkarak bu çalışmayı hazırladıklarını ifade eden Özdemir, gazetecilerin Türkiye'de yaşadıkları sorunlara dair bir hafıza oluşturmak istediklerini belirti. Özdemir, "2015'ten sonra gazeteciler ne haber yapabildi, ne de haberlerini yayınlanacak bir mecra bulabildiler.  Amacımız geriye dönük bir hafıza oluşturmaktı. Bu süreç elbette geçecek" diye konuştu.

'DÖRT DUVAR ARASINDA GAZETECİLİK'

"Korku Tünelinde Gazetecilik" belgeseli gösterimi yapıldıktan sonra kitapçık haline getirilen "Dört Duvar Arasında Gazetecilik" raporu paylaşıldı. Gazetecilerin gördüğü baskılara ilişkin veriler ve cezaevinde bulunan gazetecilerin mektuplarının yer aldığı raporda, tutuklu olan, yargılanan ve haklarında dava açılan gazetecilere ilişkin veriler var.  Türkiye'nin gazetecilerin hapishanesi haline geldiğinin belirtildiği raporda, 2016 yılından bu yana basına yönelik baskılar sıralandı:

-20 Temmuz 2016’da ilan edilen Olağanüstü Hal’in ardından 12 Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarıldı. Çıkarılan 12 KHK’den 668, 675 ve 677 sayılı KHK’lerle toplam 177 medya kuruluşu kapatıldı.

-Cemaat ve Kürt çevrelerinden 121 medya organının kapatılması nedeniyle 2 bin 500’e yakın gazeteci ve medya çalışanı işsiz kaldı. 5 haber ajansı, 16 televizyon, 24 radyo, 62 gazete, 19 dergi, 29 yayınevi olmak üzere 155 medya kuruluşu KHK'lerle kapatılan kuruluşlar listesinde yer aldı. 12 televizyon ve 10 radyo da 668 sayılı KHK’nin ikinci maddesi dördüncü bendi kapsamında kapatıldı.

-Kapatılan yayın kuruluşlarından 9’u 665 sayılı KHK, ikisi ise 668 Sayılı KHK ile kurulan komisyon kararıyla yeniden açıldı.

AKP GÜDÜMÜNDE YENİ BİR MEDYA AĞI OLUŞTURULDU

-OHAL rejimi ile kapatılan basın yayın organları ve medya kuruluşlarının yerine Türkiye'de tekçi bir zihniyeti temsil eden AKP iktidarının güdümünde yeni bir medya ağı oluşturuldu. Adına "havuz medyası" denilen ve iktidarın propagandasını yapmak üzere kurgulanan bu yayın kuruluşları, ayrıca muhalif kesimlere karşı bir silah olarak kullanılmakta, muhalifleri baskı altında tutma, itibarsızlaştırma ve hedef gösterme aracı haline getirilmektedir.

-İktidara yakın yayın organlarında çalışmadıkları için yüzlerce gazeteci basın kartları ellerinden alınarak tamamen işlevsiz hale getirilmeye çalışıldı. Son altı yıl içerisinde iptal edilen basın kartı sayısı 4 bin civarındadır. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan basın kartı başvurusunda bulunan gazetecilere çeşitli bahanelerle kartları verilmemektedir.

OHAL REJİMİ DEVAM ETTİ

OHAL'in 17 Temmuz 2018 tarihinde sona ermesine rağmen, OHAL uygulamalarının bir türlü bitmediğinin vurgulandığı raporda, "Basın yayın alanında ilan edilmemiş bir OHAL rejimi ile karşı karşıyayız. Günümüzde de bu faşizan yaklaşım devam etmekte, gazeteciler adeta tehlikeli varlıklar olarak görülmektedir. Gözaltı ve tutuklamalardan tutalım, tehdit ve saldırılara kadar her şey gazetecilere mubah görülüyor. Baskının dozajı o kadar artırılmış durumda ki, gazetecilerin sahada çalışması neredeyse imkansız hale getirilmiş durumda. Eline mikrofon, kamera ya da fotoğraf makinesi alıp haber peşine düşen gazetecilerin önüne binbir zorluk çıkarılıyor. Gazetecileri sahadan koparmak için her türlü yol deneniyor. İktidarın belirlediği çizginin dışına çıkan hiçbir gazeteci rahat çalışma imkanı bulamıyor. İktidar medyasına dahil olmayan gazeteciler, sahaya çıktığında ya haber takip etmeleri engelleniyor, ya da gözaltı tehdidine maruz kalıyor. Gazeteciler bazen dışarıda çekime başlamadan bile müdahaleye maruz kalabiliyor. Bu durum gazetecilere nasıl yaklaşıldığının en büyük örneklerinden biri olarak önümüzde duruyor" ifadeleri kullanıldı.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDE 180 ÜLKE ARASINDA 153’ÜNCÜ SIRADAYIZ

2021 yılının gazetecilere yönelik hak ihlalleriyle geçtiğinin belirtildiği raporda, şu tespitler yer aldı:  "Gözaltı ve tutuklamalar 2021 yılı boyunca eksik olmadı.  Saldırı, tehdit, engelleme ve sansürler de yıl boyu devam etti. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) tarafından hazırlanan 2021 yılı basın özgürlüğü endeksinde Türkiyenin sıralaması, basın özgürlüğü konusunda içinde bulunulan durumu gözler önüne sermektedir. 180 ülke arasında 153’üncü sırada yer alan Türkiye'nin basın özgürlüğünden ne kadar uzaklaştığını bu rapor sayesinde görmekteyiz. 

GAZETECİNİN YAŞAM HAKKI VE GÜVENLİĞİNE YÖNELİK İHLALLER

Saldırıya Uğrayan Gazeteci: 55

Saldırıya Uğrayan Yayın organı: 2

Öldürülen Gazeteciler: 2

Evine Baskın Düzenlenen Gazeteciler: 9

Gözaltına Alınan Gazeteciler: 61

Tutuklanan Gazeteciler: 6

İşkence ve Kötü Muameleye Maruz Kalan Gazeteciler: 23

Tehdit ve Ajanlık Dayatması: 11

Haber Takibi Engellenen Gazeteciler: 103 olay

Hapishanelerde Gazetecilere Yönelik İhlaller: 17

GAZETECİYE YÖNELİK DÜŞÜNCE VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İHLALLERİ

Hakkında Soruşturma Açılan Gazeteciler: 54

Hakkında Dava Açılan Gazeteciler: 51

Cezalandırılan Gazeteciler: 47

Hapis Cezası:  133 yıl, 8 ay, 21 gün

Para Cezası: 72.206 TL

Yargılaması Devam Eden Gazeteciler    

Duruşma Sayısı:  336

Tutuklu Gazeteci Sayısı: (04 Ocak 2022 itibariyle) 64

GAZETECİNİN EKONOMİK/SOSYAL HAKLARINA YÖNELİK İHLALLER

İşine Son Verilen Gazeteciler: 75

Basın Kartı İptal Edilen Gazeteciler: 1

BASIN-MEDYA KURULUŞLARINA YÖNELİK ENGELLEME VE SANSÜR

RTÜK Cezaları: Yayın Sayısı 12, Ceza Sayısı: 59

İlan Reklam Cezası Verilen Gazeteler: Gazete Sayısı 4, Ceza Gün Sayısı: 115. Yayın Yasağı: 112

İNTERNET-DİJİTAL MEDYA MECRALARINA YÖNELİK ERİŞİM ENGELİ

Kapatılan İnternet Sitesi: 64

Erişim Engeli Getirilen Haberler: 1460

Erişim Engeli Getirilen Sosyal Medya İçeriği: 160

HAPİSHANEDEKİ GAZETECİLER VE BİTMEYEN ZULÜM

Basın özgürlüğünü yaralayan en bariz gerçeklik, hapishanelerde tutuklu bulunan meslektaşlarımızın durumudur. Türkiye, bu konuda tüm dünyada birinci sırada yer alıyor. 2022 Ocak ayı itibariyle halen 64 basın emekçisi özgürlüklerinden yoksun bırakılmış durumdadır.  Gazetecilerin tutuklanma sebebi tamamen mesleki faaliyetlerinden kaynaklıdır. Yaptığı haberleri dijital medya hesaplarından paylaştığı için bile cezaevine gönderilen meslektaşlarımız var."

Öne Çıkanlar