İmamoğlu'na açık mektup: Bunlar seni de görevden almanın peşinde

İmamoğlu'na açık mektup: Bunlar seni de görevden almanın peşinde
'Çünkü yenilgiyi aradan aylar geçtiği halde hazmetmeleri mümkün olmadı.'

Sözcü yazarı Emin Çölaşan, bugünkü köşe yazısında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na hitaben açık bir mektup kaleme aldı. İmamoğlu'na tavsiyelerde bulunan Çölaşan, Diyarbakır, Mardin ve Van'a kayyım atanmasının ardından "Sevgili Ekrem, bu adamlar bundan sonra seni de görevden alıp yerine kayyum atamanın peşinde olacaklar; Çünkü yenilgiyi aradan aylar geçtiği halde hazmetmeleri mümkün olmadı.. Kolay değil, sen onların elinden en büyük 'hazineyi' almış oldun" dedi.

Çölaşan'ın İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na tavsiyelerde bulunduğu yazısı şöyle:

"Sevgili kardeşim Ekrem İmamoğlu, bu mektupta sana "Sevgili Ekrem" diye hitap edeceğim. Sakın kızma, "Bu ne samimiyet" falan deme!.

31 Mart seçimleri öncesinde bizim Ankara bürosunu ziyaret ettiğinde tanışmıştık. Seni hepimiz ilk kez görüyorduk. Uzun uzun konuştuk ve arkandan biraz dedikodunu yaptık!.

Düzgün bir insan olduğun hemen belli oluyordu ama seni her nedense biraz ‘Sessiz ve pasif' biri olarak görmüştük. Hatta ben "Yaa kimsenin tanımadığı bu adam İstanbul'u zaten kazanamaz da, kazanırsa ezerler" demiştim!.. Yanılmışım..

İşin kolay değildi, karşında hem devlet, hem de Binali Yıldırım vardı.. Ama sonra Binali Yıldırım fos çıktı, sen çok ciddi çalıştın ve bileğinin hakkıyla aldın.. Bence bu büyük bir mucize idi.

İlk seçimi iptal ettirmelerine rağmen ikinciyi 806 bin oy farkıyla kazandın.. Bu mucize birinci sırada senin kişisel eserindi..

Sevgili Ekrem, bu adamlar bundan sonra seni de görevden alıp yerine kayyum atamanın peşinde olacaklar; çünkü yenilgiyi aradan aylar geçtiği halde hazmetmeleri mümkün olmadı.. Kolay değil, sen onların elinden en büyük "Hazineyi" almış oldun..

Ancak bu iktidara karşı hiçbir açık vermemen gerekiyor.. Sanırım iki kez kısa Bodrum tatili yaptın, senin bu masum hakkını bile Recep Bey dahil dillerine doladılar.. Bundan sonra bir süre, sakın ola ki tatil falan yapmayasın!.

İkinci söylemek istediğim husus, üst düzey adamlarını seçerken onların geçmişini çok iyi incele. Mutlaka yapıyorsundur da ben yine söylemiş olayım..

Senin herhangi bir açığını bulamayanlar, getirdiğin adamlar üzerinden saldırıp seni yıpratmaya kalkışacaktır.. Göreve geçmişi temiz insanları getir..

En ufak bir kuşkun olduğu takdirde "Bunlar bana yakın arkadaşlardır, onları biraz olsun koruyup kollamak gerekir" deme..

Bazı partilileri kırmak ve parti içinde yıpranmak pahasına bile olsa, doğru yoldan asla ayrılma..

Yeni atadığın üst düzey ekibinin maaşlarına da özellikle çok dikkat etmelisin.. Onlara çift maaş, ek ödeme vesaire verme, avanta sağlama..

Bana sorarsan, protokol gezilerine ve kabullerine de biraz olsun ara vermelisin; Zira Büyükşehir'de hem tek adamsın, hem de yalnız adamsın..

Belediye Meclisinde çoğunluk onlarda.. Amaçları senin açığını yakalayıp bire bin katarak üzerine gelmek..

Bundan sonra da Türkiye'de bütün gözlerin senin üzerinde olacağını benden daha iyi biliyorsundur..

Muhteşem bir zafer kazandın, bir mucizeyi gerçekleştirdin, sakın ola ki bu büyük başarıyı ve açtığın beyaz sayfayı lekeleme.. Böyle olacağına inanıyorum..

Burada yeri gelmişken bir önemli konuya daha değinmek isterim. Sakın ola ki toplumda "İmamoğlu Kılıçdaroğlu'nun yerine göz koydu. Şimdiden kendisine yatırım yapıp genel başkanlığa, ya da zamanı gelince partisinin cumhurbaşkanı adaylığına soyunacak" izlenimi yaratma.. Zamanı gelince eyvallah ama bence o izlenimi şimdiden yaratmak çok erken ve yıpratıcı olur..

Sevgili Ekrem, yüz yüze geldiğin ve geleceğin zorlukların bir bölümünü şimdiden tahmin edebiliyorum..

Bence sorunların en başında, iş arayan ve belediyeye girmek isteyen partililer var.. Çok da haklılar, yıllarca bu günleri beklemişler.. Bu soruna çözüm bulmak herhalde en zor olanıdır..

Düşünsene, Ankara Büyükşehir'e iş için yapılan başvuruların sayısı şimdiden 50 bin'i geçmiş.. İstanbul belki 100 bin olmuştur.. Bu konuda ne yaparsın ne edersin, doğrusu onu ben bilemem.. Ama senin başını ağrıtan, yıpratan ve hatta çaresiz bırakıp köşeye sıkıştıran en önemli sorunlardan biri olacağı kuşkusuzdur. Onu sen kendi deneyimlerinle çözeceksin.

Sevgili Ekrem, İstanbul Büyükşehir'in AKP döneminde nasıl yağmalandığını mutlaka gördün. Belgelerin hiç değilse bir bölümü elinde ve onları açıklıyorsun..

Bu çok yönlü yağmayı kökünden kesip bitirmek ilk görevindir..

Hele yandaş vakıflara, cemaatlere ve yandaş medyaya İstanbul Büyükşehir üzerinden yapılan hortumculuk korkunç boyutlarda. İstanbul'da yaşayan milyonlarca insanımıza resmen ihanet etmişler..

Bunların bir bölümüne el koyduğunu ve yağmacıların mamasını kestiğini medyadan izliyoruz..

Bu konuda seni özellikle kutlamak isterim.. Çıkar ortaya bu vurgunları, belgelerini kamuoyu ile paylaş ki örnek olsun, herkes biraz  ders almaya çalışsın.. Bu aslında belediyeleri AKP'den devralan bütün başkanlara düşen en önemli görevdir ve sen dahil çoğunuz yerine getiriyorsunuz..

Yağmadan, vurgundan, yalandan, talandan ve yolsuzluktan artık bıktık. Bu pisliğin ana kaynağı ise ne yazık ki belediyeler ve belediye şirketleri.. Bu mücadele sürecini Türkiye'de sürdürecek olan ise yine siz yeni başkanlarsınız. En başta da sen

Doğru yoldan sapmadığınız, sen ve ekibin temiz kaldığınız, çirkin particilik yapmadığınız sürece desteğimiz hep sizinle olacaktır..

Lütfen; Sakın sapıtmayın, şımarmayın, peşkeşlere, pusuda bekleyen çakal sürülerine izin vermeyin, açtığınız beyaz sayfayı kirletmeyin.. Sevgili kardeşim Ekrem, çalakalem yazdığım bu mektup için kusura bakma. Sadece içimden geldiği gibi yazdım.. Sana ve ekibine başarılar diliyorum."
 

Öne Çıkanlar