Erdoğan'ın, 'Kadın da olsa çocuk da olsa gereken yapılacaktır' dediği katliam hakkında karar

Erdoğan'ın, 'Kadın da olsa çocuk da olsa gereken yapılacaktır' dediği katliam hakkında karar
2006 yılında kolluk kuvvetlerinin müdahalesiyle 6'sı çocuk 14 kişi yaşamını yitirdi.

ARTI GERÇEK- Diyarbakır’da, 6’sı çocuk 14 yurttaşın yaşamını yitirdiği olaylara ilişkin Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararı verdi.

Muş’un Şenyayla kırsalında 14 PKK’linin kimyasal silahlarla yaşamını yitirmesinin ardından kente getirilen 4 cenazenin defnedilmesi sırasında yaşanan olaylar dönemin Başbakanı olan AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, "Kadın da olsa çocuk da olsa gereği yapılacaktır" sözleriyle tarihe geçmişti.

24 Martta 14 PKK’li Muş’un Şenyayla kırsalında kimyasal silahlarla öldürülmüş, 28 Mart’ta ise Diyarbakır’da 4 kişinin cenazesi defnedilmişti. Bir hafta süren ve diğer Kürt illerine de yansıyan eylemler tarihe '2006 Amed Serhıldanı' olarak geçmişti.

Kolluk kuvvetlerinin helikopterlerden gaz bombası attığı, uzun namlulu silahlarla ateş ettiği aralarında 6 çocuğun ve Devrimci Demokrasi gazetesi muhabiri İlyas Aktaş’ın uzun namlulu silahla hedef alınarak öldürüldüğü toplamda 14 yurttaşın yaşamını yitirdiği olaylarda çocuklarla ilgili sorulara Erdoğan, "Güvenlik güçlerimiz çocuk da olsa, kadın da olsa, kim olursa olsun, eğer terörün maşası haline gelmişse gerekli müdahale ne ise bunu yapacak" demişti.

Kolluğun müdahalesi ile büyüyen olaylarda 200 yaralının içerisinde bulunan o tarihlerde 13 yaşında olan Abdurrahman Yaşa gözüne isabet eden gaz fişeği nedeniyle yaralandı. Yaşa, avukatları aracılığıyla yürüttüğü hukuk mücadelesini 2015 yılında AYM’ye taşıdı. Yüksek Mahkeme, Yaşa’nın kötü muamele gördüğüne ilişkin iddiasını yargıya taşırken etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar verdi.

Burnu kırılan ve ameliyat olmak zorunda kalan Yaşa'nın kötü muamele gördüğüne ilişkin talepleri yerel mahkemeler gösterilere katıldığı gerekçesiyle reddetti. Ancak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de (AİHM) kötü muameleyi kabul etti ve Türkiye’nin, Yaşa ve diğer başvuruculara maddi tazminat ödenmesine karar verdi.

AİHM kararının ardından yapılan maddi tazminat ödemesinin kapsamının ‘kötü muamele yasağının ihlali’ yönünden olduğunu söyleyen AYM, yerel mahkemelerin mağduriyetin giderilip, giderilmediğine gözetmediğini belirterek, başvurunun Yaşa’nın etkili başvuru yollarının engellemesiyle ilgili olduğunu vurguladı. Yüksek Mahkeme verdiği kararda, " Kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak, etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine" hükmetti.

Yaşananlara ilişkin İnsan Hakları Derneği'nin raporuna ulaşmak için tıklayın.

Öne Çıkanlar