Erk Acarer'den 'İnsan Hakları Eylem Planı' yorumu: Bu paketten çıksa çıksa Ortaçağ zihniyeti çıkar

Erk Acarer'den 'İnsan Hakları Eylem Planı' yorumu: Bu paketten çıksa çıksa Ortaçağ zihniyeti çıkar
'19 yıldır iktidarda olan bir partinin, 'anayasanın ilk 10 maddesini uygulamaya geçiririz' demesi vahim bir anayasa ihlali yaptığını gösterir.'

ARTI GERÇEK- Artı TV programcısı Erk Acarer, Erdoğan'ın açıkladığı "İnsan Hakları Eylem Planı" ile ilgili AKP'li Özlem Zengin'in cezevlerinde çıplak arama tartışmalarına ilişkin sözlerini hatırlatarak, "Bunlar Ortaçağ artığı. Bu faşizmde bir paket tartışılmaz. Bu paketten çıksa çıksa Ortaçağ zihniyeti çıkar" dedi.

Artı TV'de yayımlanan Celal Başlangıç ile Artı Gerçek programına, Artı Gerçek yazarları Eser Karakaş, İnci Hekimoğlu, Koray Düzgören, Armağan Kargılı ve Artı TV programcısı Erk Acarer konuk oldu. Programda AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı "İnsan Hakları Eylem Planı", Bitlis'te düşen helikopter ve Erbakan'ı anma programı konuşuldu. 

'ÇOK VAHİM BİR ANAYASA İHLALİ VAR'

Eser Karakaş, "İnsan Hakları Eylem Planı" ile ilgili yaptığı konuşmasında, "Eğer Türkiye'de 'savcılık' kurumu diye bir kurum olsa bunu açıklayan kişi hakkında soruşturma açardı" dedi. Anayasa'nın 10.maddesini (Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir) okuyan Karakaş, "19 yıldır iktidarda olan bir partinin, 'anayasanın ilk 10 maddesini uygulamaya geçiririz' demesi vahim bir anayasa ihlali yaptığını gösterir. Böyle bir şey söylenebilir mi? Yasalar önünde eşitlik ilkesini hayata geçireceklerini söylüyorlar. 'Kamu hizmetine girişte herkese eşit muamele göstereceğiz' diyorlar. Anayasa madde 79'a göre; her Türkiye vatandaşı kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. 19 yıldır ülkeyi yöneten birisi en temel anayasa maddelerini yaşama geçiririz diyorsa çok çok vahim anayasa ihlali var demektir" dedi.

'İKTİDAR KENDİ ANAYASASINI ÇİĞNEMİŞ'

İnci Hekimoğlu ise yaptığı değerlendirmelerde iktidarın kendi anayasasını çiğnediğinin altını çizdi. Hekimoğlu şöyle konuştu: "İçinde bulunduğumuz durumun korkunçluğunu buradan çok net anlayabiliriz; iktidar kendi anayasasını çiğnemiş! Bütün bu sayılanları biz söylesek, insan haklarının çiğnendiğini, anayasanın çiğnendiğini, bunun büyük bir suç olduğunu, liyakat sistemini, yargının bağımsız olmadığını ve baskı altında tutulduğunu... Bunları söyleyen herkes vatan haini ve terörist ilan ediliyor. Erdoğan'ın açıkladığı planda deniyor ki; "güle su, dikene tırpan." Güle ve dikene kendi karar verecek. Diken kim? Onlar nasıl tırpanlanacak? Kim gül ilan edilip koklanacak?"

'HDP ÜZERİNDEN BÜTÜN KANUNSUZLUKLARI MEŞRU HALE GETİRİYORLAR'

Hekimoğlu, bugün HDP Van İl Binası'na dönük polis ablukasıyla ilgili ise, "HDP üzerinden bütün kanunsuzlukları meşru hale getiriyorlar" değerlendirmesinde bulundu. Hekimoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "Taş devrinde keşfedilmiş hakları yeniden bir eylem planı olarak devreye sokacağı vaadi artık çapı genişlettiğinin ve Avrupalılara siz de salaksınız demek. Sadece bugünkü haberlere baktım. Boğaziçi protestolarına destek veren 3 öğrenci kaçırıldı, muhbirlik teklif edildi, tecavüzle tehdit edildiler. Daha sonra çeşitli yerlere bırakıldılar ve bunun için valiliğe dilekçe vermeye giderlerken önleri kesiliyor, bindikleri araba durduruluyor, buna müdahale eden avukatlar da ruhsatlarınızı iptal ederiz diyerek tehdit ediliyor. Bugün Van'da HDP'ye yapılan kuşatma hiçbir yasayla açıklanamaz. Buna bütün muhalafetin ayağa kalkması gerekir. HDP üzerinden bütün kanunsuzlukları meşru hale getiriyorlar. Yarınki seçim atmosferini de gösteriyor bunlar. Seçmenler de sandık başlarında böyle kuşatılacak."

'TOPLUMU VE AVRUPA'YI KANDIRMAYA YÖNELİK BİR PAKET VAR'

Erdoğan'ın eylem planına dair başka bir değerlendirmede bulunan isim ise Erk Acarer oldu. Acarer, "Toplumu ve Avrupa'yı kandırmaya yönelik bir paket var. Neden toplumu kandırmaya yönelik? Çünkü iç kamuoyunu ilgilendiriyor. Çünkü 124 sayfalık bu pakette son ifadeler yeni anayasaya göndermeyle bitiyor. Buradan bir ikna yolu devşirmeye çalışıldığını net olarak görüyoruz. Zamanlaması manidar. 1.2 milyon avro para verilmişti. O planlamanın süresi 1 Mart'ta bitiyordu 2 Mart'ta paket açıklandı. Aynı şekilde 9-11 Mart'ta AİHM'in Türkiye insan hakları çalışmasına yönelik sonuç isteği var. Özetle "bize Kavala ve Demirtaş ile ilgili bilgi verin neden hala cezaevinde tutuyorsunuz" diyorlar. Dolayısıyla bu açıdan çok manidar bir tarih" dedi.

'BU PAKETTEN ÇIKSA ÇIKSA ORTAÇAĞ ZİHNİYETİ ÇIKAR'

AKP'li Özlem Zengin'in cezaevlerinde çıplak arama tartışmalarına ilişkin açıklamalarını hatırlatan Acarer, "Bu paketten bir hafta önce AKP'li bir kadın vekil çıplak arama ile ilgili 'bu ülkede çıplak arama yoktur' dedi. Üstüne 'kadınlar cezaevinde talimatla hamile kalıyorlar' dedi. Bu örnek seçkin bir örnek. Bu örnekten yola çıkarak böyle bir insan hakları paketinden çok uzak olduğumuzu söyleyebiliriz. Bunlar Ortaçağ artığı. Faşizmde bir paket tartışılmaz. Bu paketten çıksa çıksa Ortaçağ zihniyeti çıkar" dedi.

'İNSANLARIN KAFASINDA SORU İŞARETLERİ VAR'

Bitlis'te düşen helikoptere dair konuşan Koray Düzgören insanların kafasında soru işaretlerinin olduğuna vurgu yaptı. Düzgören," 'Kazada düşmüştür' denildi evet normal ülkelerde böyle açıklanabilir. Ama herkesin kafasında soru işaretleri olduğu için insanlar başka şeyler düşünmeye başladı. Orası aynı zamanda çatışma bölgesi. Daha önce de bu helikopterlerden resmen bir tanesi 90'lı yıllarda düşürüldü. PKK tarafından füzeyle düşürüldü. İnsanlarda bu çağrışım yapıyor. Acaba tekrardan böyle bir olay mı oldu diye düşünülüyor. Açıklamaların da bu kadar gerçek dışı olması da bunu tetikliyor. Helikopter meselesi başından itibaren son derece kuşkulu bir şekilde gelişti ve o şekilde de devam ediyor. Bir Korgeneral, bir Albay, üç tane Yüzbaşı'nın içinde olduğu 11 tane asker, Puma tipi Fransız malı 28 yaşında bir helikopterle gidiyor. Geçmişte de füzeyle vurulmasından sonra bu helikopterlerin füze savunma sistemleri olmadığı anlaşılıyor. Onları geriye çekiyorlar. Sonra bu sistemleri monte edip tekrar çatışma bölgesine yolluyorlar ama yine de helikopterlerin bu konularda bir sabıkası var" dedi.

'RESMİ MAKAMLAR HALK NEZDİNDE GÜVENİNİ YİTİRDİ'

Düzgören, kamu görevlilerine halkın güveninin kalmadığını ifade etti ve "Füzeyle düşürülmese bile bir iç hesaplaşma sonucunda düşürüldüğü, bir tasfiye hareketi olabileceğine dair soru işaretleri var insanların kafasında. Bu şuradan kaynaklanıyor. Şimdiye kadar bu tür olaylarda kamuoyuna gerçek bilgiyi vermemelerinden kaynaklanıyor. Resmi makamların güvenini halk nezdinde tamamen yitirmiş olmasından kaynaklanıyor. Kamu görevlisinin, yöneticinin, politikacının ağzından çıkan laflara insanlar inanmıyor" dedi.

'MUHALEFETİN BÖYLE BİR FOTOĞRAF VERMESİ GEREKİYORDU'

Erbakan anmasında HDP'nin yer alması hakkında konuşan Armağan Kargılı, "Muhalefetin böyle bir fotoğraf vermesi gerekiyordu. Herkesin kaçak oynamasına kızıyoruz biz. HDP muhalefet cephesi içinde yer alacaksa neden birlikte fotoğraf vermekten korkuyorsunuz" yorumlarında bulundu. 

Mithat Sancar'ın anma programında yaptığı konuşmalara da değinen Kargılı, "Mithat Sancar daha aydınlatıcı olabilirdi. 'Erbakan iktidarda olsaydı daha pembe bir Türkiye olacaktı' vaadinden söz etmemesi gerekiyordu. Orada olmasına karşı çıkmıyorum ama o konuşmayı yapmamalıydı. Daha ortada bir konuşma yapılabilirdi. Kimse ondan Erbakan'ı övmesini ve yüceltmesini beklemiyordu. Erbakan'ın Türkiyesi'mi bizim istediğimiz Türkiye?" dedi.

 

 

Öne Çıkanlar