Ertuğrul Günay: Seçim 2022'de olacak diye görüyorum
ARTI GERÇEK- ARTI TV'de ekrana gelen Odak programında, Ezo Özer'in konukları eski bakan Ertuğrul Günay ile CHP Konya milletvekili Abdüllatif Şener oldu. Programda erken seçim tartışmaları, mafya devleti ve HDP'nin kapatılması konuları konuşuldu.
Günay, Türkiye'de uzun süredir kurumların feshedildiğini ve her şeyin Erdoğan'ın elinden çıktığını söyleyerek "Zaman zaman biz 'hükümet, iktidar' tabirlerini kullanıyoruz, vatandaş da sanıyor ki ortada karar verme yetkisine sahip bir kurul var. Yok öyle bir şey. Bunu bir kere bilelim" dedi.
'ERDOĞAN'IN 2023 ADAYLIĞI ANAYASA VE HUKUK DIŞI OLUR'
Erken seçim hakkında "Seçim, benim gördüğüm 2023'e kalmayacak. 2023'e kalırsa Erdoğan'ın yeniden adaylığı konusunda ciddi bir hukuki tartışma başlayacak. Bu konuları bildiğimi varsaydığım kıdemli bir hukukçuyum ben, Anayasaya göre Erdoğan'ın adaylığı hukuk dışıdır. Anayasa dışıdır ve hukuk dışıdır. Onun için seçim 2022'de olacak gibi görüyorum." yorumunu yapan Günay, AKP içerisindeki durumu ise şu sözlerle anlattı:
'AK PARTİ İÇERİSİNDE DERİN BİR HESAPLAŞMA VAR'
"İktidar içinde bir hesaplaşma var mı? Evet, derinden var. Mesela bu sabah, uzun süre bakanlık yapmış bir arkadaşımız iktidara yakın kanalların birinde Marmara kirliliğini konuşurken Karadeniz'den gelen kirliliğin de Marmara üzerindeki kirliliğe çok etkisi olduğunu söyledi. Bu konuda uzman bir arkadaşımız. Biraz konuşunca hükümetin attığı bazı adımların eski bakanlar tarafından, kıdemli milletvekilleri tarafından, AK Parti kurucuları tarafından içselleştirilmediğini fakat kerhen, bazen korkuyla, bazen 'vîrân olası hânede evlâd u ıyâl var' kaygısıyla bir derin sessizlik olduğunu görüyorum. Bu derin sessizlik gidecek bir adres arıyor."
'HDP İLE TERÖR ÖRGÜTÜ ARASINDA BAĞ KURMAK, ÖRGÜT PROPAGANDASI YAPMAKTIR'
HDP'nin kapatılma girişimi hakkında da konuşan Günay, şunları söyledi:
"HDP'nin kapatılması girişimini baştan itibaren çok sakıncalı buluyorum. Sadece HDP açısından değil, Türkiye açısından da. HDP çeşitli engellemelere, çeşitli kısıtlamalara karşın kaç seçimden bu yana yüzde 10 barajını rahatlıkla aşabilen, Türkiye'nin bir coğrafyasında değil sadece birçok yerinden milletvekili çıkarabilen ve parlamentoda şu anda 3. sırada bir parti. Eğer 2015 seçimleri tekrar edilmemiş olsa şu anda çok daha yüksek bir oranla temsil edilmiş olacaktı. Böyle bir partiyi kapatmaya kalkıyorlar. 6 milyon oy alan bir partiyle terör örgütü arasında bir paralellik kurmak bilerek ve bilmeyerek terör örgütü propagandası yapmaktır. '300 kişiye indi, bitmek üzere' diye lanse ettiğiniz örgütün milyonlarca destekçisi olduğunu söylemek gibi bir gaflettir. Bu Türkiye'nin bütünlüğüne hizmet etmeyen bir anlayıştır."
'TÜRKİYE'DEKİ YENİ BİR MAFYA DEVLETİ TÜRÜ, ASIL TEHLİKE BU'
Abdüllatif Şener de Türkiye'deki devlet-mafya ilişkisinin klasik anlamda bir mafya devleti ilişkisi olmadığını şu sözlerle anlattı:
"Son dönemde klasik mafya dışında farklı bir mafya devletinden söz ediliyor. Batıda bu konuda çok sayıda kitap ve makale bulunuyor. Balint Magyar'in 'Post-Communist Mafia State: The Case of Hungary' (Komünizm Sonrası Mafya Devleti: Macaristan Örneği) isminde bir kitabı vardır. Rusya'yla ilgili buna benzer bağlantılar kuranlar var. Burada yine bir mafya devleti var ama klasik mafya devletinden farklıdır. Burada meşru yollarla sandıktan çıkıp iktidar olanların mafya yöntemleri kullanarak hükümet etmeye devam etmelerinden kaynaklanan bir durum var. Daha açık söylemek gerekirse devletin mafyalaşması var. Bu da yeni bir mafya devleti türüdür. Asıl tehlike bence bu. Türkiye'deki gelişmeleri bir suç örgütü üyesinin vaktiyle hükümet yetkilileriyle olan ilişkilerinden öte bu açıdan sorgulamamız gerekir. Bu büyük bir tehlikeyi ifade etmektedir."
