Faruk Bildirici, A Haber ve İHA'nın nasıl yalan haber ürettiğini anlattı

Faruk Bildirici, A Haber ve İHA'nın nasıl yalan haber ürettiğini anlattı
Bildirici, iktidar medyasında çıkan 'LGBT'lerle Akşener ve Kılıçdaroğlu'nun görüşmesi' haberleri örneği üzerinden verdiği örnekle, yalan haber üretimini açıkladı.

ARTI GERÇEK- İktidar medyasında, 1 Nisan tarihinde çıkan haberlerde "İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine tepki gösteren Pembe Hayat Derneği üyesi bir grup, İYİ Parti Genel Merkezi önünde toplanarak basın açıklaması yaptı" deniliyor, ardından 12 Nisan'da çıkan haberlerde ise "Bir televizyon programında ‘LGBT’nin aile yapısını bozmadığını’ ifade eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu fahri LGBT üyesi ilan edildi" ifadeleri kullanılıyordu. 

Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, ARTI TV'de ekrana gelen Nazım Alpman'la Gün Başlıyor programına katılarak, bu haberlerin "üretimi" üzerinden yalan haber mekanizmasını anlattı.

Bildirici, "İstanbul Sözleşmesi'nin cumhurbaşkanının tek imzasıyla iptal edilmesinin gerekçesini açıklamadılar; ama iktidar medyası sürekli bu sözleşmeyle 'aslında eşcinsellerin korunduğu' propagandasını yapmaya başladı. Bu doğru değildi, çünkü o sözleşmenin temel amacı kadına karşı şiddet ve kadınların korunmasıydı. Bunu örtmek için böyle bir kampanyaya giriştiler" diyerek, yapılan haberleri şu şekilde anlattı:

"Tam böyle bir kampanya devam ederken birdenbire bir grup eşcinsel, yani hangi örgütten ve nereden olduğu belli olmayan bir grup eşcinsel İYİ Parti Genel Merkezi önüne gitti ve orada 'Meral Akşener bizim annemiz, o eşcinsellere destek oldu, İstanbul Sözleşmesi'ni sahiplendi, ona teşşekür ediyoruz' dediler. Anadolu Ajansı (AA) bu haberi geçti ve ardından A Haber, İHA, ardından iktidar medyası Sabah, Akit, Türkiye gibi medya kuruluşları, sanki Meral Akşener bu insanlarla görüşmüş gibi haber yaptı. 

"Hatta Akit gazetesi şöyle diyordu haberinde: Akşener, eşcinsel sapkınlarla görüşme yaptı, ancak poz vermekten utandı.  Ben de soruşturdum, böyle bir görüşme söz konusu değil. Görüntülerde görülüyor zaten, bir grup eşcinsel partiye doğru yürüyor, partinin önünde açıklama yapıyorlar ve iki satırlık açıklamanın ardından hemen oradan kaçıyorlar. Hatta partinin güvenlik görevlileri bile anlamıyor ne olduğunu. Orada konuşan bir kişi var, eşcinseller adına, Pembe Hayat Derneği'nin üyesi olduğu söyleniyor. Ben Pembe Hayat Derneği ile de konuştum. Derneğin böyle bir hareketi, eylemi yok. Yani anlaşılıyor ki, nereden toplandıysa, bir grup eşcinsel toplanmış ve sırf İstanbul Sözleşmesi'nin kadınları korumak için değil de eşcinselleri korumak için hazırlanan bir sözleşme olduğu havası vermek için İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili kadınların yürüttüğü kampanyanın, çabanın üzerinin örtülmesi için bir haber hazırlanmış. 

"Bununla kalmadı, aynı grup 11 gün sonra CHP Genel Merkezi önünde belirdi bu sefer. Fakat ne gariptir, 11 gün önceki haberde bir derneğin üyesi olduğu söylenen kişi, bu kez 'Ankara LGBT Sözcüsü' ilan edildi. Bir kere zaten böyle bir şey söz konusu olamaz. Yine aynı şekilde, İYİ Parti'nin önünde olduğu gibi, iki satırlık bir açıklama yapıp, partinin korumalarının oraya gelmesine bile fırsat vermeden hemen kaçıp gittiler. Ve buna rağmen 'Kılıçdaroğlu bundan sonra LGBT fahri üyesidir' diyorlar. Yahu, LGBT fahri üyeliği diye bir şey olabilir mi Allah aşkına!

"Buna rağmen, bu gazeteler, Sabah Gazetesi birinci sayfasından olmak üzere bu haberi geçtiler, başlık da şu: Kılıçdaroğlu, LGBT fahri üyesi. Bunu yazan İHA'dan iki arkadaşla da konuştum, onlar da söylediler, böyle bir gazetecilik olur mu? Normalde sorması gerek, siz kimsiniz, LGBT'nin Ankara Sözcüsü diye bir şey nereden çıktı, böyle bir fahri üyelik olabilir mi? Bu haberler yazılıyor, ve doğruymuş gibi yayınlanıyor. Yani saçöalığı ilk bakışta anlaşılabilecek bir konu bile bu gazetelerde yayınlanabiliyor ve ajanslar tarafından geçilebiliyor. Onun için ben bunun tamamen bir kurgu haber olduğunu, artık yalancılıkta sınır tanınmadığını yazdım. 

"Ben hep şuna inandım: Gazeteci, yanlış yapabilir, farkında olmadan bir takım şeyleri eksik yazabilir. Bu normaldir. Ama yalan yazmasını anlayamam. Çünkü yalan, doğrudan ve kasıtlı bir biçimde gerçeğe aykırı haber vermek demektir. Gazeteciliğin özüne aykırı. Bunu yapan gazeteci, neler yapmaz diye düşünyor insan.

"Gazeteci olarak o insanlara ulaşmaya çalıştım ama başaramadım. LGBT derneklerinden bana mesajlar geldi. Onlar da bu insanları tanımadıklarını, kendileri adına herhangi bir eylem yapamayacaklarını söylediler."

Öne Çıkanlar