Fetihtepe Mahallesi halkı: Hayatımız kentsel dönüşüm adı altında yok ediliyor

Fetihtepe Mahallesi halkı: Hayatımız kentsel dönüşüm adı altında yok ediliyor
Bir köy meydanında değil İstanbul'un merkezinde, 12 gündür temiz suya, ışığa, sıcak yemeğe ulaşamıyor insanlar...

Yağmur KAYA


+GERÇEK- AKP'li Beyoğlu Belediyesi tarafından 12 gün önce kentsel dönüşüm gerekçesiyle elektrik, su ve doğalgaz alt yapı hizmetleri kesilen Fetihtepe Mahallesi halkı, geniş bir alanı olan Camii Sokak'ta bir araya gelerek yaşam alanlarını terk etmemekte kararlı olduklarını ve taleplerinin bir an önce kabul edilmesi yönünde yetkili isimlere çağrı yapıyor. 

Mahalle günlerdir caminin minaresinden sokağa vuran ışık ve sokak lambalarıyla  aydınlanırken, yurttaş ise evinde lüküs lambayla ışığa erişebiliyor. Karanlığın mahalleye çökmesine engel olmaya çalışan halk, kendi gölgeleri eşliğinde sokak aralarında "Direne direne kazanacağız", "Ali Haydar istifa" sloganlarıyla her akşam yürüyüş gerçekleştiriyor.

Genç, çocuk, yaşlı; her yaştan mahalle sakini kendi aralarında dayanışma ağı kurarak, "Zorla dönüşüm istemiyoruz" diyor. Halk, "Elimizi, kolumuzu bağlayan muvafakatname değil, hukuki sözleşme istiyoruz", "Ömür boyu borçlanmak istemiyoruz", "Rant için değil halk için" yazılı dövizleri taşıyarak taleplerini haykırıyor. "Fetihtepe bizimdir, bizim kalacak" diyen yurttaşlar, Beyoğlu Belediye Başkanı Ali Haydar Yıldız'ın  kendileriyle diyaloga geçme çağrısında bulunuyor. 

Bir köy meydanında değil İstanbul'un merkezinde, 12 gündür temiz suya, ışığa, sıcak yemeğe ya da yıkanmaya ihtiyaçları olduğunu vurgulayan mahalle sakinleri, içinde bulundukları durumu "Zulüm" olarak nitelendiriyor. Kimi akşam müzik grupları halkla dayanışmak, moral vermek için mahallede küçük bir sahne kurarak şarkılar söylüyor. Bu şarkılara mahalle sakinleri horon, halay çekerek eşlik ediyor. Bunun yanı sıra mahallede kürsü kuran halk, hem avukatların sürece ilişkin konuşmasını dinliyor hem de talep ve sorunlarını konuşarak çözümler sunuyor. 

BİZİ YILDIRACAKLARINI SANIYORLAR AMA YILMAYACAĞIZ

"Onların zulmü varsa bizimde şarkılı  direnişimiz var" diyor Birsen Ardıç. Babasının 45 yaşındayken mahalleye yerleştiğini söyleyen 56 yaşındaki Ardıç, "Ali Haydar'ın bence bu zorbalığı yapmayacaktı. Biz de direnişimizi sonuna kadar sürdüreceğiz. O bizi yıldıramaz" diyerek kararlılığını ifade ediyor. Küçük bir tüp alarak çay yaptığını söyleyen Ardıç, 12 gündür sadece ekmek arası yiyecek ya da bisküvi ile beslendiğini söylüyor ve ekliyor: "Çocukları olan aileler için çok zor bir durum. Su sorunumuz çok büyük. Elektrik, su, doğalgazı keserek yılmamızı bekliyorlar. Bizi yıldıracaklarını sanıyorlar. Ama biz yılmayacağız. Onlara inat burada şenlik yapıyoruz. Bizi çekin ki ne kadar dirençli olduğumuzu görsünler. Oyunlara gelmeyiz. Yani bu insanların vicdanı yok! Vicdanları olsa bunları yapmazlar. Ali Haydar Yıldız'ın istifasını İstiyoruz." 

'NASIL, NEREYE GİDEYİM?'

Kentsel dönüşüme karşı olmadığını söyleyen bir mahalle sakini, "Bu işkence, zulüm zulüm. 49 senedir bu mahalledeyim. Nasıl gideyim, nereye gidelim? Param mı var?" diye soruyor. 

'BU HIRSIZLARA BU MAHALLEYİ TESLİM ETMEYECEĞİM'

Yürüyüş esnasında sohbet ettiğimiz bir yurttaş, arkasında bulunan halkı işaret ederek, "Bir araya getirmek için çok emek verdim ama başardım. Bu hırsızlara bu mahalleyi, Okmeydanı'nı teslim etmeyeceğiz" diyor. Bu mahalle için çok bedel ödediğini söyleyen bu yurttaş, mahalleye uyuşturucu çetelerini engellemek için çok uğraş verdiğini ifade ediyor. Gençlerin ve kadınların öncülük ettiği yürüyüşte, bebeklerini pencerenin korkuluğuna yaslayıp, "Direneceğiz" diye slogan atan genç kadınlar, yürümekte ya da ayakta durmakta zorluk çektiğinden dolayı bastonundan güç alan yaşı geçkin insanlar tebessümleriyle yürüyüşe ortaklık ediyor. 

Kapının önüne bağdaş kurmuş bir kadın, abluka altına alınan mahallede günlerdir acı ve telaşla bağırdığı için sesinin kısıldığını söylüyor. "Görüntü var ses yok" diyor kahkaha atarak ve ardından, "Işıkları söndürün ağlamak istiyorum, gözyaşımdan kime ne onu çok özlüyorum" şarkısını söylüyor.   

'MAHALLEDEN ÇIKMADIM, BURADA KÖK SALDIM'

Basında sık sık yer aldığı için mahalleli tarafından "Fenomen kadın" diye seslenildiğini söylüyor bir mahalle sakini. Zihinsel engelli bir kızı olduğunu ifade eden bu "Fenomen kadın", Fetihtepe Mahallesi'nde doğduğunu vurguluyor. "Tapulu eve el koymak nedir? Kendim için komşularım için mücadele ediyorum. 50 yaşındayım bu binada oturuyorum, yan binaya gelin gittim. Mahalleden çıkmadım burada kök salmışım. Polis diyor ki 'ne oradan oraya zıplıyorsun'.  Doğduğum bina şurası, gelin gittiğim bina burası zıplarım tabii"

'NEREYE GİDELİM, NE YAPALIM?'

Bu "Fenomen kadın" yanımızda bulunan genç bir kadını işaret ederek, "Bak, 3 çocuğu var. Birde hamile. Kocası inşaatta çalıyor. Nereye gitsin, ne yapsın bu insanlar" diyor. Camiiden bugün gün boyu su taşıdıklarını söyleyen "Fenomen kadın" camiide bir yetkikinin kendilerinden su parası isteğini söylüyor. "Camii imamı mıydı?" soruma karşılık, "Yok yok, sanmam" yanıtını veriyor. 

Bir süre sessiz kaldıktan sonra bölgenin satıldığını söylüyor ve AKP’nin Beyoğlu Belediye Başkan Ali Haydar Yıldız ve Bilal Erdoğan arasındaki diyalogu hatırlatıyor. Diyalokta, Beyoğlu Belediye Başkanı Yıldız, "Dönüşümden bir iki bina kalırsa bize" sözlerini sarf etmişti. 

'BU MEYDANI ONLARA BIRAKMAYACAĞIZ' 

İki kere darp edilerek gözaltına alınan ve adlı kontrol şartıyla serbest kalan günlerdir temizlik ihtiyaçlarını karşılayamayan halka Okmeydanı Fetihtepe Mahallesi Dernek Başkanı Şenel Kartal, "Bu meydanı onlara bırakmayacağız" diye sesleniyor. 

İNSANLIK DIŞI BİR SEY YAŞANIYOR

29 Mayıs Üniversitesi Okul Öncesi Bölümü Birinci sınıf öğrencisi, "İnsanlık dışı bir şey yaşanıyor. Bir yüz yıl geriye gitmiş gibi hissediyorum. Bana umut aşılanmıyor. Bu ülke bitti, ülkemi seviyorum ama bu kadar zor şartlarda yaşamak zoruma gidiyor. Beni ne bekliyor şu an bilmiyorum. Uçurumun dibinde hissediyorum. Bütün emeklerim uçurumun dibinde. Ülkemiz güzel, ülkemiz de bulunan çeşitlilik hangi ülke de var ki? Ucunda bir ümit var, insanlar için bu ülkede kalmak istiyorum. Neslin çıkışı benden ya! Güzel bir nesil yetişsin istiyorum" diyor ve ülkedeki en büyük eksiğin empati yoksunluğu olduğunu vurguluyor. 

Maltepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğrencisi 25 yaşındaki bir kadın, "Sizin umudunuz var mı? Sizin umudunuz ne tam olarak?" diye bana bir soru yönetiyor. "Benim yok çünkü. Eskiden bol bol kitap okurdum  ama artık her şey anlamsız geldiği için okumayı bıraktım. Her yerden manipüle ediliyoruz. Sürekli önümüze sorunlar çıkarıyorlar. Yaşama dair sevincimizi ekonomik, kentsel dönüşüm adı altında yok ediyorlar. Şu an sizinle şu konuşmayı yapmak yerine final ödevimi yapmalıydım ama elektrik yok. 13 yaşında zihinsel engelli bir kardeşim var. Her gün duş alması gerekiyor. Çünkü su kardeşime iyi geliyor, sakinleştiriyor. 

Şimdi ilaç vermek zorunda kalıyoruz. Obsesif-kompülsif bozukluğu hastası."

Annesi ise, böyle elektriksiz, susuz, doğalgaz sorunlarının çok geçmişte kaldığını olsa olsa bu tür sorunların köy yaşamında olabileceğini düşündüğü için evinde bulunan kettle (elektirikli çay makinesi) Batman'da yaşayan kızına verdiğini gülerek söylüyor." diye anlatıyor.

Öne Çıkanlar