Emek ve demokrasi güçlerinden Filistin halkıyla dayanışma eylemi
Emek ve Demokrasi güçleri İsrail ordusunun Filistin halkına yönelik saldırılarını protesto etmek için İstanbul ve Ankara'da bir araya geldi. Yapılan basın açıklamalarında halklların kardeşliğine vurgu yapılarak, "İktidarın ikiyüzlü politikalarına karşı halkların ve emekçilerin birleşik mücadelesi ile iktidarlara geri adım attıracağımızı biliyoruz" denildi.
İstanbul’da bir araya gelen Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, İsrail'in Filistin'e karşı saldırısını Beşiktaş'ta bulunan İsrail Başkonsolosluğu önünde gerçekleştirdiği basın açıklamasıyla protesto etti.
Açıklamaya, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Birleşik Mücadele Güçleri (BMG), Emek Partisi (EMEP), Kaldıraç, Halkevleri, Devrimci Anarşist Faaliyet (DAF), Türkiye İşçi Partisi (TİP), Toplumsal Özgürlük Partisi'nin (TÖP) yanı sıra birçok siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu da katıldı
'BU SALDIRILARIN HİÇBİR HAKLI GEREKÇESİ OLAMAZ'
Basın açıklamasını okuyan Halkevleri Bölge Temsilcisi Zeynep Çelik, katliam politikalarının Filistin'de devam ettiğini belirterek, direnen Filistin halkını selamladı. İsrail'in 10 Mayıs'tan bu yana havadan ve karadan sürdürdüğü bombardımanlarda 58'i çocuk, 34'ü kadın olmak üzere 197 Filistinlinin hayatını kaybettiğinin hatırlatıldığı açıklamada şunlar kaydedildli:
"İşgalci İsrail’in, Filistin halkına yaptığı bu saldırıların hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Başta ABD olmak üzere emperyalist ülkeler tarafından desteklenen ve kışkırtılan bu saldırılar, 70 yılı aşkın süredir aynı taktiklerle örgütlenmiş ve bugüne değin on binlerce Filistinlinin ölümüne yol açmış, yüz binlerce Filistinli de yaralanmış, yerlerinden, yurtlarından ayrılmak zorunda kalmıştır.
Filistin halkının işgale karşı verdiği bu haklı ve meşru mücadele siyonist İsrail’in, başta ABD olmak üzere onu destekleyen emperyalizminin kaba kuvveti ile engellenemez. Geçmişte olduğu gibi bugün de Doğu Kudüs’te, Gazze’de Filistinli sivillere saldıran ve onları öldüren işgalci İsrail, Filistin topraklarında kendi meşruiyetini sağlayamayacaktır. Yüzlerce Filistinliyi katleden, Filistin mücadelesine destek veren herkesi hedef alan İsrail’in kural tanımaz tutumuna karşı dünya Devletlerinden sadece kınama sesleri yükseldi. ABD ise İsrail’i değil; 'terörist' olarak gördüğü Filistinli direniş örgütlerini kınayarak İsrail’i korurken ABD işbirlikçisi Arap rejimleri de suspus bir şekilde yaşananları sadece seyretmektedirler.
Saray-AKP iktidarı ise son gelişmelere rağmen bir yandan İsrail’le askeri, ekonomik ve siyasi işbirliğini sürdürürken diğer yandan göstermelik kınamalarla durumu idare etmeye, siyasal İslamcı tabanındaki geleneksel Yahudi düşmanlığı duygusunu kullanarak da çözülen tabanını konsolide etmeye çalışıyor. AKP’nin ABD çözümü dışında bağımsız bir politika geliştiremeyeceğini biliyoruz.
'İslam İşbirliği Teşkilatı'' içerisinde bulunan ve bugün AKP ile Doğu Akdeniz’de enerji, ekonomi ve askeri alanlarda müttefiklik kuran ve protokoller imzalayan Arap hükümetleri Filistin’e ait doğalgaz kaynaklarını İsrail ile birlikte Avrupa’ya pazarlayacak anlaşmalara imza atarak ihracat hattı oluşturdular. İktidarın ikiyüzlü politikalarına karşı halkların ve emekçilerin birleşik mücadelesi ile iktidarlara geri adım attıracağımızı biliyoruz.
Şeyh Cerrah Filistin’dir, Filistinlilerindir. Filistin toprağı Kudüs’ü, İsrail devleti ile yapılan uluslararası antlaşmalarda "İsrail’in başkenti" olarak kabul eden AKP, Filistin’i ve Filistin halkını savunamaz.
İstanbul Emek, Barış, Demokrasi Güçleri olarak Filistin halkı ile dayanışma duygularımızı ilan ediyor, dünya halklarına Filistin halkına yönelik zulme karşı devletlerinin savaş, işgal ve talan politikalarına karşı halkın barış ve adalet için bir adım atma çağrısında bulunuyoruz.
AKP'YE ÇAĞRI: TÜM İLİŞKİLERE SON VERİLSİN
Filistin’i ancak Filistinlilerin kaderini paylaşan, sömürgeciliğe karşı mücadele edenler savunabilir. Filistin’in ve sömürge halklarının kurtuluşu bugün antikapitalist-antiemperyalist cepheyi büyütmekten geçmektedir. Filistin’in haklı mücadelesinin yanındayız. Buradan bir kez daha Saray-AKP iktidarına sesleniyoruz: Türkiye ile işgalci İsrail arasındaki siyasi, askeri, ekonomik ve kültürel tüm ilişkilere son verilsin."
ANKARA'DA ENGELLEME GİRİŞİMİ
Ankara’da da bir araya gelen Emek ve Demokrasi güçleri, sendikalar ve kadın örgütleri, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına dair basın açıklaması düzenledi. Sakarya Caddesi’nde yapılması planlanan açıklamaya polis, "Açıklamayı neden İsrail Konsolosluğu’nun önünde yapmıyorsunuz?" diyerek engelledi.
Sakarya Caddesi’nden Selanik Sokağı’na yürüyen kitle, açıklamayı Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Merkezi önünde gerçekleştirdi. Açıklamada konuşma yapan KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Hüseyin Köklü, "İsrail devletini yönetenler başta olmak üzere emperyalistlerin bölgedeki uzantıları kendi gelecekleri ve çıkarları için insanların yaşamlarını yitirmesi ve ait oldukları toprakları terk etmek zorunda bırakılmasını din ve ulusalcılıkla perdelemeye çalıştı" dedi.
HALKLARIN KARDEŞLİĞİ VURGUSU
AKP iktidarının Filistin'e pragmatist ve siyasal İslamcı ideoloji penceresinden yaklaştığının altını çizen Köklü, iktidarın İsrail ile geçmiş iktidarların yürüttüğü geleneksel devlet politikalarını derinleştirerek yürütmeye devam ettiğini belirtti. İ
ktidarın, İslami Direniş Hareketi’yle (HAMAS) olan ilişkisini hatırlatan Köklü devamında şöyle konuştu:
"İktidar, diğer emperyalist merkezler gibi çözümsüzlüğe oynayıp Filistin sorununu çözmeye çalışmaktan ziyade onu Ortadoğu'da söz sahibi olmanın aparatı olarak kullanmıştır. Filistin halkına yapılan saldırıları ve vahşeti gizleyemeyen İsrail yönetimi kendi halkını bile yaşananlara dönük ikna edemiyor. Netenyahu hakkındaki iddialar ve 23 Mart'ta yapılan seçimlere rağmen halen hükümetin kurulamamış olması İsrail yönetimin neden şimdi saldırganlaştığı sorusunun yanıtlarını içerisinde barındırıyor. Halkları din ve ulus farklılığını kullanarak karşı karşıya getirmek sıkışan iktidarların kullandığı oldukça tehlikeli bir yöntem. Netenyahu yönetiminin bu yöntemi emperyalist egemenlerden bağımsız kullanmadığı açık. Ancak tüm propaganda araçlarına rağmen İsrail halkının önemli bir bölümü yaşananlara onay vermiyor. İsrail'de, başta emek örgütleri olmak üzere, pek çok kesimin bu duruma sessiz kalmaması ‘Yaşasın Halkların Kardeşliği’ sloganın sadece bir slogan olmadığını bir kez daha bizlere gösterdi."