Merkez Bankası'nın faiz kararına saatler kaldı: Faiz yüzde 10,25'ten yüzde 15'e çekilecek mi?

Merkez Bankası'nın faiz kararına saatler kaldı: Faiz yüzde 10,25'ten yüzde 15'e çekilecek mi?
Merkez Bankası'nın son toplantısından beri ekonomi yönetiminde köklü değişiklikler olurken, yeni döneme dair kritik mesajlar verildi. Bugünkü toplantıdan da beklentiler yükseldi.

Türkiye ekonomisi bugün yapılacak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) son zamanlardaki en kritik Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına kilitlendi. Son iki gündür hisse senedi piyasasında yaşanan satış ve TL’deki değer kaybı dün yerini yükselişe bırakırken analistler 1 Kasım’dan bu yana hisse senedi piyasasına giriş yapan 5 milyar liralık yabancı girişinin devamının gelebilmesi için PPK’dan çıkacak kararın çok önemli olduğuna dikkat çekiyor.

Çarşamba gününü 7,7063 seviyesinden kapatan dolar/TL kuru, bugün sabah saatlerinde yatay bir seyir izliyor. Dolar, 7,70, euro ise 9,13 seviyesinde.

Beklentiler 475 baz puan artış yapılması ve politika faizinin yüzde 15’e çekilmesi yönünde şekilleniyor. Ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti önceki gün itibariyle yüzde 14,72 ile yüzde 14,75’lik geç likidite penceresi faizinin sınırına geldi. Dün itibariyle de yüzde 14,75’e ulaşılmış oldu. Merkez Bankası’nın tek faize geçmesi, sadeleşmesi ve fonlamayı piyasa faizinden yapmasını bekleyen piyasa uzmanları beklentilerin karşılanmaması durumunda TL varlıklarında yeniden satış trendinin yaşanacağını vurguladı.

EKONOMİ YÖNETİMİNDE KÖKLÜ DEĞİŞİKLİKLER YAŞANDI

Kasım ayının başından bu yana Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmeler piyasalarda tüm dikkatlerin Merkez Bankası'nın kasım toplantısına çevrilmesine yol açtı. TCMB'nin son toplantısından bu yana ekonomi yönetiminde köklü değişiklikler yaşanırken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ekonomide yeni döneme ilişkin mesajları da piyasa aktörleri tarafından oldukça kritik bulundu. Tüm bu gelişmelerin ardından piyasaların Türkiye'de para politikasına ilişkin beklentileri neredeyse 180 derece değişti.

TCMB'nin son toplantısından bu yana en çok konuşulan konu ekonomi yönetimindeki değişiklikler oldu. Önce 7 Kasım tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla Murat Uysal, TCMB Başkanlığından alınarak yerine eski Maliye Bakanlarından Naci Ağbal atandı. Pazar günü ise Berat Albayrak Hazine ve Maliye Bakanlığı'ndan istifa ettiğini açıkladı. Hafta başında Albayrak'ın istifası kabul edildi ve Albayrak'ın yerine TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı görevini yürüten Lütfi Elvan atandı.

YENİ EKONOMİ MESAJLARI, YENİ BAKAN, YENİ TCMB BAŞKANI

Ağbal, TCMB Başkanı olarak ilk yazılı açıklamasında fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda tüm politika araçlarının kararlılıkla kullanılacağını söyledi. Ağbal'ın atanmasının ardından piyasalarda 19 Kasım öncesi olağanüstü bir toplantı olabilir mi sorusu vardı. Fakat Ağbal yazılı açıklamasında gelişmelerin 19 Kasım'daki toplantıda değerlendirileceğini vurguladı.

Ekonomi yönetiminde yaşanan bu değişikliklerin ardından salı günü gözler Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AKP grup toplantısında vereceği mesajlara çevrildi. Erdoğan, ekonomide yeni bir döneme girildiğini işaret ederken, enflasyonla mücadele vurgusu yaptı. Erdoğan, gerekirse acı reçetenin uygulanacağını belirtti. Piyasalar bu mesajları olumlu algıladı ve Türk varlıklarında ralli görüldü. Türk Lirası dolar karşısında rekor seviyeden yüzde 10 düşüş gösterdi.

BEKLENTİLER İKİ YILIN EN SERT FAİZ ARTIŞI OLACAĞI YÖNÜNDE

Bu gelişmelerin ardından yerli ve yabancı hemen hemen tüm piyasa aktörlerinde beklentiler değişti.

Bloomberg HT Araştırma Departmanı'nın 20 ekonomistin katılımıyla düzenlediği ankete göre bankanın kasım toplantısında 475 baz puan faiz artışıyla politika faizini yüzde 15'e çekmesi bekleniyor. Ekonomistlerin beklentilerinin gerçekleşmesi durumunda bu, 2018 yılının eylül ayında yapılan 625 baz puanlık faiz artışından sonra yapılmış en yüksek faiz artışı olacak.

Bloomberg HT'nin anketinde en düşük faiz artışı beklentisi 200 baz puan olurken, en yüksek artış beklentisi 550 baz puan oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları sonrası değerlendirmelerde bulunan yabancı kurumlar da TCMB'den faiz beklentilerini güncelledi. Barclays, Goldman Sachs ve Deutsche Bank gibi kurumlar Kasım'da 475 baz puanlık faiz artışı beklerken, Türk Lirası krediler ve iç talep büyümesinde normalleşme olduğunu belirten Morgan Stanley 150 baz puanlık artışın yeterli olacağını belirtti.

OYNAKLIK ARTTI, OPSİYON UZMANLARI FARKLI SENARYOLAR HAZIRLADI

Ekonomi yönetiminde değişimle birlikte beklentilerin de değişmesi Türk Lirası'nda oynaklığın artmasına yol açtı.

Dolar/TL'de işlem aralığı 20 ayın zirvesini gördü. Yaz saati uygulaması dolayısıyla Avrupa ile saat farkının artması da oynaklığa destek oldu. Öncesinde 14'te yani TCMB'nin karar saatinde kapanan haftalık dolar/TL opsiyonları, saat farkı dolayısıyla 15'e kaydı. Böylelikle haftalık/TL opsiyonları TCMB'nin karar saatini de içine aldığından oynaklık arttı.

Bununla birlikte opsiyon uzmanları yeni başkan Naci Ağbal’ın ilk faiz kararı öncesi, faiz artışı beklentilerinin yüksek olduğu dönemde farklı senaryolara da hazırlandı

Türk Lirası'nda bir günlük fiyat değişimine karşı hedge maliyetleri Mart 2019’dan bu yana en yüksek seviyeye yükseldi.

POLİTİKA FAİZİ SABİT, AĞIRLIKLI FONLAMA MALİYETİ YÜKSELİŞTE

19 Kasım toplantısına giderken Türkiye'de ağustosta başlayan ve farklı para politikası araçları üzerinden uygulanan sıkılaşma ivmesi sürdü. TCMB Eylül toplantısında 200 baz puanlık artış ile politika faizini yüzde 10,25 seviyesine çıkarmıştı. Böylelikle iki yılın ardından ilk kez faiz artışı kararı alınmıştı. Banka, ekim toplantısında ise politika faizini sabit tutarken para politikası operasyonel çerçevesinde değişikliğe giderek Geç Likidite Penceresi (GLP) işlemlerinde uygulanacak Merkez Bankası borç verme faiz oranı ile gecelik borç verme faiz oranı arasındaki farkın 300 baz puan olarak belirlenmesine karar vermişti.

Bu adımların ardından TCMB'nin kullandığı tüm faizlerin ortalaması alınarak hesap alınarak oluşturulan ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti yükseliş kaydetti. 18 Kasım itibariyle ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti yüzde 14,80 oldu.

Ağustostan beri uygulanan geleneksel yöntemli repo ihalelerinin ortalama basit faizi de yükseliş kaydetti ve yüzde 15'i aştı.

ENFLASYON BEKLENTİLERİNDEKİ BOZULMA SÜRDÜ

Para politikasında farklı araçlarla uygulanan sıkılaşmaya rağmen enflasyon beklentilerindeki bozulma devam etti.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın Kasım ayı Beklenti Anketi'ne göre yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 12,47 oldu. Bir önceki ankette bu beklenti yüzde 11,76 düzeyindeydi.

12 ay sonrası TÜFE beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 10,53 iken, bu anket döneminde yüzde 10,77 oldu. 24 ay sonrası TÜFE beklentisi ise aynı anket dönemlerinde sırasıyla yüzde 9,05 ve yüzde 9,20 olarak gerçekleşti.

Erdoğan, toplantı öncesinde son mesajında yüksek faizi eleştirdi, enflasyonla mücadele vurgusu yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan TCMB toplantısı öncesi gelen son açıklamada enflasyonla mücadele vurgusu öne çıktı. Erdoğan, aynı konuşmasında yüksek faiz eleştirisi de yaptı.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ekonomi Şurası'na katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yatırımcılarımızı yüksek faizlere ezdirmemeliyiz" ifadelerini kullandı. Enflasyonla mücadelenin en önemli öncelikleri olduğunu belirten Erdoğan, hedeflerinin enflasyonu tek haneli seviyelere ulaştırmak olduğunu söyledi.

İHALE FAİZİ YÜZDE 15'İN ÜZERİNDE

Öte yandan, Merkez Bankası dün de geleneksel yöntemli repo ihalesine devam etti. İhaleye 42.3 milyar lira talep geldi ve yüzde 15,02 ortalama basit faizden 10 milyar lira fonlama yapıldı. Merkez Bankası’nın bugün politika faizinin yüzde 15’e çekmesinin kredi ve mevduat faizlerine çok ciddi bir yansımasının olması beklenmiyor. Nitekim piyasada güncel faiz oranı da yüzde 14,75’e yakın seyrediyor.

Deniz Yatırım tarafından yayımlanan değerlendirmede yurtdışı piyasalarda risk iştahının azalmasına ve CDS'teki artışa da değinilerek, "Henüz kalıcı bir olumsuzluk olduğu kanaatinde değiliz ve 19 Kasım'daki para politikası gelişmelerinin beklenmeye devam ettiğini düşünme pozisyonumuzu muhafaza ediyoruz. Dolar/TL paritesinde 7,83/84 seviyeleri aşılmadan 'ihtiyatlı' pozisyona geçmenin erken olduğu kanaatindeyiz" denildi.

100 BAZ PUANLIK SIKILAŞTIRMA ETKİSİ

Tera Yatırım Ekonomisti Enver Erkan, piyasanın daha kesin ve ortodoks para politikası zemininde hareketler beklediğini belirterek, "Yani 2018’den sonraki sadeleşme patikasından gidilmesini ve politika faizinin artırılmasını… Referans alınacak faiz oranı, ilave sıkılaşma etkisi yaratacak ve reel getiri pozisyonunu kuvvetlendirecek bir noktada olmalı… Aynı zamanda Merkez Bankası gerektiğinde faiz artırmaya devam da edebilecek bir pozisyonda olmalı" dedi.

Yapılan açıklamalarla iletişimin iyi yönetildiğini kaydeden Erkan, şunları söyledi: "İletişim bacağı bu kadar iyi bir şekilde yönetilmişken, bunun aksiyon bacağının faiz toplantısında bir politika faizi artışı ile devam etmesini bekleriz. Bu aşamadan sonra da, politika faizi olarak adlandırdığımız repo faizinin "tek politika aracı" olarak yeniden tesis edilerek sadeleşmenin ilanını da bekleyebiliriz. Ağırlıklı ortalama fonlama oranı, son haliyle yüzde 14,72 seviyesinde. Politika faizi yüzde 10,25 ile bunun çok altında kalmaktadır. Merkez Bankası, finansman maliyetlerindeki devam eden artışı hesaba katarak politika faizini bu oranın üzerine çıkaracaktır. Bizim beklentimiz politika faizinin 550 baz puanlık artışla yüzde 15,75’e getirilmesi yönündedir. 550 baz puanlık bir artış, görünüşte sert, ancak gerçekte efektif faiz oranında 100 baz puan civarında bir sıkılaşma etkisi yaratacaktır."

    İlgili Haberler
    Öne Çıkanlar