Prof. Dr. Uğur Emek: EBRD, İstanbul Havalimanı ve Gebze-İzmir projesine neden kredi vermedi?

Prof. Dr. Uğur Emek: EBRD, İstanbul Havalimanı ve Gebze-İzmir projesine neden kredi vermedi?
Emek, kamu özel işbirliği ile yapılan projelerin bazılarına EBRD'den kredi desteği alınırken, bazı projelerin neden kamu bankaları eliyle gerçekleştirildiğini yazdı.

ARTI GERÇEK - Karar gazetesi yazarı Prof. Dr. Uğur Emek, bugünkü yazısında, kamu özel işbirliği ile gerçekleştirilen projelere ilişkin önemli veriler paylaştı. Emek, "6-10 Aralık tarihlerinde İstanbul’da Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) Haftası (Istanbul PPPWEEK) isimli bir toplantı düzenlenecekmiş. Toplantıda KÖİ’lerin iyileştirilmesi üzerine de konuşulacakmış. Bu çerçevede KÖİ’leri Birleşmiş Milletler'in 2030 gündemine nasıl daha uygun hale getirileceği de ele alınacakmış. Toplantıya KÖİ projelerinden para kazananlar katılıyorlar" dedi.

Emek, "Kimler mi bunlar? Tabii ki bu projelerin ihalelerini kazanan gelir garantili müteahhit şirketler. Tabii ki bu projelerin sayesinde para kazanan yerli ve yabancı danışmanlar. Tabii ki bu projelere hazine garantisi karşılığında kredi sağlayan finansal kuruluşlar. Tabii ki siyasi talimatla bu projeleri hayata geçiren partili devlet memurları. Kimler katılmayacak? Tabi ki bu projelerdeki cömert gelir garantilerini ödeyen vergi mükellefleri ve hizmet kullanıcıları. Tabii ki bu projelerde attırılan taklaları sizlere anlatan bağımsız araştırmacılar" diye yazdı.

Emek, yazısında şu değerlendirmelerde bulundu:

"Özel İhtisas Komisyonu raporları KÖİ yatırımlarında ihtiyaçtan projeye değil, projeden ihtiyaca gidildiğini yazıyor.

El yordamıyla hazırlanan fizibilitelere dayanan şartnameler yeterince açık değilmiş. İşin tam olarak açıklanamadığı ihalelerde işi bilenler yerine, sözleşmeleri değiştireceğini inananlar teklif veriyormuş.

Değerli okur bu da ülke itibarına zarar veriyormuş. Yani itibardan tasarruf ediliyormuş.

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Dünya Bankası’nın ana borç veren kuruluşudur.

Dünya Bankası çalışmalarında KÖİ sözleşmelerindeki sözleşme değişikliklerinin yolsuzluk açısından endişe verici olduğu söylenmektedir.

Ancak Dünya Bankasının iştiraki EBRD şehir hastaneleri sözleşmelerini düzelttiğini söylüyor.

Değerli okur sizce bu düzeltme kimin lehine olur? Sizlerin lehine mi, EBRD’nin kendisi ve müteahhitlerin lehine mi?

Ben bilemedim! Kararı siz verin lütfen.

İstanbul KÖİ Haftası toplantısına katılanlardan birisi de EBRD çalışanıdır. Kendisine yıllar önce bir toplantıda şu soruyu sormuştum: "EBRD şehir hastaneleri projesinde çok aktif. Avrasya Tüneline kredi verdi. Ancak İstanbul Havalimanı ve Gebze-İzmir projesine kredi vermedi. Neden?"

EBRD çalışanı:" Ulaştırma politikamız nedeniyle!"

EBRD’nin ulaştırma projesini de ben söyleyeyim: Bu iki projede finansman çoğu kamu bankaları olmak üzere yerli bankalar tarafından sağlandı. Belirli ulaştırma yatırımları kısa dönemde hava ve gürültü kirliliğine neden olmakta ve biyoçeşitliliğe zarar verebilmektedir. Bu nedenle ulaştırma politikası çerçevesinde EBRD çevreye zarar veren projelere kredi sağlamıyor.

Sonuç olarak EBRD bahsettiğim ulaştırma projelerinin çevreye zarar vereceğine karar vermiş.

Dünya Bankası çalışmalarına göre uluslararası gerçekleşmeler KÖİ’lerin geleneksel kamu alımlarından daha pahalı olduğunu gösteriyormuş. Üstüne üstlük hizmet kalitesinin iyileştirilmesi ve etkinliğin artırılması konularında da başarısızmış.

Birleşmiş Milletler'in 2030 gündeminin özü yeşil dönüşümdür. Bu çerçevede üye ülkelerin altyapı yatırımlarında çevrenin korunmasına özel önem vermesi gerekiyor. Bu nedenle de finansal kaynakları yeşil altyapı yatırımlara yönlendirmeleri gerekiyor.

Şimdi bu toplantıda "Neden & Nasıl" oturumunda sunuş yapacak memura da ben sorayım. Gebze-İzmir ve Kuzey Marmara otoyolları ile İstanbul Havalimanı yatırımında çevreye nasıl zarar verildi de EBRD’den kredi alınamadı?

Çevreye olumsuz etkileri yoksa bu projelere yabancı finans kuruluşlarından değil de neden yerli bankalardan kredi alınabiliyor?

(Biliyorum, ÇED raporu iyi olduğundan Ankara-Niğde otoyolunda dış finansman hızlı biçimde sağlandı).

Çevreyi mahvedecek Kanal İstanbul projesinin neden ve nasıl yapılacağını da anlatacak mısınız?

Dönemin Başbakanı Kanal İstanbul projesinin yapılacağını 2011 yılında açıkladı. 2017 yılında etüd ve fizibilitesi için yatırım programına ödenek konuldu. Açıklamadan 8 yıl sonra fizibilite çalışması tamamlandı ve açıklamaya uygun biçimde Kanal yapılabilir bulundu.

Hatta ÇED raporu açıklandığında Marmara Denizinde müsilaj yoktu. Müsilaj ortaya çıktığında, Kanalın buna da iyi geleceği anlaşıldı da der misiniz lütfen?

Siyasi talimatla belirlenen projeleri yapılabilir kılmak adına; fizibilite çalışmalarında nasıl taklalar attırıldığını bin avro ödeyecek katılımcılara da söyleyecek misiniz? Bin avronun üzerine onlar da bunları yiyecek mi acaba?

Sahi Dünya Bankası'nın da söylediği gibi Bakanlığınızın gerçekleştirdiği ulaştırma KÖİ yatırımları, geleneksel kamu alımlarından daha pahalı mıdır?"

Öne Çıkanlar