Prof. Kayhan Pala: Tüm sınav görevlilerine test yapılmalı

Prof. Kayhan Pala: Tüm sınav görevlilerine test yapılmalı
‘Sınava girecek tüm görevlilere test yapılması anlamlı olabilir. Pozitif saptanan kişilerin sınavda yer almaması sağlanabilir’

Derya OKATAN


ARTI GERÇEK- Türk Tabipleri Birliği (TTB), bu hafta sonu yapılacak olan ve 2,5 milyon öğrencinin katılacağı Yüksek Öğretim Kurumları (YSK) sınavı öncesi basın toplantısı düzenleyerek, alınması gereken önlemleri açıkladı. 

Zoom üzerinden gerçekleştirilen basın toplantısına TTB Merkez Konsey Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman ile TTB COVID-19 İzleme Kurulu üyeleri Prof. Dr. Özlem Kurt Azap, Prof. Dr. Meram Cam Saka, Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz ve Prof. Dr. Kayhan Pala katıldı. 

Açılış konuşmasını yapan Prof. Sinan Adıyaman, salgın tamamen kontrol altına alınana kadar sınavların ertelenmesini önerdiklerini hatırlatarak, ancak geçen hafta LGS’nin yapıldığını, önümüzdeki hafta da YKS’nın yapılacağını söyledi. Adıyaman, sınava girecek tüm gençlere başarılar diledi.

Aynı zamanda Bilim Kurulu üyesi olan Prof. Dr. Özlem Kurt Azap, adaylar, aday yakınları ve sınav görevlilerine uyarılarda bulundu. 

Azap’ın sıraladığı kurallar şöyle:

-Sınavın yapılacağı okulun bahçesine girişleri sırasında 1.5 metre fizik mesafeye dikkat edilmelidir. 

-Kimlik kontrolünün temassız şekilde yapılması sağlanmalıdır.

-Üst araması yapan görevliler eldiven, maske ve yüz koruyucusu kullanmalıdır.

-Koridorlarda yığılma olmadan adayların salonlara ulaşması sağlanmalıdır.

-Okul ve salon girişlerinde el antiseptiği bulundurulmalıdır.

-Adaylar salona alırken el antiseptiği ile ellerini temizlemeleri sağlanmalıdır.

-Ateş, öksürük gibi yakınmaları olan adaylar, gerekli önlemler alınarak, ayrı bir salonda sınava alınmalıdır.

-Sınav başlayıncaya kadar maskeler çıkartılmamalıdır. Eller mümkün olduğunca maskeye ve yüzlerine temas ettirilmemelidir. 

-Salonlarda aday ve görevli sayısı kadar yedek maske bulundurulmalıdır.

-Adaylar, en az 1.5 metre fizik mesafeye uyacak şekilde oturtulmalıdır.

-Öksürme, hapşurma sırasında ağız ve burun, avuç içi ile değil, dirsek iç yüzü ile kapatılmalı, mümkünse kâğıt mendil kullanılmalıdır.

-Sınav salonları pencere açılarak havalandırılmalıdır.

-Engelli adaylara yardımcı olacak görevliler, 1.5 metre fizik mesafeyi koruyamadıkları durumlarda maskenin yanı sıra yüz koruyucu da kullanmalıdır.

-Maskeler nemlendiği durumda değiştirilmelidir. 

-Maskeler çıkarılırken lastiklerinden tutulmalı, maskelerin iç ve dış yüzeyine dokunulmamalıdır.

-Kullanılmış maskeler ağzı kapaklı çöp kutusuna atılmalıdır.

-Maske değiştirildikten sonra ellerin antiseptikle temizlenmesi sağlanmalıdır.

-Sınav evrakının toplanması ve düzenlenmesi sırasında kalem gibi malzemeler ortak kullanılmamalı, sık sık el antisepsisi sağlanmalıdır.

-Adaylar, salondan ve okuldan çıkarken 1.5 metre fizik mesafe korunacak şekilde düzenleme yapılmalıdır.

-Sınav sonrasında sınıfların, tuvaletlerin ve okulun genel temizliği yapılmalıdır.

SAKA: DİKKAT ARTIRICI İLAÇ KULLANMAYIN

Ardından Pskiyatri uzmanı Prof. Dr. Meram Cam Saka konuştu. 

Sınavların hem gençlerde hem ailelerinde büyük heyecana neden olduğunu belirten Saka, "Heyecan sadece sınavın değil hayatın her aşamasının doğal bir parçası; bir noktaya kadar bizim daha dinç hissetmemizi, dikkati ve algıyı artırarak daha başarılı olmamızı sağlayan bir duygu" dedi.

Sınav kaygısının ise sıklıkla başarısızlık korkusu, yetersizlik algısı ile ilişkili olduğunu söyleyen Saka, şöyle devam etti: "Bu sene hastalık korkuları da önemli bir etken olabilecektir. Çocuğun, gencin mizacı, becerileri, kapasitesi kaygısını belirleyebilecektir. Ailenin de beklentileri, ilişki tarzı, kaygılı olup olmaması etkili olacaktır. Son günleri en iyi geçirebilmek için uyku düzenine, sağlıklı beslenmeye önem vermeleri, kendilerini yıpratmadan, tekrar ağırlıklı çalışmalara yönelmeleri, rahatlatıcı yürüyüş, hafif sporlar, müzik, arkadaş sohbeti gibi etkinliklere vakit ayırmaları uygun olacaktır."

"Daha önce kullanmadıkları dikkat artırıcı veya kaygı giderici ilaçları hele de hekim önerisi olmadan kesinlikle kullanmamalarını öneriyoruz" diyen Saka, ailelere de sınavı felaket gibi görmemeleri tavsiyesinde bulundu. Saka, "Salgın ile ilgili kaygılarını çocuğu da huzursuz edecek şekilde tekrar tekrar konuşmaktan kaçınmalı, yapılabileceklere odaklanmalılar. Kıyaslama, suçlama, korkutma, tehdit gibi olumsuz tutumların zararlı olması beklenebilir. Çocuklara olan sevgimizin ve değer vermemizin sınav sonucundan bağımsız olduğunu hatırlamamız ve çocuklarımıza da hissettirebilmemiz bu dönemde faydalı olacaktır" diye konuştu. 

‘DİYABETLİ ÇOCUKLAR İÇİN AYRI BİR UYGULAMAYA GEREK YOK’

Diyabet hastası gençlerle ilgili kaygılar üzerine bir soruyu yanıtlayan Prof. Dr. Kayhan Pala, diyabetin diğer kronik hastalıklarda olduğu gibi COVID-19 için de risk etmeni olduğunu belirterek, "Ama bu sınav söz konusu olduğunda Özlem hocanın çizdiği perspektiften sınava girilmesi halinde diyabetli çocuklar için pek bir risk olduğunu söylememiz mümkün değil. Her zaman olduğu gibi özenle sınavı geçirirlerse ek bir risk oluşturma olasılığını biz öngörmüyoruz" dedi. 

Prof. Adıyaman da diyabetli çocuklar için ayrı bir uygulamaya gerek olmadığını ifade ederek, "Televizyonlarda bazı bilim insanları bu konuda spekülatif bir takım yorumlarda bulunuyor ama bunlar gerçek değil, moral bozmaya gerek yok. Gerekli kurallara uyulduğu sürece en ufak bir problem olmayacaktır" diye konuştu.

VAKA ARTIŞI OLAN İLLERDE SINAVLAR ERTELENMELİ Mİ?

Bir katılımcının "Bazı bölgelerde vaka artışları söz konusu. Mesela Cizre’de çok ciddi vaka artışı konuşuluyor. Vaka artışları çocukların sınava girmesine engel teşkil edecek mi?" sorusu üzerine Özlem Kurt Azap, Sağlık Bakanlığı’nın veri paylaşmaması sorununa dikkat çekti. 

Azap, "Sınava iki gün kalmışken bir ilde yapılsın öbür ilde yapılmasın demek çok olanaklı değil. Ama tabi ki tüm süreç iller bazındaki verilere göre yürütülmeli" diye konuştu.  

‘SINAV GÖREVLİLERİNE TEST YAPILMALI’

Kayhan Pala da bu konuda şunları söyledi: "Cizre’den sayıların arttığına ilişkin veriler alıyoruz. Sağlık Bakanlığı resmi bir açıklama yapmış değil, TTB ağındaki meslektaşlardan edindiğimiz kadarıyla sadece Cizre değil Anadolu’nun değişik yerlerinde son birkaç gündür olgu sayılarında artış var. Ama artış olan yerlerde sınav yapılmaması eğilimi yerine daha fazla nasıl önlem alınır, bunun tartışılması gerekir. Sınavın ertelenmesi konusunda, bu konulara tekrar tekrar girmemeye çalışıyoruz. Sınava 3 gün varken bir ilde yapılsın birinde yapılmasın gibi spekülatif yaklaşımlar yerine daha fazla nasıl önlem alınarak hem çocukları hem velileri hem sınav görevlilerini koruyabiliriz sorusuna yanıt vermemiz gerekir. Bizim önerimiz Cizre gibi artış olan yerlerde sınava girecek tüm görevlilere test yapılması anlamlı olabilir. Bir gün sonra çıkıyor test sonuçları. Pozitif saptanan kişilerin sınavda yer almaması sağlanabilir." 

‘VAKA SAYILARINDA ARTIŞ VAR’

LGS’den sonra artış olup olmadığı sorusu üzerine genel olarak bir artış gözlemlediklerini söyleyen Prof. Özlem Kurt Azap, aslında Sağlık Bakanlığı’nın bilgi sistemine çok detaylı veriler girildiğini ancak bu verileri göremediklerini belirtti. Bu nedenle LGS’den sonra arttı mı sorusuna yanıt veremediklerini ifade eden Azap, "Olgu sayılarında önceki hafta başlayan artış azalmakla beraber devam ediyor. Mesela Ankara için gözle görülür bir artış var" dedi. 

‘YENİ AÇILMA TÜRKİYE’Yİ BU DURUMA GETİRDİ’

Sinan Adıyaman ise bu sorunun sadece sınavla ilgili olmadığını, tedbirlerin gevşetilmesiyle beraber tüm Türkiye sathında bir artış başladığını kaydetti. Yeni vaka sayılarında, yoğun bakım ve entübe hasta sayılarında artış var. Bunu sadece sınava veremeyiz. Bir takım epidemiyolojik verilere bakılmadan, toplum sağlığı gözetilmeden yapılan yeni açılma Türkiye’yi bu duruma getirdi" diye konuştu. 

‘İSTİKRARLI AZALMA DEĞİL ARTIŞ TRENDİ SÖZ KONUSU’

Halk Sağlığı Uzmanı Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz da verileri 2-3 günlük sürelerle değil haftalık trendle değerlendirdiklerini belirterek, şunları söyledi: "En kritik nokta iki haftada istikrarlı azalma olup olmadığı meselesi. Türkiye birinci dalgayı sönümlendiremediği gibi son iki haftada bir artış trendi yaşıyor. Bırakın istikrarlı azalmayı artış trendi söz konusu. İllere göre dağılımı, yaş gruplarına göre dağılımı bilmiyoruz. Bakanlık bunları açıklamış olsaydı YSK öncesi elimizde veri oluşturmuş olurdu. 

"Medyada sansasyonel açıklamalar zarar veriyor, kaygıları arttırıyor. Bu dakikadan sonra yapmamız gereken onların kaygılarını azaltmak. TTB, 4 Haziran’da LGS ve YKS’nin ertelenmesi gerektiğini açıklamıştı. Ancak bu çağrı karşılık bulmadı. Bu noktadan sonra bu sınavı en iyi şekilde atlamamız gerekiyor."

 

Öne Çıkanlar