'Siyasi cinayetler' tartışması AKP'de nasıl yorumlanıyor?

'Siyasi cinayetler' tartışması AKP'de nasıl yorumlanıyor?
AKP kulislerinde Kılıçdaroğlu'nun savcılığa bilgi vermesi gerektiği belirtilerek, 'Eğer delil sunamazsa, siyasi olarak bu iddianın hesabını millete verir' yorumu yapılıyor.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidardan gitmemek için her şeyi yapabileceğini belirterek "Siyasi cinayetler kaygım var" sözleriyle ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "resen soruşturma" başlatması, AKP'de de tartışılıyor.

AKP kulislerinde, Kılıçdaroğlu'nun bu önemli iddiayla ilgili milletvekili dokunulmazlığı olsa da savcılığa bilgi vermesi gerektiği savunularak, "Eğer elindeki bilgi ve belgeleri savcılığa iletmez veya bir delil sunamazsa, belki hukuken bir yaptırımı olmaz ama siyasi olarak bu iddianın hesabını millete verir" yorumu yapılıyor.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamasının ardından İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın da "Siyasi suikastler yapılacağı yönünde bizim de aldığımız duyumlar var" demişti.

Son olarak Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da kendisine de "dostça uyarılar" geldiğini belirterek, "Hepimizin teyakkuz halinde olması gerekiyor" diyerek tartışmaya katılmıştı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın dün "resen" soruşturma başlattığı "siyasi cinayet/suikast" tartışmasına AKP tepkili.
‘AMAÇLARI ERDOĞAN’I YIPRATMAK’

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın kulis haberine göre AKP kulislerinde, Kılıçdaroğlu'nun sadece Erdoğan'ın muhalefete yönelik "Bunlar daha iyi günleriniz, daha neler olacak neler" ve "Ülkenin yönetimine talip olduklarını söylemekten vazgeçmelerinin kendileri için daha iyi olacağını da hatırlatmak istiyoruz" sözleri üzerinden, siyasi cinayet olabileceğini dile getirmesinin "sorumsuzluk" olduğu savunulurken, bunun Erdoğan'ı yıpratma amacı taşıdığı iddia ediliyor.

AKP kulislerinde, muhalefetin, 7 Haziran-1 Kasım 2015 seçimleri arasındaki süreçte yaşanan olaylar üzerinden "kaos senaryosu" ürettiği savunularak, "1 Kasım'da seçimi 7 Haziran sonrasında yaşanan kaos ortamı nedeniyle kazanmadık. Seçmen, 7 Haziran'da hükümet kurulamadığını gördü ve siyasi istikrarın yine AK Parti ile sağlanabileceğini düşünerek tercih yaptı. Kaos hiçbir zaman iktidarlara yaramaz, bunu 1990'lı yıllarda gördük" yorumu yapılıyor. Ayrıca 1990'lı yıllarda faili meçhul cinayetler sonrasında enflasyonun fırlayıp, ekonominin çöktüğü hatırlatılarak, "Hangi iktidar, siyasi ve ekonomik istikrarsızlık içinde seçime gitmeyi göze alır?" değerlendirmelerinde bulunuluyor.

‘İSTANBUL VE ANKARA SEÇİMLE CHP’YE DEVREDİLDİ’

AKP’li siyasetçilerin muhalefetin "AKP kaybedeceği seçime gitmez" ve "Erdoğan gitmemek için her şeyi yapar" yaklaşımını da dayanaksız bulduğu belirtildi. Türkiye'de hala en iyi işleyen mekanizmalardan birisinin seçim sistemi olduğu kaydedilerek, örnek olarak 2019 yerel seçimlerinde AKP'nin 25 yıl aradan sonra İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlıklarını ‘seçimle CHP'ye devretmesi’ gösterildi.

‘SAVCILIĞA GİTMEZSE MİLLETE HESABINI VERİR’

Ayrıca Ankara Cumhuriyet Savcılığı'nın, Kılıçdaroğlu'nun siyasi cinayet açıklamalarını ihbar kabul ederek, resen soruşturma açtığına dikkat çekilerek, CHP liderinin, milletvekili dokunulmazlığına karşın, savcılığa ifade vermekten kaçınmaması gerektiği ifade edildi.

AKP kulislerinde, "Kılıçdaroğlu'nun, elinde bu yönde bir bilgi ve belge varsa derhal savcılığa vermesi gerekir. Eğer elindeki bilgi ve belgeleri savcılığa iletmez veya bir delil sunamazsa, belki hukuken bir yaptırımı olmaz ama siyasi olarak bu iddianın hesabını millete verir" yorumları yapılıyor.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar