TMMOB’a kayyım tehdidi: Sopa olarak oda yönetimlerinin üzerinde tutacaklar

TMMOB’a kayyım tehdidi: Sopa olarak oda yönetimlerinin üzerinde tutacaklar
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ile ilgili hazırlandığı belirtilen yasa tasarısıyla ilgili detayları TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül Artı Gerçek’e anlattı.

Rıfat DOĞAN

ARTI GERÇEK- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hedef göstermesinin ardından TMMOB ile ilgili yasa tasarısının haziran ayınca Meclis’e gelmesi bekleniyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın LGBTİ bireylerle ilgili açıklamasına karşılık olarak Ankara Barosu’nun yaptığı açıklamadan sonra başlayan tartışmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başta baroları olmak üzere meslek örgütlerini hedef almıştı. Erdoğan, konuşmasında barı ve meslek örgütlerinin seçim sistemlerinde değişikliğe gidilmesi yönünde işaretler vermiş, hemen ardından TMMOB ile ilgili bir yasa tasarısı ortaya çıkmıştı.

Tasarıda seçim sisteminin değiştirilmesi, odaların delege sayılarının yeniden belirlenmesi, mahkeme kararıyla oda yönetimlerinin görevden alınması ve yerine yeni yönetimlerin atanması gibi maddeler bulunuyor. Tasarının haziran ayında Meclis’e gelmesi bekleniyor.

Konuya ilişkin Artı Gerçek’e açıklamada bulunan TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül, hedeflenenin TMMOB ve Oda yönetim kurullarını kaosa sürüklemek, iş yapamaz hale getirmek olduğuna dikkat çekti. Seçim sistemi değişikliğiyle ilgili "Burada taslakla amaçlanan üyenin sandık yoluyla seçmiş olduğu yönetimleri bir şekilde tasfiye ederek kendilerine yakın siyasi grupların almalarını kolaylaştırmak" ifadelerini kullanan Gül, oda yönetimlerinin görevden alınmasıyla ilgili maddesi için "kayyım" tehdidine dikkat çekti.

TMMOB Genel Sekreteri Dersim Gül, haziran ayında Meclis’e gelmesi beklenen yasa tasarısı ile ilgili detayları Artı Gerçek’e anlattı.

‘KAMUSAL DENETİM YETKİMİZİ GASP ETMEYİ AMAÇLIYORLAR’

İşte Gül’ün verdiği yanıtlar:

TMMOB yasa tasarısıyla hedeflenen ne? İktidar neden TMMOB’u hedef alıyor?

Dersim Gül: Amaçları TMMOB’yi etkisizleştirmek, kamusal denetim yetkimizi gasp etmek, üyelerimiz ile aramızdaki ilişkiyi koparmak, varlık koşullarımızı ortadan kaldırmak. Çünkü TMMOB, kamusal yetkileri ile denetim yapmakta, ülkemize, kamusal varlıklarımıza, halkımıza zarar veren projelere ve politikalara engel olmakta, emekten, barıştan ve demokrasiden yana saf tutmakta. Bunları yapanlar bugün iktidarın hedefinde, biz de hedefteyiz.

‘2007 YILINDAN BERİ İKTİDARIN HEDEFİNDEYİZ’

İlk kez mi gündeme geldi?

AKP’nin ajandasında, TMMOB ve diğer meslek birliklerinin kamusal yetkilerini budamakla ilgili 2007 yılında hazırlanan Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu Raporundan itibaren esaslı bir gündem var. Bu saldırı dalgası 2011, 2012, 2013, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yıllarında çeşitli yasa ve yönetmeliklerin değiştirilmesi ya da bu yöndeki girişimlerle çok defa gündeme geldi. TMMOB’ye dönük özel ilgi ve alakanın arttığı yıllar bu rapordan sonra başlıyor. Rant projelerinin yoğunluk kazandığı dönemlerde saldırının dozajı da artıyordu.

‘TMMOB DEMOKRASİ MÜCADELESİNİN PARÇASI OLDUĞU İÇİN YOK EDİLMEK İSTENİYOR’

Neden peki?

Saldırıların arka planının temeli neo-liberal politikalara bağlılık yatıyor. Özelleştirme politikaları Cumhuriyet döneminin bütün birikimleri ve kazanımlarımız uluslararası sermayenin talanına açılıyor, yandaş sermaye çevrelerine aktarılarak yağmalanıyor. Bu sürece karşı kamusal yetkilerimiz üzerinden itiraz ederek hazırladığımız raporlar ve açtığımız davalar da bu sürece bir çeşit engel oluşturuyor. Bu engeli ortadan kaldırmak ve sermaye talanının önünü açmak istiyorlar. Arka planı destekleyen ikinci başlık ise ülkemizin genel siyasal gidişatı. Başta TMMOB olmak üzere meslek örgütleri demokrasinin temel taşları. Tek adam rejimi, baskıcı otoriter yönetim yapısı önünde herhangi bir muhalif ses istemiyor.
Tüm toplumun ve örgütlü kesimlerin kendisine biat etmesini istiyor.

Teslim olmayanlar yandaş medyaları aracılığı ile kara propaganda eşliğinde gözaltılar, tutuklamalar, kayyumlar ile tasfiye ediliyor. Demokrasinin kırıntısına dahi tahammülleri yok. TMMOB de demokrasi mücadelesinin bir parçası olduğu için de ayrıca yok edilmek isteniyor. İstiyorlar ki iktidarın yanlış uygulamalarına karşı bilimsel, teknik esaslar doğrultusunda bir görüş oluşturulmasın, rant projeleri ve bu yağma süreci alkışlansın. Özet olarak ses çıkardığımız için hedefteyiz, emekten, doğadan, bilimden, laiklikten, demokrasiden yana ses çıkardığımız için hedefteyiz.

‘BİZ DENETİM YETKİMİZ İLE MÜDAHALE ETMESEYDİK SALDA GÖLÜ ÇOKTAN YOK OLMUŞTU’

Diyanet ile Ankara Barosu arasında başlayan tartışma ardından yasa değişikliğinin gündeme getirilmesi, bunun bir cezalandırma olarak ortaya konulduğunu da açıkça gösteriyor. Ses çıkarırsanız TBMM’deki çoğunluğum ile kanunlarınızı değiştirir sizi yok ederim diyor. Yanlış uygulamaların önünde engel oluşturan herhangi bir şey istenmiyor. Kendi yollarını temizlemek istiyorlar.

Kamu adına açtığınız davaları açamayacak mısınız örneğin?

Amaçları bunu sağlamak, kafalarında sürekli bu planı çeviriyorlar. Ancak bunu yapamazlar. Kamuyu zarara uğratan, kamusal varlıklarımıza geri dönüşü mümkün olmayacak düzeyde zarar veren, halk sağlığını ve doğayı yok eden yanlış projelere karşı açtığımız davaları engellemek istiyorlar. Kamusal denetim yetkimizi budamak istiyorlar, çünkü denetim istemiyorlar. Örneğin binlerce yılda oluşmuş, dünyada eş benzerine az rastlanır Salda Gölü’nü yok edecek projeler üretiyorlar. Biz eğer kamusal denetim yetkimiz ile müdahale etmeseydik Salda Gölü çoktan yok olacaktı. TMMOB’nin kamusal yetkisi derelerimizin, ormanlarımızın, sulak alanlarımızın, kıyılarımızın ve kentlerimizin geleceği doğrudan ilgili. 
TMMOB’nin yetkileri olmazsa sadece kendi mesleğimiz, üyelerimiz ve meslek alanlarımız değil kentlerimiz ve doğal yaşam alanlarımız da büyük sorunlarla karşılaşır.

‘SANDIKTAN ÇIKAMAYANLAR YASA DEĞİŞİKLİĞİ İLE YÖNETİME GELMEK İSTİYOR’

Seçim sistemi de değiştirilmek isteniyor tasarıda, örneğin delege sayısı üzerinden yapıldığını görmek
mümkün. TMMOB yönetimlerinin bu şekliyle değiştirilmesi mümkün olacak mı?

Seçim sistemini değiştirmek istemesindeki amaç aslında TMMOB ve Odaların yönetimlerini başka bir yolla değiştirmek. TMMOB’nin seçim süreci oldukça demokratik bir usulde gerçekleşiyor zaten. Sandıktan çıkamayanlar yasa değişikliği yolu ile yönetimlere gelmek istiyor. Bunun adı demokrasi değil, bir çeşit darbedir. Sandığın iradesine tahammülleri yok. Oy kullanmak isteyen her üye gelip oyunu kullanabiliyor. Adaylara ve listelere bakıyor ve yönetime en uyun kişilere oyunu veriyor. En çok oy alanlar yönetim kurulu oluşturuluyor. Seçim sistemimizi değiştirme amaçları kendi yandaşlarına kolaylık sağlayacak bir sistem getirmek. TMMOB ve Oda yönetim kurullarımızı kaosa sürüklemek, iş yapamaz hale getirmek. Bunu asla kabul etmeyeceğiz ve izin vermeyeceğiz.

‘AKP’Lİ BELEDİYE BAŞKANLARI ODA SEÇİMLERİNE MÜDAHALE EDİYORDU’

Oda seçimlerine doğrudan müdahale oluyor muydu daha önce?

Seçim dönemlerinde iktidara yakın, sermaye kuruluşlarına yakın bir takım gruplar da seçimlere giriyor. Seçimde her adayın yarıştığı bir demokratik bir süreç yaşanıyor. Hatta AKP belediye başkanları ve bazı bakanlar da Oda seçimlerine doğrudan müdahale ediyor, doğrudan çalışmalar yapıyor, devlet imkanlarını kendi lehlerine kullanıyor, sandıkların olduğu okulların önlerinde gövde gösterileri yapıyorlar. Seçim arifesinde üye buluşmalarına ve seçim toplantılarına doğrudan kendileri katılıyor. İktidarın gücünü arkasına alan her kişi ya da gruplar seçim dönemlerinde gelip seçimlere dahil oluyor.

‘TASLAKLA SEÇİLMİŞ ODA YÖNETİMLERİNİ TASFİYE ETMEYİ AMAÇLIYORLAR’

Böyleyse neden seçim sistemini değiştirmek istiyorlar, zaten onlara yakın gruplar da seçimlere
girebiliyorlar?

Burada taslakla amaçlanan üyenin sandık yoluyla seçmiş olduğu yönetimleri bir şekilde tasfiye ederek kendilerine yakın siyasi grupların almalarını kolaylaştırmak. Bu girişime seçim sonuçlarına ve sandığa müdahale düzenlemesi diyebiliriz. Merkezi birliği bozmaya, dağıtmaya dönük, oda yönetim şeklini değiştirmeye dönük bir adım. TMMOB yönetimini de değiştirerek, demokratik geleneğimize ve yasayla düzenlenmiş idari süreçlerimize darbe vurmaya çalışıyorlar. İktidar yandaşı grupların yönetimlere gelemediği durumlarda da Birliği ve Odaları çalışamaz hale getirmek gibi bir amaçları var. Karar alamayan, çalışamayan, görevlerini yerine getiremeyen Odalar ve TMMOB onların tam da istediği bir
kurum haline gelecektir.

‘BAKANLIK ELİYLE TMMOB ÜZERİNDE BASKI KURACAKLAR’

Tasarıda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ilgili maddeler de var. Örneğin bakanlığa idari ve mali denetim yetkisi veriliyor. Bu haliyle TMMOB Bakanlığın bir birimi haline mi geliyor?

Hedeflenen amaç bu. Anayasanın 135. maddesine göre özel kanunla kurulmuş olan TMMOB bakanlığın birimi haline getirilemez, getirilemiyor da. Yerinden yönetim özerk kuruluşlar olarak bakanlıklarla aramızda idari vesayet ilişkisi var. Bu ilişki hiyerarşik ilişkiye dönüştürülmeye çalışılıyor. Bu adım Anayasa’ya aykırı. Kanun değişikliği ile Bakanlığın TMMOB üzerinde bir sopa olarak durması sağlanmaya çalışılıyor. İdari mali denetim adı altında daha önce TMMOB’ye Odalarımıza yönelik Bakanlıklarca başlatılan kanuna aykırı anti demokratik girişimlere karşı yürüttüğümüz mücadelenin altı boşaltılmak isteniyor.

Kanunumuza eklenen bazı cümleler ile Bakanlık üzerinden TMMOB teslim alınmak isteniyor. Örneğin bizim bütçemiz kamu bütçesinden karşılanmaz, bizim bütçemiz üye gelirlerinden ve kendi yasamızda tanımlanmış bazı kalemlerden oluşur. O yüzden bizde Sayıştay denetimi de yoktur. Bu düzenlemelerle var olan özerk yapıyı kaldırarak bakanlık birimi haline çevirmek, hiyerarşik ilişki sağlamaya çalışıyorlar. Bu adım kamu idari yapısını da bozan bir durum. Bakanlık eliyle TMMOB üzerinde siyasi baskı kurma peşindeler. Başaramayacaklar.

‘KAYYIMI BİR SOPA OLARAK TUTMANIN PEŞİNDELER’

Mahkeme kararıyla oda yönetim kurullarını görevden alma yerine yenilerin seçilmesi maddesi de var, bir tür kayyım diyebileceğimiz bir süreç de işletilecek gibi duruyor. Siz nasıl yorumluyorsunuz?

Belediyelere ve bazı kurumlara kayyım atamasında da gördüğümüz üzere artık yasada herhangi bir boşluk varsa, bu boşluğu kendi amaçlarına uygun bir şekilde yorumlayıp uygulamaya geçirebiliyorlar. Oda yönetimleri üzerinde bunu bir sopa olarak tutmanın peşindeler. "Hakkınızda soruşturma başlatırız, inceleme başlatırız, görevden alınırsınız" sopasını göstermeyi amaçlıyorlar. Demokratik yollarla 580 bin mimar, mühendis ve şehir plancısının oy vererek seçtiği yöneticiler üzerinde baskıcı, diktatöryel yöntemlerle, onları zapturapt altına almak isteyen bir düzenleme amaçlanıyor. Amaçları bu, bunu sürekli deniyorlar. Yarın başka bir taslakta da bunu gündeme getirebilirler.

‘BU SALDIRI DALGASINI PÜSKÜRTECEĞİZ’

TMMOB buna karşı ne yapmayı düşünüyor?

TMMOB, bu tür girişimlere daha önce izin vermedi. Ülkesine, halkına, mesleğine, meslek örgütüne, bilime ve tekniğe, cumhuriyet değerlerine ve birikimlerine, laikliğe ve demokrasiye sahip çıkan mühendis, mimar ve şehir plancıları bu saldırıya karşı mücadelelerini verecek. Örgütümüz tüm birimleri ile mücadeleyi büyütme kararı aldır. Bağlı Odalarımız ve İl Koordinasyon Kurullarımız ile mücadeleyi ülke çapında yürüteceğiz. Bu anlamda emek-meslek örgütleri ile birlikte programlar da üretiyoruz. Akademik meslek birlikleri ile ayrı bir program yürütüyoruz. Üyelerimiz ve yurttaşlarımız ile omuz omuza mücadele edecek bu saldırı dalgasını da püskürteceğiz. Merkezi düzeyde oluşturduğumuz mücadele programı ile önümüzdeki günlerde daha etkili eylem ve etkinlikler düzenleyeceğiz. 

Öne Çıkanlar