'TÜİK aylık işsizlik verisi yayınlarını iptal etmeli'

'TÜİK aylık işsizlik verisi yayınlarını iptal etmeli'
Ekonomist Güldem Atabay, 'TÜİK'ten gelen ekonomik verilerin sağlıklı olması herkesin kazancı. Doğru bilgi üzerine alınmayan kararlar hüsranla buluşturuyor karar alıcıları' dedi.

ARTI GERÇEK - Ekonomist Güldem Atabay, "TÜİK’ten gelen ekonomik verilerin sağlıklı olması herkesin kazancı. Doğru bilgi üzerine alınmayan kararlar çünkü eninde sonunda hüsranla buluşturuyor karar alıcıları" dedi.

Atabay, "TÜİK aylık işsizlik verisi yayınlarını iptal etmeli" başlıklı yazısında, "Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) belki de Merkez Bankası'ndan da önce açıkladığı Türkiye ekonomisine dair verilerde "oynama" yapıldığı olasılığı nedeniyle gözaltında tutuluyor aslında. Yatırımcılar Türkiye’ye doğrudan yatırım yapma kararı öncesinde büyüme, enflasyon, verimlilik, saat başı ücret gibi TÜİK bazlı veri setine bakarak; alternatif ülkelerle benzer veriler üzerinden karşılaştırmalar yaparak yatırım yapma veya başka bir ülkeye yönelme kararı alıyor" diye yazdı.

Atabay, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Açıklanan büyüme verisi üzerinden, nüfus rakamı ile birleşerek kişi başına gelir hesaplarında Türkiye’nin dünyadaki yeri hakkında fikir sahibi olunuyor. Ya da en basitinden açıklanan enflasyon rakamı ile her ay birilerinin yıllık maaş zammı veya kira artış oranı belirleniyor.

Örnekleri çoğaltmak mümkün. Bu nedenle bu önemli kurumun uzun tarihi boyunca hesaplama yöntemleri belki dönem dönem tartışılmış. Ancak veri setinde bilerek ve tercih ederek saptırma iddiaları hiç bu kadar ayyuka çıkmamış. TÜİK’den gelen ekonomik verilerin sağlıklı olması ise herkesin kazancı. Doğru bilgi üzerine alınmayan kararlar çünkü eninde sonunda hüsranla buluşturuyor karar alıcıları.

En son açıklamayı ertelediği ve ne zaman açıklayacağını belirtmediği yıllık ölüm istatistikleri üzerinden örneğin Covid-19 ölümleri ile ilgili bazı saklandığı iddia edilen gerçeklerin örtülmesi çabası olabileceği çokça yazıldı çizildi.  Ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TV programında ağustos sonrası faiz indirileceği açıklaması sonrasında nasıl olup da temmuz enflasyonun politika faizi yüzde 19’un altında kalabildiğine dair isimsiz açıklamalar/TÜİK’ten karşı açıklamalar basında dikkat çekici boyutta yer aldı.

BİR MERKEZ BANKASI BİR DE TÜİK

Atabay, şöyle devam etti:

"Son yıllarda Merkez Bankası Başkanlığı kadar sık ve müdahale ile değişen bir kurum başkanlığı varsa o da dikkat çekici bir şekilde TÜİK Başkanlığı. Hatta göreve vekaleten gelen bir önceki TÜİK Başkanı’nın akademisyenlerle birlikte kurduğu enflasyon, büyüme ve işsizlik ile ilgili çalışma grubunu son atanan Başkan tarafından ilk icraat olarak lağvedilmesi oldukça kötü bir başlangıç olarak kayıtlara geçmişti. Büyüme, enflasyon ve işsizlik TÜİK verileri içinde hemen herkesin hayatına dokunması açısından en çok merakla izlenen ve tartışılan üç önemli veri olarak ön planda.

İşsizlik verisi açısından ayrı bir tartışma ilerlemekte açıklanan rakamlarla ilgili. Bu sene başına kadar her ay açıklanan işsizlik verileri önceki ve izleyen ayların ortalaması olarak; yani bir anlamda üç aylık hareketli ortalama olarak kamuoyuna duyurulmaktaydı. Daha geniş kapsamlı bir katılımla açıklanan üç aylık ortalamalardan oluşan aylık işsizlik rakamı da eleştirilerin odağında olsa da zaman zaman; hiç bir zaman bu sene başından bu yana açıklanan aylık seri kadar tutarsız, istikrarsız ve dolayısıyla güvensiz rakamlar ortaya çıkmadı.

NEDEN AÇIKLAMAMALI?   

"TÜİK kendisi de aylık istihdam verisindeki tutarsızlıklardan rahatsız olsa gerek, bir de çeyreksel bazda, üç aylık ortalamalar üzerinden ayrı bir istihdam rakamı açıklıyor. Bu hafta açıklanan ikinci çeyrek işsizlik rakamları arasında tartışılacak yerler olsa da, aylık seri kadar "kör gözüm parmağına" değil.

Bu seride işgücü piyasası 32,2 milyon kişi ve bunların 28,2 milyonu iş sahibi. Her ikisi de geçen yıl aynı döneme kıyasla 2,4’er milyon kişi artmış. İşsiz sayısı 3,9 milyonda kalınca da işsizlik oranı bir sene içinde 1 puan düşerek yüzde 12,4 olmuş. Karşılaştırma çok anlamlı olmasa da aylık serideki ikinci çeyreğe ait dönem ortalaması yüzde 12,5.

O zaman TÜİK’in bu çok tartışma yaratan, gerçekten uzak görünen aylık istihdam piyasası verisini eğer mevcut şekliyle açıklayacaksa, güvenilirlik tartışmaları üzerinden kendi kendini ayağından vuracaksa açıklamaması daha doğru olacak. Yeniden üç aylık ortalamalar üzerinden işsizlikle ilgili verileri vermesi çok daha doğru bir seçenek gibi görünüyor.

Türkiye’de istihdam piyasası zaten yeterince sorunlu. 84 milyon nüfusun, 63,5 milyonu çalışabilir nüfus olarak sayılırken, ancak yarısı 32,2 milyonla işgücü olarak kabul ediliyor. Çalışabilir her iki kişiden sadece birinin çalışması demek bu. Genç işsizlik yüzde 20-25 arasında kemikleşmiş durumda ve kadınların sadece üçte biri iş piyasasında. İşsizlik yüzde 12,5 civarındayken atıl işgücü oranı yüzde 25,5-27,0 aralığında seyrediyor.

Tüm bunlar istihdam piyasasında olağanüstü enerji kaybı olduğunu; bunun da ülke be hanehalkı düzeyinde çok büyük bir gelir kaybı yarattığına işaret ediyor. Bu atalet ve katılık için çözüm aramakla uğraşmak yerine TÜİK’in aylık istihdam serisinden anlam çıkarmaya çalışmak da büyük zaman kaybı yaratıyor."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar