'Zulüm ve baskıyla bir iktidar sonuna kadar abad olmaz, sonunda berbad olur'

'Zulüm ve baskıyla bir iktidar sonuna kadar abad olmaz, sonunda berbad olur'
Ertuğrul Günay, 'İktidar uzamışsa ve bu uzamayla birlikte kirlenmeye başlamışsa, oradan gitmemek için demokrasiyle bağdaşmayacak olan bir takım yollara kalkışıyor' dedi.

ARTI GERÇEK- Siyasetçi ve hukukçu Ertuğrul Günay, ARTI TV'de ekrana gelen Nazım Alpman'la Gün Başlıyor programına konuk oldu. Günay, Türkiye siyasetindeki otoriterleşme tarihini kaleme aldığı Bir Hürriyet Hikayesi kitabını anlattı ve Türkiye siyasi tarihinde otoriterleşen iktidar yapılarıyla günümüz arasındaki benzerliklerin altını çizdi. 

"Adalet ve Kalkınma Partisi de yola çıkarken seçim sisteminin daha adil olması, anayasanın daha demokrat olması gibi bir takım söylemlerine rağmen, tıpkı Demokrat Parti'nin söylemlerinden vazgeçmesi gibi o da söylemlerinden vazgeçti" diyen Günay, "Bu anti-demokratik seçim sistemiyle, üstelik bu sistemi daha da anti-demokratik hale getirecek düzenlemelerle, basın özgürlüğü kısıtlamalarıyla yol almaya çalışıyor. Bir iktidarın kalmak için yapay yollara başvurmaması, demokrasi, değişim ve itiraz kanallarını açık tutması, kendisinin de ülkesinin de yararınadır" ifadelerini kullandı.

Günay, "Benim hüzün duyduğum nokta şudur ki, Türkiye çok ders almış gözükmüyor kendi tarihinden. Halbuki bizim 75 yıllık çok partili tarihimiz, ibret verici önemli olaylarla dolu. Eğer o eşiklerde yapılan yanlışlar yapılmasa bugün daha güzel, daha demokrat, daha çoğulcu daha sözünün eri bir Türkiye olabilir. Ama bu yapay yollara başvurulduğu ve geçmişteki olaylardan hiç ders alınmadığı için aynı yanlışları daha da vahim boyutlarda tekrar etmiş oluyoruz ne yazık ki" diyerek şöyle devam etti:

"Her siyasi parti, özgürlük vaat ederek, katılım vaat ederek, çoğulculuk vaat ederek daha fazla ekmek, daha fazla hürriyet, daha fazla adalet vaat ederek geliyor iktidara ama doğu toplumlarında iktidar her şeye hâkim olmayı sağladığı için oradan da kolay vazgeçmek istemiyor insanlar. Hele iktidar uzamışsa ve bu uzamayla birlikte kirlenmeye, yozlaşmaya, hesap vermesi gereken duruma düşmeye başlamışsa, oradan gitmemek için demokrasiyle ve medeni bir toplum yapısıyla bağdaşmayacak bir takım yollara kalkışıyor. İttihat ve Terakki'nin 1913'te yaptığı odur, 1957-60 arasında Demokrat Parti'nin yaptığı odur ve 2013'lerden bugüne Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yaptığı budur. 

"Geçmiş yıllarda bu iktidarların sıkıştığında kaba kuvvete başvurduğunu hep görmüştük, şimdi de kaba kuvvet yöntemlerine başvuruluyor gibi gözüküyor. Ama nasıl daha önce hayır etmediyse bu yöntemler, bugün de hayır etmeyecektir. Zulüm ve baskıyla bir iktidar sonuna kadar abad olmaz, sonunda berbad olur."

PROGRAMIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

Öne Çıkanlar